Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon
21 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Beytüşşebap'ta : 10 şehit

  1. #11

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    şehitlerimize allah rahmet eylesin ailelerine sabırlar versin
    inşallah bir gün biiter bu ızdıraplar

  2. #12

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Şehitlerimize allah rahmet eylesin.

  3. #13

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart mekanınız cennet olsun bu vatan için canını veren her şehitimizden ALLAH razı olsun



  4. #14

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı osmann Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    allah ailelere sabırlar, şehitlere rahmetler yaralılara şifalar versin...

    bunlar 4 çapulcu değil artık. bunlar iran,ırak,suriye,amerika, almanya,İSRAİL, yunanistan, rusya,çin vs.vs.ve pkk...hepsinin yardımı var.
    saldıracakları zaman ne hikmetse karıncayı bile takip eden uçaklarımız katırları görmüyor.
    mit te uzun zamandır tatilde. anlamıyorum yahu,mit nasıl etkin olamaz. sultan abdulhamitin 33 yıl devleti toprak kaybetmeden idare etmesinin en önemli sebebi istihbaratının sağlam olması idi. bizde gene istihbarat yok. lavmı ettik nedir. hiç olmazsa o bölgede görev yapanlar; arada bir bakkala sigara almaya gönderin birini de belki bişeyler duyar haber verir.
    selametle...
    Kaçakçıyı masum,isyancıyı haklı gören zihniyet istihbaratı da felç eder,savaşan askerin moralini de! Daha bir ay önce yaşananları da unutmadık:Neydi o tablo?Hele bir gözönüne getirin!Tüm devlet erkanı ve siyasal kadrolar eşkiyaya taziye yarışındaydı!Utanmasalar onların da cenaze namazına katılacaklar.Dillerinde öfke sözcükleri sıralanırken,elleriyle de eşkiyanın sırtını sıvazlayanların BDP den farkları ne acaba? Şehitlerimize rahmet,acılı ailelerine sabır diliyorum!

  5. #15

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    unuttuk bile.

  6. #16

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hürriyet Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 10 askerin şehit olduğu Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesiyle ilgili çok konuşulacak bir yazıya imza attı.

    İşte Yılmaz Özdil'in bugünkü yazısı:

    Beytüşşebap Kaymakamı Beytüşşebap’ı anlatıyor

    Beytüşşebap’a atandım...

    Önce Diyarbakır’a geldim.

    Şırnak’a gidebilmem için Cizre’ye, oradan başka bir araçla Şırnak’a gitmem gerektiğini öğrendim. Karayoluyla gitmekten vazgeçtim. Diyarbakır kolordu’da üç-dört gün helikopter bekledim. Sonunda Sikorsky’yle hareket ettim.

    1.5 saat uçup, tümen’in pistine indim. Valilik binasına gittim. Vali beni kabul etti. Asla normal kaymakam gibi davranmamam gerektiğini, köy ziyaretleri yapmamamı, çünkü, devletin kırsalı tamamen terk ettiğini, il ve ilçe merkezinde tutunulmaya çalışıldığını söyledi. Kısacası, dost bilinen aşiretlerin dışındaki köyler, yollar PKK’nın hâkimiyetine bırakılmıştı.

    Beytüşşebap’a giden helikoptere bindim. 50 dakikalık uçuştan sonra, yüksek dağlarla çevrili askeri birliğe indim. Komutan beni karşıladı, çay kahve ikramından sonra, bugünlerde ilçeye baskın yapılacağını, duyum aldıklarını söyledi. Merak ediyorsam, dürbünle görebileceğimi anlattı. Gerçekten de, baktım, karşımızdaki dağlarda hareketli insan grupları görülüyordu. Komutan da, Vali gibi, ilçe’den kesinlikle ayrılmamamı, köylere gitmememi salık verdi.

    Şırnak’tan gelirken, Besta denilen bölgeyi geçip, 30 kilometre sonra hayli bozuk asfalttan Uludere’ye varılır, asfalt biter, ham toprak yol başlar. Beytüşşebap’a kadar 60 kilometrenin bir tarafı sarp ve dik yamaçlı, öbür tarafı derin uçurumdur. Sürekli mayın döşeniyor. Aslında, bu yolu en az birkaç noktada her gün kesip, kimlik kontrolü yapıyorlar. Bu durum bilindiği için, hiçbir kamu görevlisi karayolunu kullanmıyor. Erzak kamyonları talan ediliyor.

    Terör örgütü, korku salmış, halkın nazarında itibar kazanmış... Tanıştığım insanlar, aman kaymakam bey sakın şurdan aşağı inme, şurayı geçeyim deme gibi uyarılarda bulunuyor. Bunların bir kısmı samimi, bir kısmı kamu görevlilerinde korku, yılgınlık yaratmak için söyleniyor.

    Buralarda ticaret yapmak isteyen, örgütten icazet almak zorunda... Vergi adı altında para toplanıyor. Eylemler, vatandaşa bire beş katılarak anlatıyor. Örgütün, istemediği adamı derhal görevden aldıracağına, istediği adamı vali, hatta bakan bile yapabileceğine, psikolojik olarak inandırılıyor.

    İlçede, asaleten atanmış neredeyse bir memur bile yok. Buraya atananların hepsi, ya kurumları tarafından cezalandırılmak maksadıyla gönderilmiş ya da torpilleri olmayan sahipsiz insanlar... Kırgınlık, küskünlük, bezginliklerinden ötürü, yöre halkına verebilecekleri hiçbir şey yok. Bazı kamu görevlileri ise buralara hiç uğramazlar, onlar imtiyazlıdır.

    Geçici köy korucularının mücadeleye büyük katkısı var. Ancak, devlet istemeden de olsa, feodal sistemi, aşiretleri güçlendirdi. Korucular, kendi meslekleri olan hayvancılığı tamamen bırakmış vaziyette... Unvanlarının önündeki ‘geçici’ kelimesinden rahatsız oluyorlar, durumumuz, geleceğimiz belirsiz diyorlar. Korucu yapılanların özenle seçilmesi gerekiyor.

    PKK, küçük çocukları kaçırarak veya ikna ederek, intikam duygusu aşılayan, araziyi avucunun içi gibi bilen kişilerden oluşuyor. Örgüte katılan, çaresiz bırakılıyor, ne aile, ne arkadaş ilişkisi kalıyor, geri dönüş yolları kapatılıyor. Dağdaki ağır şartlarda yıllarca yaşamaktansa, çılgınca emirlere itaat edip, ölümün kurtuluş olduğunun farkındalar.

    Bizimkiler ise sivil yaşamlarında iş veya meslek sahibiyken, zorunlu olarak askere alınan 18-20 yaşındaki gençler... Henüz askere alınmadan önce, televizyondaki şehit haberleriyle psikolojileri sarsılan, üstelik, ailelerinin endişelerini hisseden gencecik delikanlılar.

    PKK, yıllardır aynı noktalarda üsleniyor. Operasyon yapacağımız zaman, birliklerimizde hareketlilik yaşanıyor, korucular toplanıyor. Sağır sultan bile duyuyor! Zirvelerden seyrediyorlar. Bizimkiler hedef bölgeye vardığında, orda kimse kalmıyor. Bizimkiler geri dönüp, daha birliğin kapısından bile girmeden, onlar eski mevzilerine yerleşiyor.

    Bir seferinde, ele geçirilen örgüt mensubunun üstünden çıkan not defterinde okumuştum. Karakolumuz bir ay boyunca, 24 saat izlenmiş, giren çıkan araçların plakası, nöbetçi-devriye saatleri en ince ayrıntılarına kadar yazılmış, ne yaptığımızı, ne yapacağımızı ezbere biliyorlar.

    Halbuki, PKK’nın dağ kadrosu 3 bini geçmez, farz edelim 4 bin olsun, 11 bölgeye dağılmış durumdalar, kabaca her şehre 350 terörist düşer... Bunlara karşı, 22-25 yaşında, 5 bin veya 7 bin kişilik özel birlik oluşturulmalıdır. Gerilla harbi’yle eğitilmelidir. Eşlerine her türlü ekonomik güvence, çocuklarına en üst seviyede eğitim sağlanmalıdır. Operasyon yetkisine sahip, tek bir komutana bağlanmalıdır. Emirlerinde, helikopter, uçak olmalıdır. Her mangada doktor bulunmalıdır. Asla sabit durmayıp, gece gündüz hareket halinde olmalıdır. Ne zaman, nerede oldukları asla bilinmemelidir...

    Av durumundan çıkıp, avcı konumuna geçmelidir.

    Şehit cenazelerinde atılan nutukların, kanları yerde kalmayacak türünden anlamsız lafların, herhangi bi etkisi yok artık... Ne şehit sayısında azalma var, ne atılan nutuklarda!

    Derken...

    Saat 21 sularında, yoğun silah sesleriyle irkildim. Eşimi ve kızımı arka odalardan birine, mermi isabet etmeyecek şekilde yatırdım. Kapım çalındı... Elinde fener tutan polis, ilçeye saldırıldığını, en alt kattaki kalorifer dairesine inmemiz gerektiğini söyledi. Eşim sığınakta bulunanları teskin etmeye çalışırken, şahsıma verilen Kalaşnikof’la dışarı çıktım.

    Lojman duvarında siper almış polislerin yanına gittim. Gecenin karanlığında kimin kime ateş ettiği belli değildi. Ben dahil herkes, bilinçsizce, içgüdüyle hareket ediyordu. Her insan korkar. İnsani duygudur. Ancak, yüreğimde hissettiğim korku değildi, derin bir sızıydı... Taa Çin sınırlarından Avrupa’nın içlerine ilerleyen millet, çapulcu karşısında acze mi düşmüştü?

    Evet, Beytüşşebap Kaymakamı’nın sözleri bunlar...

    Ancak, şu anki Beytüşşebap Kaymakamı’nın değil... 1993-95 arasında Beytüşşebap Kaymakamı olan Mesut Taner Genç’in, 2008’de piyasaya çıkardığı “Ateş Hattında-Beytüşşebap Kaymakamı’nın PKK ile Mücadele Günlüğü” isimli kitabından!

    Anlatmış kaymakam...

    Daha ne anlatayım.(alıntı:Y.Özdil)

  7. #17

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    93-95 yıllarında öyle imiş...aynı yıllarda orada görev yapan osman pamukoğlunun kitabıda okunmalı...tavsiye ederim.
    selametle...

  8. #18

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    93-95 yıllarında öyleyse, şuan ne haldedir tahmin etmenize kafa yormanıza gerek yok.
    görüyoruz durumu..

  9. #19

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    osman bamukoğlu, adamı zorla emekli yaptılar. çok şey biliyor diye bu türkiyede fazla bimeğeçeksin.
    herğün şehit oluyor alıştık artık....herşey başbakanın istegi üzerine gidiyor.... bravo erdogana...
    Konu muslum-baba tarafından (04-09-2012 Saat 18:08 ) değiştirilmiştir.

  10. #20

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı muslum-baba Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    osman bamukoğlu, adamı zorla emekli yaptılar. çok şey biliyor diye bu türkiyede fazla bimeğeçeksin.
    herğün şehit oluyor alıştık artık....herşey başbakanın istegi üzerine gidiyor.... bravo erdogana...
    usta birde bu şerefsizler var



    'Türkiye öğrenirse beni idam eder!'

    Iğdır’daki ajan operasyonu kapsamında tutuklanan Timur A.'nın şok eden görüntüleri...

    Iğdır’da düzenlenen ajan operasyonu kapsamında tutuklanan Timur A. adlı korucunun İran İstihbarat Servisi SAVAMA ajanlarına bilgi aktarırken çekilen şok görüntüler ortaya çıktı

    Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü casusluk soruşturması kapsamında ele geçirilen kamera kayıtları arasında korucu Timur A.’nın İran istihbarat birimlerine bilgi aktarırken çekilen gizli görüntüleri bulundu. Görüntülerde Timur A’nın, bir oda içinde üç İran ajanına Ağrı, Kars, Iğdır bölgesindeki askeri birlikler, emniyet ve MİT hakkında kritik bilgiler verdiği görülüyor. Özellikle askeri birliklerin görüntülendiği fotoğraflar ve rütbeliler hakkında detaylı bilgiler aktaran Timur A., kendisinden talep edilen, diğer bilgiler için de "Olur" diyerek toplayacağını anlatıyor.

    Timur A., "Türkiye benim bu bilgileri size verdiğimi öğrenirse beni idam eder" derken, İranlı istihbaratçılar ise, "Biz namert miyiz? Biz İslam Cumhuriyetiyiz" diye Timur A.’ya güvence verdiği görülüyor. Görüntülerde masa başında oturan ajanın Yaghoub Ahnoukhosh olduğu belirlendi. İranlı ajanların, bilgi aktaran korucudan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin eğitim kitaplarını temin etmesini isterken, Timur A. Bunun için iki ay süre istiyor. Ajanlar ayrıca Timur A.’nın Özel Kuvvetler’e sızmasını ve kritik bilgilr toplamasını söylerken, Timur A., bunun çok zor olduğu cevabını veriyor.

Sayfa 2/3 İlkİlk 123 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •