HABERTÜRK'ün gündem yaratan spor programı 'Şeref Tribünü'nden spor tarihini alt üst edecek belgeler... İşte Fenerbahçe'nin gizli tarihinin belgelerini açıklıyoruz....
İşte Şeref Tribünü programında Tu rul Yenido an tarafından hazırlnan ve ekrana getirilien dosyanın tam metni:
Şeref Tribününün son 2 bölümünde, Fenerbahçe kulübü resmi internet sitesinin Fenerbahçe tarihi bölümünde yer alan akıl almaz iddiaları mercek altına almıştık.
Neydi bu iddialar?
Birebir FB internet sitesinde yer alan cümlelerle kısaca hatırlayalım:
Mütarekenin karanlık yıllarında işgal kuvvetlerine mensup takımlarını her hafta birbiri peşi sıra futbol sahalarında yenerek milletin rencide olmuş gururunu okşayan Fenerbahçe tüm halkın sevgilisi haline geliyor, zamanla da milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Onlar, cephelere gönderdikleri futbolcuları misali Çanakkalede yaptıkları müdafaanın) bir örne ini de sanki Taksimin Taşkışla sahasında gösteriyor, yaptıkları toplu hücumlarda ise sanki kısa bir süre sonra Kocatepeden verecekleri milli taarruzdaki şahlanışımızın provasını veriyorlardı.
Fenerbahçenin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, İstanbul halkının intikam duyguları içindeki milli duygularını şahlandıran ve yaralı gönüllerine teselli veren yegane olay haline dönüşüyordu.
Artık iş futbol oyunu halinden çıkmış, vatanın asıl sahipleri ile işgalcilerin hesaplaşması şekline dönüşmüştü. Fenerbahçe takımı artık Kuvai Milliye ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun birinci sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan ikisi hariç hiç yenilmeyip 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altınordu ve Galatasaray takımları ne yazık ki bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise, Anadolu Harekatının başında olan Mustafa Kemalin Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi.
Milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın İstanbul şubesi olmak, Kuvai Milliye ruhunun halk içindeki sembolü olmak ve Anadolu Harekatının başında olan Mustafa Kemalin Fenerbahçeli olması gibi ciddi iddialar hangi tarihi belgelere dayanarak ortaya atılıyor, elbette ki bu hikayeleri yazanlara sormak lazım. Yani tüm ça rılarımıza, hatta kendilerini tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlamamıza ra men aradan geçen sürede tek bir açıklama yapamayan o meşhur yazarlara sormak lazım. Biz tarihi gerçeklerle oldu u kadar basit mantı a da ters düşen bu iddialarda bulunan Fenerbahçe tarihi yazarlarına ça rımızı tekrarlıyoruz:
Gelin, İşgal kuvvetleriyle oynanan 50 maçın sadece 9u milli mücadele yıllarında oynandı ı halde, bu karşılaşmaların amacının nasıl olup da cephede savaşan askerlerimizin maneviyatını yükseltmek oldu unu açıklayın diyoruz. İddia etti iniz üzere, Fenerbahçenin İşgal Kuvvetleri askerlerinden oluşan takımlara karşı galibiyetlerinin hangi cephelerde, nasıl bir sevinçle karşılandı ını söyleyin diyoruz.
Anadolu insanı,
Mehmedimiz,
İnönüde, Sakaryada, Kocatepede düşman kurşunu altında şehit olurken,
Aya ına giyecek çarık bulamayıp, çorabının üzerine çaput ba larken,
Tek ö ünlük tayınla ayakta durmaya çalışıp, açlı ını bastırmak için mısır koçanı yerken,
Hiç duymadı ı, hiç izlemedi i, hiç bilmedi i, bir oyun olan futbolda alınan galibiyetleri nasıl sevinçle karşılar, diye soruyor,
Böylesine mantık dışı yalanları yüzünüz kızarmadan nasıl yazabildi inize şaşırıyor,
Vatan u runa can vermiş şehitlerimizin ruhlarından, fanatizm u runa uydurdu unuz bu saçmalıklar için biz af diliyoruz.
İşgal kuvvetleriyle futbol maçı yapmayı, tarihinin övünülecek bir sayfası olarak gösteren, dünya üzerinde başka bir kulüp örne i gösterebilir misiniz diye soruyoruz.
Madem bu maçlar cephedeki askerin moralini yükseltmek amacıyla yapılıyordu, Milli Mücadelenin tamamlandı ı ve Türk ordularının İzmire girdi i 9 Eylül 1922 tarihinden tam 9 ay 20 gün sonra İngiliz İşgal kuvvetleri komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya hangi gerekçeyle iştirak edildi ini sorguluyoruz.
Milli mücadelenin zaferle sonuçlanması, sizlerin İşgal kuvvetleriyle futbol oynama gerekçesi olarak iddia etti iniz gibi halkın moralini yükseltip, ulusun kırılan onurunu bir nebze de olsun onarmakta yeterli olamamış mıydı? İngilizlerle yapılan maçlara ve onların onuruna verilen çay partilerine bu yüzden mi devam edildi?
Milli Mücadele zaferle sonuçlanıp, saltanat kaldırılırken, Ankarada Büyük Millet Meclisi tarafından çok yakında kurulacak Türk devletinin temelleri oluşturulmaya çalışılırken, Gazi Mustafa Kemal Anadoluyu karış karış dolaşıp, birbiri ardına gerçekleştirece i devrimlerin temellerini atarken, İsmet Paşa Lousanneda tam ba ımsızlık için ter dökerken, Yıllardır o cepheden bu cepheye sürüklenmiş Anadolu insanı yaralarını sarmaya çalışırken, bu zaman zarfında, son halife Abdülmecidin o lu şehzade Ömer Faruku hala başkanlık makamında tutmakta olan Fenerbahçe futbol takımının İngiliz İşgal kuvvetleri askerleriyle tam 19 kez karşılaşmış olması da mı aslında milli taarruzdaki şahlanışımızın provası yapılıyordu gerekçesiyle açıklanıyor, merak ediyoruz?
Ezeli rakip Galatasarayla 50. maç rekabetteki 21. yıl sonunda oynanırken, ilk kez Cumhuriyetin ilanından sonra karşılaşılan bir di er ezeli rakip Beşiktaşa karşı ancak 17 sene sonra 50. maça çıkılırken, işgal kuvvetleriyle 3.5 yılda 50 kez karşılaşmış olmak oldukça ilginç bir istatistik diyoruz.
Fenerbahçe takımının İşgal kuvvetlerine karşı son maçını 30 Ekim 1923de oynadı ının altını çiziyor, bu maçtan sadece 6 gün sonra Refet paşa komutasındaki Türk birliklerinin sevinç gözyaşları arasında İstanbula girmesini yüreklerimiz kabararak hatırlıyor, daha fazla bir şey de söylememek için dilimizi tutuyoruz.
Tekrar, Fenerbahçe Kulübü resmi internet sitesinde yazan tarihçeye dönüyor, Atatürk ve Fenerbahçesi; başlıklı bölümü okuyoruz:
Fenerbahçenin müttefiklerle mücadelesi sadece yeşil sahalarla da sınırlı kalmayacak, Cihan Harbinde vatana feda ettikleri di er sporcuları gibi, futbolcularının büyük bir bölümünü yine işgal yıllarında İstanbuldan Anadoluya silah aktarılmasında etkin bir rol oynatarak vatanının ihtiyaç duydu u konuda hayatlarını budaktan esirgemeyeceklerdi.
Bu satırları okuyunca, do al olarak Fenerbahçeli hangi futbolcuların Anadoluya silah kaçırdı ını merak ediyor, tarihi belgeleri araştırmaya başlıyoruz.
Ulaşabildi imiz kayıtlardan önce futbolcuların mesleklerini araştırıyoruz.
Şaşırtıcı bir biçimde aralarından birinin, hem de İşgal kuvveti komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya uzanan golü kaydeden Zeki Rıza Sporelin Osmanlı ordusu mensubu oldu unu ö reniyoruz.
Ordudan maaş almakta olan bir askerin hangi gerekçeyle Anadoludaki direnişe katılmadı ını soruşturuyor ve öylesine şaşırtıcı belgelere, öylesine ilginç kayıtlara rastlıyoruz ki, inanmakta güçlük çekiyoruz.
İŞTE TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN ORTAYA ÇIKARDIĞIMIZ İNANILMAZ BELGELER.
Yıl 1946
Fenerbahçenin Milli oyuncusu Zeki Rıza Sporel 1934 yılında futbolu bırakmış ve iş hayatına atılmıştır.
Yıllar önce İngiliz Vitol ailesinin kızlarıyla evlenmiş, İngiliz konsoloslu unda görev yapan kayınbiraderleri vasıtasıyla kurdu u ilişkiler sayesinde futbolda gösterdi i başarıları ticaret hayatında da göstermeye başlamıştır.
İşgal zamanının acıları sarılmış, Vitol ailesinin bazı üyelerinin İşgal kuvvetlerinde komutanlık yaptı ı günler ise çoktan unutulmuştur.
Liverpooldan kalkıp önce İzmire göçen, daha sonra da İstanbulda Modaya yerleşen bu köklü İngiliz aile, Zeki Rıza Sporelin yakın dostları Celal Bayarla da tanışmasına vesile olmuştur.
O yıl ülkede ilk demokrasi sınavı verilmektedir. Tek parti dönemi bitmiş, yeni kurulan Demokrat Parti de seçimlere katılmıştır.
Zeki Rıza Sporel, Celal Bayarın kontenjanından Demokrat Parti İstanbul Milletvekili adayı olur.
Seçimi kazanır.
Mazbatasını almak üzere Ankaraya yollanır.
İşte tarihin tozlu raflarında kalmış acı gerçekler bundan sonra gün ışı ına çıkar:
Meclise seçilen yeni milletvekillerinin seçim tutanaklarını incelemekle görevli soruşturma komisyonu başkanlı ına Zeki Rıza Sporelin geçmişiyle ilgili bir çok ihbar dilekçesi ulaşmıştır.
İşte söz konusu komisyonun raporundan bazı bölümler:
İSTANBUL MİLLETVEKİLLİĞİNE SEÇİLEN ZEKİ RIZA SPORELİN SEÇİM TUTANAĞI HAKKINDA TUTANAKLARI İNCELEME KOMİSYONU RAPORU
(5/48) (S.Sayısı 19)
Hazırlama Komisyonu Raporu
Milli Savunma Bakanlı ından bu hususa aid celb olunan 23 Eylül 1946 tarih ve 164381sayılı yazı ile ek 21 Temmuz 1924 ve 665 aded işaretli Bursa (Askeri) Heyeti Mahsusasınca ittihaz olunan kararda, 1922 senesi Nisanında Milli Orduya katılması için resmen gerçekleştirilen davete sa lık nedenleri ileri sürerek icabet edemedi ini iddia etmekte ise de, iddiasının gerçek olmadı ına ve bununla birlikte gerçek olmayan nedenlerle davete icabet etmedi ine kanaat hasıl olmakla, 25 Eylül 1923 tarihli kanunun ikinci maddesine göre Türk ordusundan tardına oybirli i ile karar verildi denilmektedir.
Yer imleri