Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
10 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: İşte F.Bahçe'nin gizli tarihi

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İşte F.Bahçe'nin gizli tarihi


    HABERTÜRK'ün gündem yaratan spor programı 'Şeref Tribünü'nden spor tarihini alt üst edecek belgeler... İşte Fenerbahçe'nin gizli tarihinin belgelerini açıklıyoruz....

    İşte Şeref Tribünü programında Tu rul Yenido an tarafından hazırlnan ve ekrana getirilien dosyanın tam metni:

    Şeref Tribününün son 2 bölümünde, Fenerbahçe kulübü resmi internet sitesinin Fenerbahçe tarihi bölümünde yer alan akıl almaz iddiaları mercek altına almıştık.
    Neydi bu iddialar?

    Birebir FB internet sitesinde yer alan cümlelerle kısaca hatırlayalım:
    Mütarekenin karanlık yıllarında işgal kuvvetlerine mensup takımlarını her hafta birbiri peşi sıra futbol sahalarında yenerek milletin rencide olmuş gururunu okşayan Fenerbahçe tüm halkın sevgilisi haline geliyor, zamanla da milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın adeta İstanbul şubesi halini alıyordu. Onlar, cephelere gönderdikleri futbolcuları misali Çanakkalede yaptıkları müdafaanın) bir örne ini de sanki Taksimin Taşkışla sahasında gösteriyor, yaptıkları toplu hücumlarda ise sanki kısa bir süre sonra Kocatepeden verecekleri milli taarruzdaki şahlanışımızın provasını veriyorlardı.


    Fenerbahçenin, başta General Harrington Kupası (29 Haziran 1923) olmak üzere işgal kuvvetleri takımları karşısında elde ettikleri tüm galibiyetler, İstanbul halkının intikam duyguları içindeki milli duygularını şahlandıran ve yaralı gönüllerine teselli veren yegane olay haline dönüşüyordu.
    Artık iş futbol oyunu halinden çıkmış, vatanın asıl sahipleri ile işgalcilerin hesaplaşması şekline dönüşmüştü. Fenerbahçe takımı artık Kuvai Milliye ruhunun halk içindeki sembolü olmuştu. Bunun birinci sebebi işgal takımları ile oynadıkları toplam 50 maçtan ikisi hariç hiç yenilmeyip 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altınordu ve Galatasaray takımları ne yazık ki bu başarıyı gösterememişlerdi. İkinci sebebi ise, Anadolu Harekatının başında olan Mustafa Kemalin Fenerbahçeli olarak bilinmesiydi.

    Milli mücadelenin ve milliyetçi karşı çıkışın İstanbul şubesi olmak, Kuvai Milliye ruhunun halk içindeki sembolü olmak ve Anadolu Harekatının başında olan Mustafa Kemalin Fenerbahçeli olması gibi ciddi iddialar hangi tarihi belgelere dayanarak ortaya atılıyor, elbette ki bu hikayeleri yazanlara sormak lazım. Yani tüm ça rılarımıza, hatta kendilerini tarihi gerçekleri çarpıtmakla suçlamamıza ra men aradan geçen sürede tek bir açıklama yapamayan o meşhur yazarlara sormak lazım. Biz tarihi gerçeklerle oldu u kadar basit mantı a da ters düşen bu iddialarda bulunan Fenerbahçe tarihi yazarlarına ça rımızı tekrarlıyoruz:
    Gelin, İşgal kuvvetleriyle oynanan 50 maçın sadece 9u milli mücadele yıllarında oynandı ı halde, bu karşılaşmaların amacının nasıl olup da cephede savaşan askerlerimizin maneviyatını yükseltmek oldu unu açıklayın diyoruz. İddia etti iniz üzere, Fenerbahçenin İşgal Kuvvetleri askerlerinden oluşan takımlara karşı galibiyetlerinin hangi cephelerde, nasıl bir sevinçle karşılandı ını söyleyin diyoruz.

    Anadolu insanı,
    Mehmedimiz,
    İnönüde, Sakaryada, Kocatepede düşman kurşunu altında şehit olurken,
    Aya ına giyecek çarık bulamayıp, çorabının üzerine çaput ba larken,
    Tek ö ünlük tayınla ayakta durmaya çalışıp, açlı ını bastırmak için mısır koçanı yerken,
    Hiç duymadı ı, hiç izlemedi i, hiç bilmedi i, bir oyun olan futbolda alınan galibiyetleri nasıl sevinçle karşılar, diye soruyor,
    Böylesine mantık dışı yalanları yüzünüz kızarmadan nasıl yazabildi inize şaşırıyor,
    Vatan u runa can vermiş şehitlerimizin ruhlarından, fanatizm u runa uydurdu unuz bu saçmalıklar için biz af diliyoruz.

    İşgal kuvvetleriyle futbol maçı yapmayı, tarihinin övünülecek bir sayfası olarak gösteren, dünya üzerinde başka bir kulüp örne i gösterebilir misiniz diye soruyoruz.


    Madem bu maçlar cephedeki askerin moralini yükseltmek amacıyla yapılıyordu, Milli Mücadelenin tamamlandı ı ve Türk ordularının İzmire girdi i 9 Eylül 1922 tarihinden tam 9 ay 20 gün sonra İngiliz İşgal kuvvetleri komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya hangi gerekçeyle iştirak edildi ini sorguluyoruz.
    Milli mücadelenin zaferle sonuçlanması, sizlerin İşgal kuvvetleriyle futbol oynama gerekçesi olarak iddia etti iniz gibi halkın moralini yükseltip, ulusun kırılan onurunu bir nebze de olsun onarmakta yeterli olamamış mıydı? İngilizlerle yapılan maçlara ve onların onuruna verilen çay partilerine bu yüzden mi devam edildi?


    Milli Mücadele zaferle sonuçlanıp, saltanat kaldırılırken, Ankarada Büyük Millet Meclisi tarafından çok yakında kurulacak Türk devletinin temelleri oluşturulmaya çalışılırken, Gazi Mustafa Kemal Anadoluyu karış karış dolaşıp, birbiri ardına gerçekleştirece i devrimlerin temellerini atarken, İsmet Paşa Lousanneda tam ba ımsızlık için ter dökerken, Yıllardır o cepheden bu cepheye sürüklenmiş Anadolu insanı yaralarını sarmaya çalışırken, bu zaman zarfında, son halife Abdülmecidin o lu şehzade Ömer Faruku hala başkanlık makamında tutmakta olan Fenerbahçe futbol takımının İngiliz İşgal kuvvetleri askerleriyle tam 19 kez karşılaşmış olması da mı aslında milli taarruzdaki şahlanışımızın provası yapılıyordu gerekçesiyle açıklanıyor, merak ediyoruz?
    Ezeli rakip Galatasarayla 50. maç rekabetteki 21. yıl sonunda oynanırken, ilk kez Cumhuriyetin ilanından sonra karşılaşılan bir di er ezeli rakip Beşiktaşa karşı ancak 17 sene sonra 50. maça çıkılırken, işgal kuvvetleriyle 3.5 yılda 50 kez karşılaşmış olmak oldukça ilginç bir istatistik diyoruz.
    Fenerbahçe takımının İşgal kuvvetlerine karşı son maçını 30 Ekim 1923de oynadı ının altını çiziyor, bu maçtan sadece 6 gün sonra Refet paşa komutasındaki Türk birliklerinin sevinç gözyaşları arasında İstanbula girmesini yüreklerimiz kabararak hatırlıyor, daha fazla bir şey de söylememek için dilimizi tutuyoruz.

    Tekrar, Fenerbahçe Kulübü resmi internet sitesinde yazan tarihçeye dönüyor, Atatürk ve Fenerbahçesi; başlıklı bölümü okuyoruz:
    Fenerbahçenin müttefiklerle mücadelesi sadece yeşil sahalarla da sınırlı kalmayacak, Cihan Harbinde vatana feda ettikleri di er sporcuları gibi, futbolcularının büyük bir bölümünü yine işgal yıllarında İstanbuldan Anadoluya silah aktarılmasında etkin bir rol oynatarak vatanının ihtiyaç duydu u konuda hayatlarını budaktan esirgemeyeceklerdi.

    Bu satırları okuyunca, do al olarak Fenerbahçeli hangi futbolcuların Anadoluya silah kaçırdı ını merak ediyor, tarihi belgeleri araştırmaya başlıyoruz.
    Ulaşabildi imiz kayıtlardan önce futbolcuların mesleklerini araştırıyoruz.
    Şaşırtıcı bir biçimde aralarından birinin, hem de İşgal kuvveti komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya uzanan golü kaydeden Zeki Rıza Sporelin Osmanlı ordusu mensubu oldu unu ö reniyoruz.

    Ordudan maaş almakta olan bir askerin hangi gerekçeyle Anadoludaki direnişe katılmadı ını soruşturuyor ve öylesine şaşırtıcı belgelere, öylesine ilginç kayıtlara rastlıyoruz ki, inanmakta güçlük çekiyoruz.

    İŞTE TARİHİN TOZLU RAFLARINDAN ORTAYA ÇIKARDIĞIMIZ İNANILMAZ BELGELER.
    Yıl 1946

    Fenerbahçenin Milli oyuncusu Zeki Rıza Sporel 1934 yılında futbolu bırakmış ve iş hayatına atılmıştır.
    Yıllar önce İngiliz Vitol ailesinin kızlarıyla evlenmiş, İngiliz konsoloslu unda görev yapan kayınbiraderleri vasıtasıyla kurdu u ilişkiler sayesinde futbolda gösterdi i başarıları ticaret hayatında da göstermeye başlamıştır.
    İşgal zamanının acıları sarılmış, Vitol ailesinin bazı üyelerinin İşgal kuvvetlerinde komutanlık yaptı ı günler ise çoktan unutulmuştur.
    Liverpooldan kalkıp önce İzmire göçen, daha sonra da İstanbulda Modaya yerleşen bu köklü İngiliz aile, Zeki Rıza Sporelin yakın dostları Celal Bayarla da tanışmasına vesile olmuştur.
    O yıl ülkede ilk demokrasi sınavı verilmektedir. Tek parti dönemi bitmiş, yeni kurulan Demokrat Parti de seçimlere katılmıştır.
    Zeki Rıza Sporel, Celal Bayarın kontenjanından Demokrat Parti İstanbul Milletvekili adayı olur.
    Seçimi kazanır.
    Mazbatasını almak üzere Ankaraya yollanır.
    İşte tarihin tozlu raflarında kalmış acı gerçekler bundan sonra gün ışı ına çıkar:
    Meclise seçilen yeni milletvekillerinin seçim tutanaklarını incelemekle görevli soruşturma komisyonu başkanlı ına Zeki Rıza Sporelin geçmişiyle ilgili bir çok ihbar dilekçesi ulaşmıştır.


    İşte söz konusu komisyonun raporundan bazı bölümler:

    İSTANBUL MİLLETVEKİLLİĞİNE SEÇİLEN ZEKİ RIZA SPORELİN SEÇİM TUTANAĞI HAKKINDA TUTANAKLARI İNCELEME KOMİSYONU RAPORU
    (5/48) (S.Sayısı 19)
    Hazırlama Komisyonu Raporu

    Milli Savunma Bakanlı ından bu hususa aid celb olunan 23 Eylül 1946 tarih ve 164381sayılı yazı ile ek 21 Temmuz 1924 ve 665 aded işaretli Bursa (Askeri) Heyeti Mahsusasınca ittihaz olunan kararda, 1922 senesi Nisanında Milli Orduya katılması için resmen gerçekleştirilen davete sa lık nedenleri ileri sürerek icabet edemedi ini iddia etmekte ise de, iddiasının gerçek olmadı ına ve bununla birlikte gerçek olmayan nedenlerle davete icabet etmedi ine kanaat hasıl olmakla, 25 Eylül 1923 tarihli kanunun ikinci maddesine göre Türk ordusundan tardına oybirli i ile karar verildi denilmektedir.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İşte F.Bahçe'nin gizli tarihi 2

    Tutanakları İnceleme Komisyonu Başkanlı ına,
    21 Kasım 1946

    1) 1 A ustos 1946 tarih ve emekli Yüzbaşı Zülfikar Akdal imzalı dilekçede, Zeki Rıza Sporelin Milli Mücadelenin başında baytar subayı olarak İstanbulda bulunurken, vatan müdafaasına iştirak etmesi için Anadoluya gelmesi kendisine tebli edildi i, bu emri alan Zeki Rıza Sporelin vazife başına koşaca ı yerde, aksine olarak Milli Kuvvetleri arkadan vurmak üzere (Sadrazam) Damat Feritin teşkil etti i kuvayi İnzibatiyeye katıldı ı, bu yüzden Harb Divanınca ordudan atılmasına karar verildi i, bir vatandaş için askerlik şerefinden mahrum edilmenin cezaların en büyü ü addolunması lazım gelece i ihbar edilmektedir.


    2) 2 A ustos 1946 tarih ve Mazhar Erkan imzalı dilekçede, Zeki Rıza Sporelin baytar Üstte men iken, istiklal mücadelesi zamanındaki kabahatlerinden dolayı, 25 Eylül 1335 (1339/1923) tarihli kanunun ikinci maddesi mucibince nispeti askeriyesinin kat edilmiş oldu u bildirmekte, nispeti askeriye katına mütaallik muamele, milletvekilli i sıfatı ile imtizaç edemeyece i cihetiyle, seçim mazbatasının tasdik edilmemesi istenmektedir.
    3) 4 A ustos 1946 tarih ve Lütfi Sarı imzalı telgrafta, Zeki Rıza Sporelin kurtuluş hareketimizin önderi olan Kuvayi Milliye aleyhinde muvazzaf baytar subay oldu u halde çalıştı ından, (Bursa Askeri) Heyeti Mahsusası kararı ile ordudan tard edildi i, Zeki Rıza Sporelin bu durumu itibariyle milletin en büyük Türk Milletini temsil yetkisi olmadı ı bildirilmektedir.

    Komisyonumuz huzurunda müdafaası alınan ve şifahen dinlenen Zeki Rıza Sporel, bu resmi davete icabet etmedi ini ve sebep olarak rahatsız olan hemşiresini bırakacak bir kimse bulunmadı ını, milli hareketin neticesinin taayyün etmesi için bir müddet daha beklemeyi muvafık buldu unu beyan etmiştir.

    Son derece a ır suçlamalar içeren Hazırlama Komisyonu Raporu üzerine, Tutanakları inceleme komisyonu, raporu meclis görüşmesine açıp açmamak kararını almak üzere toplanır.

    İşte 2 Aralık 1946 tarihli toplantı sonucunda yayımlanan raporun karar bölümü:


    Anayasamızın 12. maddesindeki kamu hizmetlerinden yasaklılı ın milletvekilli ine seçilmeye mani oldu u kabul edilmiştir. Zeki Rıza Sporel ise, Mücadelei Milliyede hizmeti vataniyesini ifaya resmen davet edildi i ve kendisi de muvazzaf baytar subayı oldu u halde, bu davete icabet etmemiş ve bu sebeple 347 sayılı kanun gere ince nispeti askeriyesinin katına karar verilmiştir.

    Zeki Rıza Sporelin bu hükümlülü ü af kanununun şümülünden dışarıda kalmış oldu undan, kendisi kamu hizmetlerinin bir kısmından yasaklıdır. Kendisinin bu durumu ise, milletvekili seçilmeye mani görüldü ünden, tutana ının kabul edilmemesi hususunun meclisin yüksek tasvibine sunulmasına oyçoklu u ile karar verilmiştir.


    20 kişilik komisyonda sadece 4 üye karara muhalefet şerhi koymuştur.

    İşte TBMMnin 6 Aralık 1946 günü gerçekleştirdi i toplantının tutanak zabıtlarından bazı bölümler:
    Kaynak:
    TBMM Tutanak Dergisi
    Birleşim: 13
    Oturum: 1
    6 Aralık 1946

    Önce tutanakları inceleme komisyonu sözcüsü, Kırşehir milletvekili SAHİR KURUTLUOĞLU rapor hakkında açıklamalarda bulunur.
    Ardından Kırşehir milletvekili REFİK KORALTAN kürsüye çıkarak, Zeki Rıza Sporelin Milli Mücadele sırasında Anadoluya geçmek isteyen subayları koruyan ve onların Anadoluya geçmesine yardım eden M. M. Grubunun bir çalışanı oldu unu, M sıfır kod adıyla tanınan Miralay Esat Beyin emrinde çalıştı ını, bu görevini sürdürmenin memleket için daha hayırlı oldu unu düşündü ünden, Anadoludan gelen davete icabet etmedi ini iddia eder. Miralay Esat Beyin birkaç yıl önce öldü ünü, sa olsa bu gerçe e şehadet edece ini ekler.
    Refik Koraltanın ileri sürdü ü bu yeni iddialar üzerine bir çok milletvekili kürsüde söz almak ister. İşte o günün meclis tutanaklarından birkaç satır başı:

    GENERAL EYÜP DURUKAN
    HATAY MİLLETVEKİLİ

    Zeki (Rıza) Sporelin Merkez Kumandanlı ının gizli hizmetlerinde ve Anadolu lehinde çalıştı ını söylüyorlar. Milli Mücadelenin sonunda Erkanı Harbiyei Umumiye Riyaseti, Gruplara emir verdi. Milli Mücadelede, Milli Mücadele için çalışan subay, askeri memur ve sivillerin isimlerini bildireceksiniz dedi.

    Ben Anadolu Ordusuna dahil olarak Felah Grubunun mühimmatın ve askeri fabrikalara aid tezgah, alet ve edavatın Anadoluya kaçırılması ile görevliydim. Erkanı Harbiyei Umumiye emir verdi. Milli Mücadelede Anadolu Ordusuna dahil olarak çalışanların ve gizli vaziyette bulunanların isimlerini bir cetvel halinde bildiriniz dedi. Umumiye Riyasetine takdim edildi. Hatta bugün dahi, tahmin ederim ki, arşivde mevcuttur.

    E er bu arkadaş hizmet etmişse, hatta gizli olarak, yani ikinci veya üçüncü derecede hizmet eylemişse, mutlaka bu cetvellere isminin girmesi lazımdı. Çünkü Esat Paşanın maiyetinde Milli Mücadelede gizli olarak çalışanların hiçbirisinin ismi unutulmamıştır. Farzımuhal olarak bu gibi hizmette bulunmuş ve ismi de cetvele girmemiş olsun, öyle farz edelim. Nihayet Bursa (Askeri) Heyeti Mahsusasına ça rılmış ve gitmiş& Gitti i vakit, Ben hastaydım yahut Hemşirem hastaydı diyecek yerde, Ben İstanbulda Merkez Kumandanı Esat Beyin maiyetinde gizli olarak çalıştım deseydi. Bu çalışan mesul arkadaşlardan soracaklardı. Bu suretle bu adam mahkum olmayacaktı. Çünkü bunun misalleri vardır.

    Şu halde kendisinin böyle bir hizmeti olaca ını zannetmem. Çünkü delil meydandadır. Verilen cetvellerdeki arkadaşlar hizmetlerine göre (Türkiye) B(üyük) M(illet) Meclisince kimi takdirname ile, kimi İstiklal madalyası ile, kimisi terfi ile taltif edilmişlerdir. Binaenaleyh bu arkadaşın bunlar arasında ismi katiyen yoktur. Olsaydı, böyle mahkum olmasına imkan yoktu. Vatanın muhtaç oldu u bir zamanda lazım olan hizmeti yapmamak şerefsizli ine düşmemiş olurdu. Binaenaleyh hizmetleri hakkında söylenen şeylerin bence katiyen aslı esası yoktur.

    MUHİTTİN BAHA PARS
    BURSA MİLLETVEKİLİ

    Milli Mücadele başladı ı zaman burada 14 yaşındaki çocukların, kadınların yardımına muhtaç oldu umuz bir devir yaşıyorduk. 14 yaşındaki çocuklar yardım ediyordu. Böyle vazifesi vatanı kurtarmaktan ibaret bir askerin davete icabet etmemesi ne demektir? Size sorarım. Gelin memleket tehlikede; hayır memleket de il, bütün vatan ve bütün Türk milleti tehlikede& Bu başka harplere de benzemiyor. Lisanı hal ile Zeki (Rıza) Sporele söylenen bu, gel bize yardım et; sana çok ihtiyacımız var cümlesi söylendi i zaman, Hastayım, gelemem diyor. Bu arkadaş, şayanı teessürdür ki, bizim Komisyonda cevap verdi i zaman, Ben hasta de ildim, hemşirem hastaydı diyor. Burada Hemşirem hastaydı diyor. Demek ki, pek de hakikate taalluk eder bir beyanat de il. Pekala biz mazereti de kabul ediyoruz. Gelemiyor& Zafer oluyor, herkes Anadoludan İstanbula sevinerek koşuyor, memleket kurtulmuş bulunuyor. Askerler terfiye mahzar olmuşlar. Hepsinin gö üslerinde kırmızı kurdelalarla birer şeref madalyası vardır. İstanbulda bir arkadaş var, askerlikten matrut, bir ızdırab duymuyor; Keşke ben de gideydim şu şerefli vazifede bulunaydım demiyor. Onu da bırakın, askerlikten matrut olmak fena vaziyetinden kurtulayım, Ankarada bir heyet teşekkül etmiş& Gideyim, masumiyetimi ispat edeyim; şu fena vaziyetten kurtulayım. demesi lazım gelirken, onu da yapmıyor.


    Efendim, bu arkadaş partide vazife almış& Efendim, bu arkadaş falan zatın teveccühünü kazanmış, şu zat ile resim çıkartmış& Efendim, bu arkadaş futbolda büyük muvaffakiyetler göstermiş& Bunları birbirine karıştırmak do ru de ildir. Elini sıktı ınız insanların içini biliyor muyuz? Herkes Zeki(Rıza) Sporelin Milli Mücadeleye iştirak etmedi i için askerlikten tard edildi ini bilebilir mi? Biliyor mu idi? Biliyor mu idik? Elbette hayır.

    DR. FAHRİ KURTULUŞ
    RİZE MİLLETVEKİLİ

    Kendilerinde vatan için çekecekleri fedakarlıkların takatini bulamayanlar, Türkün bu saldırışı karşısında tutunamayaca ını az mı iddia ettiler? Az mı insan bu mücadelenin boşlu unu söylemedi? Az mı münevver davamıza silah çekmedi?


    Şimdi memleketin bir adama, Milli Mücadelenin bir insana muhtaç oldu u bir zamanda, Zeki Rıza Sporel, Kardeşim hasta, yanına bırakaca ım kimsem yok, Milli Mücadelenin ne şekil alaca ını bilmiyorum, bunun için cepheye gitmedim demiştir.
    Hukuk meseleleri hukukçuların payı olsun; fakat bir milli vicdan vardır, bir milli ahenk vardır, bir milli inanış vardır. Biz bu inanış içinde, her şeyi her an feda ederek, bu davayı müdafaa etmesini bilmezsek, bu topraklar bizim olamaz.


    Milli Mücadele yıllarının karakteri, her şeyden üstün olan vatan içindir. Binaenaleyh askeri mesuliyet ve vazifesinin kutsiyetini bilmeyen bu arkadaşımıza şu misali hatırlatırım: 27 A ustos 1927 (1922)de emir alan merhum Albay Reşat, Çi iltepesini beş dakika geç aldı ı için intihar etmiştir. Bu mukaddes vatan evladı, Zeki Rıza Sporel gibi o vazifeye gitmemeyi bilmez miydi? Halbuki beş dakika geç kaldı ı için intihar etmiştir. Zeki Rıza (Sporel)in bu milli heyet arasında bulunmasının ne dereceye kadar yeri vardır? İstiklal Şehitlerinin ruhu gelip, bunu bizden sormayacak mı?



    Söz alan Sinop Milletvekili SUPHİ BATUR ise, Zeki Rıza Sporel tarafından kaleme alınan bir mesajı okur:


    Ben bu vatanda milli şuurun ve kabiliyetin spor sahasında tecelli eden faaliyetlerine acizane iştirak etmiş ve karanlık günlerinde teselli kayna ı olmaya vesile olmuş, yabancı memleketlerde milli formayı senelerce şerefle sırtımda taşıyan ve kudretim dahilinde necip ve asil Türk milletinin yüzünü ak etmeye çalışmış olmakla mübahi bir vatandaşım.
    Ruhumda ve kalbimde yegane yaşayan arzu ve gaye, bu millete faydalı olmak ve onun hayrına çalışmaktır. Genç yaşımdan beri bütün milletin gözleri önünde bütün safhaları apaçık geçmiş bir maziye ve hayata sahip bulunuyorum. Benimle yakından ve uzaktan münasebette bulunan herkes bilir ki, tek gayem bu memlekete saham dahilinde çalışıp faydalı olmaktan ibarettir.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İşte F.Bahçe'nin gizli tarihi 3

    Kürsüde son sözü tutanakları inceleme komisyonu sözcüsü, Kırşehir milletvekili SAHİR KURUTLUOĞLU alır:


    Arkadaşımız (Zeki) Rıza Sporel Milli Mücadele senelerinde vatani vazifesini esnasında vaki olan davete sa lık nedenleri ileri sürerek icabet etmemiştir. Binaenaleyh Bursada teşekkül eden (Askeri) Heyeti Mahsusa kendisinden bu ciheti sormuş, o da sıhhi meseleyi ileri sürerek, bu işe icabet etmedi inden bahisle, buna cevap vermiş& Fakat (Bursa Askeri) Heyeti Mahsusa(sı), davete icabet etmedi i zaman spor sahasında futbol oynamakla meşgul bulundu unu tespit ederek, bu mazereti vatani vazifeyi yapmaya mani bir engel olarak yerinde bulmayarak, nispeti askeriyesinin katına 25 Eylül 1339 (1923) tarihli kanunu mahsus mucibince karar vermiştir.

    Zaman zaman hararetli, zaman zaman duygusal konuşmaların yer aldı ı görüşmeler sonucu Zeki Rıza Sporelin milletvekili inin düşmesi yönündeki komisyon raporu oylamaya sunulur.

    Bu gün Fenerbahçe stadında ismi yazan Şükrü Saraço lununda aralarında yer aldı ı ço unluk milletvekillerinin oylarıyla Zeki Rıza Sporelin milletvekilli ine TBMM tarafından son verilir.

    Heyeti Mahsusa kayıtları, TBMM Meclis Zabıtları bunları anlatıyor.
    Yani tarihi belgeler bunları gösteriyor.
    Kendimizden hiçbir şey katmadık, en ufak bir yorumda bulunmaktan özellikle kaçındık.

    Yorumu sizlere, Türk insanının sa duyusuna bırakıyoruz.
    Ne yalan söyleyelim, tarihi yeni baştan yazmaya meraklı zamane masalcılarının, bir takım türedi meczupların yorumlarını da merak etmekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
    Bekliyoruz...

    Mevlananın, ne kadar anlatırsan anlat, anlatabildiklerin karşındakinin anlayabildi i kadardır, sözünü aklımızdan çıkarmıyor, anlamak istemeyenlerin, düşünme yeteneklerinin önüne çekti i koruma kalkanlarına bir kez daha çarpaca ımızı biliyor, yine de merakla bekliyoruz..

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    arkadasım boyle neydi belirsiz insanların yazılarını buraya koyarak boluculuk ve forum da kıskırtıcılık yapmayın.tum takımlara ve tarihlerine saygı duyun....

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ya bırakın abi bunları ya hikaye bunlar

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    baska bir formda bu yazı boluculuk yaptıgı icin kaldırıldı lutfen bu yazıyı forumda kaldıralım yazanlarla kızanlar birbirlerini kırıcı olmadan gereken yapılsın.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bugün fransada ermeni soykırımını inkar edene hapis cezası verecek olan kanun oylanacak.Senelerdir fransızlarla ortak eğitim yapan bir kurum var türkiyede sizce bu kurum kim. Bende şimdi galatasarayın şerefli tarihini anlattırmayın bana . hem konu kilitlenir hemde süresiz atılırım herhalde

  8. #8
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bu konular çok yanlış biz de galatasarayın renklerinden mi bahsedelim yani

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Nasıl bir anlayışınız var sizin arkadaşlar açılan konu sallama bir konu değil belgelerle ortaya çıkarılmış bir gerçek yazı dizisi bunda gocunacak veya başka takım hakkında yorum yapacak bir husus yok...Kim yazmışsa bu yazıyı belgeleriyle ortaya çıkarmış hurafe falan değil acı ama gerçekler bunlar....
    Varsa başka takımlar hakkında bu tür yazılar paylaşın bizde okuyalım tüm gerçekleri öğrenelim ...

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    tekrar soyluyorum bu konuyu kapatın bakın insanlar birbirine dustu bile herkes konuyu baska yerlere cekiyor.tarih oyle neydiu belirsiz rum tomu gastecilerin isi degil onlar ve onun gibi (orhan pamuk ) yazarlar ulke ve birlik dusmanıdır ve bunlar yalandır.

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •