İşte F.Bahçe'nin gizli tarihi 2

Tutanakları İnceleme Komisyonu Başkanlı ına,
21 Kasım 1946

1) 1 A ustos 1946 tarih ve emekli Yüzbaşı Zülfikar Akdal imzalı dilekçede, Zeki Rıza Sporelin Milli Mücadelenin başında baytar subayı olarak İstanbulda bulunurken, vatan müdafaasına iştirak etmesi için Anadoluya gelmesi kendisine tebli edildi i, bu emri alan Zeki Rıza Sporelin vazife başına koşaca ı yerde, aksine olarak Milli Kuvvetleri arkadan vurmak üzere (Sadrazam) Damat Feritin teşkil etti i kuvayi İnzibatiyeye katıldı ı, bu yüzden Harb Divanınca ordudan atılmasına karar verildi i, bir vatandaş için askerlik şerefinden mahrum edilmenin cezaların en büyü ü addolunması lazım gelece i ihbar edilmektedir.


2) 2 A ustos 1946 tarih ve Mazhar Erkan imzalı dilekçede, Zeki Rıza Sporelin baytar Üstte men iken, istiklal mücadelesi zamanındaki kabahatlerinden dolayı, 25 Eylül 1335 (1339/1923) tarihli kanunun ikinci maddesi mucibince nispeti askeriyesinin kat edilmiş oldu u bildirmekte, nispeti askeriye katına mütaallik muamele, milletvekilli i sıfatı ile imtizaç edemeyece i cihetiyle, seçim mazbatasının tasdik edilmemesi istenmektedir.
3) 4 A ustos 1946 tarih ve Lütfi Sarı imzalı telgrafta, Zeki Rıza Sporelin kurtuluş hareketimizin önderi olan Kuvayi Milliye aleyhinde muvazzaf baytar subay oldu u halde çalıştı ından, (Bursa Askeri) Heyeti Mahsusası kararı ile ordudan tard edildi i, Zeki Rıza Sporelin bu durumu itibariyle milletin en büyük Türk Milletini temsil yetkisi olmadı ı bildirilmektedir.

Komisyonumuz huzurunda müdafaası alınan ve şifahen dinlenen Zeki Rıza Sporel, bu resmi davete icabet etmedi ini ve sebep olarak rahatsız olan hemşiresini bırakacak bir kimse bulunmadı ını, milli hareketin neticesinin taayyün etmesi için bir müddet daha beklemeyi muvafık buldu unu beyan etmiştir.

Son derece a ır suçlamalar içeren Hazırlama Komisyonu Raporu üzerine, Tutanakları inceleme komisyonu, raporu meclis görüşmesine açıp açmamak kararını almak üzere toplanır.

İşte 2 Aralık 1946 tarihli toplantı sonucunda yayımlanan raporun karar bölümü:


Anayasamızın 12. maddesindeki kamu hizmetlerinden yasaklılı ın milletvekilli ine seçilmeye mani oldu u kabul edilmiştir. Zeki Rıza Sporel ise, Mücadelei Milliyede hizmeti vataniyesini ifaya resmen davet edildi i ve kendisi de muvazzaf baytar subayı oldu u halde, bu davete icabet etmemiş ve bu sebeple 347 sayılı kanun gere ince nispeti askeriyesinin katına karar verilmiştir.

Zeki Rıza Sporelin bu hükümlülü ü af kanununun şümülünden dışarıda kalmış oldu undan, kendisi kamu hizmetlerinin bir kısmından yasaklıdır. Kendisinin bu durumu ise, milletvekili seçilmeye mani görüldü ünden, tutana ının kabul edilmemesi hususunun meclisin yüksek tasvibine sunulmasına oyçoklu u ile karar verilmiştir.


20 kişilik komisyonda sadece 4 üye karara muhalefet şerhi koymuştur.

İşte TBMMnin 6 Aralık 1946 günü gerçekleştirdi i toplantının tutanak zabıtlarından bazı bölümler:
Kaynak:
TBMM Tutanak Dergisi
Birleşim: 13
Oturum: 1
6 Aralık 1946

Önce tutanakları inceleme komisyonu sözcüsü, Kırşehir milletvekili SAHİR KURUTLUOĞLU rapor hakkında açıklamalarda bulunur.
Ardından Kırşehir milletvekili REFİK KORALTAN kürsüye çıkarak, Zeki Rıza Sporelin Milli Mücadele sırasında Anadoluya geçmek isteyen subayları koruyan ve onların Anadoluya geçmesine yardım eden M. M. Grubunun bir çalışanı oldu unu, M sıfır kod adıyla tanınan Miralay Esat Beyin emrinde çalıştı ını, bu görevini sürdürmenin memleket için daha hayırlı oldu unu düşündü ünden, Anadoludan gelen davete icabet etmedi ini iddia eder. Miralay Esat Beyin birkaç yıl önce öldü ünü, sa olsa bu gerçe e şehadet edece ini ekler.
Refik Koraltanın ileri sürdü ü bu yeni iddialar üzerine bir çok milletvekili kürsüde söz almak ister. İşte o günün meclis tutanaklarından birkaç satır başı:

GENERAL EYÜP DURUKAN
HATAY MİLLETVEKİLİ

Zeki (Rıza) Sporelin Merkez Kumandanlı ının gizli hizmetlerinde ve Anadolu lehinde çalıştı ını söylüyorlar. Milli Mücadelenin sonunda Erkanı Harbiyei Umumiye Riyaseti, Gruplara emir verdi. Milli Mücadelede, Milli Mücadele için çalışan subay, askeri memur ve sivillerin isimlerini bildireceksiniz dedi.

Ben Anadolu Ordusuna dahil olarak Felah Grubunun mühimmatın ve askeri fabrikalara aid tezgah, alet ve edavatın Anadoluya kaçırılması ile görevliydim. Erkanı Harbiyei Umumiye emir verdi. Milli Mücadelede Anadolu Ordusuna dahil olarak çalışanların ve gizli vaziyette bulunanların isimlerini bir cetvel halinde bildiriniz dedi. Umumiye Riyasetine takdim edildi. Hatta bugün dahi, tahmin ederim ki, arşivde mevcuttur.

E er bu arkadaş hizmet etmişse, hatta gizli olarak, yani ikinci veya üçüncü derecede hizmet eylemişse, mutlaka bu cetvellere isminin girmesi lazımdı. Çünkü Esat Paşanın maiyetinde Milli Mücadelede gizli olarak çalışanların hiçbirisinin ismi unutulmamıştır. Farzımuhal olarak bu gibi hizmette bulunmuş ve ismi de cetvele girmemiş olsun, öyle farz edelim. Nihayet Bursa (Askeri) Heyeti Mahsusasına ça rılmış ve gitmiş& Gitti i vakit, Ben hastaydım yahut Hemşirem hastaydı diyecek yerde, Ben İstanbulda Merkez Kumandanı Esat Beyin maiyetinde gizli olarak çalıştım deseydi. Bu çalışan mesul arkadaşlardan soracaklardı. Bu suretle bu adam mahkum olmayacaktı. Çünkü bunun misalleri vardır.

Şu halde kendisinin böyle bir hizmeti olaca ını zannetmem. Çünkü delil meydandadır. Verilen cetvellerdeki arkadaşlar hizmetlerine göre (Türkiye) B(üyük) M(illet) Meclisince kimi takdirname ile, kimi İstiklal madalyası ile, kimisi terfi ile taltif edilmişlerdir. Binaenaleyh bu arkadaşın bunlar arasında ismi katiyen yoktur. Olsaydı, böyle mahkum olmasına imkan yoktu. Vatanın muhtaç oldu u bir zamanda lazım olan hizmeti yapmamak şerefsizli ine düşmemiş olurdu. Binaenaleyh hizmetleri hakkında söylenen şeylerin bence katiyen aslı esası yoktur.

MUHİTTİN BAHA PARS
BURSA MİLLETVEKİLİ

Milli Mücadele başladı ı zaman burada 14 yaşındaki çocukların, kadınların yardımına muhtaç oldu umuz bir devir yaşıyorduk. 14 yaşındaki çocuklar yardım ediyordu. Böyle vazifesi vatanı kurtarmaktan ibaret bir askerin davete icabet etmemesi ne demektir? Size sorarım. Gelin memleket tehlikede; hayır memleket de il, bütün vatan ve bütün Türk milleti tehlikede& Bu başka harplere de benzemiyor. Lisanı hal ile Zeki (Rıza) Sporele söylenen bu, gel bize yardım et; sana çok ihtiyacımız var cümlesi söylendi i zaman, Hastayım, gelemem diyor. Bu arkadaş, şayanı teessürdür ki, bizim Komisyonda cevap verdi i zaman, Ben hasta de ildim, hemşirem hastaydı diyor. Burada Hemşirem hastaydı diyor. Demek ki, pek de hakikate taalluk eder bir beyanat de il. Pekala biz mazereti de kabul ediyoruz. Gelemiyor& Zafer oluyor, herkes Anadoludan İstanbula sevinerek koşuyor, memleket kurtulmuş bulunuyor. Askerler terfiye mahzar olmuşlar. Hepsinin gö üslerinde kırmızı kurdelalarla birer şeref madalyası vardır. İstanbulda bir arkadaş var, askerlikten matrut, bir ızdırab duymuyor; Keşke ben de gideydim şu şerefli vazifede bulunaydım demiyor. Onu da bırakın, askerlikten matrut olmak fena vaziyetinden kurtulayım, Ankarada bir heyet teşekkül etmiş& Gideyim, masumiyetimi ispat edeyim; şu fena vaziyetten kurtulayım. demesi lazım gelirken, onu da yapmıyor.


Efendim, bu arkadaş partide vazife almış& Efendim, bu arkadaş falan zatın teveccühünü kazanmış, şu zat ile resim çıkartmış& Efendim, bu arkadaş futbolda büyük muvaffakiyetler göstermiş& Bunları birbirine karıştırmak do ru de ildir. Elini sıktı ınız insanların içini biliyor muyuz? Herkes Zeki(Rıza) Sporelin Milli Mücadeleye iştirak etmedi i için askerlikten tard edildi ini bilebilir mi? Biliyor mu idi? Biliyor mu idik? Elbette hayır.

DR. FAHRİ KURTULUŞ
RİZE MİLLETVEKİLİ

Kendilerinde vatan için çekecekleri fedakarlıkların takatini bulamayanlar, Türkün bu saldırışı karşısında tutunamayaca ını az mı iddia ettiler? Az mı insan bu mücadelenin boşlu unu söylemedi? Az mı münevver davamıza silah çekmedi?


Şimdi memleketin bir adama, Milli Mücadelenin bir insana muhtaç oldu u bir zamanda, Zeki Rıza Sporel, Kardeşim hasta, yanına bırakaca ım kimsem yok, Milli Mücadelenin ne şekil alaca ını bilmiyorum, bunun için cepheye gitmedim demiştir.
Hukuk meseleleri hukukçuların payı olsun; fakat bir milli vicdan vardır, bir milli ahenk vardır, bir milli inanış vardır. Biz bu inanış içinde, her şeyi her an feda ederek, bu davayı müdafaa etmesini bilmezsek, bu topraklar bizim olamaz.


Milli Mücadele yıllarının karakteri, her şeyden üstün olan vatan içindir. Binaenaleyh askeri mesuliyet ve vazifesinin kutsiyetini bilmeyen bu arkadaşımıza şu misali hatırlatırım: 27 A ustos 1927 (1922)de emir alan merhum Albay Reşat, Çi iltepesini beş dakika geç aldı ı için intihar etmiştir. Bu mukaddes vatan evladı, Zeki Rıza Sporel gibi o vazifeye gitmemeyi bilmez miydi? Halbuki beş dakika geç kaldı ı için intihar etmiştir. Zeki Rıza (Sporel)in bu milli heyet arasında bulunmasının ne dereceye kadar yeri vardır? İstiklal Şehitlerinin ruhu gelip, bunu bizden sormayacak mı?



Söz alan Sinop Milletvekili SUPHİ BATUR ise, Zeki Rıza Sporel tarafından kaleme alınan bir mesajı okur:


Ben bu vatanda milli şuurun ve kabiliyetin spor sahasında tecelli eden faaliyetlerine acizane iştirak etmiş ve karanlık günlerinde teselli kayna ı olmaya vesile olmuş, yabancı memleketlerde milli formayı senelerce şerefle sırtımda taşıyan ve kudretim dahilinde necip ve asil Türk milletinin yüzünü ak etmeye çalışmış olmakla mübahi bir vatandaşım.
Ruhumda ve kalbimde yegane yaşayan arzu ve gaye, bu millete faydalı olmak ve onun hayrına çalışmaktır. Genç yaşımdan beri bütün milletin gözleri önünde bütün safhaları apaçık geçmiş bir maziye ve hayata sahip bulunuyorum. Benimle yakından ve uzaktan münasebette bulunan herkes bilir ki, tek gayem bu memlekete saham dahilinde çalışıp faydalı olmaktan ibarettir.