Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 5/13 İlkİlk 12345678910111213 SonSon
121 sonuçtan 41 ile 50 arası

Konu: Gülelim, Güldürelim....

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İşte Zeka Budur...

    Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı.

    Patates ekini için bahçeyi sürmesi gerekiyordu. Fakat, bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi ama o da hapisteydi.

    Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve durumunu izah etti:

    Sevgili David,
    Patates bahçemi belleyemeyeceğimden kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki, sen bahçeyi benim için hallederdin. Sevgiler Baban...

    Yaşlı adam, bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

    Babacığım, Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm. Sevgiler David...

    Ertesi gün sabaha karşı 4'te, FBI ve yerel polis çıkageldi. Tüm sahayı kazdılar. Ama hiçbir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

    Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

    Babacığım, Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. Sevgiler David....



  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Bush ve Şöförü....

    George W. Bush şoförüyle bir kır gezisine çıkar. Arabayla giderken bir tavuğu ezerler. Meseleyi tavuğun sahibi olan çiftçiye kim anlatacak diye düşünürken Bush âlicenap bir tavırla şoförüne şöyle der:

    "Bana bırak. Ben Dünya'nın en güçlü adamıyım. Çiftçi bana muhakkak anlayış gösterecektir." Bush çiftçinin evine girer ve bir dakika sonra da nefes nefese koşarak geri döner.
    Göz morarmış, surat dagılmış haldedir. Şoförüne "Çabuk toz olalım burdan!" der.

    Aksilik bu ya, arabayla daha 20 metre gitmeden bu defa da orada gezen bir domuzu ezerler. Bush korkulu gözlerle şoförüne bakar ve "Şimdi adama gidip söyleme sırası sende!" der.

    Şoför çiftliğe gider. Bush da arabada bekler. 10 dakika, 20 dakika 30 dakika derken....Şoför bir saat sonra sarkı söyleyerek, gülerek, cepleri para dolu ve kolunda irice bir meyve sepeti ile geri gelir.

    Bush şaşkın bir halde sorar: "Çiftçiye ne dedin ki bu kadar ikrama boğdu seni?" "Valla ben de anlamadım" der Şoför. "Ben ona sadece şöyle dedim:
    Iyi günler. Ben George Bush'un şoförüyüm. Domuz öldü!



  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Hangisi Daha Ünlü...

    Bir Alman bir İngiliz ve bir Türk bir trenin aynı kompartımanında yolculuk ediyorlarmış bu sırada İngiliz sıcaktan bunaldığını söyleyip camı açmış ve içeriye bir sinek girmiş...

    İngiliz cebinden kılıcını çıkarıp sineğe vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış İngiliz övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta İngiltere'nin en ünlü kılıç kullanan insanı yazıyormuş.

    Alman'da aynı bahane ile camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş Alman'da cebinden çıkardığı tabancası ile sineğe ateş etmiş sinek paramparça olmuş Alman'da övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta Almanya'nın en ünlü silahşörü yazıyormuş.

    Bizim Türk de camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş bizimki cebinden bıçağını çıkardığı gibi sineğe vurmuş ama sineğe bir şey olmamış İngiliz ve Alman içlerinden gülerlerken bizimkide övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta Türkiye'nin en ünlü sünnetçisi yazıyormuş.



  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 247 Oy Eksik...

    Ünlü diş hekimi sam ve eşi 50. evlilik yıldönümlerni kutluyorlardı. Sam birden eşine bir soru sordu: - "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?" - "O da nerden çıktı?" diye sinirlendi eşi, "cevabı öğrenmek istemezsin herhalde" dedi. "İsterim" dedi Sam. "Lütfen anlat." - "Madem öğrenmek istiyorsun, evet, seni üç kez aldattım" diye cevap verdi eşi. "Kimlerdi bunlar?" diye sordu Sam. "İlki" diye anlatmaya başladı eşi "hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğni kurmak istiyordun da hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka müdürü eve geldi; hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern aletlerle kliniğini açabildin..." - "Canım benim. Benim için kendini feda ettin demek. Benim sevgili karıcığım" dedi Sam. "Peki ikincisi?" - "Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmiştin ya, kritik bir by-pass ameliyatı olman gerekıyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an ölebilirdin. Dr. Halery onca yoldan kalktı geldi, ameliyatını yaptı. Sen hayata döndün" dedi eşi. - "Ah benim sevgili karım. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin, öyle mi? Peki üçüncü aldatışın?" - "Hatırlıyor musun, yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 247 oy eksikti...'



  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Hatırlamıyorum...

    Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz.
    - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil."
    Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki:
    - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor".
    Bunun üzerine diğer arkadaşı:
    - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum."


  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Onu Düzeltene Kadar...

    Kadın oğlunu doktora götürmüş. "Oğlum yürüyemiyor" demiş, "gözü görmüyor, sağır ve dilsiz, akli dengesi de bozuk. Size getirdim".
    Bir kadına, bir de çocuğa bakmış doktor: - "Soyunun", demiş.
    - "Ne soyunması" demiş kadın, "hasta olan ben değilim, oğlum..."
    - "Biliyorum da" demiş doktor, "onu düzeltene kadar yenisini yapmak daha kolay."


  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İki Sosisli İki Sade...

    Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire, "Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar. Doktor da; "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider... Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der. - "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar... "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Bakan...

    Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.Nihayet :

    -Öyle bir şey yapayım ki,gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :

    -Pazar günü saat 10`da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.

    Pazar sabahı saat 10`da tüm basın mensupları toplandılar orada.Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı.Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti.Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.

    Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu :

    -Bakan yüzme bilmiyor!

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Hitler ve Stalin...

    Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadırlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin değil mi diye sorar. Barmen "Evet, onlar" der.

    Sonra adam onlara dogru yürür ve sorar:
    "Selam, ne yapıyorsunuz?"
    Hitler cevaplar:
    "3. Dünya savaşını planlıyoruz."
    Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?"

    Hitler: "Bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz" der.

    Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi???!"

    Hitler Stalin'e döner ve der ki:

    "Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacağını söylemiştim!"

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Amerikalı İngiliz Iraklı...

    Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli kahvede oturmus cay iciyorlar.

    Amerikali cayini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:
    - "Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere cay icmeyiz"

    Ingiliz de bunun üzerine cayini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis:
    - "Bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam icin o kadar cok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere Cay içmeyiz"

    Bunun üzerine Irakli da çayini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup oldürmüs:
    -"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar cok var ki, biz ayni adamlarla oturup iki kere cay icmeyiz...

Sayfa 5/13 İlkİlk 12345678910111213 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •