Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/5 12345 SonSon
41 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Taksİm gerÇeĞİ

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29 Taksim gerçeği!!!???

    S.A.Taksim'de eski bir mezarlık bulunduğunu, bu mezarlığın Müslüman mezarlığı olduğunu ve bu mezarlığın İnönü tarafından yıkıldığını aktardı.
    1 Mayıs’tan beri gündemden inmeyen Taksim Meydanı’nın tarihe mal olması şurada 150 yıldır. Hatta bugünkü halinden söz edeceksek hikâyemizi 87 yıl ile de sınırlandırabiliriz.

    Peki ondan önce ne durumdaydı Taksim? Semte adını veren Sultan I. Mahmud’un eseri olan maksemi 18. yüzyıldan beri oradaydı ama kırlık bir bölgede yer alıyordu ve en önemlisi, Taksim, şehrin en geniş mezarlık bölgelerinden birine ev sahipliği yapmaktaydı.

    ‘Nasıl? Taksim Meydanı eskiden mezarlık mıymış yani?’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet, yanlış duymadınız, burası çok geniş bir mezarlık bölgesiymiş ve büyüklüğüyle Eyüp Sultan’ın rakiplerindenmiş.

    Bu mezarlıklar o kadar geniş bir alanı kapsamaktadır ki, yalnız Gezi Parkı’nı değil, Taksim Anıtı’nın bulunduğu mahalden başlıyor, AKM binasından sahile doğru iniyor, Pangaltı’ya kadar göz alabildiğine uzanıyordu. İçinde geniş bir Müslüman mezarlığı olduğu gibi “Frank”, Rum ve Ermeni mezarlıkları da vardı. Zaten burası Bizans devrinden beri mezarlık olarak biliniyordu. İşte bugünlerde tartışılan Topçu Kışlası, mezarlıkların bulunduğu yeşil alana yapılacaktı.
    Gümüşsuyu’ndaki Alman Konsolosluğu’nun karşısında görülen selvi ağacı kaybolan mezarlığın tanığı gibi...
    Taksim’deki mezarlıkların, Pervitich haritası üzerindeki görünüşü. En altta ‘Büyük Türk mezarlığı’ (Great Turkish Cemetery) yazısı okunuyor.
    Yok edilen Taksim’deki Ayaspaşa mezarlığından bir görüntü. Yan yatmış mezar taşları, selvi ağaçları ve arkada Gümüşsuyu Askeri Hastanesi. (Burak Çetintaş Arşivi)
    Önemli bir ayrıntı da şudur: AKM tarafındaki Müslüman mezarlığı ile meydanı Harbiye’ye doğru kat eden Fransız, Rum ve Ermeni mezarlıkları yan yanaydı. Osmanlı İstanbul’unda semtleri bile ayrılan farklı din mensuplarının son uykularını birbirine yakın mezarlıklarda uyuması ilginçtir ve Osmanlı’nın engin hoşgörüsünü gösterir.
    Ancak dikkat çekici bir başka nokta var: Ayaspaşa’daki Müslüman mezarlığı 1926 yılına kadar ayaktadır ve mezar taşları ve selviler Taksim’i ‘laikleştirme’ uygulamasının kurbanı olurken korkunç bir rant transferine de kurban gidecektir.
    Nasıl mı? Görelim beraberce…
    BİR MEZARLIK NASIL PAYLAŞILIR?
    1930’lu yıllarda Gümüşsuyu’ndan Mete Caddesi’ne uzanan bölgede pıtrak gibi bitiveren apartmanlar akılları karıştırmıştır. Zira burada apartman yaptıranlar nedense hep Tek Parti devrinin kodamanlarıdır, hatta tapuda Başbakan’ın eşi Mevhibe İnönü’ye ait bir parsel dahi çıkmıştır.
    Mezarlığın parsellenip satılma hikâyesini cesur gazeteci Arif Oruç anlatır. “Yarın” gazetesiyle Serbest Fırka’yı cansiparane bir şekilde savunmuştu. Partinin kapatılmasının ardından gazetesi de yasaklılar arasına girmiş olan Arif Oruç, Başbakan İnönü’nün yolsuzluklarını yazmak ister; ancak bu, kaçtığı Bulgaristan’da çıkaracağı “Yarın” broşürlerinde mümkün olur.
    Arif Oruç’un 5 No’lu “Yarın” broşüründeki (Haz: Mete Tunçay, İletişim: 1991) iddiaları yenilir yutulur gibi değildir ve eğer Demokrat Parti 13 Temmuz 1950’de af kanunu çıkartmasa İnönü ailesi ve CHP’nin başını fena halde ağrıtacak mahiyettedir. Aynı iddiaları Bedii Faik 1970 yılında “Dünya” gazetesinde tekrarlayacak ve deliller Ahmet Gürkan tarafından “İsmet Paşa’nın Beytülmali” adlı kitapta toplanacaktır.
    Arif Oruç’un iddiaları özetle şöyle:
    Başbakan yetkisini kullanarak mezarlığın tapusunu, Ayas Paşa’nın torunlarından birine verdirmiş, adam da alır almaz “servileri kestirip mezar taşlarını söktür”müş, boşalan arsayı yüzbinlerce liraya hükümetin önde gelenlerine satmış, sonra da Mısır’a savuşmuştur. Bundan sonrasını Arif Oruç’un iğneli kaleminden okumaya değer:
    MEVHİBE İNÖNÜ’NÜN ARSASI
    “Kabristanın senedini eline alır almaz dahi İsmet Paşa’nın hanımefendilerine bir apartmanlık “yerceğiz” hediye etmişti. Hanımefendinin apartmanı “beleşten gelen” arsa üzerine kurulmuştu ki, arsanın kıymeti 50 bin lira tahmin ediliyor. Apartman, Başvekil Paşa’nın mahdumları küçük Ömer beyefendinin cep harçlıklarından tasarruf edilen 200 küsur bin lira ile vücuda getirilmiştir. Halk Fırkası erkânı, her gün pederleri tarafından verilen 5-10 kuruşu çabuk 200 bin lira halinde arttırmağa muvaffak olan küçük Ömer Bey’in; mahalle mekteplerinde peynir ekmek bulamayıp da Hilal-i Ahmer (Kızılay) tarafından kendilerine haftada iki defa birer dilim ekmek peynir tevzi edilen Türk çocuklarına “tasarruf nümune-i imtisali (örneği)” olacağı söyleniyor.”
    Aynı olayı gazeteci Bedii Faik 1970 yılında şöyle anlatmıştır:
    “Ayaspaşa vaktiyle mezarlıktı ve evkafa (vakıflara) aitti. İnönü’nün müsteşarı olan zat, evkaf işlerine bakmaktaydı. Günün birinde işte bu müsteşar, mezarlığı vakıf olmaktan çıkarmış, parsellemiş ve bahis konusu arsayı da şefine münasip görmüştür. O tarihte görevde bulunan İstanbul Belediye Meclisi bu olup bitti karşısında isyan etmedi değil. Ama olup bittiyi yapan müsteşar beyin “Paşam! İstanbul Valisi, Belediye Meclisi’ni aleyhinize kışkırtıyor” demesi üzerine İnönü, devrin valisine son derece haşin davranmış ve rahmetli de bu muamele üzerine derhal istifa etmiştir.”
    Burak Çetintaş’ın değerli araştırması Taksim sırtlarındaki Ayaspaşa mezarlığının nasıl parsellenip satıldığını bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor:
    “Önce gömüye kapalı mezarlık sahasını kaplayan selviler birer ikişer kesilmeye başladı. Daha sonra da kimisi çarpılmış, kimisi toprağa iyiden iyiye gömülmüş kavuklu, destarlı, serpuşlu mezar taşları kaldırıldı” (Toplumsal Tarih, Aralık 2004).
    Bir kurnazlık daha yapılmış ve vakıfların gazetelere verdiği ilanlarda satılacak arazinin mezarlık olduğundan hiç bahsedilmemiştir. Böylece satılan arazi rahatça parsellenip imara açılacak ve dönemin önde gelen ailelerine apartman olarak hizmet verecektir.
    Peki bazı resimlerde gördüğümüz güzelim mezar taşlarına ne oldu dersiniz? Onlar da hoyratlıktan nasibini aldı. Yok edildi. Öyle ki, bu mezar taşlarının içinde modern edebiyatımızın kurucusu kabul edilen Şinasi’ninki de vardı. (“Şair Evlenmesi” yazarı hakikaten tuhaf bir adamdı; cenazesine yalnız 15 kişinin katılmasını vasiyet etmiş ve vasiyetine riayet edilmişti. Ancak seçimin nasıl yapıldığını bilmiyoruz.)
    Böylece bazılarınca “Cumhuriyetin altın çağı” olarak kabul edilen 1930’lu yıllarda üstelik Taksim’in Müslümanlığını simgeleyen koca bir mezarlık göz göre göre satılmış, yok edilmiş, imara açılmış ve ustaca gerçekleştirilen bir rant transferine sahne olmuştu.
    Bu bir şey değil. Daha Sultan Abdülaziz’in yapımını başlattığı Aziziye Camii’nin arsasına İnönü ve çevresindekiler tarafından nasıl el konulduğunu da yazacağız.
    Ta ki insanlar Taksim’de “yeşil alanı” mezar taşlarıyla birlikte asıl kimlerin temizlediğini öğrenene kadar…AEO.
    Alıntıdır.Mustafa Armağan:49::45:
    Konu hilalyıldız tarafından (09-06-2013 Saat 15:46 ) değiştirilmiştir.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ya kedar kafa karıştırıyorlar ben yazını okumadım ama bir sürü anlaşılan kafa karıştırıyor taksimmiş ağaçmış vs ya kimse bir şey demiyormu burda asıl bunlar bu yazıcı üyeler yahudidir hepsine demiyorum belliki işte yazılarım siliniyor başka konulara döndürülüyor yani burdaki amacınız Müslümanların okuyucuların kafasını dağıtmak karıştırmak doğru yolu bulmamasını istiyorsunuz beni bilen bilir kendimi hiç büyük göstermedim sadece yaşananları ve amaçları söyledim

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    taksim bahane gaye ortalığı karıştırmak.ülkemizi karıştırmak isteyenlere lanet ediyorum

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ulusal kanal ve Halk tv hala kışkırtma yayınlarını yapıyorlar farkındamısınız.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29

    Alıntı uydu3405 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Ulusal kanal ve Halk tv hala kışkırtma yayınlarını yapıyorlar farkındamısınız.
    chp-perinçek elele memleketin havasını bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar.:45:

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    halk tv ile ulusal kanal milleti galeyana getirdiyi yok. onlar ülkemize sahip çıkmayan yandaş medya dışında. ülkemize, bayrağımıza, laik'leiye, cumhuriyete, ve en önemlisi ulu önder ATATÜRK'ümüze sahip çıkıyor. en azından yandaş medya dışında kaldılar. tebrik ederim.
    LEBEN ?

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29

    Alıntı aliharbiye Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    halk tv ile ulusal kanal milleti galeyana getirdiyi yok. onlar ülkemize sahip çıkmayan yandaş medya dışında. ülkemize, bayrağımıza, laik'leiye, cumhuriyete, ve en önemlisi ulu önder ATATÜRK'ümüze sahip çıkıyor. en azından yandaş medya dışında kaldılar. tebrik ederim.
    S.A.
    A’RAF 179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.AEO.:45:

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı uydu3405 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Ulusal kanal ve Halk tv hala kışkırtma yayınlarını yapıyorlar farkındamısınız.
    evet farkindayiz hukumetin yaninda degiller obur haber kanallari gibi basbakan daki bu inat oldugu suerece ortam hep gerilecek cikip iki yumsak soz etseydi ne olurdu yani cumhurbaskani ve arinç ne guzel cikip ortami yumsatacak dil kullandilar basbakanin kendi esine dahi tahamulu yok
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Arkadaşlar biraz kendinize gelin bu ne kin saygısızlığın daniskası bu sitede her görüşten insanlar var. Yazılanları site yönetimi hiç okumuyor mu adamların amacı ne ağaçlar kesilmesin yeşil alan yok olmasın birileri ne yapıyor düşman üzerine gider gibi gazla, copla su ve kışkırtıcı söylemleriyle halkı galana getiriyorlar bunlar hoş bir şey değil

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı hilalyıldız Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    S.A.
    A’RAF 179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.AEO.:45:
    Öncelikle kimin ceheneme kimin cennete gideceyini siz ne bilebilirsiniz nede tahmin edebilirsiniz. ve benim için öbür dünya diye bir şey yok. cennete cehennemde burdadır. kiminse cennete veya cehenneme gideceyi belli olmaz. Beyefendi siz başka gezegenden falanmı geldiniz, ne cini ne arafı ne salatası. kendinizi ifade etmeyi öğrenin lütfen. insanlara zulüm yapılmaz. insan olana şiddet uygulanmaz. şiddeti şu an için hükümet uyguluyor. akpli bazı burokratlar ulu önder ATATÜRK. anıtkabirini kaldıracaklarsa. yasaklarlarsa. ve işte bazılarıda adana hatay bölge insanı kaşınıyorsa. artı kaldıki akp'ye gönül verenler, başbakana ÖL DE ÖLELİM TAKSİMİ EZELİM deyip. böyle bir tezehhurat yapacaksa. ve siz yanlış konuşuyorsunuz, böğle konuşmayın, bu konuşmalar size yakışmıyor demeyip, bu sloganları atanlardan sorumlu değiliz diyecek bir zihniyetin peşinde koşan insanlar suçludur. bana cevap yazacaksanız size reply yapmıyacam veya sizi karşıma almak içinde bu mesajları yazmadım. ama bana cevap yazacağınız yerde ben şahsen kendinizi geliştirmenizi öneririm. saygılarımla aliharbiye.


    Nötig. Ben size akp partisine gönül vermişbir vatandaşın elinde yazılan bir mektupu copy yapıp okumanızı rica ediyorum. umarım okumak için bir nebze sabır gösterirsiniz.

    AK Partili gencin Başbakan'a Mektubu.

    Bu kez Başbakan'a seslenen oyunu AK Parti'ye vermiş bir genç. Bülent Peker isimli Karadenizli genç öyle bir mektup yazmış ki sosyal medyada paylaşım rekoru kırıyor.

    Günlerdir süren Gezi Parkı eylemleriyle ilgili bir çok sanatçıdan Başbakan'a mektup gitmişti. Ancak hiç biri bu mektup kadar büyük ilgi görmedi.


    Sosyal medyada paylaşım rekoru kıran mektup AK Parti'ye oy verdiğini söyleyen Bülent Peker isimli 33 yaşındaki bir gençten. Karadenizli ve aslen de "Gürcü" olan genç, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset okumuş.


    "Ak Parti’li Direnişçiden Başbakana Mektup"başlıklı yazısında 'provakatör' yaftası yememek için kendisinden açıklıkla söz etmiş. Ardından da şunları yazmış;


    "Sayın Başbakanım,"


    Bilmenizi isterim ki; iktidara geldiğiniz ilk günden bu yana bir seçmen ve destekçiniz olarak partinizin yanında yer aldım. Oy kullandığım bütün seçimlerde Ak Parti’ye oy verdim. Ak Parti’ye ait yerel yönetimlerin ulusal ve uluslararası ölçekteki projelerine danışmanlık yaptım. Toplantılarınıza katıldım. Size ve birlikte yola çıktığınız insanlara yapılan tüm haksızlıkların karşısında durdum.


    BALKON KONUŞMASINI GÖZLERİM DOLU İZLEDİM


    Siz, 28 Şubat, askeri vesayet, baş örtüsü, özgürlükler, Mavi Marmara, Ergenekon, Anayasa ve en nihayetinde çözüm süreci gibi onlarca konuyu savunurken aklım ve ilmim yettiğince sizi savundum ve destekledim. O meşhur balkon konuşmanızı gözlerim dolu ve mağrur bir şekilde dinledim. Defalarca etrafıma dinlettim.


    Sahip olduğum bütün imkânlara rağmen bir kez olsun hak yemedim, haram yemedim ve kendi gücümce yedirmedim. Tüm bunlara rağmen etrafım ve çevreme göre; kimi zaman “******” oldum, “yandaş” oldum, “düzenin adamı” oldum ama bir gün olsun “doğru bildiğimden şaşmadım”.


    Biz kimdik, ne olduk?


    Biz, hayatımızın baharında yerleşik düzenle mücadele etmeyi, yapılan tüm haksızlıklara ve taşkınlıklara rağmen sabırla direnmeyi, her ırktan, görüşten, milliyetten insanı dinlemeyi öğrendik.“Kefeni giyip çıktım” dediğiniz yolda gencecik bedenlerimizi, akıllarımızı ve ruhlarımızı size emanet ettik. Hiçbir zaman “sandıkta bir oy” değildik. Eğitimi, tahsili, ahlakı, kültürü, vicdanı ve tüm insani birikimi ile olsa olsa bu memleketin geleceği bizler idik. Öyle gördük, öyle bildik, öyle inandık… Şimdi ne oldu da bir avuç provakatör, darbeci, çapulcu olduk?


    İşte bu bizim hikâyemiz…


    Anlatacaklarımın bundan sonraki kısmına derdimi daha iyi ifade edebilmek için resimlerle devam edeceğim Sayın Başbakanım. Gerçi siz benden daha iyi biliyorsunuzdur ama olur ya atladığınız bir şeyler vardır diyerek bu resimleri seçerken kronolojik bir sıralama yapmaya özen göstereceğim…


    Önce “biz” değildik… Onlar vardı…


    Bir hafta önce başladı her şey. Önce birkaç görüntü ilişti gözüme televizyonlarda. Yukarıda Allah var, “hiç önemsemedim”. “Tevekkeli zeki insanlar ama bunların da hayatı muhalefet be” dedim ve geçtim…


    Ya kardeşim olsaydı…


    Derken bir gün ansızın bu görüntüler düşmeye başladı sosyal medyadaki hesabıma… Gerçi siz Twitter başa bela dediniz ama biz Sizi, Cumhurbaşkanımızı, Suat abimizi ve hatta Melih Gökçek’i bile hep oralardan takip ettik bugüne kadar…


    Bir gece yarısı ansızın Gezi Parkı’na giren kolluk kuvvetlerimizin nefretine ve şiddetine tanık olduk ekranlarda. Ortalığı nasıl dağıttıklarını, çadırları nasıl yaktıklarını, bilmem kaç bar basınçla insanların kafasına nasıl su sıktıklarını izledik. Üzüldük…


    Ben bunlara bakarken, memlekette olan eli öpülesi anam aradı telefondan. İstanbul’a gittiğimi biliyordu. Dikkatli olmamı salık verdi her zaman ki. Dua edip kapattı. Bir resimlere baktım, bir de kendime… Düşündüm… Dedim, ya bu kızcağız benim kardeşim olsaydı..?


    Ve bir kardeşimiz daha ilişti gözüme… Memlekette adam kalmamış gibi sanki, dikilip tek başına bir TOMA’nın karşısında göğsünü siper eden…


    Ve o büyük vatanperverin dizeleri yankılandı beynimin içinde…


    Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
    Benim “iman dolu göğsüm” gibi serhaddim var.
    Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
    ‘Medeniyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?


    Büyüklerimden öğrenmiştim. Parayla “imanın” kimde olduğu bilinmez diye. Sizce de öyle değil mi Sayın Başbakanım?


    (Bilmenizi isterim ki; ben bundan sonra katıldım bu direnişe…)

    (...) Basit bir eylem bir direnişe nasıl dönüşür?


    Hani hep diyorlar ya bunların derdi üç beş ağaç değil diye… Doğrudur, ne yalan söyleyeyim. Karadeniz’in yeşilliklerinde büyümüş, yeşile doymuş bir evlat olarak doğa için canımız feda ama soruyorum size “insan” olmadıktan sonra, doğa neye yarar?


    BİZ FİKRİ GENÇ APOLİTİK GENÇLERİZ


    Biz; bu ülkenin düşünen, okuyan, üreten sağduyulu evlatlarıyız. Ülkemiz ve milletimiz kadar özgürlüğüne düşkün, hakkını aramasını bilen, aslında apolitik yetişmiş ama yeri geldiğinde politikanın alasını yapabilen fikri genç, kimliği genç beyinleriyiz.


    Biz; Ak Parti, CHP, MHP, BDP, TKP, İP değiliz.Biz apolitik yetişmiş bir neslin yine apolitik kitleleriyiz. Biz bindirilmiş kıtalar da değiliz üstelik. Örgüt değiliz, örgütlü de değiliz. Şiddet ve provokasyon taraftarı şerefsizlerden hiç değiliz. İlla bir provokatör görmek istiyorsanız lütfen önce kendi çevrenizden başlayınız.


    Bizlerin arkasına geçmiş provokatif tipler olamaz mı? Elbette olabilir. Ama siz de iyi bilirsiniz ki; bir devlet kendi halkının arkasını kollamadığı zaman o halkın arkasına geçen çok olur. Gençliğimiz sizi yanıltmasın, biz tarihi dogmalarla değil, internet aleminde milyon tane farklı kaynaktan okuyarak öğrendik.


    Biz; elimizde telefonlar, kucağımızda laptoplarla “pasif ve barışçıl direnişi” ve “orantısız zeka kullanımını” benimsemiş, “teknolojik devrimi”yaşamış yeni jenerasyonuz.


    Biz; yeri geldiğinde kendiyle dalga geçen, en sıkıntılı zamanlarda bile gülümsemesini bilen , gündüz ekmek parası peşinde ama iş çıkışı davasını gütmeye gidenleriz. Şiddet anlamında değil ama duygusal dünya olarak bizler dengesiz tipleriz vesselam. Duygularımız patlamaya görsün yeter ki…


    Kısacası biz; ülkemizin bize, yaratıcılığımıza ve üretkenliğimize ihtiyacı olduğunun farkındayız. Zaten bu yüzden buradayız.


    Sayın Başbakanım,


    Biz sizinle geçmişle hesaplaşmaya, alışılagelmiş tüm doktrinleri yıkmaya, halkına, milletine, doğasına ve özgürlüğüne saygı duyan, dünya devi bir Türkiye yaratmaya da varız, insanca yaşayabilmek için gerekirse kavga etmeye de… Bu bizim değil, aslında sizin tercihiniz…


    Biz sadece demokratik hakkımızı kullanıyor ve iletişim kurmak istiyoruz. Dinlenmek, anlaşılmak ve saygı duyulmak istiyoruz. Derdimiz, meselemiz sizin istifanız değil. Haa ben bu ülke için faydalıyım, ille de ben olacağım diyorsanız o zaman biz de “balkon konuşmasındaki Recep Tayyip Erdoğan”ı istiyoruz, bugün bize sunulanı değil.


    Bir sürü danışmanınız varken, ne yapmanız gerektiği konusunda bizden size tavsiye vermek düşmez Sayın Başbakanım. Ama illa somut bir şey söylememizi isterseniz, size yine sizin kullandığınız bir cümleyle cevap verelim.


    “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı…”
    Bilmem anlatabildim mi?


    Saygılarımla,
    Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı / Gezi Parkı Direnişçisi


    BU MEKTUBU YAZAN BÜLENT PEKER KİM?


    Günün en çok paylaşılan mektubuna imza atan Bülent Peker, kendisini şöyle anlatıyor;


    "Mektubumdaki başlığın mahiyetine bakarak olur da hakkımda “provakatör” yaftası yapıştırmayasınız diye derdimi anlatmadan önce kendimden bahsetmek zorundayım ne yazık ki…


    33 yaşında, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset tahsili yapmış, iki yabancı dil bilen, teknoloji dahil dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip eden, hayatının 3’te 1’ini 30’a yakın ülkeyi gezerek ve yaşayarak geçirmiş, aslen Karadeniz’li ve Gürcü kökenli ama aslanlar gibi bir Türk evladıyım…


    Beş vakit namazında ve niyazında olan annem ve babam dâhil ailemin hiçbir ferdi bugüne kadar hiçbir yasa dışı oluşum, toplantı, gösteri vb eylemler içerisinde yer almamış, var gücüyle vatanı ve milleti için çalışmış - yani özetle ötekileştirebileceğiniz hiçbir sosyolojik, ekonomik ve siyasal bir gruba ait olmayan - standart bir Türk aile yapısına mensubum.

    Kaynak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Konu aliharbiye tarafından (10-06-2013 Saat 13:26 ) değiştirilmiştir.
    LEBEN ?

Sayfa 1/5 12345 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •