Hiç bir ülke için darbeleri savunmak gayri ahlâkidir,demokratik değildir hukuk düzeniyle bağdaşmaz.Bu genel doğruya aklı başında bir kimsenin alkış tutması da olası değildir.
Amma velakin halkın oyuyla kurulan çoğunluk iktidarlarının hepsi de demokratik değildir.Önce kendi meclislerini yakarlar,sonra ibadethanelere saldırırlar,yetmezse vatandaşlardan bir kısmını ötekileştirerek diğer bir kısmını da onun üzerine saldırtırlar.Kıta Avrupasında Franko,Salazar Adolf Hitler, Musolini ve Stalin gibi liderler çoğunluk iktidarıyla diktatör olanlardır.
Bir de ekonomisi dışa bağımlı,silahlı kuvvetlerinin donanımı Noto'ya bağımlı,enerji bakımından hepten dört bir yöne bağımlı,siyaseten ise içerde Türban,dışarıda müslüman odaklı ümmet politikası güdenler var ki,maaşallah elini uzattığı,ayak bastığı her yerde kardeş kanı durmak bilmiyor.İşte Libya,Fas,Cezayir,Tunus,Yemen,Mısır ve Suriye.Hepsi de dostumuz,din kardeşimiz,aramızda Osmanlıdan beri süre gelen kültürel ortaklığımız olan devletler...Ne hikmetse bizim liderler gidip te onlara demokrasi dersi vermeye başlayınca hepsi de ummanda fırtınaya yakalanmış tekneler gibi iç savaşın girdabında boğulup gidiyorlar.
Ve bizim siyasetçilerimiz bilimi,aklı kaderciliğin önüne koyarak çağdaş bir toplum yaratma çabasındaki ulusal liderlerin adını bile anmaya tenezzül etmeden şark kurnazlığı ile şapkadan demokrasi tavşanı çıkartmaya çalışıyorlar.