NEDİR BU SÜLEYMAN SEBA DÖNEMİ?
Hatırlamayanlar veya yaşları genç olanlar için kısaca Süleyman Seba döneminin ne olduğundan bahsedelim. Seba devlet memurluğu geçmişi olan ve mütevaziliğiyle dikkat çeken bir klüp başkanı idi. Beşiktaş adına aldığı en önemli karar, 2 sene üst üste 2. olunmasına karşın, kendisi gibi mütevazı ve disiplinli, ancak duygularını hiç belli etmeyen Gordon Milne’yle devam kararı almasıydı. Bu karar sonraki 3 yılda (90,91,92) üst üste (biri namağlup) şampiyon olan bir Beşiktaş ortaya çıkardı. Aynı takım 93 yılında 4. şampiyonluğa giderken 8-10 puanı sadece hakem hataları sonucu kaybetti ve averajla (Galatasaray’ın unutulmaz 8-0 lık Ankaragücü galibiyeti sonrası) 2. oldu.
Yine Süleyman Seba’nın aldığı en şanssız karar ise, liderin 7 puan gerisinde kalınan ertesi sezonun (93-94) başlarında Gordon Milne’i gönderme kararı oldu. Bu kararda Gordon Milne’in seçtiği iddia edilen yabancı oyuncuların kötülüğü, onun şova dönük olmayan kişilğinin taraftarları sıktığı iddiası ve Avrupa Kupaları’ndaki başarısızlığı gibi bahaneler öne süren kimi ihtiraslı yöneticilerin baskısı etkili oldu. Ancak en acısı, Gordon Milne’in takımının başında sahaya çıktığı son karşılaşmada, o sıkıcı(!!) Beşiktaş Trabzonspor’u tarihi bir skorla tam 7-0 yendi. Ve şu da bir gerçek ki, Beşiktaş gerek o sezon gerekse de sonraki sezonlar şampiyoluğu kovalayacak bir yapıya sahipti. Daha da önemlisi Beşiktaş yenilse bile (ki nadiren yeniliyordu) oynadığı futbolla taraftarına zevk veriyorken, sezon ortasında gelip takımı 1,5 sene çalıştıran ve 2. sezonunda şampiyon yapan Daum’un oynattığı futbol (kendisine oyuncu seçimi konusunda çok daha fazla bütçe sunulmuş olmasına karşın) galibiyetlerde dahi zevk vermiyordu.
Bu dönemin diğer özellikleri arasında altyapıdan çıkan oyuncu bolluğu (ki bunda Serpil Hamdi Tüzün’ün büyük katkısı olmuştur) da vardır. Sergen, Ali, Feyyaz, Rıza, Gökhan, Metin vb hep altyapıdan geçmiş ve Beşiktaş kültürünü bilerek ve sahiplenerek A takıma yükselmiş oyunculardır. Bu kültürle yetişen futbolculardan kurulu Beşiktaş, Kadıköy’de 5-1 galibiyetle biten bir Fenerbahçe karşılaşması içinde ve sonrasında dahi centilmenliğe aykırı veya şımarıklık ihtiva eden tek bir harekette bulunmamıştır.
Bir diğer özelliği ise, Avrupa Kupaları’nda ilk turlarda sürekli eşleştikleri İnter, PSV Eindhoven, B. Dortmund gibi dönemin çok güçlü takımlarına karşı çok iyi futbol oynamasına karşın tek farkla kaybedilen karşılaşmalardı. Bunda Türk futbolunun o zamanki yapısı kadar Beşiktaşlı oyuncuların tecrübe eksikliği de etkili olmuştur.
Dönemin duraklama kısmı Gordon Milne’in gidişi ile başlamış, Beşiktaş’ın 3. büyük gibi görünmesinden rahatsızlık duyan kimi genç yöneticilerin baskılarıyla düşüşe geçilmiş ve bir zamanların o vefakar taraftarının “Ahmet Dursun Seba Gitsin” sloganlarıyla son bulmuştur.


Teşekkur:
Beğeni: 

Alıntı

Yer imleri