Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
6 sonuçtan 1 ile 6 arasý

Konu: Fenerbahçe Spor Kulübü kuruluþ tarihi

  1. #1

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart Fenerbahçe Spor Kulübü kuruluþ tarihi



    Ýstanbul’un Kadýköy yakasý; Tarihlerin henüz 1900 yýlýna ulaþmadýðý Ýstanbul’da, Kalamýþ’ýyla




    Fenerbahçe’siyle, Caddebostan’ý Suadiye’si Moda’sý ile adeta bir rüya beldesi... Göz alabildiðine bomboþ arsalarla yemyeþil çayýrlara sahip bu yörede, doðanýn insanlarý spor yapmak için sanki teþvik ettiði yýllar...
    Ve de, Ýstanbul’un silüeti deniz üzerinde uzaklardan perde perde yansýyýp dalgalanýrken, Fenerbahçe Burnu’nda yanýp sönerek yol gösteren bir fener Türk sporuna önderlik edeceði bir kulübe sembol olmanýn da gururu içinde, Adalar’a, Marmara’ya, daha da ötesi uzak yýllara doðru ayný þevkle ýþýk saçacaðý günlerin özlemi ile çakýp durmaya baþlamýþtý sanki... Ve de Kadýköy, o dönemlerde en güzel semti olan Fenerbahçesi’nin baðrýndan çýkaracaðý takýmýný önce yakýnlara, sonra da yarýnlara armaðan edeceði günleri bekliyordu gayri...
    Kuþdili Çayýrýnda Ýlk Futbol Oyunu;
    Ýlk futbol oyununun, bugünkü anlamýyla ilk kez 1823 yýlýnda Ýngiltere’de oynanmaya baþlamasýnýn üzerinden neredeyse yýllar ve yýllar geçmiþti. Nihayet tarihler 1890’lý yýllara ulaþtýðýnda, Moda’da oturan Ýngiliz’ler de bu ***ifli spordan iyice etkilenmiþ ve o yemyeþil arsalarýn bulunduðu Kadýköy’ün geniþ alanlarýnda, futbolu oynamaya baþlamýþlardý. Seyri çok ***ifli bu oyunun, çevredeki Türk gençlerinde de ilgi uyandýracaðý ve de bu sporu onlara sevdireceði pek tabii idi ve hatta da kaçýnýlmazdý. Ama ne var ki, o sýralarda süren monarþi rejimi nedeniyle Müslüman Türkler için cemiyet kurmanýn ve hatta mevcut cemiyetlere dahi üye olmanýn yasak olmasýndan dolayý, Kadýköy Çayýrlarýnda top koþturan Ýngiliz gençlere yine ancak Rum gençleri eþlik edebilmekteydi. Yine de, hemen her akþamüstü bilhassa Kuþdili Çayýrýnda yapýlan bu futbol maçlarý ya da



    antrenmanlarý, Kadýköy halkýnýn büyük bir kesiminin ilgisini çekmekte, genellikle akþamüstleri zevk için de olsa oynanan bu futbol oyunu için, Kalamýþ’tan, Moda’dan, Kuyubaþý’ndan, ve hatta Haydarpaþa civarlarýndan gelecek öbek öbek halký, gününe ve hava durumuna göre küçük ya da büyük kümeler halinde bu oyunu seyretmeye yöneltmekteydi. Kadýköy halkýnýn ekserisi ikindi sularýnda ayaklanýr, günlerden Cuma ve Pazar deðilse yani Kurbaðalýdere’nin kenarýndaki salaþ tiyatroda Komik Hasan’ýn tuluat kumpanyasý oynanmýyorsa Kuþdili Çayýrý’na doðru yola koyulurlardý. Yok, eðer günlerden Cuma ya da Pazar ise de, Moda’ya doðru ya da þimdiki Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduðu Papazýn Çayýrý’na doðru yola koyulurlardý (*1). Omuzdaþ kýlýklý, burma býyýklý tüylü tüysüz gençler, yanlarýnda boy boy çocuklarla haným nineler ve de orta yaþlý hatunlar, Arap bacýlar, ahretlikler, kahvede pineklemekten usanan efendi kiþiler, burada çayýrý çepeçevre kuþatýr, kadýnlar getirdikleri kilimleri yayarlar, erkeklerin kimi topraða baðdaþ kurar, kimi büyükçe bir taþa oturur, kimi ayakta dururdu. Sucusu, dondurmacýsý, kaðýt helvacýsý, simitçisi, baloncusu, Eyüp oyuncakçýsý velhasýlý satýcýlarýn her çeþidi burada arzý endam eyler, burayý adeta panayýr yerinden farksýz kýlardý. Ortadaki saha olacak alanda ise, kapý gibi gövdeli, baþlarý açýk, renk renk gömleklerinin kollarý sývalý, göðüsleri fora, bacaklarýndan dizkapaklarýna kadar þortlu bir alay adam soluk soluða koþuþurlar, birbirlerine çarpýp çarpýp, alt alta üst üste mecelleþirler, güya da top oynarlardý. Oynanan bu futbollardan örnek alan bazý gençler, Kadýköy’ündeki arsalarda ya da geniþ çayýrlarda onlar gibi top oynamaya heveslenir, karman çorman bir biçimde, bir harradýr bir gürradýr gider, topa en çok vuranla onu en havalara yükselten erbab sayýlýrdý. Ne var ki bir süre sonra, bir baþka deyiþle 1900’lü yýllara iyice yaklaþýlmasýyla birlikte, Moda’da oturan Ýngiliz gençlerinin artýk modern futbolu oynamaya baþlamalarý ve dolayýsýyla da oynadýklarý futbolu daha seyredilir bir halde sunmalarý, kendilerini hayran hayran seyreden Kadýköy’lü gençlerin yüreklerinde birtakým kýpýrdanmalara sebep oluyor, onlar gibi organize bir takým kurma isteklerini ise, vazgeçilemez bir tutkuya dönüþtürmeye baþlýyordu.



    Kadýköy Football Association ;
    1890’lý yýllarda Ýstanbul Moda’da yaþayan Ýngiliz ailelerinden La Fontaine, Giraud, Whittall, Charnaud, Pears, Armitage aileleri Kadýköy ve Moda’nýn çayýrlarýnda kendi aralarýnda bu oyunu yeni yeni oynamaya baþladýklarýnda, Ýzmir’de yaþayan Ýngiliz aileleri, Bornova çayýrlarýnda bu oyunu çoktan oynamaya baþlamýþlardý bile (*2). Zira sosyal ve idari bakýmdan payitaht Ýstanbul’a uzak ve rahat iki þehir olan Selanik ile Ýzmir, 1870’li yýllarda Osmanlý’nýn futbol oyunu için ilk taraftar bulduðu topraklarý oluyor, futbol oyunu o dönemlerde dini inançlarýn da etkisi ile Müslüman Türkler arasýnda geliþemediðinden, böylece de Osmanlý topraklarý üzerinde ilk defa gayrimüslim ve levanten (ülkede yerleþmiþ bulunan yabancý uyruklu) vatandaþlar tarafýndan oynanýyordu.
    Moda’da futbolla tanýþan ilk ailelerin Ýstanbul’da Ýngiltere elçiliði personeli görevlileriyle aralarýnda yaptýklarý maç rekabetini, 1894 yýlýnda Ýzmir’de "Football Club Smyrne"nin kurulmasý ile birlikte Ýstanbul - Ýzmir rekabeti izlemeye baþlýyordu (*3). Ýzmir’de futbolun öncülüðünü yapan James La Fontaine, 1889 yýlýnda Ýstanbul’a yerleþtiðinde, Kadýköy’de Ýngilizlerin futbol-rugby karýþýmý bir oyun oynadýklarýný görmüþ ve onlarla kýsa zamanda dostluk kurarak, daha iyi bildiði futbol oyununu onlara kabul ettirmiþti. Tarihler 1897 yýlýný gösterdiðinde, James La Fontaine ve arkadaþlarý Kadýköy yakasýnda ilk kez bir futbol takýmý olarak Kadýköy Football Associationadý altýnda toplanýyor, takýmý oluþturan Ýngiliz, Rum, Ermeni gençleri, genelde Ýstanbul’a sefere gelen Ýngiliz gemicilerle oynadýklarý oyunlarýný Kadýköy’ün çayýrlarýnda sürdürüyor, ve her akþamüstü (ilk bölümde geniþ bir biçimde sunduðumuz) o kalabalýk izleyici kitlesine de seyrettiriyorlardý. Bu müsabakalar halkýn öylesine ilgisini çekmiþti ki "Football Association" takýmý, iki yýl içerisinde "Ýzmir Karmasý" ile karþýlýklý olarak futbol maçlarý yapmaya yönelmiþti.



    "BLACK STOCKINGS FC" Kuruluyor ;
    Ne var ki, Sultan 2. Abdülhamid’in padiþahlýðýnýn sürdüðü o dönemde, mevcut monarþi rejiminin korunmasý amacýyla Türk gençlerinin dernek kurmalarý yasaktý. Bu durum ise, yabancý ve azýnlýklarýn top koþturduklarý kendi topraklarýnda futbol oynamanýn imkan ve zevkinden mahrum olan ve onlarýn aralarýna karýþarak oynamak istedikleri bu cazip oyunu ancak gýpta ile seyretmekle yetinen Kadýköylü Müslüman Türk gençleri arasýnda, sadece üzüntü deðil ayný zamanda tabii ki öfke ve hýrs da uyandýrýyordu. Ýþte her türlü tehli***i göze alan bu gençlerden, deniz öðrencisi Fuat Hüsnü (Kayacan), eski hariciyecilerden Reþat Danyal ve Mehmet Ali ile, Kuþdili’nde Papazýn Çayýrý adý verilen topraklarda meþin yuvarlaða vuruþlar yapan arkadaþlarý bu özlemin sona ermesini amaçlýyorlar, ve 1899 yýlýnda da, devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak ve hýþýmlarýndan korunmak amacýyla bir Ýngiliz adý altýnda Black Stockings FC (Siyah Çoraplýlar Futbol Kulübü) ’nü kuruyorlardý. Ancak siyah çorap ve kýrmýzý üst formalarý ile Türk gençlerinin oluþturduðu bu ilk Türk spor ve futbol topluluðu daha ilk maçlarýnda hafiyelerin baskýnýna uðruyor ve hemen daðýtýlýyordu.
    1899; Fenerbahçe’nin Gerçek Kuruluþ Yýlý
    Burada dikkati çeken en önemli nokta; Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Black Stockings FC ismi altýnda 1899 yýlýndaki bu ilk giriþimindeki öncülük yapan gençler ile, ilerideki yýllarda kurulacak olan Kadýköy Futbol Kulübü (1902) ve Fenerbahçe Futbol Kulübü (1907) ismi altýnda toplanan gençlerin genelde ayný kiþiler olacaðýydý. Dolayýsýyla FENERBAHÇE KULÜBÜ kuruluþunu gayri resmi olarak 1899 yýlýnda gerçekleþtirmiþ, ne var ki iki kez kapatýlmalarý nedeni ile faaliyetlerine, ancak resmi kuruluþ yýllarý olan 1907 yýlýnda geçebilmiþti. Görülen odur ki; Black Stockings F.C. ya da Kadýköy Futbol Kulübü isimleri, amaç karþýsýnda birer araçtýrlar (*4). Ayrýca Ýstanbul’da kurulan futbol kulüplerinin listeleri incelendiðinde de; Moda Futbol Kulübü (1896), Cadi-Keuy Football Club (1899) ve Imogen (1900) takýmlarýnýn Ýngiliz uyruklular tarafýndan, Elpis (1900) takýmýnýn Rumlar tarafýndan, Black Stockings (1899), Beþiktaþ, Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin ise Osmanlý uyruklular tarafýndan kurulmuþ olduklarý da zaten görülmektedir.(*5)
    Konu bayram tv tarafýndan (20-05-2014 Saat 22:25 ) deðiþtirilmiþtir.

  2. #2

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart KADIKÖY FUTBOL KULÜBÜ Kuruluþu

    Ama yine de, aradan geçen birkaç yýl içinde ayný gençlerin bir bölümü, aralarýna yeni katýlanlarla beraber Kurbaðalýdere Köprüsü’nün hemen yakýnýndaki (þimdiki stadyumun karsýsýnda) Hurþit Aða’nýn kahvehanesinde muntazaman toplanýyor ve 1901 yýlýnda da, bu kez isim de deðiþtirerek Kadýköy Futbol Kulübü ismindeki bir yeni takýmý daha kurabilmenin çalýþmalarýný yapýyorlardý. Konu ile ilgili ayrýntýlý bilgiye, yaþadýðý yakýn tarihi, yazýlarýnda bütün ayrýntýlarý ile canlandýran üstad Sermet Muhtar Alus’un, 1951 senesinde Tarih Hazinesi Mecmuasý’na yazdýðý "Kadýköyü’nde Ýlk Futbol" isimli makalesinde rastlýyoruz ;



    Aslý gibidir) : " Zamanýn musiki üstadý Sine Kemani Nuri Bey’in anlatýþýna bakýlýrsa, futbola meraklý ilk Türk gençleri bir kulüp kurmaða, daha bir derli toplu birleþmeye karar vermiþler. Çok geçmeden arzularýný yerine getirmiþ, elbiseyi de seçmiþler; gömleðin göksü, yakasý, kol kapaklarý beyaz, öbür taraflarý kýrmýzý, pantolon keza beyaz. Kuþdili Papazýn çayýrlarýnda kendi aralarýnda maçlara giriþmiþler. Moda’daki Ýngilizlerden, Rumlardan mürekkep (oluþan) takýmýn derecesine eriþmek, onlarý yenmek baþ emelleri(en büyük arzularý). Eski cimnastikçi ve idmancýlardan Sine Kemani Bay Nuri’nin rivayetine göre, ilk oynayanlarý sayalým: Kendisi(Nuri Bey), Emced Bey, Mehmet Ali ve kardeþi Neþet Beyler, Reþat Danyal Bey, Hafýz Mustafa, Topçu zabiti Cevdet Bey, Eþref Bey, Hüsnü Paþa zade Bahriyeli Fuat Bey, Mekteb-i Sultani’li Daniþ, Tahsin (Þair Tahsin Nahit) Bey, Sarý Þevki.
    Haftalýk Malumat Mecmuasý sahibi Baba Tahir’in yevmi (günlük) Fransýzca Servet Gazetesi, bu maçlara dair teþvik yollu bir yazý neþretmiþ. Fýrsatý kaçýrmayan namlý hafiyyelerden (gizli görevli polis) biri, Sultan Hamid’e hemen jurnali(haberi) uçurmuþ: " Kadýköy gençleri, Veliahd- i Saltanat Reþat Efendi (Sultan Reþat)’nin himayesinde (korumasýnda) bir cemiyet teþkil eylemiþlerdir (oluþturmuþlardýr). Beray-i ubudiyet (kulunuz olarak), nazar-ý dikkat-i hümayunlarýnýzý celp ederim (padiþahýmýn dikkatlerini çekerim). Ferman."
    Ve tabii ki, yine rejim ve futbolun haram sayýlmasý nedeniyle dini baskýlý, ancak daha sýký hafiye baskýsý sonucunda da zaptiye teþkilatýnýn baskýnýyla bu giriþimler de yine engelleniyor ve Kadýköy’lü gençler bir kez daha daðýtýlýyordu. Ne hazin bir kaderdir ki, Olimpiyatlarýn Atina’daki açýlýþ gününe rastlayan 6 Nisan 1896 tarihinde Tatavla (Kurtuluþ)’da bir gurup Rum vatandaþýmýzýn teþebbüsüyle "Tatavla - Heraklis Jimnastik Kulübü" þaþalý bir biçimde tabii ki de kurulurken(*6), ondan iki yýl sonra tamamen Türk gençlerinden oluþarak kurulmaya çalýþýlan "Kadýköy Futbol Kulübü" mevcut rejim nedeniyle hemen kapatýlýyor, kurucularý ise sürgün edilmekten zor kurtuluyordu. Bu durum Türk sporunun kulüpler yolundaki geliþimini en az 5 yýl geciktirecek ve yurdumuzda futbol aðýrlýklý sporun temeli de, yabancý egemenliði ve anlayýþý ile atýlacaktý (* 7).
    Ýþte Ýstanbul’da, hem Pera yakasýnda hem de Kadýköy yakasýnda oturan ecnebi (levanten) ve gayrimüslim vatandaþlarýmýzýn, törenlerle kurduklarý ilk kulüplerinin yaþama hakkýný elde etmelerine karþýn, yine kalpleri spor aþký ile çarpan Kadýköy’lü Türk gençlerimiz tarafýndan giriþilen her iki cesurane teþebbüsün gerçekleþememesi, onlarýn içindeki bu ateþi söndürmüyor, aksine, Kadýköy’de bir futbol kulübü kurmalarýna hiçbir kuvvetin engel olamayacaðý gerçeði ile, daha henüz ismi bile belli olmayan ve fakat ki Kadýköy’ün baðrýndan çýkacak ve gelecekte milyonlarca taraftara sahip olacak bir kulübü kurmalarý için, sadece sayýlý yýllarýn kaldýðýný da sanki artýk iyiden iyiye hissediyorlardý.



    kadýköy’de Kuruluþu Bekleyiþ ; Güneþ, 1900’lerle henüz tanýþmýþ. Ýstanbul’un her semti ayný sýcaklýkta ayný cömertlikte aydýnlanýrken, Kadýköy yakasýnda gökyüzü hep puslu, sanki her dem kapalý gibi. Kuþdili Çayýrý mahzun, Papazýn Çayýrý solgun gibi. Fenerbahçesi’nde bahçeler çiçeksiz, köþklerinde kanaryalar suskun, güllerle bülbülleri küs gibi... Zira, içleri spor aþký ile yanan Türk gençlerinin Kadýköy’de kulüp kurma istekleri "saray"ca iki kez engellenmiþ, levanten ve gayrimüslim vatandaþlarýmýzýn ayný isteklerine ayný saraydan izin çýkarken, Kadýköylü gençlerimiz sarayýn rejimine karþý iki kez yenilmiþ gibi. Ýþte bu nedenledir ki, gayri tüm Kadýköy halký suskun, biraz da yaralý, Kalamýþ’ta esen rüzgar bir mahzun, Fenerbahçesi’nde çakan "Beyaz Fener" bir mahzun gibi. Ýþte bu nedenledir ki ; galip, sanki bu yolda maðlup gibi...
    Ve de deniz üzerinde Ýstanbul’un silüeti, karþý uzaklardan perde perde sahile akarken, "ýþýksýz FENER, çiçeksiz BAHÇE " misali biçare yarýmada, mahzun bir eda ile karþý sahilindeki sarayýn ufuklarýna doðru bakýp bakýp kuruluþ izninin çýkmasý hayali içinde " Bu memlekette bir gün sabah olursa Haluk. " mýsralarýný yüreði yaralý fakat gönlü ümitle dolu bir þekilde sanki okur da, devlet kapusundan da medet bekler gibi...
    Konu bayram tv tarafýndan (20-05-2014 Saat 22:28 ) deðiþtirilmiþtir.

  3. #3

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart Ýstanbul’da ilk "futbol ligi" günleri

    Evet, istibdat ; bir baþka deðiþle o dönemki mevcut " mutlak hakimiyet " rejimi, yurdumuzda cemiyet kurmak ya da bu bünyede spor yapmak hakkýný Türklere yasak etmekteydi. Ýþte sýrf bu nedenle, Fuat Hüsnü (Kayacan) Bey ve tamamen Türk gençlerinden oluþan arkadaþlarýnýn Fenerbahçe Spor Kulübü’müzü kurma teþebbüsleri, gerek 1899 yýlýnda Türkçe isim vermeden bir Ýngiliz ismi altýnda kurmak istedikleri "Black Stockings F.C./Siyah Çoraplýlar Futbol Kulübü" olsun, ve gerekse de 1902 yýlýnda bu kez isim deðiþtirerek kurmak istedikleri "Kadýköy Futbol Kulübü" olsun, sarayca engellemiþti. Bu durum ise, ülkemizde kurulan ilk spor kulüplerinin yabancýlar ile gayrimüslimler tarafýndan oluþmasýna sebep olacak(*8), Türk sporunun kulüpler yolundaki geliþimini ise en az 5 yýl geciktirerek, yurdumuzda futbol aðýrlýklý sporun temelinin "yabancý egemenliði ve anlayýþý" ile atýlmasý neticesini doðuracaktý (*9).



    Nitekim, Kadýköy Futbol Kulübü’nün mevcut bu rejim nedeniyle hemen kapatýlarak daðýtýlmasýnýn ardýndan, 1902 senesinde James Lafontaine ile Horace Armitage isimli kiþiler hemen hemen tamamý Ýngiliz’lerden oluþan "Cadýkeuy Football Club"; (Kadýköy Futbol Kulübü) isimli futbol takýmýný kuruyor ve kuruluþunun iznini de alýyordu (*10). Bunu, 1903 senesinde Moda’da oturan Ýngiliz gençlerin "Moda Football Clup", 1904 senesinde de Kadýköylü Rum vatandaþlarýn "Elpis(Ümit)Futbol Takýmý"ný kurmalarý izliyordu. Ayný yýl Ýngiliz elçilik gemisi "Ýmogene" nin de ayný isimde bir futbol takýmý kurmasý üzerine, Türkiye’deki ilk lig organizasyonunu gerçekleþtiren James La Fontaine, 1904 senesi sonbaharýnda "Constantinople Football Liege" ( Ýstanbul Futbol Ligi ) adý ile Ýstanbul’daki ilk futbol ligini kuruyordu. (*11)
    Cadýkeuy (Kadýköy), Moda, Elpis ve Ýmogene takýmlarýnýn oluþturduðu ligdeki organizasyon olan "Pazar Ligi" ismi altýnda yapýlan bu maçlar, bugünkü Fenerbahçe Stadýnýn bulunduðu Papazýn Çayýrý’nda sürüyor ve halk tarafýndan da büyük bir ilgi ile takip ediliyordu. 1904 tarihindeki ilk Pazar Ligi þampiyonluðunu Ýmogene Takýmý, 1905 yýlýndaki ikinci Pazar ligi þampiyonluðunu ise Cadýkeuy (Kadýköy) Futbol Takýmý kazanýyordu. Tarihler 1905 yýlýný gösterirken , Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) öðrencileri tarafýndan okulun çatýsý altýnda kurulan Galatasaray Futbol Takýmý, Kadýköy’deki Papazýn Çayýrý mevkiinde Kadýköy Frerler Mektebi (Saint Joseph) takýmý ile maçlarýna baþlýyor ve 1906 yýlýndan itibaren de Ýstanbul Futbol Ligine resmen katýlýyordu.
    1907, Resmi kuruluþa doðru
    Gayri takvimlerin o en güzel yýl olan 1907 yýlýnýn ilk yapraklarýný gösterdiði günler... Sultan 2. Abdülhamid Han, 33



    yýllýk saltanatýnýn baskýlý rejime dayalý son yýlýný yaþamakta olduðunun sanki farkýnda. Saltanatý ile uðraþanlarla boðuþmaktan futbol topu peþinde koþturanlarla uðraþmaya ayýracak pek fazla vakti ve de gönlü kalmadýðýndan bu tür oluþumlara karþý uygulattýðý baskýyý da, resmi de olmasa biraz gevþetmiþ. Zaten gayri müslimler ile yabancýlarca ortalama on yýldýr oynanmakta olan futbol oyununa gözleri ve de gönülleri biraz da alýþmýþ. Kadýköy yakasýndaki Kördere Sahasý ile Kuþdili Çayýrý’nda, o ilk yýllarda göz açtýrmayan top uçurtmayan saraylý hafiyelerden görünürde eser kalmamýþ, Türk gençleri, resmi formalý olmasa da buralarda sanki rahat rahat top koþturur bir halde. Gerçi, bir jimnastik kulübü olarak "Beþiktaþ" ile, Fransýz Mektebi Takýmý hüviyetini arkasýna almýþ bir futbol kulübü olarak "Galatasaray", kuruluþ faaliyetlerini Ýstanbul yakasýnda gerçekleþtirebilmiþ ama, karþý kýyý Kadýköy yakasý o dönem için adeta bir baþka belde, adeta Ýstanbul’a taþra...
    Nihayet, artýk bu yakada da beklenen günlerin yakýnlýðý hissedilmekte. Kadýköy yakasýnda da güneþ bir baþka parlak, bahçelerde çiçekler bir baþka güzel açmakta. Fenerbahçesi’nde de kanaryalar bir baþka ötüp, burundaki fener sanki bir baþka parlak çakmakta. Zira, halkýn içinden çýkacak ilk Türk kulübünün kuruluþu için kararýn ve de onayýnýn alýnacaðý çok önemli günlerin çoðu geçmiþ, azý ise sanki artýk gelmekte...



    Ýþte, içinde bulunduklarý tarihin de desteðinden güç alan Kadýköy’lü gençlerden, Hariciye Nazýrý Asým ve Server Paþa’larýn torunu Londra Sefareti Baþkatibi Nuri Bey’in oðlu Ziya(Songülen) Bey ile Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral) Þevki Paþa’nýn oðlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçý Sami Paþazade Sezai Bey’in yeðeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Baþpýnar sokak 3 numaralý evinin selamlýk katýnda yaptýklarý bir görüþme sonucunda kuracaklarý takýmýn ilk fikir harcýný atýyorlardý. Gerekli olan parayý da finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu baþkanlýk þerefini, Osmanlý Bankasý memurlarýndan Ayetullah Bey’e katiplik (sekreter) görevini, Bahriye Subayý Necip Bey’e de kaptanlýk ve veznedarlýk (sayman) görevini veriyorlardý.
    Ayný görüþmede varýlan fikir birliði ile de ; kuracaklarý kulübün adýný oturduklarý semtin güzelliðinden esinlenerek Fenerbahçeyapacaklar, amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ýþýk saçan fenerden, formalarýndaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki ilkbaharýn sevimli müjdecisi papatyalarýn kýskançlýk ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarý ile beyazdan alacaklardý.
    Ertesi gün "Baker Maðazasý"ndan forma kumaþlarý alýnýyor, Fener armalý kýrtasiye malzemelerinin sipariþleri veriliyor, ve de dönemin güya Futbol Federasyon Baþkanlýðý görevini üstlenmiþ kiþisi James Lafontaine ile yapýlan bir sohbette de sanki kendisinden icabet alýnýyordu. Artýk kurulacak olan kulübün ismi, baþkaný, amblemi ve formalarý seçilmiþ, mesele sadece formalarý giyerek bu ismi tescil ettirecek 11 Türk gencinin bir araya getirilmesine kalmýþtý. Bu konuda da en mühim rolü St. Joseph Mektebi Türkçe Öðretmeni Enver ( Yetiker ) Bey üstleniyordu.
    "Fenerbahçe Futbol Takýmý"nýn ilk kadrosu kuruluyor ;
    Güneþ bu defa, o en güzel yýl olan 1907 senesi ilkbaharýnýn serince bir Pazar gününü aydýnlatýyor ve Fenerbahçe



    semti de bu kez, ismini yýllarca þerefle temsil edecek olan bir kulübün ilk temsilcilerinin ilk kalabalýk gövde gösterisine sahne oluyordu. O gün, Kadýköy’ündeki Kuþdili Çayýrý’nda Ýngiliz ve Rum takýmlarý arasýnda oynanan bir futbol maçýný seyrettikten sonra St. Joseph Mektebi talebelerinden oluþan bir grup, Moda Ýskelesi’nden sandallara biniyor ve koyun karþý kýyýsýnda randevu mahalleri olan Fenerbahçesi’ne geçiyorlardý. Nuri zade Ziya (Songülen)Bey ve Ayetullah Bey ile Sami Paþa zade Sezai Bey’in yeðeni Bahriye zabiti Necip(Okaner)Bey, Hintli lakaplý Mühendis Asaf (Beþpýnar) Bey ve S.Joseph Mektebi Türkçe öðretmeni Enver (Yetiker) Bey isimli gençler, burada daha evvel gelmiþ olan Hasan ve Hüseyin(Dalaklý), Galip (Kulaksýzoðlu), Nasuhi Esat(Baydar), Yanya’lý Þevkati, Elkatipzade Mustafa ve kardeþi Hamdan, Çerkes Sabri, Hayrullah, Hakký Saffet (Tarý),Hasan Sami(Kocamemi) Bey’ler ile buluþuyorlardý(*12).
    Çoðunluðunun, yakýnda kurulacak olduklarý takýmýn ilk oyuncularýný teþkil edecek olan bu gençler için o gün, Ziya Bey’in Ýngiltere’den getirttiði; önü ve kollarý düðmeli olan sarý beyaz yollu bol formalarý, lacivert þort pantolonlarý ve sarý löverli yün çoraplarý ile, Fenerbahçe’nin çayýrlarýnda ilk antrenmanlarýný yapacaklarý gündü. Kýsa zamanda çevrenin futbola kabiliyetli gençlerini de kendi etrafýnda toplayan bu kulüp, bugün için büyük bir kýymet ifade eden ilk kadrosunu, olasý olarak; Hintli Asaf – Necip , Ziya – Hasan, Hassan, Sabri – Nasuhi , Þevkati , Galip , Hüseyin , Hayrullah terkibinde (*13), ya da ; Asaf – Ziya , Sami – Ayetullah , Mazhar , Necip – Fethi , Galip , Hüseyin , Hasan , Nevzat þeklinde oluþturuyordu (*14).
    Baþta da deðindiðimiz üzere, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Black Stockings FC ismi altýnda 1899 yýlýndaki ilk giriþiminde öncülüðünü yaptýðý gençler ile, Kadýköy Futbol Kulübü (1902) ve ilerideki yýllarda kurulacak olan Fenerbahçe Futbol Kulübü (1907) ismi altýnda toplanan gençler, aslýnda yýllardýr ayný ideali sürdüren hep ayný kiþilerdi. Ama ne var ki iki kez kapatýlmalarý, yasal faaliyetlerine ancak resmi kuruluþ yýllarý olan 1907 yýlýnda geçebilmelerine olanak kýlmýþtý. Bir baþka deyiþle; Black Stockings F.C. ile, ayný amacý ve kaderi paylaþan Kadýköy Futbol Kulübü’nün isimleri, "Fenerbahçe Spor Kulübü"nün kuruluþu yolunda "amaç karþýsýnda birer araçtý "(*15). Israrla tekrar ettiðimiz bu durum karþýsýnda, 1940 yýlýnda yapmýþ olduklarý haklý bir tüzük deðiþikliði ile kuruluþ senelerini 1909 senesinden 1903 senesine aldýran Beþiktaþ Kulübü’nün ( Bereket Jimnastik Kulübü) de gerçekleþtirdiði gibi, Fenerbahçe Spor Kulübümüz olarak tüzüklerimize geçirmemiz ve de yazýlý bir deklarasyonla kamuya ilan edip düzeltmemiz gereken gecikmiþ gerçek odur ki; Fenerbahçe Spor Kulübünün kurulduðu yýl 1899’dur.

  4. #4

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart Kuruluþu Tescil Olunan Ýlk Türk Kulübü;

    Nihayet, 23 Temmuz 1908 tarihinde Ýkinci Meþrutiyetin ilanýný takiben, yurtta dernek ve kulüp kurma haklarý herkese resmen tanýnýyor, böylece, Ziya, Ayetullah, Necip ve Enver Bey’lerin önderliðinde kurulmuþ bu yeni kulüp tescil edilerek, Fenerbahçe’ye, cemiyetler kanununa göre kuruluþu



    resmen tescil olunan ilk Türk kulübü olmak þerefi kazandýrýlýyordu (*16). Kulübün ilk kurucu üyelikleri ise ; 1) Ziya ( Songülen ), 2) Ayetullah Bey, 3) Necip ( Okaner), 4) Galip ( Kulaksýzoðlu), 5) Hassan Sami (Kocamemi), 6) Asaf ( Beþpýnar) þeklinde baþlýyor (*17) ve olasý diðer üyelikler de; 7)Enver (Yetiker), 8) Þevkati (Hulusi Bey), 9) Fuat Hüsnü (Kayacan), 10) Hamit Hüsnü ( Kayacan) 11) Nasuhi (Baydar),... isimleriyle devam ederek sýralanýyordu. Konu ile ilgili olarak; ömrünü adadýðý "Fenerbahçe Kulübü Tarihi" konusunda, özellikle arþiv ve bilgi toplamada en zorlandýðýmýz kuruluþ yýllarý dönemleri ile ilgili en güvenilir araþtýrmalarý gerçekleþtirmiþ olan merhum yazar Dr. Rüþtü Daðlaroðlu’na ait (eski Türkçe ile yazýlmýþ notlarý þu an deþifre çalýþmalarý yapan oðlu Sayýn Müzdat Daðlaroðlu’nun arþivinde) Fenerbahçe tarihine ýþýk tutmakta olan not defterindeki tarihi notlar arasýnda ; "kulübün 1939 Nizamnamesinde ilk 30 kurucu üyenin isminin sýralandýðý, ne var ki, kurucu olan ilk 6 üye arasýnda yer almasý gereken Hassan Sami (Kocamemi)’nin bile bu listede isminin bulunmayýþýnýn, kendisini listenin doðruluðu hakkýnda haklý olarak kuþkuya düþürdüðü ifadesi" de ayrýca belirtilmektedir.
    Ýstanbul Þampiyonluðu Ligi ;
    1908 yýlýnda ilan edilen 2. Meþrutiyetin ilaný ile tanýnan dernek kurma serbestliði sonucunda Ýstanbul’da kurulan Türk kulüplerinin sayýsý çýð gibi artýyor, Anadolu, Beykoz, Vefa Futbol Kulüpleri de, sýrf 1908 senesinde resmen kurulup tescil edilen Türk kulüpleri arasýnda yerini alýyordu. Kýsa zamanda Türk kulüplerinin sayýlarýndaki bu artýþ ise, Ýstanbul’da yeni bir ligin kurulmasý ihtiyacýný doðuruyor, bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adýyla yeni bir lig kuruluyordu.



    Takýmlarýn sayýlarýnýn hýzla artmasýyla, Ýstanbul’da futbol alanlarýnýn sayýsý da çoðalmaya baþlamýþtý. Anadolu yakasýnda; Kadýköy’deki Kuþdili Çayýrý, þimdiki stadýn bulunduðu yerdeki Papazýn Çayýrý, Yoðurtçu Deresi yanýndaki Altýnordu’nun Kördere Çayýrý, Dereaðzý’nda Kemikçi Çayýrý, Baklatarlasý, Ýbrahimaða sahasý ile, Rumeli yakasýnda; Taksim, Talimhane, Bakýrköy, Baruthane, Karagümrük, Çukurbostan, Süleymaniye, Güzelbahçe, Beyazýt Harbiye Nezareti sahalarý, ve de Boðaz’ýn Anadolu kesiminde ise; Anadoluhisarý, Küçüksu Er Meydaný , Beykoz Ortaçeþme sahalarý mevcut sahalara eklenmiþti (*18) .
    Kuruluþu 1908 yýlýnda resmen tescil olunan Fenerbahçe Spor Kulübü, sarý beyaz olan renklerini 1909 sonbaharýnda sarý laciverte çevirmiþ (*19) , 1909 -1910 sezonuyla birlikte de Ýstanbul Futbol Ligine



    Galatasaray’dan sonra katýlan ikinci Türk takýmý olmuþtu. Ýþte, dünyanýn en hýrslý ilk 5 derbisinden biri olan Fenerbahçe – Galatasaray kulüpleri arasýndaki ezeli rekabet, ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi ) öðrencilerinin takýmý ile, yeni kurulmuþ bir semt takýmý maçý þeklinde baþlamýþ (*20), ve bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki Ýstanbul futbolundaki þampiyonluklar genelde bu iki Türk takýmý arasýnda paylaþýlarak, Türk futbolunun artýk bir varlýk olarak ortaya çýkmasý sonucunu doðurmuþtu.


    Kuþdili Spor Kulübü’nün Bünyeye Katýlmasý ;
    Fenerbahçe, "Ýstanbul Þampiyonluðu Ligi"ne ilk kez katýldýðý 1909 – 1910 sezonunda beþinci oluyordu. 1910 yýlý liginin baþlamasýna kýsa bir süre kala da kulüpten ayrýlmalar ve mali zorluklar nedeniyle, Üsküdar Kulübü ile birleþmesi gündeme gelmiþti. 1910 senesi Eylülünde, Koço’nun Mühürdar Gazinosu’nda yapýlan müþterek toplantý sonucunda, gerçekleþtirilmesi istenen Üsküdar - Fenerbahçe Kulübü teklifi, üyeler tarafýndan kabul görmedi. Buna karþýlýk, Kuþdili Kulübü Baþkaný iken Fenerbahçe’ye katýlan Elkatip Zade Mustafa Bey, Kuþdili Kulübü’nü Fenerbahçe’ye katmayý baþardý ve bu baþarýsýyla da Fenerbahçe’yi çok zor günlerinde güçlendiren, geleceðini aydýnlatarak güven altýna alan ve takýmý yücelten kiþi olarak kulüp tarihine geçti.

    Konu bayram tv tarafýndan (20-05-2014 Saat 22:32 ) deðiþtirilmiþtir.

  5. #5

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart Ýlk Namaðlup Þampiyonluk

    Ýlk Namaðlup Þampiyonluk ;
    Kadrosunu yeni gençlerle geliþtiren ve güçlendiren bu Fenerbahçe 1911- 1912 liginde hiç yenilmeden þampiyon oluyordu. Bu þampiyonluðun en önemli yönü ise, Fenerbahçe’nin bu þampiyonluðu ile Ýngiliz ve Rum takýmlarýnýn þampiyonluklarýnýn tamamen sona ermesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda þampiyonluklarýn artýk Türk takýmlarýnýn olmasýydý. Bu þampiyonluk, kulübün itibarýný bir anda yükseltip imkanlarýný da arttýrmýþtý. Ýlk iþ olarak Altýyol’da bir kulüp lokali kiralandý, lokalin açýlýþý ise üye sayýsýnýn çoðalmasýna sebep oldu. Bu arada futbol dýþýnda diðer spor dallarýnda da faaliyet gösterilmesine baþlandýðýndan, ayný yýlFenerbahçe Futbol Kulübü adý , Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüþtürüyordu (*21).

    Fenerbahçe’nin ilk rozeti;
    Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi, Fenerbahçe burnundaki ýþýk saçan beyaz feneri, renkleri ise sarý ile beyaz olmuþtu. Ancak, kulüp mensuplarý bunu tatminkar bulmadýklarý gibi, anlam bakýmýndan da içinde bulunulan monarþi rejimini tehdit edici sayýlacaðý endiþesi ile kýsa sürede iptal etti. 1910 yýlýnda Fenerbahçeliler arasýnda resim çizmede



    maharetiyle tanýnan futbolcu solaçýk Hikmet (Topuz)’in çizdiði (bugünkü) amblem ise herkesin beðenisini kazandý ve kabul edilerek bugünlere kadar da ulaþtý. Ýþte "sarý ve lacivert" aðýrlýk içinde olmak üzere 5 renkten oluþan amblem ve þu anlamlarý taþýmaktaydý(*22) ; "FENERBAHÇE SPOR KULUBÜ 1907" yazýlý beyaz yuvarlak çerçeve, temizlik ve açýk yüreklilik ifadesiydi. Kýrmýzý fon ise, safiyet ve Fenerbahçeliler arasýndaki sevgi ve baðlýlýðý belirtirken bu arada bayraðýmýzý da sembolize etmekte, ortadaki sarý renk Fenerbahçe için duyulan gýpta ve kýskançlýðý, kalp þeklindeki lacivert renk asaleti temsil etmekteydi. Sarý lacivert renkler içinde yükselen palamut dalý Fenerbahçelilik güç ve kudretini sembolize etmekte, yeþil renk ise yükselen bu kudret için baþarýnýn gerekli olduðunu açýklamaktaydý. Böylece "milli renkler arasýnda doðan Fenerbahçe"nin, sarý ile lacivert renkler beraberindeki bu amblemi üyelerce de kabul gördüðünden, kliþesi Ýngiltere’ye Manchester þehrine yollanmýþ ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bugünkü rozeti olarak ilk kez 1910 yýlýnda yaptýrýlmýþtý. Rozet; 1929 yýlýndan itibaren üzerindeki eski Türkçe harfleri yeni Türkçe harflere býrakmýþ ve manada önemli etki yapmayacak ufak tefek deðiþikliklerle de günümüze kadar ayný þekli muhafaza ederek gelmiþtir.
    Ýstanbul’da Ýþgal Yýllarý ; Ýstanbul halký 16 Mart 1920 sabahý uyandýðýnda gözlerine inanamamýþtý. Zira þehrin üzerine kapkara bulutlar çökmüþ, bir gece içinde koca þehir iþgal ordularýnca adeta askeri bir kampa çevrilmiþti.



    Dünyayý sarsmýþ, imparatorluklar yýkmýþ ve on milyon insanýn ölümüne sebep olup o hiç bitmeyecek sanýlan "Harb-i Umumi" diye anýlan "1. Dünya Savaþý", Osmanlý Ýmparatorluðu’nun yenilmesi ile son bulmuþ, mütareke ile birlikte de galip itilaf devletleri maðlup Osmanlý’nýn baþkenti Ýstanbul’u iþgal etmiþlerdi. Zýrhlý araçlar cadde baþlarýný tutarken, sokaklarý dünyanýn her yanýndan gelmiþ her renkten ve her dinden askerler sarmýþ, Harbiye, karakollar, kaymakamlýklar, subay mahfelleri , vesair tüm makamlar iþgal ordularýnca iþgal edilmiþti. Ýþgal üniformalý itilaf ordusu askerleri, sosyal yaþantý içinde her fýrsatta halký manevi baský altýnda ezerken, tramvayda trende ya da vapurda bile kendileri daima birinci mevkide oturup, biletli Türk vatandaþlarýný vagonlarýn sahanlýklarýnda vapurlarýn ise ikinci mevkilerinde seyahat ettirir, kendilerine ayrýlmýþ bölümlere boþ da olsa kimseyi sokmaz, yolcularýn bilet kontrollerini bile kendileri, üstelik alaycý bir tavýr içinde ve aðýr hakaretler altýnda yaparlardý(*23). Evet, Ýstanbul artýk o eski Ýstanbul deðildi. Acý günler gelip çatmýþ, herkes üzgün, herkes kendi vatanýnda sürgün gibiydi. Ýþgalcilerle birlikte yaþamak zorunda olan talihsiz Ýstanbul halkýna, o güne kadar yaþadýklarý, ne gýdasýzlýk, ne susuzluk, ne elektrik kesintileri, ne de hiçbir þey, "Ýþgal Ýstanbul’u "na tanýklýk etmek kadar onlara acý vermemiþti. Ýþte bütün bu olumsuz þartlar altýnda halkýn morali için mutlak bir desteðe ihtiyacý vardý ki, iþte bu ihtiyaç duyduðu güç, ona kendi öz baðrýndan çýkarttýðý takýmý tarafýndan "Fenerbahçe"si tarafýndan verilecekti.



    Ýþgal yýllarýndaki gurur; Fenerbahçe
    Mütareke döneminde (1918 - 1921) iþgal kuvvetlerine mensup özellikle Ýngiliz ve Fransýz askeri takýmlarýyla yapýlan futbol maçlarý, Ýstanbul’daki futbol heyecanýný ve futbola olan ilgiyi doruk noktasýna çýkaran olgu oluyor, Türk takýmlarý iþgalci ekiplerle 5 yýlda 50’sini Fenerbahçe’nin oynadýðý toplam 80 maç yapýyor , iþgal kuvvetleri takýmlarýna karþý kazanýlan galibiyetler ise Türk takýmlarýný gönüllerde yüceltiyordu. Bu nedenle futbol Ýstanbul’da büyük kitleleri kendine çekerken, Türk takýmlarýnýn özellikle de Fenerbahçe’nin, baþta General Harrington Kupasý (29 Haziran 1923) olmak üzere iþgal kuvvetleri takýmlarý karþýsýnda elde ettikleri tüm galibiyetler, Ýstanbul halkýnýn intikam duygularý içindeki milli duygularýný þahlandýran ve yaralý gönüllerine teselli veren yegane olay haline dönüþüyordu.



    ütarekenin karanlýk yýllarýnda iþgal kuvvetlerine mensup takýmlarýný her hafta birbiri peþi sýra futbol sahalarýnda yenerek milletin rencide olmuþ gururunu okþayanFenerbahçe tüm halkýn sevgilisi haline geliyor, zamanla da milli mücadelenin ve milliyetçi karþý çýkýþýn adeta Ýstanbul þubesi halini alýyordu. Onlar, cephelere gönderdikleri futbolcularý misali Çanakkale’de yaptýklarý müdafaanýn(*24) bir örneðini de sanki Taksim’in Taþkýþla sahasýnda gösteriyor, yaptýklarý toplu hücumlarda ise sanki kýsa bir süre sonra Kocatepe’den verecekleri milli taarruzdaki þahlanýþýmýzýn provasýný veriyorlardý. Bu þevk ve iman içinde mütareke ve iþgal Ýstanbul’unda Türk futbolu denince ilk akla gelen Kadýköy’ün Fenerbahçe’si oluyor, cepheden gelen her yeni zafer Ýstanbul’lularýn moralini yükseltirken, Fenerbahçe takýmý da aldýðý galibiyetlerle halkýn baþýný dik tutmasýný saðlýyordu. 1910’lu yýllarda en fazla iki bin kiþinin izlediði Fenerbahçe, 1919 -1920 yýllarýnda 6-7 bin kiþinin hýnca hýnç doldurduðu tribünlere oynuyor, bir zamanlarýn ürkek mahcup yapýlan tezahüratlarý, artýk açýk açýk, yüksek sesle hep bir aðýzdan dile getiriliyordu; "Ya ya ya ,þa þa þa, Fenerbahçe çok yaþa, ".
    Artýk iþ futbol oyunu halinden çýkmýþ, vatanýn asýl sahipleri ile iþgalcilerin hesaplaþmasý þekline dönüþmüþtü. Fenerbahçe takýmý artýk "Kuvai Milliye" ruhunun halk içindeki sembolü olmuþtu. Bunun birinci sebebi iþgal takýmlarý ile oynadýklarý toplam 50 maçtan ikisi hariç hiç yenilmeyip 41 maçta galip gelmeleriydi ki Altýnordu ve Galatasaray takýmlarý ne yazýk ki bu baþarýyý gösterememiþlerdi. Ýkinci sebebi ise, "Anadolu Harekatý"nýn baþýnda olan Mustafa Kemal’in "Fenerbahçeli" olarak bilinmesiydi.(*25)


  6. #6

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazýrlayan: Dr. R. Sertaç KAYSERÝLÝOÐLU
    Fotoðraflar: R. Sertaç KAYSERÝLÝOÐLU arþivi
    E-mail: Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
    Web: Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
    Telefon: 0216 3325215
    *Tüm haklarý saklýdýr. Kaynakça gösterilmeden kullanýlamaz.

    (*Fenerbahçe Spor Kulübü aylýk resmi yayýn organý olan "Fenerbahçe Dergisi"nin 2003 senesi; 1., 2., 3., 4. sayýlarýnda yayýnlanmýþtýr)
    ****************************** ****************************** ***
    KAYNAKÇA :

    1. ALUS, Sermet Muhtar." Kadýköy'ünde ilk futbol"Tarih Hazinesi Dergisi. Syf:274, 1951/6
    2. ATABEYOÐLU, Cem. "Futbol" Ýstanbul Ansk. Sayý :24 Syf:345, Ýst/1994
    3. Tercüman Spor Ansk. "Türkiye'de Futbol". Syf: 9-10 , Ýst/1980
    4. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr. "Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 6, Ýst/1987
    5. FIÞEK, Kurthan.Prof. " Spor Yönetimi" . Syf: 515, Ýst/1983
    6. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr. "Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 14, Ýst/1957
    7. HÝÇYILMAZ, Ergun. "Fenerbahçe" Syf. 29, Ýst/2001
    8. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr. :"Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 13, Ýst/1957
    9. HÝÇYILMAZ, Ergun.: "Fenerbahçe,Ömrüm Seni Sevmekle..." Syf. 29, Ýst/2001
    10. Tercüman Spor Ansk. : "Türkiye'de Futbol". Syf: 10 , Ýst/1980
    11. ATABEYOÐLU, Cem :"Futbol" Ýstanbul Ansk. Sayý :24 Syf:345, Ýst/1994
    12. 50.Yýl Kutlama Kitabý : "FB. Nasýl Kuruldu" Syf: 8 , Ýst/1957
    13. Olimpiyat Spor Dergisi : Sayý: 10 , Syf: 3 , Ýst. /1931
    14. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr.: "Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 16, Ýst/1987
    15. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr.: a.g.e. Syf: 17
    16. a.g.e. Syf: 168
    17. a.g.e. Syf: 6
    18. ATABEYOÐLU, Cem :"Futbol" Ýstanbul Ansk. Sayý :24 Syf:346, Ýst/1994
    19. SAKAOÐLU, Selçuk: "F.B. Spor Kulübü" Ýstanbul Ansk. Sayý :24 Syf:286 Nisan/1994
    20. BACIOÐLU, Alp : "Spor Tarihinden Yapraklar" Sabah Gazetesi , 23Ocak2001
    21. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr.: "Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 18, Ýst/1987
    22. ATABEYOÐLU, Cem : "Renk Aþký" Yýllarboyu Tarih Mecmuasý, Þubat / 1994
    23. KAYSERÝLÝOÐLU, R. Sertaç Dr. : "Dersaadet'ten Ýstanbul'a " . Syf:50 Ýst/1999
    24. HÝÇYILMAZ, Ergun: "Savaþan Fenerbahçe". Sabah Gazetesi, 27 Mayýs 2001
    25. DUMAN Selahattin : "Fenerbahçenin Gizli Tarihi" Sabah Gazetesi, 2 Eylül 1996
    26. 50.YIL KUTLAMA : "Kulüp Binamýzdaki Yangýn" Syf: 41 , Ýst/1957
    27. A.g.e. : syf : 42
    *28. F.B. HATIRA/ÞEREF DEFTERÝ : ( F.B. Spor Kulübü Müzesi) . Syf:83 Ýst/1914 –1951
    *29. DAÐLAROÐLU, Rüþtü Dr. : "Fenerbahçe S.K. Tarihi" . Syf: 454, Ýst/1987

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •