Uçar'dan Seba'ya duygu yüklü mektup... Beþiktaþ’ta bir döneme damga vuran Metin-Ali’nin Feyyaz’ý, siyah-beyazlý kulübün onursal baþkaný Süleymen Seba’ya duygu yüklü bir mektup yazdý.





Feyyaz Uçar, geçirdiði rahatsýzlýk sonucu bir süredir hastanede tedavi altýnda tutulan Beþiktaþ Onursal Baþkaný Süleyman Seba’ya yazdýðý mektup ile duygularýný kaleme aldý.

Süleyman Seba’nýn geçirdiði rahatsýzlýk sonrasý çok üzülen Uçar, efsana baþkana olan duygularýný yazdýðý þu mektup ile dile getirmeye çalýþtý.
Uçar mektubunda þu ifadelere yer verdi;
"Ayda yýlda bir gelirdi. Yeter de artardý bu geliþ. Hepimizi karþýsýna alýr, lafýný ortaya söylerdi. Unutulmayacak sözler miydi yoksa onun sözleri mi unutulmazdý, anlamazdýk. Sýk deðiþtirmediði kahverengi ceketinin üst cebindeki mendili hep biz kirletirdik. Ya akan burnumuzu ya da kaçan gollerin ardýnda döktüðümüz gözyaþlarýmýzý silerdi o mendil. Çocuktuk iþte…
Ama büyük baþkan bizi adam yerine koya,r o þanlý formayý ýsrarla bize giydirirdi. Adalelerimiz gözüksün diye kýsa tuttuðumuz þortumuzu ve malzemeci Ahmet abimizden "Ne eeedecen" deyip verdiði tozluklarý giyip, çivili kramponlarýmýzý da yandan baðladýðýmýzda hakikaten koca adamlar gibi dururduk. Aslýnda bizi adam yapan o formaydý.
reklam

"Þeyini þey yaptýnýz" dediðinde biz neyi kastettiðini bilirdik. Lafýný kýsa keser, söylediðini de unutmazdý. Belki de hiçbir þeyi unutmadýðý için unutulmaz olacak Sayýn Seba. Ekraný da pek sevmezdi. Ne önünü ne de arkasýný.
O’nu yazmak o kadar zor ki.. Niye ki bu çabam? O'nu altýn harflerle yazan tarihten daha iyi anlatamam ki..
Ben, Metin-Ali'nin Feyyaz'ý, Rýza'nýn ön direk takipçisi, Þifo'nun pas duvarý, Les Ferdinand'ýn çapraz koþucusu, Samet Aðabey’in kibarý ben.. Seni o aramýza giren herkesten çok seviyorum. Ve biliyorum ki sende bu baþýna buyruk, inatçý evladýný seviyorsun…
Gitme büyük baþkan sakýn gitme... Çünkü ben sana gelemedim..."