Denizlerle çevrili ve akarsu zengini Türkiye'de yýllýk 600 bin ton balýk üretimi yapýlýyor.
Kiþi baþýna düþen balýk tüketimi ise 8 kilo. Bu rakam Maldive Adalarý'nda 153 kilogram, Japonya'da 110 kilogram, Ýzlanda'da 100 kilogramý buluyor. Avrupa ülkelerindeki kiþi baþýna ortalama balýk tüketimi ise 30 kilogram. Dünya Gýda Örgütü (FAO) kayýtlarýnda Türkiye'nin durumu ise içler acýsý.FAO verilerine göre Türk halký, ya hiç balýk yemiyor, ya da çok az tüketiyor. Zaman muhabiri, 8 bin 300 kilometrelik kýyý þeridi, zengin göl nehirleriyle bir çok Avrupa ülkesini geride býrakan Türkiye'de insanlarýn balýktan uzak kalmasýnýn nedenlerini araþtýrdý.
Su Ürünleri Mühendisleri Derneði Baþkaný ve Ýstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öðretim Üyesi Doç. Dr. Meriç Albay, Türk halkýnýn bir türlü denizi ve ürünlerini benimseyemediðinden yakýndý. Anadolunun bir çok yerinde halen balýðýn böcek olarak görülüp 'bilinmediðini' dile getiren Albay, mutfak kültüründe balýðýn hiç bir zaman makarna ve pilav gibi ana besinlerin yerini almadýðýný kaydetti. Vatandaþtaki "Karnýmý doyurayým yeter." mantýðýnýn yaygýnlýðýna dikkat çeken Albay, insanlarýn enerji ve protein ihtiyaçlarýný öncelikle tahýl ve kýrmýzý etten karþýladýðýný vurguluyor.
Balýðýn daha çok Marmara ve Karadeniz Bölgeleri'nde tütekitldiðine deðinen Albay'a göre iç bölgelerdeki insanlar ise özellikle deniz balýðna ulaþmakta zorluk çekiyor. Albay, "Ýstenilen her yerde balýk bulamýyorsunuz. Ama bu arz-talep dengesiyle ilgili bir þeydir. Bir kaç yýl önce hipermarketlerde bile balýk bulmak imkansýzdý. Þimdi buralarda balýðýn olmasý sevindirci bir geliþme." dedi. Albay, su ürünlerinin tanýtým sýkýntýsý çektiðinden de yakýndý.
Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardýmcýsý Yrd. Doç. Dr. Nazmi Tekelioðlu, Türkiye'nin Avrupa Birliði'ne (AB) uyum sürecinde su ve su ürünlerinin pazarlanmasýnda bir takým düzenlemeler getirildiðini hatýrlattý. Açýkta balýk satýþýnýn yasaklandýðýný ifade eden Tekelioðlu, su ürünlerindeki yeme alýþkanlýðýnýn yetersizliðine iþaret etti. Türk halkýnýn daha çok kýrzýmý ve tavuk eti yediðini bildiren Tekelioðlu, özellikle dar gelirlinin vitamin deposu balýkla tanýþmadýðýný anlattý. Tekelioðlu, "Balýk daha çok tuzu kuru olanlarýn sofralarýný süslüyor." dedi.
Üretim 1 milyon tona çýkabilir
Su ürünleri açýsýndan ülke kaynaklarýnýn gerektiði gibi deðerlendirilemediðinin altýný çizen Tekelioðlu, çevre sorunlarýnýn çözülmesi, zamansýz ve kötü yöntemlerle yapýlan avlanmanýn önüne geçilmesi halinde ülkedeki yýllýk balýk üretiminin 1 milyon tonun üzerine çýkabileceðini açýkladý. Yrd. Doç. Dr. Tekelioðlu, balýkçýlýðýn sorunlarýný 'devlet politikasýzlýðý, yasalarýn yetersizliði, pazarlama ve tanýtým eksikliði olaraka sýraladý.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Ahmet Kocataþ, ülkede yemek listesinde balýðýn 'lüks' sýnýftan sayýldýðýný belirtti. Balýk tüketimi alýþkanlýðýnýn küçük yaþatan itibaren çocuklara kazandýrýlmasý gerektiðini dile getiren Kocataþ, bu amaçla Ýzmir'de Vali Alaaddin Yüksel döneminde okullarda öðrencilere balýk ziyafeti çektiklerini, ancak uyguilamanýn sürükli hale getirilememesi yüzünden gerekli baþarýnýn elde edilemediðini kaydetti.
Bir kilo kýyma 3-4 yemekte kullanýlýyor, balýk ise bir oturuþta tüketiliyor
Artýk balýðýn besin deðeri olmasýnýn ötesinde (ilaç gibi) saðlýk kaynaðý olarak ele aldýklarýný vurgulayan Kocataþ, "Beyaz et içinde en iyisi balýktýr. Beyaz etin diðer çeþitlerine kimi hormonal ilaçlar karýþabilir. Fakat balýkta böyle bir þey mümkün deðil. Ýnsanlar bir kilo kýymayý yemekte iki üç kez kullanýyor. Ama balýk bir oturuþta tüketiliyor. Dar gelirlinin bütçesi bunu kaldýrmýyor." diye konuþtu.
Türkiye'nin ürettiði 600 bin ton balýðýn 30-40 bin tonunu ihraç ettiðini ifade eden Kocataþ, geriye kalan 560 bin tonun ise iç piyasada tüketildiðini, ancak bunun ülke geneline yaygýnlaþtýrýlamadýðýný kaydetti. Kocataþ, bunun için tüm ilgili birimlerin ortak hareket etmesini ve geniþ halk kitlelerinin sofrasýna da balýðýn ulaþtýrýlmasý için gerekli tanýtým faaliyetlerinin yapýlmasýný istedi.
Ege Üniversitesi Su Ürünleri Avlama Ýþleme Teknolojisi Öðretim Üyesi ve Su Ürünleri Derneði yöneticisi Yrd. Doç Dr. Raþit Gurbet, Türkiye'de denizden uzaklaþtýkta insanlarýn balýk tüketim oranýnýn düþtüðünü aktardý. Gurbet þu bilgileri verdi: "Denize yakýn kentlerde vatandaþ balýðý taze taze tezgahta görebiliyor. Zaman zaman alýp tadýna bakabiliyor. Ama iç bölgelerde böyle bir þey yok. Belli politikalarla halký balýk yeme teþvik etmenin çareleri araþtýrýlmalý."
Devlet Planlama Teþkilatý (DPT) Ulusal Gýda ve Beslenme Strateji Grubu tarafýndan hazýrlanan raporda da Türk halký enerji ihtiyacýnýn yüzde 52'sinin tahýl ve tahýl ürünleri, yüzde 4'ünün et ürünlerinden karþýlýyor. Protein ihtiyacýnýn da yüzde 55'i tahýl, yüzde 10'u da et ürünleri tüketimiyle saðlanýrken, balýk neredeyse beslenmede hiç yer almýyor.
Kalp krizini önlüyor
Kýlçýðýnda bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosfor kemik erimesine iyi geliyor. Özellikle kemik erimesi sorununu yaþayanlarýn balýk etini fazla tüketmesi gerekiyor. Balýk eti, kýrmýzý ete oranla daha az yaðlýdýr ve bazý özel yað asitleri içerir. EPA ve DHA adý verilen bu özel asitler, et, süt, peynir gibi diðer hayvansal besinlerde yoktur. Bu yað asitleri kan pýhtý oluþumunu engelleyerek, atardamarýn týkanmasýný önler, böylece kalp krizi ve felç riskini azaltýr, tansiyonu düþürür. Bu nedenle þeker hastalarýnýn, kalp hastalýðý ve felç riskinden daha çok etkilendikleri için diðer insanlara göre daha fazla balýk yemelidirler.


Teþekkur:
Beðeni:
Alýntý

Yer imleri