Sağlıkla Giy
Nasreddin Hoca bir gün bağlarda yanında arkadaşları ile dolaşırken, Akşehir kadısına rastlamış. Kadı efendi keyfine düşkün bir adammış. Akşehir'de halkın yanında içemeyeceği için, canı içmek isteyince, şarap şişesini alır, bağlara gider, kendisini kimsenin görmeyeceği bir yere varınca şarabı orada içip sarhoş olmuş, sonra cübbesini, sarığını bir yere fırlatıp atmış kendiside sızıp kalmış. Hoca'nın da bir cübbeye ihtiyacı varmış. Üstündeki epey eskiymiş. Yerlere atılmış cübbeyi görünce hemen alıp sırtına giymiş. Kadı akşama doğru ayılmış, bir baksa cübbe yok. Biraz arar bulamaz. Çalındığını sanır. O halde evine gelir. Ertesi sabahta adamlarına kimin sırtında cübbesini görürlerse yakalayıp getirmelerini emretmiş. Adamlar da hemen çarşıyı pazarı dolaşırlar, bir baksalar Nasreddin Hoca'nın sırtında kadı efendinin cübbesini görürler. Hocayı aldıkları gibi kadının huzuruna çıkartırlar.
Kadı cübbeyi tanıyınca sormuş:
- “Bu cübbeyi nerden buldun? “ Hoca cevap vermiş:
- “Dün bazı arkadaşlarla bağda dolaşıyorduk. Bir de ne görelim. Saçı sakalı ağarmış, şöyle sizin gibi kelli felli bir adam, zil zurna sarhoş olmuş yatmıyor mu? Yanında da içilmesi haram olan koca bir şişe şarap da var. Cübbesini sarığını çıkartıp atmış. Bu halde oralardan bir hırsız geçecek olsa cübbeyi çalacak. Buna meydan vermemek için cübbeyi aldım. Sahibi çıkınca hemen çıkarıp vereceğim. Şahitlerim de var, demiş. Kadı şöyle sakalını bir sıvazlamış. Biraz düşünmüş. Sonra:
- “Sen hele onu sağlıkla giymeğe devam et Hoca! Bu cübbenin sahibi çıkmaz“


Teşekkur:
Beğeni:

Alıntı

Yer imleri