Sevgili dost,bu görselliği paylaştığın için teşekkürler..Zarar vermeyen "Doğa olaylarına"oldum olası tutkunum:Bazan öfkesi öylesine kabarır ki,küçük dağları ben yarattım havasıyla böbürlenenlere,arkamda şu kadar insanın desteği var diyenlere,"otur oturduğun yerde"dercesine yer kabuğunun altını üstüne öyle bir getirir ki,gerçek kudretin kimde olduğunu haddini bilmezlere anımsatıverir..Bazan da uyunbozanlık edenlere,çıkar için yalan söyleyenlere,"ben çalmadım,sadece gözcülük yaptım" diyenlere tanrının kırbacını şaklatması gibi ufkun bir ucundan diğerine şimşeklerini gönderiverir..Gök gürültüsünün kaç desibel olduğunu ölçebilen var mı?..Ağaçları köklerinden söken,önüne kattığı her şeyi sürükleyip götüren azgın sular neden berrak değil,dersiniz?..Çünkü insanoğlunun bir birine ettiği haksızlık,gasp,soygunculuk kişisel hırsla doğaya saldığı atığı toplayıp götürdüğü için daha ilk on metrede kirleniveriyor.Ne kadar masumuz (!) değil mi?..Ve bu son görsellik..Gözü olup görmeyene,aklını kiraya verene,bilim yerine madrabazı kendine rehber edinenlere ne güzel yanıt değil mi?..
Tabii her zaman böyle korkutucu olmuyor.Hemen her yağmurdan sonra gün ışığı ile su buharını öyle bir harmanlarki,masumiyetini kaybetmemiş tüm dünya çocukları ve yetişkinler için sevgi bağı olarak "Gök kuşağını"gönderiverir.Henüz insanlıktan umudumu kesmedim,dercesine!...Elerine sağlık dost!..![]()


Teşekkur:
Beğeni: 


Alıntı

Yer imleri