151. Evvel
Evvel, dört şekilde tefsir edilir:
1. Evvel kelimesi ile, Nebi döneminde, Yahudiler*den Nebi'yi [Hz. Muhammed'i] inkâr edenlerin evveli-lilki kasdedilmiştir; -Medine Yahudilerine hitab eden- şu âyette olduğu gibi:
Ona kâfir olanların evveli (yani, Yahudilerden Ne*bi'yi Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. inkâr edenlerin evveli/ilki} olmayın (.....) ve
yalnız Bana ittiqa edin! (Bakara/41)
2. Evvel ile, Mekke ahalisinden Allah'a îmân eden kimselerin evveli/ilki kasdedilmiştir; Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. şu âyetlerde olduğu gibi:
De ki: "Rahmân'm çocuğu olsaydı, ben ibâdet edenle*rin evveli olurdum" {yani, Mekke ahatisindeh muvah-hidlerin evveli/ilki olurdum}. (Zuhruf/81)
De ki: "Doğrusu ben {Mekke ahalisiden) teslim olan*ların evveli Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ((yani, ilki)} olmakla emrolundum." (En'âm/14)
3. Evvel ile, Allah'ın dünyada görülemeyeceğine îmân edenlerin evveli I ilki kasdedilmiştir; şu âyette ol*duğu gibi:
Dedi ki: "Rabbim bana göster de Sana bakayım." Bu*yurdu ki: "Beni asla göremezsin, fakat şu dağa bak: eğer o yerinde durabilirse, sen de Beni görebilirsin." Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti ve Mûsâ da baygın düştü. Ayılmca dedi ki: "Seni tenzih ederim, Sana döndüm ve ben mü'minlerin {yani, dünyada Senin asla görülemeyeceğini tasdik edenle*rin) evveliyim ((yani, ilkiyim)}." (A'râf/143)
4. Evvel kelimesi ile, İsrâîloğulları arasından Mûsâ ve Harun'a imân eden kimselerin ilki kasdedilmiş-tir; şu âyette böyledir:
{Musa'ya îmân ettikleri için, Fir'avn tarafından kat*ledilmekle tehdit edildikleri vakit sihirbazlar dediler ki}: "Biz gerçekten mü'minlerin evveli {yani, Mu*sa'nın getirdiklerini, İsrâîloğulları arasından Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. tas*dik edenlerin ilki} olduğumuz için Rabbimizin hata*larımızı bağışlayacağını ümit ederiz." (Şu'arâ/51) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
152. Qalîl
Qalîl, altı şekilde tefsir edilir:
1. Qalîl, yesîr/az manasında kullanılır; şu âyetler*de böyledir:
Onun karşılığında, qalîl bir semen fyani, dünyadan yesîr/az bir mal} almak için... (Bakara/79)
Allah'ın âyetlerini qalîl {yani, yesîr/az} bir semen {(yani, mal)} karşılığında sattılar. (Tevbe/9)
2. Qalîl kelimesi, riya ve başkalarının duyması için manasında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Qalîl {yani, riyakârlık ve başkaları duysun için} ol-ı ması dışında, Allah'ı zikretmezler. (Nisâ/142)
3. el-Qalîl, hiçbir şey/bir şeyin yokluğu manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Siz qalîl şükrediyorsunuz {yani, hiç şükretmiyorsu*nuz}, (A'râfflO)
O ki (sizi inşâ etti), sizin için işitme, basiretler ve gö*nüller yaptı; fakat siz qalîl şükrediyorsunuz (yani, hiç şükretmiyorsunuz}. (Mülk/23)
Benzeri bir âyet de Nahl sûresinde bulunmakta*dır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
O bir şâir sözü değildir, siz qalîl îmân ediyorsunuz {yani, îmân etmiyorsunuz}; bir kâhin sözü de değil*dir, siz qalîl tezekkür ediyorsunuz {yani, tezekkür et*miyorsunuz}. (Hâkka/41-42)
4. Qalîl, çoğa nisbetle az manasında kullanılır; şu âyetlerde böyledir:
{Fir'avn dedi ki}: "Gerçekten bunlar fyani, Mûsâ ve o'nun beraberindekiler}, qalîl (yani, bizim sayımızın çokluğu karşısında az} bir şirzimedir/topluluktur." (Şu'arâ/54)
Fir'avn, "İsrâîloğulları, (kendileri gibi) çok kimsele*re göre azdır" demek istemiştir. Nitekim Musa'nın ashabı, kadın ve çocuklar da dahil 600.000 kişi iken, Fir'avn ve onun ashabı 1.000.000 savaşçıdan oluşmakta idi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Şayet üzerlerine, "Kendinizi öldürün yahut diyarınız*dan çıkın!" diye yazsaydık, içlerinden qalîl müstesna {yani, diğerlerine nisbetle az olan kısmı hariç} bunu yapmazlardı. (Nisâ/66)
5. Qalîl kelimesiyle, 313 kişi kasdedilmiştir; şu âyette böyledir:
' İçlerinden qalîl {yani, Nebi'nin ashabının, Bedir Gü-lü'ndeki sayısı kadar kimse: 313 kişi} Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hariç ondan içtiler.. (Bakara/249)
6. Qalîİ kelimesiyle, -Nuh'un gemisinin ashabı hakkındaki şu âyette- 80 kişi kasdedilmiştir:
Zaten o'nun beraberinde qalîl {yani, 4O'ı erkek, 4O'ı kadın, toplam 80 kişi} Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. dışında kimse îmân etme*mişti. (Hûd/40) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yer imleri