173. Et-Tasrîf


et-Tasrîf, beş şekilde tefsir edilir:
1. et-Tasrîf; kaldırmak I yükseltmek, çevirmek ma*nasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Rabbimiz! Bizden cehennem azabını sarfet [asrıf] (yani, bizden cehennem azabını kaldır}. (Furkân/65)
Ondan sû'ı ve fahşâyı tasrîf/sarf etmek (yani, kaldır*mak, gidermek, bertaraf etmek} için böyle yaptık. (Yû*suf/24)
Ayetlerimden sarf ettireceğim (yani, onları âyetle*rimden başka tarafa çevirecek ve âyetlerim hakkında başkalarını küfre sürüklemelerini engelleyeceğim}. (Arâf/146)
2. et-Tasrîf; çeşitlendirmek, kelâmda çeşitli üslup*lar kullanmak manasında kullanılır; şu âyetlerde oldu*ğu gibi:
Andolsun Biz bu Kur'ân'da insanlar için her türlü meselden tasrif [sarrafnâ] (yani, çeşitli üsluplarda türlü türlü açıklamalar} yaptık. (İsrâ/89)
Rüzgarları tasrif etmesinde {yani rahmet ve azâb ara*sında rüzgârları çeşitlendirmesinde}... (Bakara/164)
Bunun bir benzeri de Câsiye sûresindedir.151
3. Ve leqad sarrafnâhu, onu kısımlara ayırdık de*mektir; şu âyette olduğu gibi:
Andolsun ki onu [yani, yağmuru} onların {yani, dün*yadaki yaratılmışların} arasında sarfettik {yani, çe*şitlendi f dik: hazan bu beldeye, hazan da diğer belde*ye yağar}. (Furkân/50)
4. Sarafnâ, yöneltmek I yönlendirmek manasında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
Hatırla ki cinlerden bir grubu sana tasrif etmiştik {yani, yöneltmiştik I yönlendirmiştik}. (Ahkâf/29)
5. et-Tasrîf, 'udül [bir şeyden yüz çevirmek, başka tarafa yönelmek, meyletmek, sapmak] manasında kul*lanılır; şu âyette olduğu gibi:
Allah'ın âyetleri hakkında cidal edenleri görmez mi*sin: nasıl tasrif ediyorlar {yani, îmândan sapıyorlar}! (Mü'min/69) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

174. Et-Teskîn


et-Teskîn, dört şekilde tefsir edilir:
ye rüzgârları tasrifinde [evirip çevirmesinde] de akleden bir kavm için âyetler vardır (Câsiye/5) âyetine işaret et*mektedir.
1. et-Teskîn, karar kılma /bulma demektir; şu âyet*lerde olduğu gibi:
Geceyi de bir seken {yani, onda karar bulmanız / kıl*manız için} kıldı. (En'âm/96)
Allah odur ki, onda sükûn {yani, içinde, yorgunluk*tan dinlenip karar} bulaşınız diye sizin için geceyi yaptı. (Mü'min/61)
Bunun bir benzeri de Yûnus sûresindedir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
2. et-Teskîn, nüzul [inmek Ikonmak, konaklamak I yer*leşmek] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Onların ardından sizi o arza iskan edeceğiz {yani, ora*da konaklatacağız I oraya yerleştireceğiz}. (İbrahim/14)
Siz de, o kendilerine zulmedenlerin meskenlerinde sakin oldunuz {yani, o zâlimlerin yerleştikleri yerler*de, siz de yerleştiniz}. (Ibrâhîm/45)
Dedik ki: "Ey Âdem! Eşinle birlikte o cennete sakin ol" {yani, sen ve eşin ona yerleşin}! (Bakara/35)
3. et-Teskîn; ünsiyet bulmak, teselli bulmak mana*sında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O ki, sizi tek nefsten halketti ve onun eşini {yani, Havva'yı} Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. de ondan yaptı; onunla sükûn bulması {yani, onunla, ünsiyet I teselli bulması} için. (A'râf/189)
Sizi tek nefsten halketti; sonra, onun eşini de ondan yaptı. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Zümer/6)
4. et-Teskîn lafzı, itmi'nân / mutmain [huzur, sükû*net] anlamına gelir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Şüphe yok ki, senin salâtın onlar için bir seken'dir {yani, onların kalblerine itmi'nândır}. (Tevbe/103)
Onların üzerine sekineti indirdi {yani, onların kalb-lerinde itmi'nân meydana getirdi}. (Feth/18) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.