47. El-İstitâ'at
el-İstitaat, iki şekilde açıklanır:
1. el-İstitâ'at, mâlî imkânlmâlı açıdan güç yetir*mek manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde bu anlam*dadır:
"İstitâ'atımız {yani, mâlî imkânımız! olsaydı, elbette sizinle beraber çıkardık" {yani, Tebuk gazvesine çı*kardık! diye Allah'a yemin edecekler... Allah onların kesinlikle yalancı {yani, sefere çıkacak mâlî imkâna sahibi olduklarını biliyor. (Tevbe/42)
Onun yoluna istitâ'ı olanların (yani, kendisini Ka*be'ye ulaştıracak mâlî imkâna sahib olanların} O Ev'i [Kabe'yi] haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde*ki bir hakkıdır. (Âl-i îmrân/97)
İçinizden hür-mü'min kadınları nikâhlamaya istitâ'ı olmayanlar {yani, bunun için gerekli malî imkâna sa*hib olmayanlar}... (Nisâ/25)
Ancak istitâ'ı olmayan {yani, Mekke'den çıkıp Medi*ne'ye hicret etmek için gerekli mâli imkâna sahib ol*mayan} ve ! bulamayan... (Nisâ/98)
2. el-İstitâ'at; takat anlamında kullanılır; şu âyet*lerde olduğu gibi:
Kadınlar arasında {sevgide} adaletli olmaya istitâ' edemezsiniz {yani, takat getiremezsiniz}. (Nisâ/129)
işitmeye istitâ' edemiyorlar {yani, îmânı işitmeye ta*kat getiremiyorlar, ona kadir olamıyorlardı}.
(Hûd/20)
Kıyama da istitâ' edemediler (yani, azaba karşı dura*cak takati bulamadılar}. (Zâriyât/45)
O halde istitâ'nızca {yani takatiniz yettiği kadar} Al*lah'a ittiqa edin. (Teğâbün/16)
İşte söylediklerinizde sizi yalanladılar. Artık ne sav*maya, ne de bir yardıma istitâ'mz vardır {yani, taka*tiniz yoktur ve onun üzerine kadir değilsiniz}. (Fur-kân/19) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
48. Tevellâ
Tevellâ, dört şekilde tefsir edilir:
1. Tevellâ; çekildi, gitti, ayrıldı anlamında kullanı*lır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sonra fMûsâ} bir gölgeye tevelli etti {yani, ayrılıp bir gölgeye çekildi}... (Kasas/24)
Bu mektubumla git ve onu onlara bırak. Sonra onlar*dan tevelli et {yani, ayrılıp bir kenara çekil}, ne şekil*de karşılık vereceklerine bak. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Neml/28)
"Sizi üzerine bindirecek binek bulamıyorum" dedi*ğinde... gözleri yaş akıtarak tevelli eden {yani, yanın*dan ayrılıp giden} kimselere de... (Tevbe/92)
2. Tevellâ; yüz çevirdi, reddetti, kabul etmedi anla*mında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(Ey Nebî)! Allah'ın sana indirdiğinin bazısından seni fitneye düşürmelerinden sakın. Şayet tevelli ederler*se {yani, senin hükmüne rıza göstermekten yüzçevire-cek olurlarsa}... (Mâide/49
RasûTe itaat eden, Allah'a itaat etmiş olur. Kim de tevelli ederse {yani, o ikisine [Allah'a ve O'nun Rasû-lü'ne] itaatten yüz çevirirse}, zaten Biz seni onların üzerine hafız [muhafız] göndermedik. (Nisâ/80)
(Kavmine dedi ki Nûh): "Eğer tevelli ederseniz {yani, îmândan yüz çevirecek olursanız}, zaten ben sizden bir ücret istemedim." (Yûnus/72)
Onlardan tevelli et {yani, onlardan yüz çevir}, artık sen kınanacak değilsin. (Zâriyât/54)
3. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
4. Tevellâ, hezimet anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde böyledir:
Ey îmân edenler! Toplu halde küfredenlerle karşılaş*tığınızda onlara tevelli etmeyin {yani, arkanızı dö*nüp hezimete uğramayın I kaçmayın}! Kim böyle bir günde (yani, Bedir Günü'nde} Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. onlara tevelli ederse (yani, hezimete uğrayıp kaçarsa}... (Enfâl/15-16)
Halbuki bundan önce, arkalarını tevelli etm ey eki erine (yani, oi'kaldrını dönüp hezimete uğrayarak kaçmaya*caklarına} dair Allah'a söz vermişlerdi. (Ahzâb/15)
Yeryüzü bütün genişliğine rağmen başınıza dar gel*mişti. Nihayet teveîli ederek {yani, hezimete uğrayıp kaçarak} arkanızı dönmüştünüz. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Tevbe/25) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.


Teşekkur:
Beğeni: 



Yer imleri