81. El-Kerîm
el-Kerim, altı şekilde tefsir edilir:
1. el-Kerîm, güzel manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ve sizi kerîm bir medhale (yani, güzel bir yere: cenne*te} sokarız. (Nisâ/31)
Doğrusu bana kerîm {yani, güzel} bir mektub bırakıl*dı. (Neml/29)
2. el-Kerîm, mevki ve makamı itibariyle Allah ya*nında üstün ve değerli anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değer*li} bir RasûTün sözüdür. (Tekvîr/19)
Şüphesiz ki o, kerîm {yani, Rabbinin yanında değerli} bir Rasûlün {yani, Cebrail'in} sözüdür. (Hâkka/40)
Şüphesiz ki Allah yanında en kerîm {yani, mevki iti*bariyle en değerli} olanınız, {dünyada} en fazla ittiqa edeninizdir. (Hucurât/13)
3. el-Kerîm, kendini üstün ve değerli saymak mana*sında kullanılmıştır; şu âyette böyledir:
Tat bakalım, çünkü sen azîz, kerîmsin {yani, kendini üstün ve değerli sayan bir kimsesin}, (Duhân/49)
4. Kiram lafzı ile, müslümanlar I teslim olanlar kasdedilmiştir; Hafaza melekleri hakkındaki şu âyette olduğu gibi:
Kiram yazıcılar vardır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (İnfitâr/11)
5. Kerîm lafzı ile, tebârek ve teâlâ Rabb, kusurları bağışlamak kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Kerîm arşm rabbidir (yani, kusurları- bağışlayandır}, Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Mü'minûn/116)
{Süleyman dedi ki}: "Şüphesiz Rabbim ganidir, ke*rîmdir" {yani, kusurları bağışlayandır}. (Neml/40)
O kerîm (yani, kusurları bağışlayan) Rabbine karşı seni aldatan nedir? (İnfîtâr/6)
6. Kerim, faziletli I üstün anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(îblis dedi ki}: "Şu benden kerîm {yani, bana üstün} tuttuğuna..." (İsrâ/62)
Andolsun biz Ademoğulları'nı tekrîîn ettik {yani, üs*tün tuttuk}. (İsrâ/70)
...ona ikrani eder (yani, onu üstün tutar} ve ona ni*metler verirse, "Rabbim bana ikram etti" (yani, beni üstün tuttu} der. (Fecr/15) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
82. Mesel
Mesel, dört şekilde tefsir edilir:
1. Mesel; benzerlik, benzer şeyler I benzer durumlar anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
işte o meseller (yani, benzer durumlar} var ya, Biz onları insanlar için darbediyoruz (yani, vasfediyo-ruz}. (Ankebût/43)
Allah bir mesel darbetti {yani, benzer bir durumu vasfettil. (Nahl/75, Zümer/29, Tahrîm/10)
İşte onların Tevrat'taki meseli. Onların İncil'deki meseline (yani, onların durumlarının benzerine} ge*lince... (Feth/29)
2. Mesel; hayat tarzı, âdet, yol, hâl ve gidiş, davra*nış anlamında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Yoksa siz, sizden önce geçenlerin mesel olmuş halleriyle (yani, geçmiş ümmetlerin mü'minleri için âdet olmuş hallerle} karşılaşmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?! (Bakara/214)
Evvelkilerin meseli ({yani, halleri}) geçti. (Zuhruf/8)
Sizden önce geçenlerden bir mesel (yani, geçmiş üm*metlerden azaba uğrayanların hâlleri}... (Nûr/34)
3. Mesel, ibret anlamına kullanılmıştır; şu âyetler*de olduğu gibi:
Böylece onları bir selef ve bir mesel {yani, bir ibret} kıldık; sonrakiler {yani, onların ardından gelecekler} için. (Zuhruf/56)
Doğrusu o [îaâ], başka değil, kendisine nimet verdiği*miz bir kuldur ve Biz o'nu İsrâîloğulları'na bir mesel (yani, ibret} kıldık. (Zuhruf/59)
4. Mesel, azâb anlamına kullanılmıştır; şu âyette olduğu gibi:
Her birine {yani, geçmişteki ümmetlerin her birine} meseller darbetmiştik {yani, dünyada başlarına ine*cek azabı vasfetmiştik /anlatmıştık}. (Furkân/39)
Size meseller de darbettik (yani, geçmiş ümmetlerin başına gelen azâbları da anlattık}. (İbrâhîm/45)
Bu buyrukla Mekke kâfirleri korkutulmaktadır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yer imleri