136. El-Bâtıl


el-Bâtıl, dört şekilde tefsir edilir:
1. el-Bâtıl, kizb/tekzib [yalan, yalanlama] mana*sında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
İşte mubtiller/bâtılcılar {yani, öldükten sonra dirilişi yalanlayanlar} burada hüsrana uğradı. (Mü'min/78)
O zaman mubtiller/bâtılcılar {yani, yalanlayıcılar -ki onlar Allah'ın laneti üzerlerine olasıca Yahudiler-dir-} şüphe ederlerdi. (Ankebût/48)
Ona, ne önünden, ne arkasından bâtıl yaklaşamaz {yani, Kur'ân, kendinden önceki Kitaplar tarafından yalanlanmadığı gibi; kendinden sonra onu yalanla*yacak bir Kitap da gelmeyecektir}. (Fussilet/42)
2. el-İbtâl [bâtıl kılmak] kelimesi, ihbât [boşa çıkar*mak] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Sadakalarınızı başa kakmak ve eziyet etmek ile ibtâl etmeyin {yani, onları boşa çıkarmayın}! (Bakara/264)
Ey îmân edenler! Allah'a itaat edin, Rasûl'e itaat edin; amellerinizi ibtâl etmeyin (yani, amellerinizi boşa çıkarmayın)7 (Muhammed/33)
3. el-Bâtıl kelimesi, şirk —ki onun sabit bir esası yoktur- manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu
gibi:
De ki: "Hak geldi, bâtıl gitti {yani, şirk: şeytanlara ibâ*det gitti}. Doğrusu bâtıl {yani, şirk} gidicidir." (İsrâ/81)
Çünkü şirkin ne yeryüzünde bir aslı/kökü, ne de semada da bir feri/dalı vardır. İşte bundan dolayı o yok olmaya mahkûmdur.
Bâtıla {yani şeytana ibâdet: şirke} îmân edip, Allah'a küfredenler... İşte onlar, haşirlerdir/zarar edenlerdir. (Aııkebût/52)
Şimdi bâtıla îmân ediyorlar {yani, şeytana ibâdet edi*yorlar: şirki tasdik ediyorlar} da... (Nahl/72)
4. el-Bâtıl kelimesi, zulm manasında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
Aranızda mallarınızı bâtıl {yani, zulm} ile yemeyin ve onları hakimlere sarkıtmayın! (Bakara/188)
Bunun bir benzeri de Nisa sûresindedir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

137. Et-Teveffî


et-Teveffî, üç şekilde tefsir edilir:
1. et-Teveffî kelimesi, insan zihni [şuur ve idrak merkezi] -ki o, eşyayı akleden ve kendisi ile rüyanın gö*rüldüğü şeydir- manasında kullanılır; şu âyetlerde ol*duğu gibi:
O ki, geceleyin sizi vefat ettirir (yani, geceleyin sizi uyutur. Bunun sonucunda, eşyayı akleden zihin ne*fislerden eksilir. Oraya ruhu ve hayatı bırakır. Böyle*likle o, kendisinde bulunan ruh ile sağa-sola döner*ken, kendisinden alınan zihin ile de rüya görür/. (En'âm/60)
Allah, ölümleri vaktinde {nefisler kabzedildiği sıra*da) nefsleri vefat ettirir... (Zümer/42)
Şöyle ki, insanın bir hayatı ve bir ruhu vardır. İn*san uyudumu, kendisiyle eşyayı aklettiği nefsi on*dan çıkıp ayrılır. Bu nefsin bedene doğru olan ışığı, tıpkı güneşin yere doğru olan ışığına benzer. O kendisinden çıkmış olan nefsi ile başka bir yerde imiş gibi rüya görür. Hayat ve rûh ise bedeninde kalmaya devam eder. Böylelikle sağa-sola döner ve nefes alır. Nefsin ona geri dönmesi de, göz açıp ka*pamadan daha hızlı olur. Allah, uyurken onun ca*nını almak istemişse, ondan çıkmış olan o nefsi alı-koyar ve ruhunu kabzeder. Böylelikle o kişi uyku*dayken ölür.
2. et-Teveffî; Allah'ın, semaya kabzetmesi/alması manasında kullanılmıştır; şu âyetlerde olduğu gibi:
(îsâ dedi ki: "Rabbim!) Ne zaman ki beni vefat ettir*din (yani, beni semaya kabzettin I aldın}, üzerlerine gözetleyici Sen oldun." (Mâide/117)
(Allah buyurdu ki: "Ey îsâ!) Muhakkak Ben seni vefat ettireceğim {yani, İsrâîloğulları arasından kabzede-ceğim Ialacağım} ve Bana (yani, semaya} yükseltece*ğim." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Âl-i İmrân/55)
Bu husus, Mukâtil'den değil, el-Hasen'den nakle*dilmiştir.
3. et-Teveffî kelimesi, ruhların I canların kabzedil-mesi: ölüm manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Eğer onlara va'dettiğimizin bazısını sana göstersek
de veya seni vefat ettirsek {yani, öldürürsek} de, on*lar Bize döndürüleceklerdir. (Mü'min/77)
De ki: "Ölüm meleği sizi vefat ettirir" {yani, ruhları*nızı kabzeder /alır}. (Secde/11)
Onlar ki, arınmış olarak melekler {yani, ölüm meleği} onları vefat ettirir {yani, onların ruhlarını kabze-der/ahr}... (NahV32)
Onlar ki, nefslerine zulmedenler olarak melekler on*ları vefat ettirir {yani, ruhlarını kâfirler olarak kab*zeder/alır}... (Nahl/28) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.