157. Yevm
Yevm, dört şekilde tefsir edilir:
1. Yevm, azız ve celîl Allah'ın dünyayı halkettiği al*tı günden her biri manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
De ki: "Siz yeri iki günde halkedene mi küfrediyorsu*nuz?" (Fussilet/9)
Ve onda gıdalarını dört günde takdir etti. (Fussilet/10)
Bu suretle onları yedi sema olarak iki günde qadâ et*ti. (Fussilet/12)
İşte böylece altı gün tamamlanmış olmaktadır.
O Allah ki semavâtı, arzı ve ikisi arasmdakileri altı günde {bu günler, Allah indinde dünya günleri gibi*dir} halketti. (Secde/4)
Gerçek şu ki, Rabbinin indinde bir gün, sizin saydığı*nız bin yıl gibidir. (Hacc/47)
2. Yevm, dünya günleri manasında kullanılır; şu âyette olduğu gibi:
Semâdan arza emri tedbir eder. Sonra, miktarı {yani, Cebrail'in nüzul I iniş miktarı} sizin saymanıza göre bin yıl olan bir günde {dünya günlerinden bir günde} O'na çıkar. (Secde/5)
3. Yevm; Kıyamet Günü, (âhiret) manasında kulla*nılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
O Gün {yani, âhiret'te, (Kıyamet Gününde)} hiç kim*seye zerrece zulmedilmez. (Yâ-Sîn/54)
Cidden O Gün {yani, âhiret'te, (Kıyamet Gününde)} ashâb-ı cennet... (Yâ-Sîn/55)
O Gün {yani, âhiret'te, (Kıyamet Gününde)} herkese kazandığının karşılığı verilir. (Mü'min/17)
Benzeri buyruklar çoktur.
O Gün {(yani, âhiret'te)} ağızlarını mühürleriz... (Yâ-Sîn/65)
4. Yevm, hin [vakit I zaman] manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Doğduğu gün ({yani, vakit)}, öleceği gün ({yani vakit)} ve diri olarak çıkarılacağı gün {yani, hin j vakit} o'na selâm olsun. (Meryem/15)
{Isa dedi ki}: "Doğduğum gün ({yani, vakit}), öleceğim gün {yani, hin I vakit} ve diri olarak çıkarılacağım gün {yani, hînlvakit} selâm üzerimedir." (Meryem/33)
Göçtüğünüz günde {yani, vakitte} ve ikamet ettiğiniz günde {yani, vakitte},., (Nahl/80)
Onun hasadı günü (yani, ürünlerinizi hasad ettiğiniz [derdiğiniz, topladığınız] vakit} de hakkını verin! (En'âm/141) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
158. El-Âhiret
el-Âhiret, beş şekilde tefsir edilir:
1. el-Âhiret, kıyamet / kalkış manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Muhakkak ki âhirete (yani, Kıyamet (Günü'n)de ölümden sonra dirilişe} îmân etmeyenler, caddeden sapmaktadırlar. (Mü'minûn/74)
Âhiret ve evvel (yani, dünya ve âhiret [başlangıç ve son]} elbet Bizimdir. (Leyl/13)
Benzeri buyruklar çoktur.
2. el-Âhiret ile, hasseten cennet kasdedilmiştir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Andolsun ki onlar onu satın alan kimsenin âhirette bir payı (yani, cennetten bir nasibi} olmadığını bili*yorlardı. (Bakara/102)
Aynı sûrede bunun bir benzeri daha yer almakta*dır: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Rabbinin indinde âhiret muttakiler içindir. (Zuh-ruf/35)
İşte o âhiret yurdu (yani, cennet} var ya, Biz onu yer*yüzünde ululuk/yücelik irade etmeyenlere ayırdık. (Kasas/83)
Âhirette (yani, cennette} onun nasibi yoktur. (Şû-râ/20)
3. el-Âhiret ile, hasseten cehennem kasdedilmiştir; şu âyette olduğu gibi:
Ahiretten (yani, cehennem azabından} çekinen ve Rabbinin rahmetini uman... (Zümer/9)
4. el-Âhiret ile, kabir kasdedilmiştir; şu âyette ol*duğu gibi:
Allah îmân edenlere dünya hayatta ve âhirette (yani, kabirde Münker-Nekir'in sorgulayacağı vakitte} Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. sabit söz üzere sebat verir. (İbrâhîm/27)
5. el-Âhiret, ahır [son jsonuncu] anlamına gelir; şu âyetlerde olduğu gibi:
Biz bunu âhiret millette (yani, son millette [dînde]: isa'nın milletinde —ki o, Nebi'den (a.s) önceki ümmet*lere gelen milletlerin sonuncusu idi-} işitmedik. (Sâd/7)
Derken âhiret va'di (yani, sonuncusunun vakti: ken*dilerine va'd ettiği iki azâbtan sonuncusunun vakti} geldiğinde... (ısrâ/7) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yer imleri