167. Maqâm


Maqâm, dört şekilde tefsir edilir:
1. Maqâm, mesken manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Böylece onları bostanlardan, pınarlardan, hazineler*den ve kerîm maqâmlardan (yani, güzel meskenler*den! çıkardık. İşte böyle. Ve İsrâîloğulları'm onlara vâris kıldık. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. (Şu'arâ/57-59)
Doğrusu muttakiler, {ölümden yana} enim bir ma-qâmdadırlar {(yani, meskendedirler)}. (Duhân/51)
2. Maqâm kelimesi, ikâmet etmek, durmak /kal*mak manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Ey kavmim! Eğer benim nıaqâmım {yani, içinizde durmam I kalmam} size ağır geliyorsa... (Yûnus/71)
Ey Yesrib ahalisi! Sizin için muqâm yok/değildir {ya*ni, sizin için Ahzâb ile birlikte durmak yoktur, onlar için ikâmet etmeyin}. (Ahzâb/13)
3. Maqâm ile, Kıyamet Günü Allah'ın önünde kı*yamda/ayakta durmak kasdedilmiştir; şu âyetlerde ol*duğu gibi:
Rabbinin maqâmmdan korkana iki cennet vardır
{yani, Kıyamet Günü O'nun rahmeti önündeki haram arzu ve isteklerini dünyada terkeden kimseler için iki cennet vardır}. (Rahmân/46)
İşte bu, maqâmrmdan {yani, huzurumda durmaktan! korkanlar ve tehdidimden korkanlar içindir. (İbrâ-hîm/14)
4. Maqâm, mekân manasında kullanılır; şu âyet*lerde olduğu gibi:
Bizden hiç kimse yoktur ki, onun için malum bir ma-
qâm {yani, biz meleklerden hiç kimse yoktur ki, Al*lah'a ibâdet için bir mekanı} olmasın. (Sâffât/164)
Ben onu sana, sen maqâmmdan {yani, şu anda otur*makta olduğun mekândan} kalkmadan önce getiri*rim. (Neml/39) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

168. Burhan


Burhan, iki şekilde tefsir edilir:
1. Burhan, hüccet/delil manasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
Yine de O'nu bırakıp başka ilahlar edindiler. "Burhâmmzı {yani O'nunla birlikte ilahlar bulunduğuna dair hüccetinizi I delilinizi} getirin" de! (Enbiyâ/24)
(Onların putları mı hayırlı), yoksa ilkin yaratan, son*ra onu tekrar edecek olan, size gökten ve yerden rı-zık veren mi?! Allah ile birlikte başka bir ilah mı var?! De ki: "Öyleyse haydi burhanınızı (yani, Allah ile birlikte başka ilahlar bulunduğuna dair hücceti*nizi I delilinizi} getirin!" (Neml/64)
2. Burhan kelimesi, âyet [belge, işaret, alâmet] ma*nasında kullanılır; şu âyetlerde olduğu gibi:
İşte bunlar Rabbinden sana iki burhandır {yani, Rabbinden sana iki âyettir [işarettir f alâmettir/bel*gedir}. (Kasas/32)
Eğer Rabbinin burhanını {yani, Rabbinin âyetini-lişâretini} görmeseydi... (Yûsuf/24) Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.