31- Eþ-Þükr
eþ-Þükr, iki manada tefsir edilir:
1. eþ-Þükr, tevhîd"muvahhid manasýnda kullanýl*mýþtýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
Biz þâkirlerin {yani, muvahhidlerin} karþýlýðým vere*ceðiz. (Al-i Ýmrân/145)
Allah þâkirleri (yani, muvahhidleri} en iyi bilen deðil mi? (En'âm/53)
Andolsun ki, þükrederseniz {yani, muvahhid olursa*nýz} elbette artýrýrým. (Ýbrâhîm/7)
Benzeri âyetler çoktur.
2. eþ-Þükr, nimete þükr/îiimete teþekkür etmek ma*nasýnda kullanýlýr; þu âyette olduðu gibi:
Bana {yani, Benim nimetlerime} þükredin ve nankör*lük etmeyin! (Bakara/152)
{Süleyman dedi ki}: "Bu, Rabbimin fazlýndan; þükür {yani, nimetine þükür} mü edeceðim, yoksa nankör*lük mü?" (Neml/40)
(Lokmân'a hikmet bahþettik ki), Allah'a þükret diye. Kim þükrederse {yani, nimete þükrederse}, ancak ken*disi için þükretmiþ olur. Kim de nankörlük ederse, muhakkak Allah muhtaç deðildir, hamde layýk olan*dýr. (Lokmân/12) Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
32. El-Îmân
el'Imân, dört manada tefsir edilir:
1. el-îmân, tasdik sözkonusu olmaksýzýn lisân ile îmân ikrarý anlamýnda kullanýlmýþtýr; þu âyetlerde böyledir:
O þundan: onlar îmân etmiþler {yani, onlar aleniyette lisânlarý ile ikrar etmiþler}, sonra küfretmiþlerdir {ya*ni, gizlide küfretmiþlerdir; Nebi'yi (Allah'ýn salâtý ve bereketi o'nun üzerine olsun) ve o'nun getirdiklerini tasdik etmemiþlerdir} de bu yüzden kalblerine mühür vurulmuþtur. Artýk onlar anlamazlar. Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir. (Münâfîkûn/3)
Ey îmân edenler {yani, (kalblerinin) tasdiki olmaksý*zýn lisânlarýyla ikrarda bulunanla?'}! Mallarýnýz ve evlatlarýnýz sizi Allah'ýn zikrinden alýkoymasýn. (Mü-nâfikûn/9)
îmân edenlerin {yani, kalblerinin tasdiki olmaksýzýn lisânlarýyla ikrarda bulunanlarýn} kalblerinin Allah'm zikrine huþu duymalarýnýn zamaný gelmedi mi?! (Hadîd/16)
Ey îmân edenler {yani (kalblerinin tasdiki olmaksý*zýn lisânlarýyla) ikrarda bulunanlar}! Allah'ýn kendi*lerine gazâb ettiði bir kavmi velî edinmeyin! (Müm-tehine/13)
2. el-îmân lafzý, gizlide ve aleniyette I açýkta tasdik manasýnda kullanýlmýþtýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
îmân edenler (yani, açýkta ve gizlide tasdik edenler) ve sâlih amel iþleyenler var ya, iþte bunlar halkm en hayýrlýlarýdýr. (Beyyine/7)
Mü'min ve mü'mineleri {yani, açýkta ve gizlide tasdik eden mü'min erkekleri ve mümin kadýnlarý} altlarýn*dan ýrmaklar akan cennetlere sokmak... (Feth/5)
Benzeri buyruklar çoktur.
3. el-îmân, tevhîd manasýnda kullanýlmýþtýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
Kim îmâna {yani, tevhide} küfr ederse ameli boþa gi*der. (Mâide/5)
îmâna {yani, tevhide} çaðýrýlýyordunuz da küfrediyor*dunuz. (Mü'min/10)
Kalbi îmân {yani, tevhîd} ile mutmain olduðu halde zorlananlar müstesna... (Nahl/106)
4. el-îmân ile, þirk içinde I þirk ile bir imân kasde-dilmiþtir; þu âyette olduðu gibi:
Onlarýn {yani, Arab müþriklerinin} çoðu, þirk koþ-maksýzm Allah'a îmân etmezler. (Yûsuf7106)
Bu âyette, Arab müþrikleri ve onlarýn îmân ediþleri sözkonusu edilmektedir.
Andolsun ki, onlara, "Kendilerini kim yarattý" diye sorsan, "Allah" derler. (Zuhmf/87)
Andolsun ki, onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattý?" diye sorsan, "Allah" derler. (Lokmân/25 ve Zümer/38)
iþte onlarýn îmâný böyledir; fakat onlar bu halleriy*le Allah'a þirk koþmaktadýrlar. Ehl-i Kitap da ra-sûllerin ve kitaplarýn bazýsýna îmân ederler, bazýsý*ný da inkâr ederler. Allah boyleleri için, Ýþte onlar, kâfirlerin ta kendileridir (Nisa/151) buyurmakta*dýr. Bu sebeble onlarýn, rasûllerin ve kitaplarýn ba*zýlarýna îmân etmelerinin kendilerine bir faydasý olmaz. Çünkü hepsine îmân etmemiþlerdir. Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
Yer imleri