100. Fevq
Fevq, dokuz þekilde tefsir edilir:
1. Fevq kelimesi, daha büyük manasýnda kullanýl*mýþtýr; þu âyette olduðu gibi:
Doðrusu Allah bir sivrisineði, hatta onun fevqýni {ya*ni, ondan daha büyük olan bir þeyi} Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir. mesel darbet*mekten çekinmez. (Bakara/26)
2. Fevq lafzý, efdaljdaha üstün manasýnda kulla*nýlmýþtýr; þu âyette olduðu gibi:
Allah'ýn eli, onlarýn elinin fevqmdedir {yani, Allah'ýn onlara yaptýklarý, Hudeybiye Günü onlarýn yaptýklarý biat iþinden daha üstündür}. (Feth/10)
3. Fevq kelimesi, menzil ve Allah'a yakýnlýk itiba*riyle üstünlük manasýnda kullanýlmýþtýr; þu âyette ol*duðu gibi:
Halbuki o ittiqa edenler, Kýyamet Günü {yani, Al*lah'a yakýnlýk ve O'nu?ý indindeki menzilleri itibariy*le} onlarýn fevqýndedir {yani, kâfirlerin üstündedir}. (Bakara/212)
4. Fevq lafzý, daha çok I daha fazla manasýnda kul*lanýlmýþtýr; þu âyette olduðu gibi:
Eðer kadýnlar ikiden fevqa {yani, çok I fazla} iseler... (Nisâ/11)
5. Fevq kelimesi, 'ala [üzerinde i üstünde] manasýn*da kullanýlýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
Bazýnýzý (yani, zenginleri} derecelerle bazýnýzýn (yani, fakirlerin} fevqme ref etti {yani, dünyadaki rýzk hu*susunda zenginleri fakirlerdin üstüne i üzerine yükselt*ti /çýkardý}. (En'âm/165)
Bazýnýzý derecelerle bazýnýzýn fevqme ref ettik (yani, dünyadaki üstünlükler hususunda kiminizi kimini*zin üzerine çýkardýk I yükselttik}. (Zuhruf/32)
6. Feuq, zafer manasýnda kullanýlmýþtýr; þu âyette olduðu gibi:
Sana tâbi olanlarý, o küfredenlerin fevqýnde (yani, dünyada zafer hususunda üstünde I üzerinde} kýlaca*ðým; Kýyamet Günü'ne kadar. (Âl-i Ýmrân/55)
7. Fevq, baþlarýnýn üstüne I üzerine manasýnda kul*lanýlmýþtýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
O tûr'u (yani, o daðý} da fevqmize {yani, baþlarýnýzýn fevqýne [üstüne I üzerine]} ref etmiþtik. (Bakara/3)
Bunun bir benzeri de A'râf sûresindedir. Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
Onlar için, fevqlerinden (yani baþlarýnýn fevgýnden [üstünden I üzerinden]} ateþten zuleller ... vardýr. (Zü-mer/16)
Onun fevqýnden (yani, arzýn üzerine} onda aðýr baský*lar yaptý. (Fussilet/10)
Arzýn fevqmden (yani, yerin üstünden I üzerinden} cüsselenmiþ... (Ýbrâhîm/26)
Ben kendimi gördüm ki, baþýmýn fevqmde (yani, ba*þýmýn üstünde I üzerinde} ekmek taþýyorum... (Yû*suf/36)
8. Feuq kelimesiyle, Ahzâb Günü doðu tarafýndan,
vadinin yukarý kýsmýndan gelenler kasdedilmiþtir; þu âyette olduðu gibi:
Hani onlar (yani, Ahzâb ordusunu teþkil edenle?'} size hem fevqmizden (yani, sabah aydýnlýðýnýn geldiði do*ðu tarafýndaki vadinin üst kýsmýndan} ... gelmiþlerdi. (Ahzâb/10)
9. Feuq kelimesi, sultan [saltanat/kudret] ve kahr Ikahredicüik anlamýnda kullanýlmýþtýr; þu âyet*lerde olduðu gibi:
O, kullarýnýn fevqýnde qâhirdir (yani, O'nun sultâný-Isaltanatý, egemenliði ve emri, kullarýnýn saltanatý*nýn üstündedir}. (En'âm/18)
(Fir'avn dedi ki}: "(Benî-Ýsrail'in) oðullarým öldürür, kadýnlarýný sað býrakýrýz. Þüphesiz biz onlarýn fev-qmde qâhiriz (yani, benim sultâným I güç ve kuvvetini ve emrim, onlarýn sultânýnýn I güç ve kuvvetinin üs*tündedir; iþte bu sultân ve mülk ile onlarý kahredece*ðim}. (A'râf/127) Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.
101. El-Ezvâc
el-Ezvâc, üç þekilde tefsir edilir:
1. el-Ezvâc kelimesi ile, birbirine helâl olan erkek ve kadýn kasdedilmiþtir; þu âyetlerde olduðu gibi:
Orada onlar için tertemiz ezvâc (yani, erkekler için helâl olan kadýnlar, kadýnlar için helâl olan erkekler} vardýr. (Bakara/25)
Âl-i Ýmrân Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir. ile Nisa Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir. sûresinde de benzeri âyet*ler vardýr.
Siz ve ezvâcýnýz (yani, birbirine helâl olan erkek ve kadýnlar olarak} sevinç ve neþe içerisinde cennete gi*rin! (Zuhruf/70)
Ezvâcmýzýn {yani, ey erkekler, kadýnlarýnýzýn} geriye býraktýklarýnýn yarýsý sizindir. (Nisâ/12)
2. el-Ezuâc kelimesi, sýnýflar [cinsler, neviler, tür ve çeþitler] manasýnda kullanýlýr; þu âyetlerde olduðu gibi:
Arzý görmüyorlar mý, Biz orada her kerîm zevçten (yani, her güzel bitki sýnýfýndan I türünden} nice bitki*ler bitirdik. (Þu'arâ/7)
Arzýn bitirdiklerinden, nefislerinden ve bilmedikleri nice þeylerden bütün ezvâcý (yani, sýnýflarý I türleri} halkeden... (Yâ-Sîn/36)
Sekiz ezvâc {yani, (dört cinsten) sekiz sýnýf I tür}... (En'âm/143)
Yükle ona, her zevcden {yani, her sýnýftan I cinsten (birer erkek, birer diþi olmak üzere)} iki. (Hûd/40)
Onda iki zevç {yani, iki sýnýf ttür) yaptý. (Ra'd/3)
Benzeri âyetler çoktur.
3. el-Ezvâc kelimesi; denkler, birlikte olanlar, eþ ve arkadaþ olanlar manasýnda kullanýlmýþtýr; þu âyetler*de olduðu gibi:
Toplayýn o zulmedenleri ve onlarýn ezvâcmý {yani, þeytanlardan onlarla birlikte olanlarý, þeytanlardan onlarýn eþ ve arkadaþlarýný}. (Sâffât/22)
Nefsler zevç edildiði (yani, kâfirlerin nefisleri þeytan*larla bir araya getirildiði} zaman... (Tekvîr/7) Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.


Teþekkur:
Beðeni: 



Yer imleri