2- "Âmin" Deme Zamanı:


Ana kitaplarda (temel hadis kaynaklarında) Ebu Hureyre'den Rasulullah (s.a)'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: "İmam âmin dediğinde siz de âmin deyiniz. Çünkü her kimin âmin demesi meleklerin âmin demesine rast*lar ise geçmiş günahları affolunur." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bizim ilim adamlarımız (Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun) derler ki: Geç*miş günahların bağışlanması, bu hadis-i şerifin ihtiva ettiği şu dört şeyin ger*çekleşmesine bağlıdır.
1) İmamın âmin demesi
2) İmamın arkasında namaz kılanların âmin demesi
3) Meleklerin âmin demesi
4) Cematin âmin demesinin meleklerin âmin demesine denk düşmesi.
Bu denk düşme ile ilgili; duanın kabul edilmesi hakkındadır, denildiği gi*bi, zaman hakkındadır, duanın -nitelik bakımından- ihlasla yapılması hakkın*dadır da denilmiştir. Çünkü Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: "Duanızın kabul edileceğini bilerek Allah'a dua ediniz. Ve bilin ki Allah gafil ve başka şeylerle oyalanan bir kalbin duasını kabul etmez." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

3- "Âmin"in Fazileti:


Ebu Davud, Ebu Musabbih el-Makrai'nin şöyle dediğini rivayet etmekte*dir: Ashab-ı kiramdan olan Ebu Züheyr en-Numeyri'nin yanında otururduk. Çok güzel bir şekilde konuşur idi. Bizden herhangi bir kimse bir duada bulun*du mu: Onu âmin sözü ile bitir, derdi. Çünkü âmin bir sahifenin üzerindeki mühür gibidir. Ebu Züheyr dedi ki: Bunun neden böyle olduğunu size bil*direyim mi? Bir gece Rasûlullah (s.a) ile birlikte çıkmıştım. Israrla dua eden birisinin yanından geçtik. Peygamber (s.a) onun duasını işitecek bir şekilde durdu. Sonra Peygamber (s.a): "Eğer mühürlerse duası kabul olunur" dedi. Orada bulunanlardan birisi: Ne ile mühürleyecek ey Allah'ın Peygamberi? diye sordu. Hz. Peygamber: "Âmin ile" dedi. "Çünkü o âmin ile duasını bitirirse (kabulünü) gerektirmiş olur." Peygamber (s.a)'e bu soruyu soran adam dua eden adamın yanına gitti ve ona: Ey filan, duanı mühürle (âmin diyerek bitir) ve (kabul olunacağına dair) müjde olsun, dedi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İbn Abdi'1-Berr der ki: Ebu Züheyr en-Numeyri'nin asıl adı Yahya b. Nufeyr'dir. Peygamber (s.a)'dan: "Çekirgeleri öldürmeyiniz. Çünkü çekirgeler Allah'ın en büyük ordusudur" Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hadisini rivayet etmektedir.
Vehb b. Munebbih de der ki: Âmîn dört harftir. Allah her bir harften: "Al*lah'ım, âmin diyen herkes için mağfiret buyur" diyen bir melek yaratır.
Haberde şöyle denilmiştir: "Cebrail bana Fâtihatu'l-Kitab'ı bitirdiğim vakit âmin demeyi telkin etti ve: Bu mektubun üzerindeki mühür gibidir, dedi." Bir diğer hadiste şöyle denilmiştir: "Âmin alemlerin Rabbinin mührüdür. " Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
el-Herevi der ki: Ebu Bekir dedi ki: Bu, Allah'ın kulları üzerindeki müh*rüdür, demektir. Çünkü yüce Allah onun vasıtası ile onların üzerinden afet ve musibetleri bertaraf eder. Tıpkı himaye eden ve bozulup içindekinin dışarıya çıkmasına engel olan mektup üzerindeki mühür gibidir. Diğer bir hadiste de şöyle denilmiştir: "Âmin cennette bir derecedir." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Ebu Bekr der ki: Bunun anlamı şudur: Âmin öyle bir kelimedir ki bunu söyleyen bu vesileyle cennette bir derece kazanır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

4- "Âmin"in Anlamı:


İlim ehlinin çoğuna göre "âmin" kelimesi, dua anlamında kullanılan bir kelime olarak "Allah'ım duamızı kabul buyur" demektir. Bazıları da: "Âmin" yüce Allah'ın isimlerinden birisidir, demiştir. Ca'fer b. Muhammed Mücâhid ve Hilal b. Yisaf'tan rivayet edildiği gibi İbn Abbas da bunu Peygam-ber(s.a)'dan rivayet etmekle birlikte bu sahih bir rivayet değildir. Bunu İb-nu'1-Arabi söylemiştir.
"Âmin"in anlamının: Böyle olsun demek olduğu da ileri sürülmüştür. Bunu da el-Cevheri'nin görüşüdür. el-Kelbi'nin, Ebu Salih'ten, onun İbn Abbas'tan rivayetine göre İbn Abbas şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a)'a: Âmin ne demektir? diye sordum, o: "Rabbim yap" demektir, dedi. Mukatil der ki:
Bu dua için bir güç ve bereketin indirilmesine bir sebeptir. Tirmizî der ki: Âminin anlamı, "sen bizim umutlarımızı boş çıkarma"dır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

5- "Âmin"i Söyleyiş Şekli:


"Amin" kelimesi iki şekilde söylenir. Birincisi Yasin gibi "fail" vezninde med ile ("Âmin" şeklinde), ikincisi ise "yemin" vezninde kasır ile ("emîn" şeklin*de) söylenir. Medli söyleyişini şair şu beyitinde kullanmıştır:
"Rabbim, ebediyyen onun sevgisini benden alma Amîn diyen bir kula Allah rahmet buyursun." Bir başkası da şöyle demiştir:
"Âmin âmin diyorum, razı olmam, bir tanesine
Ta ki ikibin âmin diyene kadar."
Bir başka şair de kasr ile şöyle kullanmıştır:
"Ondan istekte bulununca Futhul benden uzaklaştı
Allah aramızdaki uzaklığı artırsın, emin."
Mim'in şeddeli okunması hatadır. Bunu el-Cevheri söylemiştir.
el-Hasen ve Ca'fer es-Sadık'dan şeddeli okunduğuna dair rivayet de gel*miştir. el-Hüseyn b. el-Fadl'ın görüşü de budur. O vakit bu kelime kasdet-mek için kullanılan den türemiş ojur. Bizler sana yönelmeyi kastediyoruz, demektir. Yüce Allah'ın: Beyt-i haramı kast ederek gelenlere de saygısızlık etmeyin" (el-Maide, 5/2) buyruğu da bu kökten gelir. Bunu Ebu Nasr b. Abdurrahim b. Abdülkerim el-Kuşeyri nakletmektedir. el-Cevheri der ki: Âmin kelimesi iki sakin harfin birarada gelmesi dolayısıy*la kelimeleri gibi feth üzere mebnidir. "Âmin dedi" ve "âmin de*mek" anlamında: filan kişi âmin dedi" denilir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.