6- İmam'ın "Amin" Demesi:


İmam âmin'i söyler mi ve açıktan söyler mi konusunda ilim adamları arasında görüş ayrılığı vardır. Şafiî ve Medinelilerin rivayetine göre, Mâli£ bu görüştedir. Kufeliler ve kimi Medineliler de: İmam âmin'i açıktan söylemez, demişlerdir. Taberî'nin görüşü de budur. Bizim ilim adamlarımızdan İbn Habib'in de görüşü budur. İbn Bukeyr de: İmam muhayyerdir, demiştir. İb-nu'1-Kasım'ım İmam Mâlik'ten rivayetine göre: İmam âmin demez. Onun ar*kasındakiler yani ona uyanlar âmin, der demektedir. Bu İbnu'l-Kasım'ın ve İmam Mâlik'in mezhebine mensup Mısırlıların görüşüdür. Bunların delilleri ise Ebu Musa el-Eş'ari'nin rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir: Rasûlullah (s.a) bize hut*be irad etti. Bize sünnetlerimizi açıkladı, nasıl namaz kılacağımızı öğretti ve şöyle dedi: "Namaz kıldığınız vakit saflarınızı doğru tutunuz. Daha sonra siz*den herhangi bir kimse imam olsun. İmam: Allahu ekber dediği vakit siz de tekbir getiriniz. "Gazaba uğramış olanların ve sapıtanlarınkine değil" dediğin*de siz de "âmin" deyiniz. Allah sizin duanızı kabul buyurur." dedikten son*ra hadisin geri kalan kısmını da zikretti. Bunu Müslim rivayet etmiştir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Sumeyy'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadis de bunun gibidir. Bunu da İmam Mâlik rivayet etmiştir.
Sahih olan ise birincisidir, (yani imam "âmîn"i açıktan söyler) Vail b. Hu-cr'un rivayet ettiği hadiste şöyle denilmektedir: Çünkü Rasûlullah (s.a) "ve leddâllîn"i okuduğunda: Âmin der ve sesini yükseltirdi. Bunu Ebu Davud Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ve Darakutni rivayet etmiştir. Darakutni şunu da eklemiştir: Ebu Bekr der ki: Bu, Küfe halkının yalnız başlarına rivayet ettikleri bir sünnettir. Bu hadis ve bundan sonraki hadis sahihtir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. "Buharı de: İmamın âmin lafzını açıktan söy*lemesi" diye bir başlık açmıştır. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Ata der ki: "Âmin" bir duadır. İbn ez-Zübeyr ve onun arkasından namaz kılanlar öyle bir âmin dediler ki mescidde bir ses kalabalığı işitildi. Tirmizî der ki: Peygamber (s.a)'ın ashabından ve onlardan sonrakilerden ilim ehlin*den birçok kişi bu görüştedir. Bunlar kişinin âmini yüksek sesle söyleyeceğini ve gizlemeyeceğini kabul ederler. Şafiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Muvatta'da ve Buharı ile Müslim'de İbn Şihab'ın şöyle dediği rivayet edilmektedir: Rasûlullah (s.a) "âmin" derdi. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İbn Mâce'nin Sünen'inde Ebu Hureyre'den şöyle dediği rivayet edilmek*tedir: İnsanlar "âmin" demeyi terketti. Rasûlullah (s.a) ise "Gazaba uğramış olanların ve sapıtanlarınkine değil" dediğinde "âmin" derdi. Onun âmin deyişini birinci saftakiler işitir ve bu ses ile mescid dolardı." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Az önce kaydettiğimiz Ebu Musa ile Sumeyy yoluyla gelen iki hadis ise "âmin" lafzının söyleneceği yeri göstermektedir. Bu da imamın "veleddâllîn" demesi sırasında olur. Böylelikle imam ile cemaatin âmin deyişleri birlikte olur ve cemaat ondan önce âmin demiş olmaz. Buna sebep ise az önce belirt*tiğimiz hususlardır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Diğer taraftan Pey*gamber efendimiz de: "İmam âmin dediği takdirde siz de akabinde âmin deyiniz" diye buyurmuştur. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
İbn Nafi' de "Kitabu İbn el-Haris"de şöyle demektedir: İmama uyan bir kimse imamın "veleddâllîn" dediğini işitmedikçe bu sözü (âmin'i) söylemez. Eğer uzak olup da onun âmin dediğini işitmiyor ise demez. İbn Abdus der ki: O takdirde okuma miktarını kendisine göre tesbit etmeye çalışır ve bitir*diğine kanaat getirdiği yerde "âmin" der. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

7- "Âmin"i İçten Söylemek:


Ebu Hanifenin mezhebine mensup olanlar derler ki: Âmin'i içten söy*lemek açıktan söylemekten daha iyidir. Çünkü âmin bir duadır. Yüce Allah da şöyle buyurmuştur: "Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin." (el-A'raf, 7/55) Buna delil ise, yüce Allah'ın: "İkinizin de duası kabul olundu" (Yunus, 10/89) buyruğunun tevili ile ilgili olarak gelen rivayettir. Burada denildiğine göre Hz. Musa dua ediyor, Hz. Harun da âmin diyordu. O bakımdan yüce Al*lah her ikisine de: Dua edenler adını vermiştir.
Buna cevap: Duanın gizlenmesinin daha faziletli oluşu riyakarlığın söz-konusu olması dolayısıyladır. Cemaat namazı ile ilgili hususlara gelince bu cemaate katılmak zaten İslâm'ın açık bir şiarını açıktan yerine getirmektir. Ve kulların açıktan yapması mendup olan bir hakkı izhar etmeleridir. İmamın du*ayı ve sonunda âmin demeyi kapsayan Fâtiha'yı açıktan okuması teşvik edilmiştir. Buna göre duanın açıktan yapılması sünnettir. Sünnet olan dualar*dan ise bu duaya âmin demek de ona tabidir ve onun gibidir. Bu da açıkça bilinen bir husustur. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

8- Bizden Öncekiler ve "Âmin":


"Âmin" kelimesi bizden önce yalnızca Musa ve Harun (ikisine de selam ol*san )'a verilmiş ve öğretilmiştir. Tirmizî el-Hakim "Nevadiru'l-Usul" adlı eserin*de şunu zikretmektedir: Bize Abdu'l-Varis b. Abdüssamed anlattı, dedi ki: Bize babam anlattı. Dedi ki: Bize Hişam b. Hassan'ın mescidinin müezzini olan Rezin anlattı, dedi ki: Bize Enes b. Mâlik anlattı dedi ki: Rasulullah (s.a) şöyle buyurdu: "Şanı yüce Allah benim ümmetime kendilerinden önce kimseye verilmemiş üç şeyi verdi. Selam. Bu cennet ehlinin kendi aralarındaki selam*laşmalarıdır. Meleklerin saf saf dizilmesi (gibi namazda dizilmek) ve âmin de*mek. Musa ile Harun'un söyledikleri dışında("âmin" öncekilerden kimseye veril*memiştir.) Ebu Abdullah der ki: Bunun anlamı şudur. Musa Fir'avn'a beddua etmiş Harun da âmin demiş idi. Şanı yüce Rabbimiz de Kitab-ı Kerim'inde Hz. Musa'nın duasını bize zikrettiğinde: "Sizin duanız kabul olundu" (Yunus, 10/89) dediğini bize bildirmekte ve Harun'un söylediğini zikretmemektedir. Hz. Musa: Rabbimiz, diye dua etti. Harun (as) da "âmin" diyordu. Bu şekilde ona da dua eden kişi adını vermiştir. Çünkü onun âmin demesini de onun dua et*mesi olarak değerlendirmiştir.
Şöyle de denilmiş bulunuyor: Âmin bu ümmete hastır. Çünkü Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: "Yahudilerin selam ve âmin demekten dolayı sizi kıs*kandıkları kadar hiçbir şeyden dolayı kıskanmamışlardır." Bunu İbn Mâce Hammad b. Seleme'den, o Süheyl b. Ebu Salih'ten, o babasından, o Aişe (r.an-ha)dan rivayetle Peygamber (s.a) buyurdu ki., senediyle rivayet etmiştir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Yine İbn Mâce İbn Abbas'tan Peygamber (s.a)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: "Yahudiler sizleri âmin dediğiniz için kıskandığı kadar hiçbir şey*den dolayı kıskanmamıştır. O bakımdan çokça âmin deyiniz." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bizim ilim adamlarımız -Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun- derler ki: Ki*tap ehlinin bizleri kıskanma sebepleri şudur: Çünkü bunun (Fatiha Sûresi'nin) başı Allah'a hamdetmek, O'na senada bulunmaktır. Daha sonra O'na itaat et*mek, O'na yönelmektir. Arkasından bizi dosdoğru yola iletmesi için bir du*adır. Sonra da âmin demekle birlikte onlara beddua ediyoruz. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.