1- Takva Sahiplerinin Nitelikleri:
"Onlar" anlamına gelen kelimesi "takva sahipleri" kelimesinin sı*fatı olarak (mahallen) mecrurdur. Önceki kelime ile ilişkisi olmamak üzere merfu olması da caizdir. Yani: Onlar öyle kimselerdir ki... Övmek kasdıyla nasbedilmesi de caizdir. (Özellikle: Ğayb'a inanan... lan kasdediyorum, an*lamında).
"İnanırlar" tasdik ederler anlamındadır. İman sözlükte tasdik demektir. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "Sera bize iman edici değilsin" (Yu*suf, 12/17); yani bizi doğrulayıcı değilsin. Bu kelime be ve lam harfleri ile
mePul alır (geçişli olur). Yüce Allah'ın şu buyruklarında olduğu gibi: "Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın." (Âl-i İmran, 3/73); "Musa'ya... inanmadı" (Yunus, 10/83)
Haccac b. Haccac el-Ahvel (Zikku'1-Asel lakaplı) rivayetle dedi ki: Katade'yi şöyle derken dinledim: Ey ademoğlu, eğer sen hayrı ancak isteyerek severek yapmak istiyor isen şunu bil ki senin nefsin usanmaya, yorulmaya ve J tahammülsüzlüğe meyyaldir. Fakat asıl mü'min zor gelse dahi katlanandır. Asıl L mü'min, buna karşı kendisini güçlendirendir. Asıl mü'min işi sıkı tutandır. Şüp*hesiz ki mü'minler gece ve gündüz telbiye getirerek (Lebbeyk diyerek ve dua ederek) Allah'a yönelenlerdir. Allah'a yemin ederim mü'min gizli ve açık Rabbimiz, Rabbimiz deyip durur ve nihayet Allah da gizli açık dualarını kabul buyurur. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
2- Gayb'ın Sözlük Anlamı:
"Ğayb" Arapçada göremediğin herşey hakkında kullanılır. Kelimenin as*lı ya'lıdır. O bakımdan: Güneş battı, batıyor, denilir. Gaybet (gaib olma hali) anlamı bilinen bir kelimedir. Kadının kocası kaybol*duğunda denilir. Bu şekilde kocası kaybolan kadına da ( denilir. Yerin çukurca bir bölgesine düşüldüğü takdirde: Çukurca bir yere düştük, denilir. İçinde saklanılıp kaybolunan ağaçların toplu olarak bulunduğu yere de (koruluk, ormanlık anlamına) adı verilir. Yerin alçakça olan kısımlarına da "ğayb" denilir. Çünkü gözün gör*mediği bir yerdir. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
3- Kur'ânî Anlamıyle Gayb:
Müfessirler burada yer alan "ğayb"ın ne anlama geldiği hususunda fark*lı görüşlere sahiptir. Kimisi, bu âyet-i kerimede kastedilen ğayb, yüce Allah'tır demektedir. İbn el-Arabi bunu zayıf görmektedir. Kimisi kaza ve kaderdir. Kimisi Kur'ân-ı Kerim ve onda bulunan ğayblerdir demişlerdir. Kimisi de ğayb: Rasûlullah (s.a)'ın haber verdiği ve akıl ile bilinemeyen lıerşeydir: Kıyame*tin alametleri, kabir azabı, haşir, neşir, sırat, mizan, cennet ve cehennem gi*bi. İbn Atiyye der ki: Bu görüşler arasında çelişki yoktur. Aksine ğayb bun*ların hepsi hakkında kullanılabilir.
Derim ki: Bu, Cibril hadisinde (a.s), Peygamber (s.a)'e: Bana imandan haA ber ver, diye sorduğunda Hz. Peygamber'in kendisine işaret ettiği şer'î ima-j j nı ifade eder. Hz. Peygamber bu soruya cevaben şöyle buyurdu: "(İman) Al-I lah'a meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe iman etmen ve hayrı ile şerriyle de kadere iman etmendir." Hz. Cebrail: de: Doğru söyyledin, diye cevap verdi... Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Abdullah b. Mes'ud der ki: Hiçbir mü'min ğayba imandan daha üstün bir şeye iman etmiş değildir. Bundan sonra da yüce Allah'ın: "Onlar ğayba iman ederler..." buyruğunu okudu.
Derim ki: Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır: "Bizgaib olanlar de*ğiliz," (el-A'raf, 7/7) Bir başka yerde de şöyle buyurulmaktadır: "Onlar ğaybde Rablerinden korkarlar." (el-Enbiya, 21/49) Yüce Rabbimiz, dünya yur*dunda gözle görülmeyen, gaiptir. Ancak dikkatle düşünmek ve istidlal ha*linde gaib olmadığı görülür. O bakımdan mü'minler amellere karşılık veren kadir bir Rablerinin olduğuna iman ederler. İnsanlardan uzaklarda, görülme-yip yalnız kaldıklarında ve gizliliklerde O'ndan korkarlar. Çünkü Allah'ın ken*dilerini görmekte olduğunu bilirler. Böylece âyetlerin açıklaması uygun bir şekilde yapılmış ve aralarında zıtlık kalmamış olur. Bundan dolayı Allah'a hamdederiz.
"Ğayba" buyruğu ile kastın, onlar münafıkların zıddına, vicdanlarında, kalplerinde Allah'tan korkarlar anlamına geldiği de söylenmiştir. Bu da güzel bir açıklamadır. Şair der ki:
"Ğayba iman ettik, halbuki bizim kavmimiz Muhammed'den önce putlara ibadet ederlerdi. " Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
4- Takva Sahipleri ve Namaz:
"Namazı dosdoğru kılarlar" buyruğu bir cümlenin cümleye atfedilmesi-ni ifade eder. "Namazın dosdoğru kılınması (ikame edilmesi)" rükünleriy-le, sünnetleriyle, vakitlerinde uygun şekilleriyle -ileride açıklanacağı üzere-eda edilmesi demektir. Bu buyruk, devam etti ve sabit oldu anlamına gelen Ot^J' fi» ) dan gelmektedir. Ayak üzerinde durmaktan değildir. Mesela: Hak kaim oldu, denildiğinde açıkça ortaya çıktı ve sabit oldu kastedilir. Şair der ki:
"Ve savaş bizimle - bacağı üzere - ayağa kalktı." Bir diğer şair de şöyle demektedir:
"Onlara: Düşman tarafından basıldınız, denildi mi hiç vakit kaybetmezler
Hemen atlılar mızrak pazarıni kurarlar."
"Dosdoğru kılarlar" buyruğunun devam ettirirler anlamına geldiği de söylenmiştir. Hz. Ömer şu sözleriyle buna işaret etmektedir: "Namazı koruyan T ' ve ona gereken dikkati gösteren dinini korumuş olur. Namazı yitirip kaybe*den kişi ondan başkasını daha çok kaybeder." Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Yer imleri