Ebulleys-Semerkandi, Zeyd Bin Erkam’dan (R.A.) naklen anlatıyor: “Hz. Ebubekir’in (R.A.) son zamanlarında, iftar yemeklerini bir kölesi getirirdi. Halife Hz.Ebubekir (R.A.) yemeğin nereden geldiğini, kimler tarafından hazırlandığını, hangi kazançla meydana getirildiğini sorar, ondan sonra yerdi. Bir akşam her nasılsa sormaksızın ağzına bir lokma attı. Köle durumu garipsemişti. “Efendim,” dedi. “Yemeğin ahvalini sormadınız mı?” Hz. Ebubekir: “Karnım çok acıkmıştı da acele ettim. Şimdi söyle bakalım” buyurdu. Köle, cahiliye devrinde oynadığı bir oyunun karşılığını yemek olarak ancak şimdi alabildiğini ve bu yemeğin o olduğunu anlattı. Hz. Ebu Bekir (R.A.) yuttuğu lokmanın haram yoldan kazanıldığını öğrenince çok üzüldü. Yemeği bırakmakla kalmadı, parmağını boğazına sokarak kustu. Orada bulunanlar, bir lokma için bu zahmet ve ızdıraba niçin katlandığını sorunca: “Resulullah (S.A.V.) dan duydum ki: “Cenab-ı Hak(C.C.) haram lokma yiyenlere Cenneti haram kılmıştır.” dedi.
Abdullah Bin Ömer (R.A.): “Kanbur oluncaya kadar namaz kılsanız ve kıl gibi oluncaya kadar oruç tutsanız, haramdan kaçınmadıkça kabul edilemez, faidesi olmaz” buyurmuşlar.
Küfe şehrinin köylerini haydutlar basıp koyunları çalmışlardı. İmam-ı Azam (R.A.) bu çalınan koyunlar şehre getirilip satılır düşüncesiyle, (koyunun yedi sene yaşadığını bildiği için) yedi sene koyun eti yemedi.
İbrahim Bin Edhem (K.S.) ekseriya akşama kadar çalışır, akşam ücretini verdikleri zaman, bir düşünür ve arkadaşlarına şöyle derdi: “Patronun benden istediği işi, bihakkın yerine getirmemiş olmaktan, korkuyorum.” Sonra ücretini terk eder ve o geceyi karnı aç olarak geçirirdi. O, kalbin huzur-u ilahiyeden ayrılmamasını, helalinden olmak şartıyle sanatkarlıkta görüyordu. Huzur bulunmaksızın yaptığı işlerin ücretini almıyordu.
Amir-i El- Haradi Hazretleri şöyle buyurur: “Haram bir yiyeceği yerken, Besmele-i Şerife çekmek küfürdür. İçki içerken, Besmele-i Şerife çekmek küfürdür. Alay ederek Ezan-ı Muhammediye okumak küfürdür.”
Yer imleri