a) Dünya arzusu ve şehvet hişleri ile dolup taşan gençler için yalnızca bu  duyguları tahrik eden müzik haramdır.
 b) Vakitlerinin çoğunu müziğe harcayan ve bununla uğraşmayı âdet haline  getiren kimse için müzik mekruhtur.
 c) Güzel sesten zevk alma dışında bir duyguya kapılmayan kimse için müzik  mübahtır.
 d) Allah sevgisi ile dolup taşan, duyduğu güzel ses kendisinde sadece güzel  şeyleri harekete geçiren kimse için ise müzik  müstehaptır.
 İmamı Gazzâlî, musikî ile ilgili değerlendirmesine devam ederken, müziğin  duruma göre mübah ya da mendub olduğunu, onu haram kılan şeyin kendisi değil,  dıştan kaynaklanan beş sebepten ibaret bulunduğunu ifade ederek şu açıklamalarda  bulunur:  1- Müziği söyleyen kadın veya gencin sesi, şehveti ve nefsi tahrik edip bir  fitneye sebep olacaksa, bunun söylenmesi ve dinlenmesi haram olur. Buradaki  haram hükmü müzikten değil, kadının veya gencin sesinden gelmektedir. Kadının  sesi şehveti kamçılayacak şekilde ise, onun Kur'ân okumasını dinlemek bile haram  olur.
 2- Musikî âleti içki meclislerine veya fuhuş ve sefâhat yerlerine (bar,  pavyon, gece kulübü, diskotek vb.) ait ise bunu kullanmak ve dinlemek haram  kapsamına girer. Kilise ve Sinagog gibi yerlerde çalınan musikînin hükmü de  böyledir.
 3- İçinde fuhuş, ahlâksızlık, islâm inancına ve ahlâkına ters düşen güfteler  ve sözler bulunan şarkıları, müzik eşliğinde veya müziksiz dinlemek ve söylemek  haramdır.
 4- Gençlik çağında bulunan veya şehevî arzuların esiri olan kişilerin aşırı  derecede müziğe düşkün olmaları dinen günah ve haramdır.
5. Zamanının çoğunu müzik dinleyerek geçiren kişiler, sonuçda sefih hâle  geleceklerinden dolayı, islâm hukukuna göre, böyle kişilerin şahitlikleri de  kabul edilmez.
 Sonuç olarak musikînin hoş, ölçülü ve manâlı bir ses olması itibariyle mübah  olduğu; haram olmasının kendisinden değil de dıştan ârız olan sebepler  dolayısıyla olduğu söylenebilir.
 
Yer imleri