Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 11/43 İlkİlk ... 2345678910111213141516171819202136 ... SonSon
423 sonuçtan 101 ile 110 arası

Konu: Günün Şiiri

  1. #101

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Dost

    Bir gece habersiz bize gel
    Merdivenler gıcırdamasın,
    Öyle yorgunum ki hiç sorma
    Sen halimden anlarsın.
    Sabahlara kadar oturup konuşalım
    Kimse duymasın.
    Mavi bir gökyüzümüz olsun, kanatlarımız
    Dokunarak uçalım.
    İnsanlardan buz gibi soğudum,
    İşte yalnız sen varsın.
    Öyle halsizim ki hiç sorma
    Anlarsın.

    CAHİT KÜLEBİ

  2. #102

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SERENAD

    Yeşil pencerenden bir gül at bana,
    Işıklarla dolsun kalbimin içi.
    Geldim işte mevsim gibi kapına
    Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

    Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
    Ben aşkımla bahar getirdim sana;
    Tozlu yollarından geçtiğim uzak
    İklimden şarkılar getirdim sana.

    Şeffaf damlalarla titreyen, ağır
    Goncanın altında bükülmüş her sak.
    Seninçin dallardan süzülen ıtır,
    Seninçin karanfil, yasemin zambak...

    Bir kuş sesi gelir dudaklarından;
    Gözlerin, gönlümde açan nergisler.
    Düşen öpüşlerdir dudaklarından
    Mor akasyalarda ürperen seher.

    Pencerenden bir gül attığın zaman
    Işıkla dolacak kalbimin içi.
    Geçiyorum mevsim gibi kapından
    Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.


    Ahmet Muhip DRANAS

  3. #103

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SENİ SEVİYORDUM


    Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...

    Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

    İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

    SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu

    Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte...

    Güldüğün zaman yukarıya bakardın;

    Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...

    Ne güzeldiler sen bilmiyordun...

    BEN SENİ SEVİYORDUM...

    Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

    Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

    Geri dönüyordu, çoğalarak

    Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun

    Kalp ağrısı oluyordun,

    Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

    Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

    Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

    Cesurduk...

    Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller...

    Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...

    Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

    Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

    Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları

    Derken bir gün uzaktan gördüm seni...

    Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

    Kalbimi acıttı her zamanki gibi...

    Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

    Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir ya da boşver bilme en iyisi...



    İclal Aydın

  4. #104

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Anlamak





    Yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
    Ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
    Boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
    Kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
    Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
    Yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.



    Cahit Sıtkı Tarancı

  5. #105

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Merdiven

    Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
    Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
    Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

    Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
    Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

    Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
    Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
    Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

    Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta,
    Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

    AHMET HAŞİM

  6. #106

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Böylesi Hasretin

    Kapıyı çaldım ses yok, içeri girdim
    Seslendim usulca: nerelere saklandın?
    Ve birden ürktüm sensizliğimden,
    Uçup gitti pencereden aklım

    Bırakıp gitmişsin öylece herşeyi,
    Sevmediğin halde dağınıklığın her türlüsünü.
    Divanda sıcaklığını, aynada yüzünü unutmuşsun,
    Mutfağın bir köşesinde yanık Yemen türküsünü

    Ve iyi ki unutmuşsun silmeyi gözlerinin izini,
    Her odada kokun ve çok sevdiğim hüznün
    Ve terliklerinin duruşu… ardından koşar gibi
    Terli, soluk soluğa ve öylesine üzgün!

    Hemen elimin altında divandaki sıcaklığın,
    Diyorum: nereye gidebilir bir not bile bırakmadan!
    Belki çarşıdasın, belki bir kahve içimi komşuda,
    Huyundur, uzak yere gitmezsin çiçekleri sulamadan.

    Sıkıldım su içtim, televizyonu açıp kapadım,
    Aynadaki yüzünü öptüm, terliklerini düzelttim,
    Avuçlarıma yaydım divandaki sıcaklığını,
    Dedim:görülmemiş böylesi hasretin!

    Oysa daha bu sabah uğurladın beni,
    Dedin:erken gelirsen sinemaya gideri
    Belki dondurma yeriz sinema çıkışı
    Parka uğrar ev kaçkını kedileri severiz

    Birden sesi kapıda dönen anahtarın
    Döndürüyor uçup giden aklımı yuvasına
    Ve “seni seviyorum“ derken öptüğüm yanağın
    Bir kırmızı gül gibi düşüyor avuçlarıma

    RUŞEN HAKKI

  7. #107

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Özdemir Asaf – Lavinia

    Sana gitme demeyeceğim.
    Üşüyorsun ceketimi al.
    Günün en güzel saatleri bunlar.
    Yanımda kal.
    Sana gitme demeyeceğim.
    Gene de sen bilirsin.
    Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
    İncinirsin.
    Sana gitme demeyeceğim,
    Ama gitme, Lavinia.
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme, Lavinia.

  8. #108

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Acılara Tutunmak

    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürdük ikimiz de
    O, yuvasız çalıkuşu
    Bense kafeste kanarya
    O, dolaşmış daldan dala
    Savurmuş yüreğini
    Ben bölmüşüm yüreğimi
    Başkaldıran dizelere
    Kavuşmak özgürlükse
    özgürdük ikimiz de
    elleri çığlık çığlık
    yanyana iki dünya
    ikimiz iki dağdan
    iki hırçın su gibi
    akıp gelmiştik
    buluşmuştuk bir kavşakta
    unutmuştuk ayrılığı
    yok saymıştık özlemeyi
    şarkımıza dalmıştık
    mutluluk mavi çocuk
    oynardı bahçemizde
    aramakmış oysa sevmek
    özlemekmiş oysa sevmek
    bulup bulup yitirmekmiş
    düşsel bir oyuncağı
    yalanmış hepsi yalan
    sevmek diye bir şey vardı
    sevmek diye bir şey yokmuş
    Acı çektim günlerce
    Acı çektim susarak
    Şu kısacık konutlukta
    Deprem kargaşasında
    Yaşadım bir kaç bin yıl
    Acılara tutunarak
    Acı çekmek özgürlükse
    Özgürüz ikimizde
    acılardan artakalan
    işte o bakışlarmış
    kuğu diye gözlerimde
    gün batımı bulutlarmış
    yalanmış hepsi yalan
    savrulup gitmek varmış
    ayrı yörüngelerde...

    HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL

  9. #109

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    RİNDLERİN AKŞAMI

    Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
    Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
    Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
    Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
    Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
    Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
    Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
    Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
    Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
    Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.


    Yahya Kemal BEYATLI

  10. #110

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SENİ DÜŞÜNMEK

    Seni düşünmek güzel şey,
    Seni düşünmek ümitli şey,
    Dünyanın en güzel sesinden
    En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
    Fakat artık ümit yetmiyor bana,
    Ben artık şarkı dinlemek değil,
    Şarkı söylemek istiyorum.

    Nazım Hikmet

Sayfa 11/43 İlkİlk ... 2345678910111213141516171819202136 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •