REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 18/43 İlkİlk ... 8910111213141516171819202122232425262728 ... SonSon
423 sonuçtan 171 ile 180 arası

Konu: Günün Şiiri

  1. #171

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ARKADAŞIM BADEM AĞACI
    Sen ağaçların aptalı
    Ben insanların
    Seni kandırır havalar
    Beni sevdalar
    Bir ılıman hava esmeye görsün
    Düşünmeden gelecek karakış..
    Acarsın çiçeklerini ..
    Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
    Bir güler yüz bir tatlı söz..
    Açarım yüreğimi hemen
    Yemişe durmadan çarpar seni karayel
    Beni karasevda
    Hem de bilerek kandırıldığımızı
    Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
    Koş desinler bize şaşkın
    Sonu gelmese de hiç bir aşkın
    Açalım yine de çiçeklerimizi
    Senden yanayım arkadaşım
    Havanı bulunca aç çiçeklerini
    Nasıl açıyorsam yüreğimi
    Belki bu kez kış olmaz
    Bakarsın sevdan düş olmaz
    Nasıl vermişsem kendimi son sevdama
    Vur kendini sen de bu güzel havaya
    AZİZ NESİN

  2. #172

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    AN GELİR


    an gelir
    paldır küldür yıkılır bulutlar
    gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
    o eski heyecan ölür
    an gelir biter muhabbet
    çalgılar susar heves kalmaz
    şatârâbân ölür

    şarabın gazabından kork
    çünkü fena kırmızıdır
    kan tutar / tutan ölür
    sokaklar kuşatılmış
    karakollar taranır
    yağmurda bir militan ölür

    an gelir
    ömrünün hırsızıdır
    her ölen pişman ölür
    hep yanlış anlaşılmıştır
    hayalleri yasaklanmış
    an gelir şimşek yalar
    masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
    direkler çatırdar yalnızlıktan
    sehpada pir sultan ölür

    son umut kırılmıştır
    kaf dağı'nın ardındaki
    ne selam artık ne sabah
    kimseler bilmez nerdeler
    namlı masal sevdalıları
    evvel zaman içinde
    kalbur saman ölür
    kubbelerde uğuldar bâkî
    çeşmelerden akar sinan
    an gelir
    -lâ ilâhe illallah-
    kanunî süleyman ölür

    görünmez bir mezarlıktır zaman
    şairler dolaşır saf saf
    tenhalarında şiir söyleyerek
    kim duysa / korkudan ölür
    -tahrip gücü yüksek-
    saatlı bir bombadır patlar
    an gelir
    attilâ ilhan ölür

    Yazar : ATTİLA İLHAN

  3. #173

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Güçlü Olacaksın Çocuk

    Ne kadar olumsuzluk yaşarsan yaşa;
    insanlara en az yansıtmalısın…
    Hatta elinden geliyorsa, hiç bilmemeliler…
    Sen öyle mutlu görünmelisin ki,
    Tahmin bile edemesinler..

    Güçlü olmalısın çocuk..
    Bir damla gözyaşına şahit olmamalı kimse..
    Ağlama demiyorum, ağla..
    Ama sen bile bilme ağladığını..
    Eğer gülemiyorsan, tepkisizliği takın..

    Güçlü olmalısın çocuk..
    Haksızlığa da uğrasan,
    En sevdiğini de yitirsen..
    Hatta kimsesiz kalsan..
    Cebinde beş kuruş paran da olmasa…
    Sakat da olsan..
    Ne koşulda olursan ol, güçlü olmalısın..
    Sabit kalabilmelisin fırtınalarında dünyanın..
    Sen, kazanmak için varsın..
    Vazgeçmeyi düşünmek gibi bir lüksün de yok zaten…
    Beğenmiyorsan kuralları,
    Çekip gidemezsin evin kapısından çıkar gibi..
    İstemediklerini de gönderemezsin üstüne üstlük..
    Kabullenmen lazım..
    Herkesten farklı olduğunu düşünsen de sen…
    Herkesten biri olduğunu unutmayacaksın..
    Kimsenin seni anlamadığını düşünüyorsan eğer,
    Anlatmaya çalışmayacaksın…
    Bir de gururun üstün gelmeli..
    Gururunu kişiliğin belleyeceksin…
    Ne ayaklar altına alacaksın duygusal zayıflığına yenilip,
    Ne de inciltilmesine müsaade edeceksin.

    Güçlü olmalısın çocuk!
    Herkesten, her şeyden daha güçlü…
    Ölümüne seveceksin yurdunu mesela…
    Yahut bir kızın kızıl saçlarını..
    Ama ölümü sen seçmeyeceksin…
    Cesaretin ağır basacak…
    Korkmayacaksın kimseden!
    Hiçbir olgu korkutmaya yetmeyecek seni!
    En önemlisi de ne biliyor musun çocuk?
    Çok acılara şahit olacaksın…
    Çok acılar tadacaksın..
    İsyan sözcükleri günışığına çıkmak için
    Dilinin ucunda bekliyor olacaklar..
    Ama sen daima sabırlı olacaksın… olmalısın…

    Çünkü güçlüsün sen…
    Öyle olacaksın…
    Kimse bilmeyecek, çözemeyecek seni..
    Sen anlaşılmaz olacaksın bir monalisa gibi…
    Belki natürmort yanında halt etmiş kalacak…
    Çözülemeyeceksin..
    Birileri seni çok az da olsa anladığında,
    Kaybettiğin süsü verdiğin savaşını kazanmış olacaksın…
    Güçlü olacaksın çocuk,
    Yorulmayacaksın..
    Anlatmayacaksın…
    Her vurgunda daha da dik duracaksın…
    Güçlü olacaksın…
    Tüm kaybettiğim aşklarıma,
    Sen sahip çıkacaksın.

  4. #174

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sessiz köşelerin arkadaşı ayrılık
    Karanlık gecelerin sırdaşı ayrılık
    Umutsuz kişilerin yoldaşı ayrılık
    Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

    Anlamsız cümlelerin öznesi ayrılık
    Zamansız bitişlerin gözdesi ayrılık
    Oransız sevmelerin yüzdesi ayrılık
    Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

    Zamansız ölüm kadar yakındır ayrılık
    Hücum sözüyle kalbe akındır ayrılık
    Kaşındıkça kanayan acındır ayrılık
    Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

    Doğduğun gün yazılan kaderdir ayrılık
    Nöbetini bekleyen askerdir ayrılık
    En beterinden bile beterdir ayrılık
    Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

    Muhterem Aslan

  5. #175

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ölüm Zevki

    Ölüm zevkin diriyken al
    Canı sana verene sal
    Madde isen manaya dal
    Allah Allah Allah ile

    Ölüm melamiye zevktir
    Sevmek acı değil şevktir
    Kabir korku değil meşktir
    Allah Allah Allah ile

    Ölüm gurbetten sılaya
    Vaslolan gelmez dünyaya
    Allah sığmaz bir saraya
    Allah Allah Allah ile

    Ölüm tevhidin sefası
    Adem olmanın vefası
    İnsan Haktır hem de hası
    Allah Allah Allah ile

    Ölüm varışdır gönüle
    Kaptırma kendini sele
    Hak sığarmı söze dile
    Allah Allah Allah ile

    Ölüm sınama tahtası
    Dünya Mevlanın sahası
    Teslim olmanın sırası
    Allah Allah Allah ile

    Gönüllü yürüyor hakka
    Ölen madde mana başka
    Ladan girer elbet aşka
    Allah Allah Allah

  6. #176

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
    Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
    Bugün sardunyalarım da açmadı
    Belki de küskün renklere
    Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
    Sensiz soluyorum anlayacağın
    Mavi mavi ölüyorum

    Duyuyor musun, orada mısın,
    Var mısın, yok musun?
    Bir tek şeyi unutma!

    Seni sevdim ben.

    Yanarak, yıkılarak
    Aklıma her geldiğinde ağlayarak..

  7. #177

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Aşka Dair

    Aşk bir muamma gibidir çözebilene aşk olsun
    Aşk bulutunun üstünde gezebilene aşk olsun

    Aşk gönülün hitabıdır divanenin hesabıdır
    Aşk şiirin kitabıdır yazabilene aşk olsun

    Aşk incelik aşk azamet aşk özveri aşk nezaket
    Aşk imandır aşk ibadet hazzı bilene aşk olsun

    Aşk ilahların sathıdır aşk benliğin ruhsatıdır
    Aşk kayalardan katıdır ezebilene aşk olsun

    Aşk Ali'ye Kamber gibi aşk mis gibi amber gibi
    Aşk sihirli çember gibi bozabilene aşk olsun

    Aşk deli aşk akil eder aşk uzağı yakın eder
    Aşk ateştir aşk kül eder tozabilene aşk olsun

    Aşk irfan alimin huyu aşk Kevser Zemzemin suyu
    Aşk bir sonsuz derin kuyu kazabilene aşk olsun

    Aşk ilimdir aşk keramet aşk asalet aşk nedamet
    Aşk güvendir aşk saadet erebilene aşk olsun

    Aşk mekanı arı yerdir ziyareti gönüllerdir
    Aşk benlikten ileridir özge bilene aşk olsun

    Aşk uğraştır aşk emektir aşk sevmektir sevilmektir
    Aşk demek Şahin demektir sezebilene aşk olsun

  8. #178

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yalnızlığı Denemek

    gecenin ortasında ne işin var
    yıldızlara dokunma yanarsın
    bak birazdan ay da batacak
    karanlık bulaşmasın ellerine
    tersine döner yolunu bulamazsın

    içi dışı uzay tozu yansımalar
    sahi mi yalan mı anlayamazsın
    bir rüya gemisi iskele sancak
    dokunup geçiyor hayallerine
    ağlayasın gelir ağlayamazsın

    sevmek insanın yüreği kadar
    küçükse büyüğünü taşıyamazsın
    yalnızlığı da dene oldu olacak
    nasıl yankılanır derinden derine
    iyi midir kötü mü çıkaramazsın

    insan insanı kendisi tamamlar
    içinde başka dışında başkasın
    eksikliğin fazlana elbet bulaşacak
    öbürü sığacak bunun derisine
    yoksa sabaha sağ çıkamazsın

    Atilla İlhan

  9. #179

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Anlatılamazsın


    Sen bir sihir olmalısın
    Anlatılamazsın
    Dokunmaya korkuyor ürkek ellerim
    Bu sihir bu büyü bozulur diye
    Sendeki sıcaklığı bir türlü çözümleyemedim
    Nedensizce hiç sorgulamaksızın
    Tüm içtenliğiyle bağlandı sana
    Sevgilerin en büyüğüyle bu yürek
    Gizemin beni daha da çok sürüklüyor peşinden
    Çırpındıkça daha da çok batıyorum senli hayallere
    Yine çekildim sessizce bir köşeye
    Durmadan hiç yorulmaksızın
    Seni düşünüyorum
    Her anım dolu seninle
    Güzelliğin esti hain bir rüzgar gibi yüreğime
    Ürperdi tenim özledi seni içim
    Sonu yok bunun ilerisi karanlık
    Pusuda bekliyor acılar
    Tuzak bana bu aşk
    Mutluluğun sonu acıların başlangıcı bunu biliyorum
    O büyülü endamın yinede çekiyor beni
    İlerliyorum belirsiz bir yol üzerinde
    Sana doğru yürüyorum
    Karşı koymak imkansız kaçınılmazsın
    En ufak hareketin bile beni etkiliyor nazlı güzelim
    Sitemin bile hoş geliyor
    Her halini seviyorum
    İşte gözlerimin önünde salınarak yürüyüşün
    Kulaklarımda bütün dertlerimi unutturan tatlı gülümseyişin
    Aklımı başımdan alıyor
    Gülerken yanağında beliren gamzelerin
    Gülmek sanki senin için yaratılmış
    İçimde bir sevinçsin
    Ama ürkek tedirgin
    Gözlerimde eşsizsin
    Yaşamak anlamsız sensiz
    Sessiz dünyam seninle birlikte bozuluyor
    Yüreğimden bir ses yükseliyor dalga dalga
    Sözler mısralaşıyor
    Seninle anlam kazanıyor
    Ve sonunda sen dudaklarımdan
    Hiç düşmeyen o hüzünlü sitemkar şiir

    ‘‘ Ellerimi uzatsam tutar mısın narin ellerinle
    Karanlıkta kalmış ruhumu çıkartır mısın aydınlık yerlere
    Yüreğimi versem sever misin benim gibi sende delice
    Vazgeçilmezsin bebeğim ayrılık olmasın kaderimizde ’’

  10. #180

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    BÜLBÜL
    Bütün dünyâya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım;
    Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
    Şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı,
    Pek ıssız bir karanlık sonradan vâdiyi sarmıştı.
    Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hılkat kesilmiş lâl...
    Bu istiğrâkı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl
    Muhîtin hâli "insâniyyet"in timsâlidir, sandım;
    Dönüp mâzîye tırmandım, ne hicranlar, neden andım!

    Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
    Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryâd,
    0 müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu
    Ki vâdiden bütün, yer yer, enînler çağlayıp durdu.
    Ne muhrik nağmeler, yâ Rab, ne mevcâmevc demlerdi;
    Ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûya Sûr-i Mahşerdi!

    -Eşin var, âşiyanın var, baharın var, ki beklerdin;
    Kıyâmetler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin ?
    0 zümrüd tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun;
    Cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun,
    Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
    Gezersin, hânmânın şen, için şen, kâinatın şen.
    Hazansız bir zemin isterse, şâyed rûh-i ser-bâzın,
    Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-i pervâzın.
    Değil bir kayda, sığmazsın - kanadlandım mı - eb'âda;
    Hayâtın en muhayyel gayedir ahrâra dünyâda,
    Neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perîşandır?
    Niçin bir damlacık göğsünde bir umman hurûşandır?
    Hayır, mâtem senin hakkın değil... Mâtem benim hakkım:
    Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım!
    Tesellîden nasîbim yok, hazân ağlar bahârımda;
    Bugün bir hânmansız serseriyim öz diyârımda!
    Ne husrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
    Serâpâ Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
    Hayâlimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu,
    SALÂHADDÎN-İ EYYÛBÎ'lerin, FATİH'lerin yurdu.
    Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde OSMAN'ın;
    Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
    Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
    O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
    Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden YILDIRIM Hân'ın;
    Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri ORHAN'ın!
    Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
    Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
    Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
    Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
    Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
    Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
    [Safahât, Yedinci Kitap]

Sayfa 18/43 İlkİlk ... 8910111213141516171819202122232425262728 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •