REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 28/43 İlkİlk ... 3181920212223242526272829303132333435363738 ... SonSon
423 sonuçtan 271 ile 280 arası

Konu: Günün Şiiri

  1. #271

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ASK MABEDi


    Yine’mi başını Secde’ye vurmadan yatacaksın
    Yine’mi Melekleri ağlatıp, iblis’e kanacaksın

    Söylesene! Sen ne zaman nefsine Ok atacaksın…?

    Ne sabah kıldın! Ne Öğle…ne de ikindi!
    Ne o…! Yoksa Elin-Ayağın mı kilitlendi?
    Akşamı da kılmadın! Hadi bari Yatsı’yı kıl

    Sen de…Secdelilerin arasına katıl

    Hadi be…! Sıva kollarını, ve Abdest’ini al
    Vur başını Secde’ye! Cennet’in düşüne dal
    Dün iblise kanan başın, Bugün Allah’a c.c eğilsin

    Sen Allah c.c’ın kulusun, iblisin kulu değilsin

    Namaz, Mü-min’in Miracıdır, ayırma başını Secde’den
    Bomba altında bile, Secde’den ayrılmadı deden
    Sen de “Vur başını Secde ‘ye “…sevinsin Seccaden

    Öyle vur ki, hiç bir şey koparamasın seni Secde’den

    Tiryakisi ol…”Allah’u Ekber sözünün
    Senin de Nuru olsun Namaz, gözünün

    Hadi durma! Vur başını Secde’ye

    Vur ki, daha yakın ol inşaAllah ”Rabbine c.c”

    Nefsin diyebilir ki, “Bugün söz ver! Yarın kılarsın…”

    Azrail (a.s.) ile karşılaşınca, bu sözleri daha iyi anlarsın….

  2. #272

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Keder Sana Yakışmıyor

    Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
    Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
    Hüzün rengi almış saçlarının her teli
    Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
    Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
    Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli

    Böyle mahsun kederli değildin eskiden
    Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
    Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
    Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
    Baygın kokusuna anılarla beraber giden
    Böyle mahsun kederli değildin eskiden

    Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
    Ağlamaktan mı karardı gözlerin
    Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
    Şimdi neden yaşardı gözlerin
    Hasta mısın, yorgun musun nen var
    Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar

    Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
    Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
    Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
    Keder sana yakışmıyor gül biraz
    Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.

    Victor Hugo

  3. #273

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Biraz da Kitaplar Seni Okusun

    Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ
    Açık dur, kitaplar seni okusun.
    Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ
    Eğilsin mehtaplar seni okusun.

    Kasırga ol, döne döne zikir et
    Her nefese on bin misli şükür et
    Şüphe burgacında Hakk'ı fikir et
    Uyansın girdaplar seni okusun.

    Erisin geceler gündüze gel ki
    Kalmasın tek engel bir düze gel ki
    Secdede Rabb'inle yüz yüze gel ki
    Minberler, mihraplar seni okusun.

    “Ezel”in, “ebed”in şifresi sende
    “Menfi”nin, “müsbet”in şifresi sende
    Çözülsen de olur, çözülmesen de
    Sorular, cevaplar seni okusun.

    Aşktan, estetikten, ahenkten yana
    Şiir, resim, müzik imrensin sana
    Camiler, sebiller gelsin lisana
    Hayırlar, sevaplar seni okusun

    Bedenin coğrafya, tarihtir dünün
    Ayrı ayrı sayfa saatin, günün
    Dört kapısı açık dursun gönlünün
    Alimler, erbaplar seni okusun.

    Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da
    Işık, kılavuz ol gittiğin yolda
    Kur'an'dan feyz alan bir mektup ol da
    Yazdığın kitaplar seni okusun.

    Abdurrahim Karakoç

  4. #274

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Gölge Oyunu

    Ben avcı olurum, o ceylan olur
    Kovalar dururum kendi gölgemi.
    Umut toprak olur, dert zaman olur
    İp takar sürürüm kendi gölgemi.

    Her kuşluk vaktine, her ikindiye
    Bölerim gölgemi üçe, ikiye
    Eli boş bebekler oynasın diye
    Armağan veririm kendi gölgemi.

    Gölgemde bir değil bin yara kanar
    Gölgeme değerse gölgeler yanar
    Geceleri gölgem yollarda donar
    Kar gibi kürürüm kendi gölgemi.

    Soyunur aynalar ışıktan, renkten
    Bazen akşamüstü, bazen çok erken
    Kuşlar gökten yuvasına dönerken
    Güneşte görürüm kendi gölgemi.

    Sevgi, dağ zirvesi; kin, dipsiz kuyu
    Karıştan kısadır hayatın boyu
    Kirletirse şayet toprağı, suyu
    Göğsünden vururum kendi gölgemi.
    Abdurrahim Karakoç

  5. #275

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Olmaya Devlet Cihanda...

    Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker
    Doğru tartan esnaf rahat, huzurlu gezer
    Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde
    Dünyada biraz huzur herşeye bedel
    Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
    İlaç neye yarar vade gelmişse eğer

    Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

    Han senin, hamam senin, konaklar senin
    Tarla senin, çiftlik senin, bağ-bostan senin
    Diyelim ki dünya malı tümünden senin
    Ağız tadıyla yersen bir şeye benzer
    Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
    İlaç neye yarar vade gelmişse eğer

    Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

    Barış der biraz tuzum, ekmeğim olsa
    Buz gibi pınar suyundan bir testim olsa
    Bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi
    Kaç kula nasip olur ki keyfin böylesi
    Bir lokma ye, bir yudum iç, bir oh çekiver
    İlaç neye yarar vade gelmişse eğer

    Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
    Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...

    Barış Manço

  6. #276

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    hararet nardadır, sacda değildir
    keramet sendedir, tacda değildir
    her ne arar isen kendinde ara
    kudüs'te, mekke'de, hacda değildir

    (Hacı Bektaş Veli)

    ey zahit şaraba eyle ihtiram
    insan ol cihanda bu dünya fani
    ehline helaldir na-ehle haram
    biz içeriz bize yoktur vebali

    (Edip Harabi)

    biz tüccar değiliz alıp satmayız
    erkan gözetiriz yoldan sapmayız
    gönlümüz ganidir kibir tutmayız
    biz muhammed ali diyenlerdeniz

    (Şah Hatayi)

    bir bahçeye hizmet ettim erenler
    bahçe benim ama dal benim değil
    fabrikada mal ürettim beylere
    işçi benim ama mal benim değil

    (Kul Ahmet)

    kimi doğru gider kimi şaşırmış
    kimi kağnısını dağdan aşırmış
    hüseyin yolunu sarpa düşürmüş
    devresi bilinmez yola ne dersin

    (Aşık Hüseyin)

    neler geldi girdi benim düşüme
    felek bu dertleri taktı peşime
    bir yazı yazın ki mezar taşıma
    ferrahi dünyada gülmemiş deyin

    (Aşık Ferrahi)

    feymani içinde kötü his tutma
    sadık dosta darılıp da küs tutma
    altın isen altınlık yap pas tutma
    sonra çar çamura karılmayasın

    (Aşık Feymani)

    zahit bizi tan eyleme
    hak ismin okur dilimiz
    sakın efsane söyleme
    hazrete varır yolumuz

    (Aşık Muhyi)

  7. #277

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    beni hor görme kardeşim
    sen altınsın ben tunç muyum
    aynı vardan var olmuşuz
    sen gümüşsün ben sac mıyım

    (Aşık Veysel)

    her kim bana ağyar ise
    hak tanrı yar olsun ona
    kim ölümüm ister ise
    bin yıl ömür olsun ona

    (Aşık Paşa)

    bir vakte erdi ki bizim günümüz
    yiğit belli değil mert belli değil
    herkes yarasına derman arıyor
    deva belli değil dert belli değil

    (Şeref Taşlıova)

    adalet kalmadı hep zulüm doldu
    geçti şu baharın gülleri soldu
    dünyanın gidişi acayip oldu
    koyun belli değil kurt belli değil

    (Aşık Ruhsati)

    serdari halimiz böyle n'olacak
    kısa çöp uzundan hakkın alacak

    (Aşık Serdari)

    derman arardım derdime
    derdim bana derman imiş
    bürhan sorardım aslıma
    aslım bana bürhan imiş

    (Niyazi Mısri)

    seyyah oldum şu alemi gezerim
    bir dost bulamadım gün akşam oldu
    kendi efkarımca okur yazarım
    bir dost bulamadım gün akşam oldu

    (Kul Himmet)

    adem'i balçıktan yoğurdun yaptın
    yapıp da neylersin bundan sana ne
    halk ettin insanı saldın cihana
    salıp da neylersin bundan sana ne

    (Kaygusuz Abdal)

  8. #278

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ormanda büyüyen adam azgını
    çarşıda pazarda insan beğenmez
    medrese kaçkını softa bozgunu
    selam vermek için derviş beğenmez

    (Kazak Abdal)

    dünya gamın bırak yürü
    kalır dünyanın her varı
    muhabbetten geri kalma
    muhabbettir baki kalan

    (Meluli)

    belimizde kılıcımız kirmani
    taşı deler mızrağımın temreni
    hakkımızda devlet etmiş fermanı
    ferman padişahın dağlar bizimdir

    (Dadaloğlu)

    bir şah olsam hükmeylesem cihana
    başta haksızlığı yıkar giderdim
    okullar yapardım bütün insana
    cehaleti kökten yakar giderdim

    (Kul Ahmet)

    insanlıktan yoktur bende bir nişan
    zayıftır idrakim aklım perişan
    akılsız akraba güldürür düşman
    böyle adam yurtta kalsa ne fayda

    (Aşık Şenlik)

    benim bu gidişe aklım ermiyor
    fukara halini kimse sormuyor
    padişah sikkesi selam vermiyor
    kefensiz kalacak ölümüz bizim

    (Aşık Serdari)

    seçmedik yarimiz ağyarımızdan
    kimse vakıf değil esrarımızdan

    (Aşık Mirati)

  9. #279

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    gülümdün sen canım benim
    dokununca kanar tenim
    feryat benim gurbet sensin

    (Öksüz Dede)

    bana olan cefa senden değildir
    benim kendi bahtım kara sevdiğim
    sana meyil vermek benden değildir
    gönül düştü nedir çare sevdiğim

    (Dertli)

    bu gönlüm şehrini seyran ederken
    dedi sırrım bana seyran içinde
    aşka düştün niçin derman ararsın
    aşıklar dert arar derman içinde

    (Eşrefoğlu Rumi)

    çoktan uğramadım dostun köyüne
    o yar kahırlanıp küstü mü bilmem
    gelip giden yoktur bir haber almam
    benden umudunu kesti mi bilmem

    (Devrani)

    dilber senin ile yiyip içmedim
    yiyip içip ak göğsünü açmadım
    fırsat elde iken belin koçmadım
    beni öldürmeli dövmeli değil

    (Gevheri)

    ela gözlerine kurban olduğum
    yüzüne bakmaya doyamadım ben
    ibret için gelmiş derler cihana
    noktadır benlerin sayamadım ben

    (Aşık Ömer)

    canımın canı nazlı dilberim
    mihrabımdır kaşlarının arası
    ahu bakışların siyah gözlerin
    kalbimdeki yara, onun yarası

    (Aşık İbreti)

    canevimden vurdu felek neyleyim
    ben ağlarım çelik teller iniler
    ben almadım toprak aldı koynuna
    yarim diyen bülbül diller iniler

    (Dadaloğlu)

    hayalin gönlümde olalı mihman
    gah uslu gezeriz gah divaneyiz
    soyunup aşkından olmuşuz üryan
    gah mecnun oluruz gah efsaneyiz

    (Aşık Noksani)

    ela gözlerine kurban olduğum
    hep senin derdinden yanar ağlarım
    kime arz edeyim garip halimi
    ellerin yanında görür ağlarım

    (Aşık Kerem)

    senin aşıkların gülmez dediler
    ağlayıp yaşını silmez dediler
    seni bir kez saran ölmez dediler
    gerçek mi efendim sormaya geldim

    (Karacaoğlan)

    nedir bu çektiğim senin elinden
    deli gönül daha yorulmadın mı
    seni hep aldattı boş hayal ile
    yalancı dünyaya darılmadın mı

    (Karslı Hicabi)

  10. #280

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    erguvanlardan koru anılarını
    gecikmiş bir yağmur gibi çözülüyorsa akşam
    "içindeki şarkıyı" mırıldanan masada
    geçmiş bir zamanı yanıtlıyorsa kalbin
    ve ışıklar
    ayın saklı yüzünde kırılıyorsa


    soğuk bir ürperti gibi dolaşıyorsa
    yangınlardan artakalan teninde
    çırılçıplak bir kıvılcım
    ırmakları koru göz yaşlarından


    "bir belirip bir görünmez" olduysa hayat
    düşlerinden koru yalnızlığını
    balkonuna ansızın konuveren bir kuşun
    balkonundan ansızın uçuveren bir kuşun
    kostak kanatlarından
    koru içindeki yorgun rüzgârı


    ama "ağır bir su gibi" biriktirdiğin
    baharlardan kalmış yabani bir erguvan
    açıverdiyse ansızın
    soğuk bir gecenin ortasına kurulmuş bir masada
    "göğün altından geçmeyi" sakın unutma

Sayfa 28/43 İlkİlk ... 3181920212223242526272829303132333435363738 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •