Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 31/43 İlkİlk ... 6212223242526272829303132333435363738394041 ... SonSon
423 sonuçtan 301 ile 310 arası

Konu: Günün Şiiri

  1. #301

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÖLÜM NOKTÜRÜNÜ [Nurullah Genç]

    seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm
    yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm

    çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde
    ellerine dokundun; sana inandı ölüm

    o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden
    uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm

    akkor dudaklarından ağı düştü içime
    yollarında yürürken sanki insandı ölüm

    viran eylediğin gün yorgun hayallerini
    ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm

    bir ömür vuslatını bekledi boynu bükük
    bilmem ki aşk uğrunda neden kınandı ölüm

    süründü yıllar yılı karanlık köşelerde
    benim gibi kıvrandı, kahra dayandı ölüm

    her akşam tufanında harap oldu güneşim
    gece baygın bir rüya, gündüz hülyandı ölüm

    sensizliğin en ağır fermanıydı içimde
    dudaklarımdan sızan bir damla kandı ölüm

    ölüm seni sevmektir bir celladın elinde
    bilmem hangi yürekte böyle sultandı ölüm

  2. #302

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SANATKARIN ÖLÜMÜ [Cahit Sıtkı Tarancı]

    Gitti gelmez bahar yeli;
    Şarkılar yarıda kaldı.
    Bütün bahçeler kilitli;
    Anahtar Tanrıda kaldı.

    Geldi çattı en son ölmek.
    Ne bir yemiş, ne bir çiçek;
    Yanıyor güneşte petek;
    Bütün bal arıda kaldı.

  3. #303

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÖLÜME YAKIN [Orhan Veli]

    Akşamüstüne doğru, kış vakti;
    Bir hasta odasının penceresinde;
    Yanlız bende değil yalnızlık hali;
    Deniz de karanlık, gökyüzü de;
    Bir acaip, kuşların hali.

    Bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
    -Akşamüstüne doğru, kış vakti-
    Benim de sevdalar geçti başımdan.
    Söhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
    Zamanla anlıyor insan dünyayı.

    Ölürüz diye üzülüyoruz?
    Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
    Kötülükten gayrı?

    Ölünce kirlerimizden temizlenir,
    Ölünce biz de iyi adam oluruz;
    Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
    Hepsini unuturuz.

  4. #304

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    AĞIR HASTA [Fazıl Hüsnü Dağlarca]

    Üfleme bana anneciğim korkuyorum
    Dua edip edip, geceleri.
    Haytayım ama ne kadar güzel
    Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.

    Niçin böyle örtmüşler üstümü
    Çok muntazam, ki bana hüzün verir.
    Ağarırken uzak rüzgarlar içinde
    Oyuncaklar gibi şehir.

    Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum
    Ağlıyorsun, nur gibi.
    Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
    Duvardaki resimlerle, nasibi.

    Anneciğim, büyüyorum ben şimdi,
    Büyüyor göllerde kamış.
    Fakat değnekten atım nerde
    Kardeşim su versin ona, susamış.

  5. #305

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÖLÜ [Fazıl Hüsnü Dağlarca]

    Hangi mahallede imam yok,
    Ben orada öleceğim.
    Kimse görmesin ne kadar güzel,
    Ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.

    Ölüler namına, azade ve temiz,
    Meçhul denizlerde balık;
    Müslüman değil miyim, haşa,
    Fakat istemiyorum, kalabalık.

    Beyaz kefenler giydirmesinler,
    Sızlamasın karanlığım havada.
    Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
    Ki bütün azalarım hülyada.

    Hiçbir dua yerine getiremez,
    Benim kainatlardan uzaklığımı.
    Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
    Çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

  6. #306

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    KARA TOPRAK [Aşık Veysel]

    Dost dost diye nicesine sarıldım.
    Benim sadık yarim kara topraktır.
    beyhude dolandım, boşa yoruldum
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Nice güzellere bağlandım kaldım
    Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
    Her türlü istediğim topraktan aldım
    Benim sadık yarim kara topraktır

    Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
    Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
    Kazma ile dövmeyince kıt verdi
    Benim sadık yarim kara topraktır

    Adem'den bu deme neslim getirdi
    Bana türlü türlü meyve bitirdi
    Her gün beni tepesinde götürdü
    Benim sadık yarim kara toopraktır.

    Karnın yardım kazmayınan, belinen
    Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
    Yine beni karşıladı gülünen
    Benim sadık yarim kara topraktır

    İşkence yaptıkça bana gülerdi
    bunda yalan yoktur herkes de gördü
    Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Havaya bakarsam hava alırım
    Toprağa bakarsam dua alırım
    Topraktan ayrılsam nerde kalırım
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Bir dileğin varsa iste Allah'tan
    Almak için uzak gitme topraktan
    Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Hakikat istersen açık bir nokta
    Allah kula yakın, kul da Allah'a
    Hakkın gizli hazinesi toprakta
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Bütün kusurumu toprak gizliyor
    Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
    Kolun açmış yollarımı gözlüyor
    Benim sadık yarim kara topraktır.

    Her kim ki olursa bu sırra mazhar
    Dünyaya bırakır ölmez bir eser
    Gün gelir Veysel'i bağrına basar
    Benim sadık yarim kara topraktır.

  7. #307

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    DOSTLAR BENİ HATIRLASIN [Aşık Veysel]

    Ben giderim adım kalır,
    Dostlar beni hatırlasın.
    Düğün olur, bayram gelir,
    Dostlar beni hatırlasın.

    Can bedenden ayrılacak,
    Tütmez baca, yanmaz ocak,
    Selam olsun kucak kucak,
    Dostlar beni hatırlasın.

    Açar solar türlü çiçek
    Kimler gülmüş, kim gülecek
    Murat yalan, ölüm gerçek,
    Dostlar beni hatırlasın.

    Gün ikindi akşam olur,
    Gör ki başa neler gelir,
    Veysel gider, adı kalır
    Dostlar beni hatırlasın

  8. #308

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    YAŞ OTUZ BEŞ [Cahit Sıtkı Tarancı]

    Yas otuz beş! Yolun yarısı eder.
    Dante gibi ortasındayız ömrün.
    Delikanlı çağimızdaki cevher,
    Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
    Gözünün yaşına bakmadan gider.
    Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
    Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
    Ya gözler altındaki mor halkalar?
    Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
    Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
    Zamanla nasıl değişiyor insan!
    Hangi resmime baksam ben değilim:
    Nerde o gtnler, o şevk, o heyecan?
    Bu güler yüzlü adam ben değilim
    Yalandır kaygısız olduğum yalan.
    Hayal meyal seylerden ilk aşkımız;
    Hatırası bile yabancı gelir.
    Hayata eraber başladığımız
    Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
    Gittikçe artıyor yalnızlığımız
    Gökyüzünün başka rengi de varmiş!
    Geç faretttim taşın sert olduğunu.
    Su insanı boğar, ateş yakarmış!
    Her doğan günün bir dert olduğunu,
    İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
    Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
    Her yil biraz daha benimsediğim.
    Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
    Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
    Bu kaçıncı bahçe gördüm taruma.
    N'eylesin ölüm herkezin başında.
    Uyudun uyanamadın olacak
    Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
    Bir namazlık saltanatın olacak.
    Taht misali o musalla taşında.

  9. #309

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    RİNDLERİN AKŞAMI [Yahya Kemal Beyatlı]

    Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç;
    Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.

    Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
    Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.

    Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
    Ve arkasından güneş doğmayan büyük kapıdan

    Geçince başlıycak bitmeyen sükunlu gece.
    Gruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,

    Ya sevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül.
    Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül.

  10. #310

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SESSİZ GEMİ [Yahya Kemal Beyatlı]


    Artık demir almak günü gelmişse zamandan
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahetten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

    Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden,
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

Sayfa 31/43 İlkİlk ... 6212223242526272829303132333435363738394041 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •