Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 37/43 İlkİlk ... 122728293031323334353637383940414243 SonSon
423 sonuçtan 361 ile 370 arası

Konu: Günün Şiiri

  1. #361

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir Damla Gözyaşına Ölürüm
    Sen ağlarsan
    Gök kubbe ağlıyor.
    İnci gibi gözyaşlarınla
    Yüreğime kan damlıyor.
    Bülbül feryat edip
    Hüzün şakıyor.
    Güller sana üzülüp
    Boynunu büküyor..

    Sen ağlama canım
    Ben senin yerine ağlarım.
    Kederinle yüreğimi dağlarım.
    Varsın kararmış ruhum
    Biraz daha kararsın.
    Yeter ki o güzel yüzünde
    Gonca güller açsın..

    Sen sevda perimsin.
    Gülüşünle güzelsin.
    Hassas ruhunla
    Bende özelsin.
    Semadan yere inen
    Tanrının lûtfu
    İyilik meleğimsin..

    Sen ağlama
    Hüzün gözlüm.
    Hep gül şiir sözlüm.
    Yüreğim dayanmaz
    Bir damla gözyaşına
    Ölürüm!

  2. #362

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Gözyaşı

    '' Gözyaşı gibi kan ağlıyordu gözlerim
    Sensizlikten midir bilemem bus kesti bedenim
    Ölsemde farketmez canımsın sen benim..

    Dudaklarım titriyordu
    Ölüm şarkıları söyleniyor
    Kalbimden damarlar sökülüyordu.

    Kaldım bu diyarda bir başıma
    Yok oldum tükendim genç yaşımda
    Yapayalnız bıraktın beni gittin
    Sensiz yaşayamam ben birtanem sen gidince bittim..

    Sonu yok bu gidişinin biliyorum
    Artık gelsende ben yokum istemiyorum..! ''

    19:28...28 ekim 2009
    Lütfü Türker

  3. #363

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Asırlık Şiir
    Bir şiir daha başlıyor.
    Ama bu, asırlık bir şiirdir.
    On dört asırlık bir şiir.
    Peygamber sohbetinin
    Şiirleşmiş ifadesidir.

    Şimdi o güne gidiyoruz.
    Yine bir yolculuğa çıkıyoruz.
    Yeni bir yolculuğa…

    Zaman ötesi zamanda
    Ulvi bir vakitteyiz
    Ve sanki biz, şimdi Asr-ı Saadetteyiz.
    İzhir ve celil otlarının o hoş kokusu yayılır.
    Mecenne sularının sesi gelir uzaktan
    Şame ve tufeyl dağları ninni söyler sahraya.
    Herşey uysaldır.
    Herşeyde nazlı bir gül edası.
    O’nun edası…
    Ve O’nun sohbeti.
    Dinleyenler sahabe topluluğu.
    Sanki başlarında bir kuş var,
    Ve sanki o uçmasın diye pür dikkât
    O’nu dinliyorlar.
    Aileden, maldan ve amelden bahsediyor.
    Sohbet bitince Abdullah b. Kürz izin istiyor;
    “Ya Rasulallah!
    Anlattıklarınızı şiir halinde söyleyeyim mi?
    İzin verir misiniz?”
    Hz. Peygamber;
    “Olur.” Buyuruyor.
    Ve Abdullah b. Kürz şiirine başlıyor.
    Ailem, yaptıklarım ve ben sanki üç kardeşiz.
    Ölüm yaklaştığında onları çağırıp konuşan biri gibiyiz.
    Adam kardeşlerine der ki;
    “Ölüm kapımı çaldı! Bana yardım edin.
    Geri dönülmez bir yolculuk başlıyor.
    Uzun ve güvenilmez.
    Bu hal karşısında bana nasıl yardım edebilirsiniz?”
    Malı der ki;
    “Benden ayrılmadığın sürece
    Her isteğini yerine getiririm
    Ama ayrılık olursa aramızdaki dostluk biter.
    İstediğini benden şimdi al.
    Çünkü yakında ben, savrulan kumlar arasına katılacağım.
    Başka insanların olacağım.
    Beni sonraya bırakma, harca.
    Hızla yaklaşan ölüm gelmeden,
    Elini çabuk tut, hayır yap.”

    Ailesi de şöyle der;
    “Ben seni cidden sever,
    Seni herkesten üstün tutarım.
    Gücümü kuvvetimi senin için harcar, iyiliğini isterim.
    Ama iş ciddileştiğinde senin için ölemem!
    Ardından göz yaşı dökerim,
    Yüksek sesle ağlarım,
    Seni hayırla yâdederim.
    Cenazende bulunur,
    Gireceğin kabre kadar,
    O son durağına kadar,
    Hasretle tabutunu taşır,
    Sonra geri dönerim.
    Sanki aramızda hiç bir şey yokmuş gibi,
    Hiç birbirimizi sevmemiş gibi,
    Hiç birbirimizden sevgi görmemiş gibi…”
    İşte insanın ailesi!
    İşte desteği.
    Ve işte gerçek yüzü.

    Sonra ameli konuşur insana;
    “Ben, senin kardeşinim” der
    “Sarsıntıların dehşetli anında
    benim gibi bir kardeş bulamazsın.
    Benimle mezarda karşılaşacaksın.
    Orda seni savunacağım.
    Hesap günü, ağır gelmesi için gayret gösterdiğin kefeye oturacağım.
    Beni unutma, değerimi bil!
    Ben üzerine titreyen merhametli bir öğütçüyüm.
    Seni hiç bir zaman yalnız bırakmam.
    İşte senin amelin!
    Vuslat günü kavuşacağın güzel amellerin!”

    Abdullah bu şiiri okuyunca,
    Rasulullah ve arkadaşları ağladılar.
    İşte o günden sonra,
    Hz. Abdullah,
    Ne zaman ki bir topluluğun yanından geçse
    Kendisini çağırır, şiirini okumasını rica ederlerdi.
    O da okurdu.
    Ve yine göz yaşı.
    Yine çağlayan sahabe yürekleri!

    Bu şiir asırlık bir şiirdi.
    On dört asırdır okunan bir şiirdi.
    Peygamber sohbetinin,
    Şiirleşmiş ifadesiydi

    Dursun Ali Erzincanlı

  4. #364

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Anlamlı Bir Şiir
    Yağmur Damlası
    Bu kaçış, bu işkence, bu ayrılık niye?
    Bak, sensiz gülebiliyor muyum? Dinle:
    Keder doluyum, mutlu olamam ki;
    Yaşlı gözlerimde buğulu bir hatırasın.

    Hasretim ben sana, vurgunum vurgun! ..
    Hasretim kara gözlerine, tutkunum tutkun! ..
    Senin için bir hiç miyim? Ah bilebilsem!
    Kalbine fısıldayıp 'sevgilim' diyebilsem...

    İçimde fırtınalar kopuyor gök gürültülü,
    Aşkım gönlüme sığmıyor üstü örtülü.
    Bu sessiz feryada can mı dayanır? ..

    Bazen bir hıçkırık derinden ah ile gelir.
    Bazen bir ferahlık, göz yaşı sel olur.
    Kalbin inleyişi durmuş; sanki gök susmuştur...

    Bazen sular süzülür kırık camın ardından,
    İçeriye bir damla süzülür kırığın aralığından.
    Seni o damlada bulurum masum ve çekingen.

    Biliyorum, biraz sonra, gücün yetmeyecek,
    Hayal olup gideceksin gönül diyarından.
    Belki bir iki damla yaş kalbime inecek;
    Fakat bilirim, içimdeki alevi söndürmeyecek.

    Kalbim parça parça olsa da sevginden,
    Ben buğulu gözlerle seni bekleyeceğim.
    Yıkılıp toprağa yar olsam da derdinden,
    Ruhum senindir, o hep seni isteyecek
    Yazar : Ferhat Tok

  5. #365

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir Avuç Göz Yaşı Kaldı...
    İçimdeki Hisler Artık Kötümser Kaldı
    Hayatımı Anlatan Mısralar Dizeler Kaldı
    Yoruldum Artık Bedenim Ruhsuz Kaldı
    Uslanmaz Yüreğim Bir Avuç Göz Yaşı Kaldı…

    Mısralardaki Heceler Anlamsız Kaldı
    Tebessümler Haykırışlar Geride Kaldı
    Ömürde Gün Bitti Bana Yokuş Kaldı
    Uslanmaz Yüreğim Bir Avuç Göz Yaşı Kaldı…

    Gün Geldi Zaman Bitti Nefes Kaldı
    Unutamadığım Yarin Çehresi Kaldı
    Ömürden Sel Gitti Geride Kum Kaldı
    Uslanmaz Yüreğim Bir Avuç Göz Yaşı Kaldı….

    Yüzüne Sığmayan O Gözlerin Kaldı
    Giderken Son Lafın Hüzünlerde Kaldı
    Unutmak Değil Yaresi Bende Kaldı
    Uslanmaz Yüreğim Bir Avuç Göz Yaşı Kaldı…

  6. #366

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.
    Bazen öyle olur; her şey üst üste gelir.
    Polis olmasaydım, katil olurdum.
    Çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.
    Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
    Seni, intihar etttiğin gün tanıdım kızım.
    Seninle o gün barıştım.
    Şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.
    Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi.
    Acılarımız da birbirine benziyor artık kızım.
    Birbirine benzeyen parmaklar gibi; ama her birinin eşsiz bir izi var.
    Bazen gözlerim doluyor karanlıkta ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun kulağımın dibinde hiç susmuyorsun.
    Ağlamama asla müsade etmiyorsun.
    Her şey affedildi babacık diyorsun.
    Hiç ayrılmayacağız diyorsun.
    Keşke hep yanımda olsaydın diyorum öyle konuştuğunu duyunca.
    Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz diyorsun sen bana.
    Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.
    Cesetler de benzemez.
    Ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.
    Koşan atlar, düşen atları hatırlatır.
    Yağmur yağar, durur, tekrar başlar, yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir.
    Beşikten mezara kadar.
    Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan.
    Yalan mı söylüyorum sana?
    Affet beni kızım, affet.
    Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadı ki kızım.

  7. #367

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Zamanı gelmeden bülbül mü öter?
    Gülün kıymetini bilene sorun.
    Kader mahkumundan, aşktan çekene
    Sel olur gözyaşı, silene sorun.

    Yarsız geçiyorsa sürgün misali,
    Damlalar içinde vurgun misali,
    Çıkamaz yokuşu, yorgun misali,
    Hele bir de onu, çekene sorun.

    Seni seviyorum dese de sözler,
    Dili ikrar edip, gülse de gözleri,
    Yapmacık, rivaya dönerse nazlar,
    Kavlini bozana delene sorun.

    Nazlı yardan ayrılana vay derim,
    Hayıflanır bu acıya oy derim,
    Katlayıp ta bohça bohça koy derim,
    Çevirin yolunu, gelene sorun.

    Vuslat ile bozulmuşsa arası,
    Kanıyorsa sol böğründe yarası,
    Dağılmışsa ala gözden sürmesi,
    Nasıl bir dert imiş geline sorun.

    Esra Nur Doğan

  8. #368

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ey sevgililerin sevgilisi
    Gönüllerin tacı,
    Kalplerin ilacı...
    Sana sevgim o kadar büyük ki,
    Neyle tasavvur etsem az,
    Ne yazsam eksik bir yanı...
    SENİ ÇOK SEVİYORUM
    Sevgiler sonsuzluğunda
    Anlatılmaz duygularla,
    Tüm varlığımla...
    Canım kurban milyonlarca kez yoluna
    Can kurtarıcım...
    Rehberim...
    Sevgili peygamber efendim.

    Ey sevgililerin sevgilisi
    Dünya senle nurlandı...
    Alemler yüzüsuyu hürmetine yaratılan
    Yüce peygamber efendim.
    Seni anlamayan kör,
    Seni sevmeyen kalp mühürlüdür...
    Huzur senin sevginde,
    Mutluluk senin yolunda...
    Ömrümce geleyim yolundan
    Rabbim ayırmasın yolundan...
    SENİ ÇOK SEVİYORUM
    Kendimi buluyorum sevginde...
    Sevgili peygamber efendim,
    Kurtuluşu buldum sevginde...

  9. #369

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kayıp Sevda

    Bir yandan türkü söyler
    Bir yandan yürür ağlıyarak
    Sevdası rüzgâr gibi iter
    Dere boyunca yalnayak.

    Nilüferler gibi solgun Ophelia!
    Yanaklarına yapışır saçları.
    Açılır etekleri suyun yüzünde
    Seyrederdi söğüt ağaçları.

    İnsan kalbi o zamanlar da vardı
    Daha küçüktü daha kırmızıydı ama şimdikinden
    Kopardılar kalbini Ophelia'nın
    Nilüferler gibi sarardı.

    Şimdi de kızlar sokaklarda
    Minnacık eller ayaklar saçlar.

    Ama nerde onlar nerde Ophelia
    Nerde evvel zaman içindeki aşklar.

    Sevdamız kayboldu zamanlarda.
    Dişi ceylânla erkek ceylân
    Ayrı yönlere koşar gider.
    Bir sevişmek kaldı romanlarda.

  10. #370

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    BİR 7.65 ‘LİĞİM BİLE YOK

    yaşasın konfederasyon!
    yaşasın kamçılar ve köleler!
    çünkü siyahları sevsem de,
    lincoln’un bir yalancı olduğunu biliyorum.
    dengeler adına vuruldu kim vurulduysa
    çiftçiler, marilyn monroe, bağdat
    dengeler adına bırakıldım kendimle başbaşa
    burada şehremini’de
    ve bir hallaç pamuğuna dönüşmüş olarak.
    kimim ben
    nerden gelip nereye gidiyorum
    bunun ne önemi var
    mossad besliyor kafka’yı
    zen’i amerika finanse ediyor
    çünkü hepimizi uyuşturup,
    ortadoğu’yu ateşe vermek istiyorlar.
    ikilem
    üçlem ve dörtlemler
    alternatif çöplüğüne döndü üçüncü dünyanın beyinleri
    “hiç akletmez misiniz”
    hayır etmeyiz!
    felsefenin soysuz çarkına teslim ederiz ayetleri
    öyle büyüttük öyle büyüttük ki felsefeyi
    eylemi de aldı içine
    eylemi aldı bizden
    ve ateşler içre bağdat’ın orta yerinde,
    çırılçıplak kalakaldık işte
    dengeler adına silahsız
    dengeler adına şahsiyetsiz
    miskin, geveze, entelektüel…
    dengeler adına vuramadı kim vurmadıysa
    dengeler adına şair yaptılar bizi.

    Hakan Albayrak

Sayfa 37/43 İlkİlk ... 122728293031323334353637383940414243 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •