ŞAŞKIN

kutup yıldızı terkeder yerini
terkeder yerini okçularım
tutmadan bırakırlar elimi
nehirleri silinmiş haritalarım

kapıları düşer minarelerin
izlerimi çalar çöl hırsızları
poyraz güneyden eser
kıbleyi ateşte ararım

yeşille maviyi ayırdedemem
ressamların öfkesi düşer üstüne
yanlış tarif ederler
hep adres sorduklarım

kancalar yırtar ağzımı
plastik leğenlerde can çekişirim
katiller sokaklarda dolaşır
suçu üstüme alırım

kulelerden gözetlenir beklenen
köprüler indirilir ya kalelerden
kalelerin benim olmadığını
köprüler çekilince anlarım