Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 5/7 İlkİlk 1234567 SonSon
63 sonuçtan 41 ile 50 arası

Konu: 1 Dolar 5.98 TL -1 Euro 6.99 TL Tarih:27 Eylül 2018

  1. #41

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Amerikanın istediği olduğu sürece sıkıntı yok. tek önemli ülke amerika. ve koşullu şart var ortada. TC. bu koşulları uygulasa bir türlü uygulamasa bir türlü. hayır yanii amerikayı bu kadar geren ne. tamam çıkar ama iş fetullah hocaya kadar varmış demek. dosya kapatılsın. ya işin özü varya amerika müspettesi TC. ilerlemesini istemiyor. bu kadar. he bu arada geçmiş liderlerden bahsetmişken, geçmişte hangi lider ülke için ne yaptı?. al birini ötekine vur. şimdi ise ülke satıldı. yerli üretim durdu. herşeyi ithal alıyor olduk. bu durum önceden bağ eğemenin getirdiği baş belası. doları ülkede yasakla bak bakalım amerika ne yapacak. onun parasını kullndığımız sürece, sorun var olacaktır.
    LEBEN ?

  2. #42

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı behram Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Konu siyasete dönsün sıkıntı yok. Konuşma dilimizde sıkıntı olmadıkça forumda her konu tartışılabilir. Şimdilik Konu içinde seviyeli tartışma var. Devam edelim.

    ------------------------------------

    Önceki mesajda yazdım, Üretecek Türk Beyin var ama Türkiye'de değil.
    + ve - üzerinden örnek vereyim. +'larımız var ama -'lerimiz çok sıkıntılı. -'lerimizin yaptığı +'larımızı da öldürüyor. Yahu tüp gaz kaçırıyor mu diye tüpe çakmak tutan bir milletiz. Gelmiş böyle ülkede nükleer tesisten bahsediyorsun Ülkede liyakat yok. Cem Yılmaz'ın bu konuda mükemmel bir skeci var. Radyasyon yayan Uranyum'u paspasla uzaklaştırmak

    [YOUTUBE]69FlmkZ23zM[/YOUTUBE]



    Sıkıntı zaten üretememek üretim için yapılan çabalarda illaki birilerin ortaya çıkıp önünü kesmesi. Düşünün sınrımız olan ırak-suriye-iran hepsinde petrol var ama türkiyede yok sınırımız mayın tarlası. Bu mayın tarlası birilerinin zorlaması ile az daha temizleme karşılığı kaç yıl kiraya verilecekti. Nükleer enerji için yapılan eylemler madenler için yapılan eylemler.


    Tüp gaza çakmak tutuyoruz ama bu basiti liyakat liyakat diyoruz dürüstlük diyoruz ama kimsede dürüstlük kalmadı herkez cebini düşünüyor rahatını düşünüyor.



    Ülke olarak üretelim diyoruz bu üretimin en başında olması gereken şey enerjdir. Enerjide tamamen dışa bağımlıyız. İlk sırada olması gereken en önemli nokta bu. Tabiki tarım ve hayvancılık önemli ama en önemlisi enerjidir. Bugün dolarla yapamayınca belkide ilk yapacakları şey enerji hatlarında kesintiler yada amborga olacaktır. Nükleer enerji santrallerini yaptırmayalım diye halkın arasına karışan provakatörleri görmek gerekiyor. Yanı başımızdaki Ermenistan ve iranda bile 1 adet nükleer santral var.


    Dünyada küresel güç olmak için nükleer enerjide birinci olmanız gerekiyor. ABD de 99 adet şu an reaktör var sonrasında fransada 58. Bu ülkeler yeni reaktörleri devreye sokmak için hergün çalışıyorlar ömrü dolmuş olanları üretim kapasitesi düşük olanları yenilemeye çalışıyorlar.



    Biz ülke olarak ne yapıyoruz Mersinde sinopta yapılmasın oraya yapma buraya yapma nereye yapılacak.



    Ülkenin durumu millet kıraaathanesi - Apolet sökme-TRT kapatma- Flaşh tv- Bir grupta biz Mustafa Kemalin askeriyiz diye gaza gelip sadece içip içip yatma küfür etmek. Cemaatler vs.


    İhracat denince sadece aklımıza buğday saman geliyorda en önemlisi enerji. Bugün hiç bir şeyiniz olmasa keşke 10 tane nükleer enerji satralimiz olsaydı.

    LG 49UF8507 UH/3D - SAMSUNG 40D6000 3D LED TV - TİVİBU HUMAX IPTV+UYDU HD - MEDİASTAR MİNİ 2727HD - ATLANTA HDBOX T - KORAX FULL HD - Next Mini Black Plus + HD - STAB HH 120 Diseqc Motor - NEXT 2600 D Diseqc Motor - INVERTO BLACK ULTRA TWIN - MTI 0.2 db Süper LNB - LENOVO TPAD E495 Notebook (AMD RYZEN5) - HP ELİTEBOOK 8540p Notebook (İ7) - - Xiaomi Mİ 9T - Honda Civic Premium FB7


    Taşı Delen Suyun Gücü Değil Damlaların Sürekliliğidir.


  3. #43

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Neden gerçeklerimizden kaçıyoruz…

    Neden gerçeklerimizle yüzleşmiyoruz…

    Neden “hastalığımızı” kabul etmeyip, “sağlıklı” numarası yapıyoruz…

    Neden halkımıza “dürüst” davranmıyoruz…

    Anlayabilmiş değilim.

    Hâlâ rahip de, rahip!

    Hâlâ ABD de, ABD!

    Hâlâ sürekli lanetlediğimiz dış güçler!

    Yahu suçu başkalarının üstüne atmaktan vazgeçelim.

    Sürekli “şeytan taşlama” huyunu bırakalım.

    Artık kabullenelim.

    Ekonomimiz hastaydı…

    Bu hastalığı biz hep görmemezlikten geliyorduk…

    Görüyorduk, millete göstermiyorduk…

    Sonunda bardak doldu doldu, haa belki rahip bardağı taşıran son damla oldu…

    Ve sonunda Türk Lirası tepetaklak gitti.



    Biz güçlü olsaydık…

    ********

    Lütfen şu soruların cevabını hep birlikte düşünelim!

    *Biz, “borç ekonomisi” değil de “üretim ekonomisi”ni tercih etseydik…





    *Biz, dünyada paranın bol olduğu dönemlerde aldığımız kredileri “inşaata” değil de, “gelir getirici yatırımlara” yönlendirseydik…

    *Biz, yıllarca kazandığımızdan daha fazla harcamasaydık…

    *Yani biz, ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık…

    *Biz, hava atmak için lüks içinde yaşamasaydık, sağa sola para harcamasaydık…

    *Biz, “çalışarak yaşamayı” aptallık, “çalışmadan yaşamayı” uyanıklık olarak topluma aşılamasaydık…

    *Biz, devleti 543 milyar dolar, özel sektörü 245 milyar dolar borçlandırmasaydık…

    *Biz, aldığımız borçlarla “gereksiz yatırımlara” yönelmeseydik…

    *Biz, köylümüzü topraktan koparmasaydık, “tarım ülkesi” özelliğimizi koruyabilseydik…

    *Biz, enerjiden sonra “gıda”da da dışa bağımlı hale gelmeseydik…

    *Özetle biz; “çalışan, üreten, artı değer yaratan, ihracat yapan, tüketimi ölçülü, bilime ve teknolojiye önem veren” bir ülke olabilseydik…

    Böyle bir ekonomik kriz yaşar mıydık?

    Paramız “pul” olur muydu?

    Yani biz şimdi, yukarıda saydığım bütün gerekleri yerine getirdik de, o hain dış güçler mi bizim paramızı tepetaklak etti?

    Yapmayın, etmeyin, ne olur!

    Bugün bu haldeysek, suçlu biziz!

    Şu halimize bakın, “hastalığını kabul etmeyen hastadan” hiç farkımız yok!

    Hastayız, iyileşmek de bizim elimizde.



    Gerçekleri kabul etmekten başka çaremiz yok

    ******

    Gerçekler, acıdır.

    Gerçekler, istesek de istemesek de acıtır.

    İtiraz etmeyelim, suçu başkasının üstüne atmayalım, oturalım gerçekleri kabul edelim.

    Kabul edelim ve kendimize yeni bir sayfa açalım.

    “Laylaylom yaşamak” devrinin bittiğini…

    Çok çalışıp borçlarımızı ödemek zorunda olduğumuzu…

    Çok tüketmek alışkanlığımızı bırakmamız gerektiğini…

    Rant peşinde koşma devrinin sona erdiğini…

    Millete anlatalım.

    Kendimize inandırıcı programlar yapıp, yola çıkalım.

    Ah vah çekmenin anlamı yok!

    Ah vah çekmek, bizi sorunlarımız ve sorumluluklarımızdan kurtarmaz.

    Tabii çok acı çekeceğiz…

    Aileler, şirketler, kurumlar, hepimiz ama hepimiz “bedel” ödeyeceğiz…

    Ancak çare yok!

    Bu ülke hepimizin.

    Bu ülke ekonomik krize girdiyse, bunda senin, benim, hepimizin kusuru var.

    Türkiye, “bolluk içinde yüzen bir dönem” geçirdi…

    Maalesef çoğumuz bu bolluğu “iktidarın becerisi” olarak değerlendirdi.

    Oysa o bolluk, “yurt dışından devletin aldığı 453 milyar dolar ve özel sektörün aldığı 245 milyar dolar borcun” bolluğu idi.

    Yani bizim olmayan paralarla biz sefa sürdük.

    Lüks otomobiller aldık, lüks konutlar yaptık, AVM’ler, rezidanslar…

    Özetle, yıllarca “hak etmediğimiz” bir hayat yaşadık.

    Aldığımız borç paraları yedik içtik, kendimizi “zenginleşmiş” kabul ettik.

    Yaşadığımız hayatın “sürdürülebilir” bir tarafı yoktu.

    Eninde sonunda foyamız ortaya çıkacaktı.

    Erteledik erteledik, nihayet bu yıl “krize” yakalandık.



    Neden bu yıl?

    **********

    Siz, genel seçimlerin neden bir yıl öne alındığını sanıyorsunuz?

    Kriz bağıra bağıra geliyordu, tam seçim sürecinde yakalanmamak için, seçimler 1.5 yıl öne çekildi.

    Seçimlerde yine “yalancı cennet” yaratıldı, her kesime olmayan paralar bol keseden dağıtıldı, seçim kazanıldı, artık kriz gelebilirdi.

    Geldi de…

    Yılın sonuna kadar ödememiz gereken 240 milyar dolar borcumuz var.

    Aşağı yukarı 55-60 milyar dolar da “cari açık” finansmanı için para lazım.

    Bu kadar paramız var mı?

    Yok!

    Yine dışarıdan bulmamız gerekiyor.

    Bu arada değişik nedenlerle risk primimiz yüksek, kolay para bulamıyoruz, bulsak bile “tefeci faizi”yle…

    Bizim dövize talebimiz fazla, yeteri kadar “arz” da olmayınca, dövizin değeri arttı.

    Olup biten bu!

    Birlikte başaracağız

    *********

    Tekrar söylüyorum…

    Ah vah ederek zaman kaybetmenin anlamı yok!

    Ortada bir cenaze varsa, bu cenaze hepimizin.

    Birlikte sırtlayacağız, bu cenazeyi birlikte kaldıracağız.

    Bu saatten sonra sürekli birilerini suçlayarak “olumsuz hava” yaratmanın anlamı da yok.

    Bir olacağız, beraber olacağız…

    Hatalarımızla yüzleşeceğiz…

    Ülkemiz için yeniden yola çıkacağız.

    Başka yapılacak bir şey yok!

    Tabii, yeter ki iktidar, ülkemizin gerçeklerini halkla samimiyetle paylaşsın.

    Bundan sonra doğru yol çizsin, toplumu doğru yönlendirsin.

    Yola çıkmak için birinci şart bu!
    ALINTIDIR
    Kocaeli gazetesi

    M.Tanzer Ünal
    goldmaster sg2100 disegc motorlu 110 cm çanakla 90 East den 34.5 West kadar 46 adet uydu dreambox hd 800 se orijinal
    4 sabit antenle humax 5400 ze

    Uydular.90.85.74.70.68.66.62.60.54.53/52.5/52.50.46.45.42.39.36.33.32.31.30.28.26.23.21.19.16.13.10.9.7.5.3.1.dogu
    34.30.22.20.15.14.8.7.4.3.01. batı

  4. #44

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Olup biten bu!

    Birlikte başaracağız

    *********

    Tekrar söylüyorum…

    Ah vah ederek zaman kaybetmenin anlamı yok!

    Ortada bir cenaze varsa, bu cenaze hepimizin.

    Birlikte sırtlayacağız, bu cenazeyi birlikte kaldıracağız.

    Bu saatten sonra sürekli birilerini suçlayarak “olumsuz hava” yaratmanın anlamı da yok.

    Bir olacağız, beraber olacağız…

    Hatalarımızla yüzleşeceğiz…

    Ülkemiz için yeniden yola çıkacağız.

    Başka yapılacak bir şey yok!

    Tabii, yeter ki iktidar, ülkemizin gerçeklerini halkla samimiyetle paylaşsın.

    Bundan sonra doğru yol çizsin, toplumu doğru yönlendirsin.

    Yola çıkmak için birinci şart bu!
    İşte bu zihniyet var ya bu zihniyet, defalarca AKP'yi son dakikada kurtaran zihniyet budur?

    Bu zihniyet hep kendini merkez muhalefet yapar.
    Hep yolsuzluklardan bahseder.
    Hep demokrasiden bahseder..
    Hep çözüm önerileri getirir..

    Lakin ne zaman ki AKP artık nefes alamaz gitme raddesine geldiğinde hep son dakikada AKP'nin elinden tutar.

    Şimdi de "aynı gemideyiz"ciler türedi. Neymiş sorun hükümet değil sorun devlet bekasıymış. Neymiş cenaze hepimizin imiş.
    Bu dolar sürecini, merakla takip ettim "acaba muhalefet yine AKP!nin elinden tutar mı" diye bekledim ve senaryo değişmedi: önce AKşener yardıma koştu, sonra sözde baş muhalif gazeteci Uğur Dündar sonra halay başı Muharrem geldi.


    Yahu Türkiye Devleti artık Parti Devlettir. Devlet partiye endekslidir. Bırakın batsın, bırakın rezil olsunlar. 1920'lerde nasıl doğduysak yine doğarız.

    Lakin siz ellerinden tuttuğunuz sürece bu devlet 20 yılda bir devasa krizler geçirir. Tanzer Ünal gibiler de hep böyle yazılar yazar. Körfer41 gibileri de bu yazıları buraya çok taşır.

  5. #45

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı behram Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    İşte bu zihniyet var ya bu zihniyet, defalarca AKP'yi son dakikada kurtaran zihniyet budur?

    Bu zihniyet hep kendini merkez muhalefet yapar.
    Hep yolsuzluklardan bahseder.
    Hep demokrasiden bahseder..
    Hep çözüm önerileri getirir..

    Lakin ne zaman ki AKP artık nefes alamaz gitme raddesine geldiğinde hep son dakikada AKP'nin elinden tutar.

    Şimdi de "aynı gemideyiz"ciler türedi. Neymiş sorun hükümet değil sorun devlet bekasıymış. Neymiş cenaze hepimizin imiş.
    Bu dolar sürecini, merakla takip ettim "acaba muhalefet yine AKP!nin elinden tutar mı" diye bekledim ve senaryo değişmedi: önce AKşener yardıma koştu, sonra sözde baş muhalif gazeteci Uğur Dündar sonra halay başı Muharrem geldi.


    Yahu Türkiye Devleti artık Parti Devlettir. Devlet partiye endekslidir. Bırakın batsın, bırakın rezil olsunlar. 1920'lerde nasıl doğduysak yine doğarız.

    Lakin siz ellerinden tuttuğunuz sürece bu devlet 20 yılda bir devasa krizler geçirir. Tanzer Ünal gibiler de hep böyle yazılar yazar. Körfer41 gibileri de bu yazıları buraya çok taşır.

    Peki yıllardır Atatürkün arkasına gizlenip nemalanan zihniyeti ne yapmamız gerekiyor. Ülkede üretilmek istenen herşeye karşı çıkan zihiniyeti ne yapmak lazım. Gezi parkı eylemlerinde ülkeyi kaosa sürüklemek için ortalığı ververeye veren ekonomi anlamında zora sokan bu zihniyet ne olacak. DHPKC li teröristlerin avukatıyım diyen zihniyeti bu ülkede elde tutuyorlar.

    LG 49UF8507 UH/3D - SAMSUNG 40D6000 3D LED TV - TİVİBU HUMAX IPTV+UYDU HD - MEDİASTAR MİNİ 2727HD - ATLANTA HDBOX T - KORAX FULL HD - Next Mini Black Plus + HD - STAB HH 120 Diseqc Motor - NEXT 2600 D Diseqc Motor - INVERTO BLACK ULTRA TWIN - MTI 0.2 db Süper LNB - LENOVO TPAD E495 Notebook (AMD RYZEN5) - HP ELİTEBOOK 8540p Notebook (İ7) - - Xiaomi Mİ 9T - Honda Civic Premium FB7


    Taşı Delen Suyun Gücü Değil Damlaların Sürekliliğidir.


  6. #46

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı behram Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    İşte bu zihniyet var ya bu zihniyet, defalarca AKP'yi son dakikada kurtaran zihniyet budur?

    Bu zihniyet hep kendini merkez muhalefet yapar.
    Hep yolsuzluklardan bahseder.
    Hep demokrasiden bahseder..
    Hep çözüm önerileri getirir..

    Lakin ne zaman ki AKP artık nefes alamaz gitme raddesine geldiğinde hep son dakikada AKP'nin elinden tutar.

    Şimdi de "aynı gemideyiz"ciler türedi. Neymiş sorun hükümet değil sorun devlet bekasıymış. Neymiş cenaze hepimizin imiş.
    Bu dolar sürecini, merakla takip ettim "acaba muhalefet yine AKP!nin elinden tutar mı" diye bekledim ve senaryo değişmedi: önce AKşener yardıma koştu, sonra sözde baş muhalif gazeteci Uğur Dündar sonra halay başı Muharrem geldi.


    Yahu Türkiye Devleti artık Parti Devlettir. Devlet partiye endekslidir. Bırakın batsın, bırakın rezil olsunlar. 1920'lerde nasıl doğduysak yine doğarız.

    Lakin siz ellerinden tuttuğunuz sürece bu devlet 20 yılda bir devasa krizler geçirir. Tanzer Ünal gibiler de hep böyle yazılar yazar. Körfer41 gibileri de bu yazıları buraya çok taşır.
    oncelıkle hayırlı geceler bu aksam yerel gazeteden alıntı paylaştım sizde bu alıntının bir parçasını benim nickinin pesine kabaca bir kelime kulanmanızı kınıyorum onun için bende size alıntının tamamını okumanızı rica edıyorum.
    Neden gerçeklerimizden kaçıyoruz…

    Neden gerçeklerimizle yüzleşmiyoruz…

    Neden “hastalığımızı” kabul etmeyip, “sağlıklı” numarası yapıyoruz…

    Neden halkımıza “dürüst” davranmıyoruz…

    Anlayabilmiş değilim.

    Hâlâ rahip de, rahip!

    Hâlâ ABD de, ABD!

    Hâlâ sürekli lanetlediğimiz dış güçler!

    Yahu suçu başkalarının üstüne atmaktan vazgeçelim.

    Sürekli “şeytan taşlama” huyunu bırakalım.

    Artık kabullenelim.

    Ekonomimiz hastaydı…

    Bu hastalığı biz hep görmemezlikten geliyorduk…

    Görüyorduk, millete göstermiyorduk…

    Sonunda bardak doldu doldu, haa belki rahip bardağı taşıran son damla oldu…

    Ve sonunda Türk Lirası tepetaklak gitti.



    Biz güçlü olsaydık…

    ********

    Lütfen şu soruların cevabını hep birlikte düşünelim!

    *Biz, “borç ekonomisi” değil de “üretim ekonomisi”ni tercih etseydik…





    *Biz, dünyada paranın bol olduğu dönemlerde aldığımız kredileri “inşaata” değil de, “gelir getirici yatırımlara” yönlendirseydik…

    *Biz, yıllarca kazandığımızdan daha fazla harcamasaydık…

    *Yani biz, ayağımızı yorganımıza göre uzatsaydık…

    *Biz, hava atmak için lüks içinde yaşamasaydık, sağa sola para harcamasaydık…

    *Biz, “çalışarak yaşamayı” aptallık, “çalışmadan yaşamayı” uyanıklık olarak topluma aşılamasaydık…

    *Biz, devleti 543 milyar dolar, özel sektörü 245 milyar dolar borçlandırmasaydık…

    *Biz, aldığımız borçlarla “gereksiz yatırımlara” yönelmeseydik…

    *Biz, köylümüzü topraktan koparmasaydık, “tarım ülkesi” özelliğimizi koruyabilseydik…

    *Biz, enerjiden sonra “gıda”da da dışa bağımlı hale gelmeseydik…

    *Özetle biz; “çalışan, üreten, artı değer yaratan, ihracat yapan, tüketimi ölçülü, bilime ve teknolojiye önem veren” bir ülke olabilseydik…

    Böyle bir ekonomik kriz yaşar mıydık?

    Paramız “pul” olur muydu?

    Yani biz şimdi, yukarıda saydığım bütün gerekleri yerine getirdik de, o hain dış güçler mi bizim paramızı tepetaklak etti?

    Yapmayın, etmeyin, ne olur!

    Bugün bu haldeysek, suçlu biziz!

    Şu halimize bakın, “hastalığını kabul etmeyen hastadan” hiç farkımız yok!

    Hastayız, iyileşmek de bizim elimizde.



    Gerçekleri kabul etmekten başka çaremiz yok

    ******

    Gerçekler, acıdır.

    Gerçekler, istesek de istemesek de acıtır.

    İtiraz etmeyelim, suçu başkasının üstüne atmayalım, oturalım gerçekleri kabul edelim.

    Kabul edelim ve kendimize yeni bir sayfa açalım.

    “Laylaylom yaşamak” devrinin bittiğini…

    Çok çalışıp borçlarımızı ödemek zorunda olduğumuzu…

    Çok tüketmek alışkanlığımızı bırakmamız gerektiğini…

    Rant peşinde koşma devrinin sona erdiğini…

    Millete anlatalım.

    Kendimize inandırıcı programlar yapıp, yola çıkalım.

    Ah vah çekmenin anlamı yok!

    Ah vah çekmek, bizi sorunlarımız ve sorumluluklarımızdan kurtarmaz.

    Tabii çok acı çekeceğiz…

    Aileler, şirketler, kurumlar, hepimiz ama hepimiz “bedel” ödeyeceğiz…

    Ancak çare yok!

    Bu ülke hepimizin.

    Bu ülke ekonomik krize girdiyse, bunda senin, benim, hepimizin kusuru var.

    Türkiye, “bolluk içinde yüzen bir dönem” geçirdi…

    Maalesef çoğumuz bu bolluğu “iktidarın becerisi” olarak değerlendirdi.

    Oysa o bolluk, “yurt dışından devletin aldığı 453 milyar dolar ve özel sektörün aldığı 245 milyar dolar borcun” bolluğu idi.

    Yani bizim olmayan paralarla biz sefa sürdük.

    Lüks otomobiller aldık, lüks konutlar yaptık, AVM’ler, rezidanslar…

    Özetle, yıllarca “hak etmediğimiz” bir hayat yaşadık.

    Aldığımız borç paraları yedik içtik, kendimizi “zenginleşmiş” kabul ettik.

    Yaşadığımız hayatın “sürdürülebilir” bir tarafı yoktu.

    Eninde sonunda foyamız ortaya çıkacaktı.

    Erteledik erteledik, nihayet bu yıl “krize” yakalandık.



    Neden bu yıl?

    **********

    Siz, genel seçimlerin neden bir yıl öne alındığını sanıyorsunuz?

    Kriz bağıra bağıra geliyordu, tam seçim sürecinde yakalanmamak için, seçimler 1.5 yıl öne çekildi.

    Seçimlerde yine “yalancı cennet” yaratıldı, her kesime olmayan paralar bol keseden dağıtıldı, seçim kazanıldı, artık kriz gelebilirdi.

    Geldi de…

    Yılın sonuna kadar ödememiz gereken 240 milyar dolar borcumuz var.

    Aşağı yukarı 55-60 milyar dolar da “cari açık” finansmanı için para lazım.

    Bu kadar paramız var mı?

    Yok!

    Yine dışarıdan bulmamız gerekiyor.

    Bu arada değişik nedenlerle risk primimiz yüksek, kolay para bulamıyoruz, bulsak bile “tefeci faizi”yle…

    Bizim dövize talebimiz fazla, yeteri kadar “arz” da olmayınca, dövizin değeri arttı.

    Olup biten bu!

    Birlikte başaracağız
    goldmaster sg2100 disegc motorlu 110 cm çanakla 90 East den 34.5 West kadar 46 adet uydu dreambox hd 800 se orijinal
    4 sabit antenle humax 5400 ze

    Uydular.90.85.74.70.68.66.62.60.54.53/52.5/52.50.46.45.42.39.36.33.32.31.30.28.26.23.21.19.16.13.10.9.7.5.3.1.dogu
    34.30.22.20.15.14.8.7.4.3.01. batı

  7. #47

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    1994'te çiller herkeze 2 anahtar dağıtırken nisan ayının bir sabahı dolar o zamanda mart kedisi gibi azıp yukarılarda dolaşmaya başladı....2000 krizinde zaten yanlız dolar artışı deyil bir ülkenin ekonomi olarak başına gelebilecek bütün beterlikleri yaşayıp milyarlarca dolar hazinenin kasasından çıkıp birilerinin cebine girdi.......her iki kriz esnasında ve sonraki süreçte ülkemizin çokbilmiş ordünolüs profesörleri her halttı bilen duayen gazetecileri vede evindeki mutfak masrafının hesabını yapmaktan aciz ekonomistler tv kanallarında ahkam kesip, bu krizlerin birinci nedeni olarak koalisyon hükümetlerinden dolayı her liderin farklı ekenomi tarzının olup,uyum sorununu neden olarak gösteriyorlardı...yani suçlu koalisyon du....geldik 2018 yılına dolar bir hafta veya on günde 4.50 civarı idi şuan 7 lira....hükümet 1950 yılı öncesi olduğu gibi tek parti hükümeti...o zaman inönü şimdi ise 16 yıldır erdogan yönetti ve yönetiyor...iğnesi bozuk plak gibi tekrarlanan fakat bizim olmayan yollar hava alanları köprülere hastanelere bu dolarlar gitmedi ise nerede bu dolar...ağızda sakız edilen hazinenin kasasında yüz milyar dolardan fazla olduğu her mitingte tekrarlanan bu para ile şuanda neden müdahale edilmez.... herşeyi kontrol altında tutan erdoğan doların yükselmesini nasıl kontrol edemiyor yoksa çılgın projelerin devamı için finans yaratmanın bir başka yolumudur doların bu kadar zıplaması....nereden bakarsan bak soru işareti dolu bir süreçten geçiyor ülke...bakalım önümüzdeki günler hangi süprizlere gebe göreceğiz....
    CİMBOMLU

  8. #48

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Düşme aşamasına geçiyor şu an. Ne kadar böyle gider bilinmez.

  9. #49

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı ferman Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Dahada yükselir Kanitindeyim Arkadaşlar
    katılıyorum kardeşim

  10. #50

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    1 Dolar 6.38 TL -1 Euro 7.45 TL Tarih:29 Ağustos 2018

    LG 49UF8507 UH/3D - SAMSUNG 40D6000 3D LED TV - TİVİBU HUMAX IPTV+UYDU HD - MEDİASTAR MİNİ 2727HD - ATLANTA HDBOX T - KORAX FULL HD - Next Mini Black Plus + HD - STAB HH 120 Diseqc Motor - NEXT 2600 D Diseqc Motor - INVERTO BLACK ULTRA TWIN - MTI 0.2 db Süper LNB - LENOVO TPAD E495 Notebook (AMD RYZEN5) - HP ELİTEBOOK 8540p Notebook (İ7) - - Xiaomi Mİ 9T - Honda Civic Premium FB7


    Taşı Delen Suyun Gücü Değil Damlaların Sürekliliğidir.


Sayfa 5/7 İlkİlk 1234567 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •