Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
7 sonuçtan 1 ile 7 arası

Konu: İhsan Turhan Şiirleri

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İhsan Turhan Şiirleri


  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Güle bülbül olmak kolaydır amma
    Onun dikenini sevmektir asıl
    Seviyorum demek olaydır amma
    Kurak yüreğine yağmaktır asıl

    Aşkın ateşinde bin kere yanıp
    O akkor içinde cananı anıp
    Aşkı susuzlukta deryaya kanıp
    Fikirde hasreti boğmaktır asıl

    Karşı koyup gelen her türlü şerre
    Sitem eylemeden döktüğün tere
    Aşkının düştüğü karanlık yere
    Bir güneş misali doğmaktır asıl

    Anlayıp hasetten gelen oyunu
    Ayırıp ak ile kara koyunu
    Sevdaya ket vuran gurur boynunu
    Us ile yenerek eğmektir asıl

    Sadece o olup kalben gördüğün
    Günü dün etmeden dünü ise gün
    Onunla bir ömrü eyleyip düğün
    Her ana birlikte sığmaktır asıl

    Neşe havanında hüzünü ezip
    Her yerde gururla el ele gezip
    Aşkın tarihine bitimsiz yazıp
    Üst üste mutluluk yığmaktır asıl

    Kısaca göz ile dil ile değil
    Görsellik denilen yol ile değil
    Nefsinden uzanan el ile değil
    Yürekle yüreğe değmektir asıl

    İhsan Turhan
    Kayıt Tarihi : 6.7.2010 12:34:00

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Gel biraz dertleşelim sevgili dostum Beşir
    Anlatayım bak sana gelmişiz biz ne hale
    Ne seni ne de beni paklamaz bu teneşir
    Tencere çok ısınmış kurtarmıyor nihale

    Örf âdeti unutmuş habersiziz saygıdan
    Bacak bacak üstüne torun dede yanında
    Sende de saç kalmamış yaşadığın kaygıdan
    Kendine mukayyet ol gidersin bak anında

    Benim yaşım kırk altı seninkini unuttum
    Galiba kocadık biz artık olduk maskara
    Zaman zaman kendimi telkin edip avuttum
    Lakin çoktan boşalmış yaşam denen makara

    Dün akşam balkondaydım tam çayımı içerken
    Aşağıda bağırdı mahallenin delisi
    Rüyamda gördüm seni gökyüzünde uçarken
    Ayağının altında kayıp cami halısı

    Ulan deli diyordu komşunun oğlu hasan
    Ben sana demedim mi buralarda görmeyim
    Bütün veliler suskun deli gerçeği kusan
    Bu iş bana dokunur ben olaya girmeyim

    Beş dakika geçmedi bir şangırtı bir feryat
    Sanırsın mahalleye nükleer füze düştü
    Bir nara arkasından hanımı döver Ferhat
    Diyordu “konkeninden nihayet sabrım taştı”

    Gülsem mi ağlasam mı çayı da içemedim
    Dedim ki seyredeyim birazcık gökyüzünü
    Ne kadar uğraştımsa bir türlü seçemedim
    Duyarsızlık kaplamış kardeşinin gözünü

    Haberler haber değil sanki hüzün kuyusu
    Filmler ve diziler de vurun kırın diyorlar
    Vicdan meze yapılmış peşkeşte sağduyusu
    Şeytanın sofrasında hep beraber yiyorlar

    Paran varsa mubahtır yaptığın ne var ise
    Din bile değişiyor o kâğıdın uğruna
    Misyonerlik diz boyu evler olmuş kilise
    Sitem ederler ama senin ezan çağrına

    Siyaseti hiç sorma hepsi aynı terane
    Geçim halkımın derdi, onlar derki bana ne
    Ah Beşir’im bu dertten yollar olmuş kerhane
    Alan veren razıymış laf etsen der sana ne

    İnan artık yoruldum düşün düşün çare yok
    Ara sıra sıkılıp bir şeyler yazıyorum
    Ev ki olmuş tamtakır iyi hali fare yok
    Hüsnü kuruntu edip seni de üzüyorum

    Neyse kısa keseyim fazla söze gerek yok
    Anlat anlat bitmiyor başın ağrıdı Beşir
    Yılların tortusunu kaldırmaya kürek yok
    Önümde siyah tahta elde siyah tebeşir

    İhsan Turhan
    Kayıt Tarihi : 7.7.2010 10:01:00

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Geldim gene yoksun
    Sensizlik ve hatıraların var odada
    Giderken boşaltmayı unuttuğun küllük
    İçinde izmaritler, dudaklarından izler
    Dökmedim, dökemedim!
    Kapatmayı unuttuğun radyo
    Çalan hüzünlü melodiler.
    İki sene oldu,
    Kapatmadım, kapatamadım!

    Ceketimi astım
    Solmaya yüz tutmuş ceketinin yanına
    Lakin sensizlik hala omuzlarımda
    Yorgunum, çok yorgun
    Öylece çöktüm, resminin karşısındaki koltuğa
    Yaktım bir sigara, sensizliği çektim ciğerlerime
    Ve küllüğe uzandığım da,
    Gene sen çıktın karşıma,
    Gene yokluğun çıktı karşıma

    Anlaşıldı
    Gece gene, taksim yapacaktı
    Yokluğunun eşliğinde, hüzün makamında
    Fırtına öncesi sessizliğin belirdiği anda
    Açık olan penceremden
    Bir şey düştü odama, irkildim!
    Önce, yerde beliren
    Kan damlasına düştü gözlerim
    Sonra da yerde yatan yaralı kuşa
    Titriyordu garibim, tıpkı benim gibi
    Korkuyordu zavallım, tıpkı benim gibi
    Yaralanmıştı bir yerinden, tıpkı benim gibi

    Kıpırdamadan öylece yatıyordu yerde
    Elime almak için uzandım
    Titredi yüreğim, geç kalmıştım
    Garibimin gözlerine, inmişti perde

    İki damla yaş düştü gözlerimden
    Karıştı biçarenin yerdeki kanına
    Baktığımda, ürperdim ne kadar benziyordu bana
    Fısıldadım kendi kendime ve dedim ki
    “Sakın sen geç kalma”

    İhsan Turhan
    Kayıt Tarihi : 6.5.2005 15:42:00

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bu şiirde ne varsa bir kurgudan ibaret.
    Ne duruş var yazanda ne zahirdir şiiri.
    Nihayet anladım ki bende yokmuş maharet,
    Bir tutmak gerekirmiş kömür ile safiri.
    Yapmazsan, iflas ile halin olurmuş ibret.

    Üstadım da demişti, “Bak kendini yıkarsın,
    Karanlığın içine boşa kurşun sıkarsın,

    İnançtan kalelerin birer birer yıkılır,
    Yerle yeksan edilir içinde ne var ise.
    Doğru olan diline binlerce mıh çakılır,
    Giydirilir üstüne kolsuz beyaz elbise,
    Kendi ruhun içinde bir hücreye tıkılır,

    Tıkılmakla kalmazsın hep taşlanır kafesin,
    Soytarılar içinde lal olur gönül sesin.

    Ruhunla Kerem gibi mısraların içinde,
    Yanarken, yanılana dönmeyi öğrenirsin.
    Cevahirdir bildiğin kalemlerin ucunda,
    Yalan yanlış gördükçe bakmaktan iğrenirsin.
    Birde fail olursun nam-ı inkâr suçunda.

    Nihayet meydanlara giyotinler kurulur.
    Hem de senin dik başın dost eliyle vurulur.

    Sonra ölürsün çırak, cemaat gözyaşları.
    Saffın arka kısmında doğrunun boynu bükük,
    O der ki fısıldayıp, “Yanar mezar taşları,
    Makberini çökertir içindeki büyük yük,
    Çünkü onun kalbinde sustu şiir kuşları,”

    Lakin duymaz kimseler ve görülmez gözleri
    Sen hep suçlu kalırsın” olmuştu son sözleri

    İhsan Turhan
    Kayıt Tarihi : 8.7.2010 12:04:00

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Senin hiç yüreğin kırıldı mı?
    Benim kırıldı!
    Sesini bile duydum.
    Üstelik, kırılışından daha çok korkuttu.
    Sanki yer yarıldı gök çöktü
    Ve ilk defa gördüm
    Aşk sonbahar misali yaprak döktü

    Sonra bir çocuk gördüm
    Gözleri kayıp, ya da kapamış görmeyi yok sayıp
    Ağlıyor, başını hayatın omzuna dayayıp
    O ağlıyor, hayat gülüyor
    Dedim ki "Ne kadar ayıp"
    Hayat umursamadı, devam etti gülmeye
    Beni yok sayıp!

    Ve şimdi
    Sırf senin için
    Ellerinden tuttum bir hiçin
    Yürüyoruz ama biliyoruz
    Sen gene umursamazsın hayat
    Nasılsa gene yanmaz için

    İhsan Turhan

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İHSAN TURHAN / ÖZLEYECEKSİN
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •