Türkler Orta Asya bozkırlarında yaşarken bir toplumsal karar gerektiğinde,Türk Hakanının eşi de onun hemen yanıbaşında bulunur,alınan kararlara ortak olurdu..Yani yönetimde bir kadın olarak eşit hakka sahipti.Bu durum yönetimde dışlanmayı değil,aksine yetkide ve sorumlulukta eşit olmayı gerektiriyordu...Ne zaman ki islamiyetle tanıştı,haklardan kopuş ta işte o zaman başladı..Bu sorunun kaynağı elbette İslamiyet değildir.İnançları tekeline alıp bunu pazarlayan din bezirganlarıdır...Kerem ile Aslı-Arzu ile Kamber-Tahir ile Zühre-Leyla ile Mecnun-Yusuf ile Züleyha aşkları ile Türk Halk Edebiyatına konu olmuş,sevginin ve güvenin birlikte varolduğu toplumsal bir öğenin yapıtaşıdır.
Türk toplumunda kadın özellikle baştacıdır.Nasıl olmasın ki,o anamızdır,bacımızdır ve yarimizdir.Kimi zaman türkülerimizin,şarkılarımızın kimi zaman da destanlarımızın asıl kahramanıdır..
Tüm Türk ve Dünya Kadınlarının "8 Mart Kadınlar Günü" nü kutlar,toplumun eşit bireyleri olma konusunda sürdürdükleri mücadelenin sonuna dek destekçisi olacağıma söz veriyorum.

Yaşasın 8 Mart Dünya Kadınlar Dayanışması!...