ULUDAÐ TARZANI AHMET
Bursa Hayvanat Bahçesi'nde çalýþmakta olan Kemal dürbünüyle Uludað'ý gözlemliyordu. Kemal birden irkildi. Gördüðüne inanamadý. Aðaçlar arasýnda bir boþluk vardý ve orada aðaç yoktu. Halbuki geçen gün orasý aðaç doluydu. Dürbününü saða doðru kaydýrdý. Birtakým adamlar, ellerinde baltalarý aðaç kesiyordu. Yutkundu. Sað yumruðunu salladý: " Benim adým Kemal, ben size orada aðaç kestirmem, " diye söylendi. Yan taraftaki tel örgülerin arkasýnda duran arkadaþý Hayri'ye seslendi: " Hayri, Uludað'da aðaçlarý kesiyorlar. Fýrla koþ, Uludað Tarzaný Ahmet'e git. Tarzan, bu kesimi engeller. "
Hayri: " Bunlar bir fidan dikmiþler mi, aðaçlarý kesiyorlar? Ýnsan olmanýn erdemine ulaþamamýþlar sanýrým. Geri zekalýlar, " dedi ve tel örgülerin üstünden atladý. Hedefi Uludað'dý ve Tarzan'ý bulmalýydý. Tarzan bu iþin üstesinden gelirdi.
Hayri, Tarzan'ý buldu. Olanlarý öðrenen Tarzan çok kýzdý ve þunlarý söyledi: " Dededen, babadan kalan aðaçlarý, sen de çocuðuna, torununa ulaþtýr. Aðaçlar kesilirse, soluduðumuz hava kirli olur ve çeþitli hastalýklara yakalanýrýz. Aðaçlarý kesmeyip korumak lazým. Boþ arazilere fidan dikmemiz gerekir. "

Tarzan þimþek hýzýyla harekete geçti ve aðaç katliamýna dur dedi. Topraða baðýmlý yaþayan, kaçamayan, kendini kollayamayan, var olmaktaki amaçlarý canlýlara yaþam sunmak olan aðaçlar sevindiler. Nihayet onlara arka çýkan biri olmuþtu. Tarzan'ýn gelmesiyle aðaç kesmeyi býrakýp baltalarýný yere atan adamlardan biri þöyle dedi: " Tarzan, bu bizim ekmek kapýmýz. Ne kadar çok aðaç kesersek, o kadar çok para kazanýyoruz. "
Bir baþkasý ise, þöyle dedi: " Ya býrak Tarzan, kýrp gözünü görmezden gel. Görmezsen bizi, görürüz seni. Þu yüz lirayý al, bozdur bozdur harca. "
Tarzan: " Arkadaþlar, öncelikle bu sizin ekmek kapýnýz deðil. Gücünüz, kuvvetiniz yerinde. Gidin baþka iþ bulun. Þu yaptýðýnýz iþ sayýlmaz, kazandýðýnýzýn bereketi olmaz. Yer yer doymazsýnýz, hiç bir zaman mutlu olmazsýnýz. Bir aðaç kesen bir baþ keser, o aðacý kesen el taþ kesilir. "

Uludað Tarzaný Ahmet'in gür sesi ve kararlý konuþmasý baþlarý öne eðdirdi. Zaten aðaç kesen adamlar inanmadýklarý þeyler söylüyorlardý. Tam gidiyorlardý ki, onlarý buraya getiren, bir aðacýn gölgesine sýðýnýp orada yatmakta olan ve duyduðu konuþmalar üzerine kalkýp gelen Hasan Aða: " Selam Tarzan, ben Hasan Aða'yým. Ýsteyerek konuþmalarýnýzý duydum. Biraz üzüldüm, biraz sevindim. Üzüldüm, keþke gelmeseydin ve kesebildiðimiz kadar aðaç kesip gitseydik. Sevindim, senin gelmen iyi oldu. Nice zamandýr Bursa'dan bu ormanlara bakar ve iç geçirirdim. Þu aðaçlarý kessem de küpümü doldursam, diye düþünürdüm. Uludað Tarzaný Ahmet derlerdi, o aðaçlarý, ormanlarý korur. Senin korkundan buraya çýkamamýþtým. Bugün bir cesaret bulup geldim ve epey aðaç kestirdim. Demin yüz dedilerdi, az dediler. Sen karanlýða kadar izin ver, al þu bin lirayý harca, ye, iç. Bana bir ay izin versen Uludað'da kesilmedik aðaç býrakmam. "

Bunun üzerine Tarzan: " Bana bak Hasan Aða, ayaklarýnýn dibine býraktýðýn ve benim eðilip almamý beklediðin o parayý al cebine sok. Deðil Uludað, burada bulunan bir aðaç için, milyon versen fikrimi deðiþtirmem. Senin bundan sonra aðaç kesmene izin vermem. Parayla satýn alýnan insanlar vardýr ama dünyadaki bütün paralarý toplayýp gelsen, ben satýlýk deðilim. "

Tarzan'ýn sözleri karþýsýnda Hasan Aða insanlýðýndan utandý. Baþýný önüne eðdi ve iki damla gözyaþý göz pýnarlarýndan süzüldü. Param çok olsa dünyayý satýn alýrým derken, iþte gelmiþ Tarzan'a toslamýþtý. Ýþçilerine gündeliklerini ödeyip evlerine yolladý. Derin bir çukur kazýp baltalarý gömdü. Kestirdiði aðaçlardan özür diledi. Tarzan'dan izin alýp, aðaçlarý korumak için, Uludað'ýn batý tarafýna yöneldi. Yaþam zincirini kýrmýþ, kimliðini deðiþtirmiþti. Artýk Hasan Aða yoktu, Tarzan Hasan vardý.

SON

Yazan: Serdar Yýldýrým