Bu gün buraya
Teşekkur: 0
Beğeni: 0
Bu gün buraya
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Dünya Sağlık Örgütü, kuş gribi vakalarının artışını önlemlerin yetersizliğine bağladı. Örgüt, Türkiye’de toplam 50 kişiye virüsün bulaşmış olabileceğini açıkladı.
BERLİN - Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Alman Klaus Stöhr, bir radyoya verdiği demeçte, “Virüsün insandan insana bulaşabileceğini gösteren yeni bir işaret yok. Türkiye’de de salgın, kanatlı hayvanlar arasında yayıldı” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Stöhr, kuş gribi vakalarının artışını önlemlerin yetersizliğine bağladı ve Türkiye’de toplam 50 kişiye virüs bulaşmış olabileceğini söyledi.
Alıntı ntvmsnbc.com
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
İran'da Devrim Muhafızlarına ait bir askeri uçak düştü. Polis, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, kazada 13 kişinin öldüğünü söyledi.
Bir polis sözcüsü, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, uçağın ülkenin kuzeybatısında Urumiye yakınlarında düştüğünü söyledi. Sözcü, uçakta 13 kişinin bulunduğunu ve hepsinin öldüğünü belirtti.
KAZADA DEVRİM MUHAFIZLARI KARA KUVVETLERİ KOMUTANI ÖLDÜ
Uçak kazasında, Devrim Muhafızları kara kuvvetleri komutanı Ahmed Kazemi'nin öldüğü bildirildi. Uçakta Kazemi'nin 12 yardımcısı ve bu ekibe eşlik eden askerler bulunuyordu. Mehr haber ajansı, kazaya, kötü hava koşullarının neden olduğunu duyurdu.
İran'da geçen aralıkta, başkent Tahran'daki Mehrabad havaalanı yakınlarında bir askeri nakliye uçağının 10 katlı binaya çarpması sonucu 115 kişi ölmüştü.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
El Kaide terör örgütünün Irak'taki ayağının başındaki Ürdünlü terörist Ebu Musab El Zerkavi, Aralık ayında Lübnan topraklarından İsrail'e atılan füzelerin emrinin Usame Bin Ladin tarafından verildiğini söyledi.
Bir internet sitesinde dün yayımlanan görüntülü kayıtta, El Zerkavi'ye ait olduğu sanılan bir ses, “Maymunların ve domuzların atalarına Aralık ayında Lübnan'ın güneyinden atılan füzeler, Siyonist düşmana derinlemesine bir darbenin başlangıcından başka bir şey değildir. Bütün bunlar, mücahit Şeyh Usame Bin Ladin'in talimatları üzerine yapıldı” ifadesini kullanıyor.
Kayıtta, Bin Ladin'in “Müslümanlar güvende olmadıkça İsraillilerin güven içinde olmasına müsaade edilmemesine” yönelik çağrılarına atıfta bulunularak, “Bu övünülecek fetih, El Kaide emiri Şeyh Usame Bin Ladin'in yemininin mücahitler tarafından uygulanmasıdır” deniliyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Avustralya'nın kuzey sahillerinde denizanasının saldırısına uğrayan 7 yaşındaki bir kız öldü.
Polis, Cahe York Yarımadası'ndaki Umagico plajında denize giren kız çocuğunun, dokunaçlarının uzunluğu 3 metreye ulaşabilen bir tür denizanasına temas ettiğini, hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadığını söyledi.
Kuzey Avustralya açıklarında sıkça görülen zehirli denizanası son yıllarda çok sayıda kişinin ölümüne neden oldu.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Romanya'da bir ambulans helikopterin düştüğü, içinde bulunan pilot, yardımcı pilot, bir doktor ve hemşirenin öldüğü bildirildi.
Yetkililer, ambulans helikopterin kalkışından yarım saat sonra bir tarlaya düştüğünü, bölgede yoğun sis olduğunu, ancak helikopterin kesin düşüş nedeninin henüz bilinmediğini kaydetti.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, “Türkiye ile müzakerelere objektif ve profesyonelce başlayacaklarını” söyledi.
AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Başbakanı Wolfgang Schüssel, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Viyana'da düzenlediği ortak basın toplantısında, bir gazetecinin, “Dönem başkanlığınız sırasında Türkiye ile müzakereleri durdurmanız söz konusu olacak mı?” sorusuna, “Türkiye ile 3 Ekim öncesi çok yoğun tartışmalardan sonra müzakerelere başlanmasını kararlaştırdık. Bundan sonra da Türkiye ile çok objektif ve profesyonelce müzakerelere başlayacağız. Henüz başlamamış müzakereleri şimdiden durduracağız dememiz mümkün değil” yanıtını verdi.
Wolfgang Schüssel, müzakereler sırasında Türkiye'nin AB kriterlerini yerine getirip getirmeyeceğini titizlikle inceleyeceklerini belirterek, “Eğer herhangi bir konuda AB kriterlerine aykırı bir durum görürsek, o zaman tabii ki müzakerelere devam etmemiz mümkün olmayacaktır” dedi. AB Komisyonu Başkanı Barroso ise Türkiye konusundaki soruya yanıt vermeden, AB'nin yeni üyelerini anarken “Bulgaristan ve Romanya'nın da katılımıyla bundan sonraki sorunları sadece 25 değil, 27 üyeyle tartışmamız gerekiyor” ifadesini kullandı.
Barroso, AB'nin 2007-2013 yıllarına ait bütçesi ve birliğin mali sorunlarına ilişkin bir soru üzerine, “Parlamentonun kararını açıklamasından sonra kendilerinin de hazırladıkları raporu yayımlayacaklarını” bildirdi. 2006 yılının AB için “başarılı bir yıl olacağına inandığını” ifade eden ve gazetecilerle tüm AB üyesi ülke halklarının yeni yılını kutlayan Barroso, uzun yıllardan beri tanıdığı Avusturya Başbakanı Schüssel ve ekibinin AB dönem başkanlığında başarılı olabilmeleri için kendilerine tüm olanaklarıyla yardımcı olacaklarını söyledi.
SCHÜSSEL: “TÜRKİYE'DEKİ KUŞ GRİBİ VAKALARINI YAKINDAN İZLİYORUZ”
Schüssel, Türkiye'deki kuş gribi vakalarından endişe duyduklarını belirterek, Komisyon üyeleriyle bugün yaptıkları toplantıda konuyu ele aldıklarını ve AB Komisyonu'nun Türkiye'ye bir uzman ekibi göndererek, gelişmeleri yakından izlemesini kararlaştırdıklarını kaydetti. Wolfgang Schüssel, AB sağlık bakanlarının da Pekin'de 17-18 Ocak'ta yapılacak uluslararası bir konferansta kuş gribiyle mücadele konusunu ele alacaklarını bildirdi.
“İSTİHDAM SORUNUNU KİLİT SORUN”
Avusturya'dan önce dönem başkanlığı yapan Lüksemburg ve İngiltere'nin AB için yaptıkları olumlu çalışmalara teşekkür eden Schüssel, “Biz de Lüksemburg ve İngiltere'nin attığı sağlam temeller üzerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Schüssel bir soru üzerine, dönem başkanlığı sırasında “istihdam sorununu kilit sorun olarak kabul edeceklerini” ifade ederek, “Küçük ve orta ölçekli işletmeler birer iş makinesidir. Bu işletmelerin desteklenmesiyle milyonlarca kişiye istihdam olanağı yaratabiliriz” diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rum tarafının işbirliğine yanaşmayan tutumu nedeniyle Kıbrıs sorununa çözüm bulunamadığını belirterek, “Rumlar, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması, adanın birleştirilmesi yönünde hiçbir çaba göstermediler. Gerçek şudur ki, burada etken olan Kıbrıs Rum tarafının işbirliğine yanaşmayan tutumudur” dedi.
Cumhurbaşkanı Talat, Katar'dan yayın yapan El Cezire televizyonunun canlı olarak yayınlanan ana haber bültenine Bayrak Televizyonu (BRT) stüdyolarından katılarak, Kıbrıs sorunuyla ilgili soruları yanıtladı.
Talat, 24 Nisan 2004 referandumlarından bu yana Rum tarafının KKTC ile herhangi bir ilişkiye yanaşmadığına dikkat çekti. Uluslararası toplumun harekete geçerek, Rum tarafını çözüm için teşvik etmesini ve masaya oturmasını sağlamasını beklediklerini ifade eden Talat, görüşmeler aracılığıyla Kıbrıs sorununa çözüm bulunması umudunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Talat, İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un adaya ziyaret amacının Rum tarafını ikna etmek olduğu görüşünde olduğunu belirterek, Rum tarafını birleşmenin gerçek bir ihtiyaç olduğuna ve bir çözüm bulmanın aciliyetine ikna etmek gerektiğini söyledi.
İzolasyonların kaldırılarak uluslararası toplumla birleşmesi için Kıbrıs Türküne bir şans verilmesi gerektiğini vurgulayan Talat, ”Çünkü çok iyi bilinen gerçek şu ki, politik durumlardan dolayı Kıbrıslı Türkler dünyadan izole edilmiştir. İzolasyon, Kıbrıslı Türkler için sorun teşkil etmektedir. BM Genel Sekreteri'ne göre de bütün bunlar gereksiz kısıtlamalardır” dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs'taki çözümsüzlüğün sorumlusunun Kıbrıs Türkü olmadığını, bu nedenle tüm bu kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Talat, “Kıbrıs sorununa neden çözüm bulunamadığı” yönündeki soruyu yanıtlarken, Kıbrıs Türkünün 2004'de BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın sunduğu plana yüzde 65 oy oranıyla “evet” dediğini anımsattı ve o tarihten itibaren Rum tarafının Kuzey Kıbrıs'la herhangi bir ilişkiye yanaşmadığına dikkat çekti.
“Rumlar, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması, adanın birleştirilmesi yönünde hiçbir çaba göstermediler. Gerçek şudur ki, burada etken olan Kıbrıs Rum tarafının işbirliğine yanaşmayan tutumudur” diyen Talat, uluslararası toplumun harekete geçerek, Rum tarafını çözüm için teşvik etmesini ve masaya gelmesini sağlamasını beklediklerini ifade.
Kıbrıs Türk tarafının sarf ettiği çabaların esas hedefinin, Kıbrıs Rum tarafı da dahil olmak üzere herkese çözümün gerekliliğini göstermek olduğunu kaydeden Talat, Kıbrıs'ta bir çözümün iki tarafın yanı sıra uluslararası toplumun da yararına olacağına vurgu yaptı.
“İNGİLTERE ENGELLERİN FARKINDA”
İngiltere Dışişleri Bakanı Straw'un Kıbrıs'a yapacağı ziyaretle ilgili bir soru üzerine Talat, İngiltere'nin garantör bir ülke olarak adada çözüme ulaşılmasını istediğini ve bu yönde politika ürettiğini kaydetti.
Talat, “İngiltere, engellerin farkındadır. Çözümün gerçekleşmemesindeki nedenleri de biliyor. Kıbrıs Rum tarafıyla birlikte çalışması ve onları ikna etmesi gerektiğini biliyor. İngiltere Dışişleri Bakanı'nın ziyaretinin amacının, Rum tarafını ikna etmek olduğunu düşünüyorum” dedi.
“GÖRÜŞMELERE HAZIRIZ”
Kıbrıs Türk tarafının görüşmelerin başlaması ve Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunması için hazır olduğunun altını çizen Talat, “Çünkü biz, izolasyonların kaldırılmasının çözümün yerine geçebileceğine inanmıyoruz. Olası bir çözüm hem adada hem de bölgede çok dostane bir havanın yaratılmasını sağlayacaktır. Yürüttüğümüz politikaların esas amacı kapsamlı bir çözüme ulaşmaktır. Bunun için bekliyoruz, bunun için çalışıyoruz ve bu konudaki görüşlerimizi uluslararası toplumla paylaşıyoruz. BM Genel Sekreteri'nin bu konudaki görüşleri gayet iyi bilinmektedir” diye konuştu.
Kıbrıs Rum liderliğinin, Kıbrıslı Türklerle güç paylaşımına gitmek istemediğini ve adada tek otorite olarak kabul edilmek istediğini kaydeden Talat, “Uluslararası kuruluşlarda ve dünyada Kıbrıs'ı tek başlarına temsil etmek istiyorlar. Bu şansı Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istemiyorlar. Adanın kuzeyine hakimiyetlerini de tescil etmek istiyorlar ve bu şekilde adayı bütünüyle kontrol etmek istiyorlar” dedi.
Talat, bu durumun, Kıbrıs Rum liderinin halkına, Annan Planı'nın reddi yönünde yaptığı çağrının esas nedeni olduğunu vurguladı.
“BÜTÜN SORUMLULUK AB'NİN OMUZLARINDA”
Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un esas hedefinin, Kıbrıs Türk tarafını umursamaksızın, gücü tek başına elde tutmak olduğunu kaydeden Talat, böyle bir sonucun Türk toplumunun tamamen dışlanması anlamına geldiğini ifade etti.
Annan Planı'yla adada yeni bir ortaklığın kurulacağını, bu nedenle planın Rumlar tarafından reddedildiğini ifade eden Mehmet Ali Talat, şöyle konuştu:
“Bence bunu tersine çevirmeye çalışmak için AB'nin büyük rol alması gerekir. Çünkü Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıs Türkleri'nin haklarını inkar ederek, AB üyesi olmanın avantajlarını kullanıyor. Çünkü yerleşmiş uluslararası kanunlar nedeniyle, bunu sonuna kadar kullanmak ve Kıbrıs Türklerini adada bir azınlık durumuna getirmek istiyorlar. Tabii ki bu mümkün değildir. Biz 1960'ta eşit toplumlar, eşit ortaklar olarak cumhuriyet kurduk. Her şeyi kaybedip bir azınlık haline gelemeyiz. Şimdi bütün sorumluluk AB'nin omuzlarındadır ve biz AB'den destek bekliyoruz.”
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Dönem başkanlığını 1 Ocak tarihinde İngiltere’den devralan Avusturya, Avrupa Birliği anayasasını yeniden hayata geçirmek için adımlar atacağını açıkladı.
VİYANA - Avrupa Birliği dönem başkanı Avusturya, 2005’te Fransa ve Hollanda’da düzenlenen referandumlarda reddedilen anayasayı, “halka benimsetmek” için kolları sıvıyor.
Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, “Anayasa bir kar tabakasının altında kaldı ve baharın gelmesini bekliyor. Havayı biraz ısıtmanın zamanı geldi” dedi. Avusturya Başbakanı Schüssel ise, “Anayasadaki karmaşık metinleri tartışmak yerine, yeni bir anayasa hazırlamanın daha yararlı olacağını” savundu.
Dönem Başkanı Avusturya, bugün Viyana’da Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso liderliğindeki komisyon üyeleriyle bir araya gelerek, Avrupa kamuoyunun anayasaya destek vermesi için neler yapılabileceğini ele alacak. Görüşmede, “Genişleme daha ne kadar sürecek, Avrupa Birliği’nin sınırları nerede, küreselleşme konusunda birlik ne yapabilir?” gibi sorulara yanıt aranacak.
Alıntı ntvmsnbc.com
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)
Yer imleri