Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
17 sonuçtan 11 ile 17 arası

Konu: 10/01 Türkiyeden Haberler

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İzmir'de bir okulun yanına ölü tavuk bırakıldı

    Yurdun çeşitli yerlerinde kuş gribine karşı önlemler alınıyor. İzmir'in Gültepe Semti'nde Kazım Karabekir İlköğretim Okulu yakınlarında, biri ölü 21 tavuk gören vatandaşlar, polise haber verdi.

    İhbar üzerine Gültepe Adalet Caddesi'ne giden ekipler, çöp bidonunun çevresinde biri ölü, 21 tavuk bulunduğunu gördü. Görgü tanıkları, tavukların kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce çuvalla bırakıldığını söyledi.
    Çevrede önlem alan polis ekipleri, belediye ve Tarım İl Müdürlüğü'ne bilgi verdi. Polisler, zaman zaman sağa sola kaçan tavukların çevreye dağılmasını önlemek için başlarında nöbet tuttu.
    Polislerin yaklaşık 10 saatlik bekleyişinin ardından Tarım İl Müdürlüğü ekipleri olay yerine geldi. Özel kıyafetler giyen biri kadın 2 uzman, çöp bidonu yanındaki ölü tavuğu poşete koyarak aldı.
    Tarım İl Müdürlüğü'nde yapılacak tahlillerin ardından ölü tavukta ”kuş gribi” olup olmadığının belirleneceği, canlı tavukların bundan sonra toplanarak koruma altına alınabileceği bildirildi.
    Polis ekipleri, sokaktaki canlı tavukların başında bekliyor.

    -SİVAS-

    Sivas Müftüsü Sinan Cihan, Kurban Bayramı namazı öncesinde Paşa Camii'nden, merkezi sistemle kent genelindeki tüm camilerde ibadet eden vatandaşlara yönelik verdiği vaazda, kuş gribine karşı uyarılarda bulundu.
    Cihan, son günlerde ülke gündemine yayılan ve Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde de 8 şüpheli vakanın tedavi gördüğü kuş gribinin insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini belirterek, kentte Valilik başta olmak üzere ilgili kurumların tedbirler aldığını söyledi.
    Bu amaçla kriz merkezi oluşturulduğunu ifade eden Cihan, vatandaşların kuş gribine karşı dikkatli olmalarını isteyerek, kriz merkezinin aldığı bazı kararları duyurdu.
    Cihan, ildeki tedbir önlemleri kapsamında, kümeslerde yaşayan her türlü kanatlı hayvan kesiminin, kanatlı hayvanların bir yerden başka bir yere sevkinin ikinci bir emre kadar yasaklandığına dikkat çekti.

    -BİGA-

    Çanakkale'nin Biga İlçesi'nde, Müftü Şafak Baran, bayram namazı hutbesinde, kuş gribine karşı kanatlı hayvanların başıboş bırakılmaması konusunda vatandaşları uyardı.
    Baran, son günlerde Türkiye'de çeşitli illerde görülmeye başlanan kuş gribine karşı alınan tedbirlerin arttırılması, bu nedenle özellikle kanatlı hayvan besleyenlerin, hayvanlarını dışarı çıkarmaması gerektiğini belirtti.
    İlçe Tarım Müdürlüğü ekiplerinin de kuş gribiyle ilgili gerekli önlemleri aldığını ifade eden Baran, şüpheli tavuk ölümlerinin en yakın yetkili birime bildirilmesi gerektiğini kaydetti.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Ermeni Patriği Müslümanlar'ın bayramını kutladı

    Ermeni Patriği II. Mesrob, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet işleri Başkanı Prof.Dr.Ali Bardakoğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’e Kurban Bayramı kutlama mesajları gönderdi.

    Edinilen bilgiye göre, II. Mesrob, devlet ve hükümet erkanı ve maiyetindekilerin Kurban Bayramı’nı kutladı. Patrik Mesrob, İslam alemince yerine getirilmesi gereken dini bir emir ve ibadet olarak kabul edilen, aynı zamanda da bolluk, bereket ve dayanışmayı temsil eden Kurban Bayramı vesilesiyle "sağlık, afiyet ve başarı" dileklerinde bulundu.
    Dünyanın geçirdiği bu zor günlerde, devletin payidar, ülkenin bereketli olmasını dilediğini ifade eden Ermeni Patriği, "Bu mübarek günlerin yurttaşlarımıza ve tüm insanlığa hoşgörü, mutluluk, huzur, bolluk ve barış getirmesi için Yüce Allah’a dua ediyorum" dedi.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ali Aydın'dan şok açıklamalar!

    Bir Galatasaray-Beşiktaş derbisinde çaldığı iki penaltı kararı sonrası, baskılar yüzünden istifa eden eski hakem Ali Aydın çarpıcı açıklamalarda bulundu




    Bir gün Bülent Yavuz ile karşı karşıya gelirsem soracağım. Niye o kadar ısrar etti ayrılmam için? "Bu takımlar seni istemiyor" diye niye ağladı? Ulusoy'a da ağladı, "Ali Aydın hakemliği bıraksın" diye. Yarım saat sonra istifa ettim.

    Yaklaşık 200 profesyonel takım, 4-5 bin yönetici var. Kaç tanesi ilkokul mezunu bakın. Bizim spor yöneticisi profilinde aranan tek özellik para


    Ali Aydın kuşkusuz futbolun en tartışmalı hakemlerinden biriydi. Yönettiği maçlar kadar istifası da konuşuldu. Ali Aydın ile federasyon seçimlerine beş kala sohbet ettik. Aydın "Bugün dönüp baktığımda istifa etmesem olurmuş" diyor. "İlk hata yaptığımda niye ceza almadım, niye dinlendirilmedim ve niye üst üste maçlara gönderildim" diye soruyor. Ve ardından ekliyor Merkez Hakem Komitesi Başkanı Bülent Yavuz istifa etmem için ağladı. Ali Aydın'ın söylediklerini ilgiyle okuyacağınızı düşünüyorum.

    Futbol dünyasında değişen ne var? Son günlerde temiz toplum kadar temiz futbol da konuşulur oldu.

    Gençlik yıllarımdan bu yana örneğin benim içimde hep amatör bir ruh vardı. Eskiden koşullar iyi değildi ama insanlar futbolu içlerinden geldikleri gibi oynuyordu. Para pul çok da önemli değildi. Her şey menfaat, koltuk için değildi.

    Yoksa bunların hepsi her zaman vardı da siz mi küçüktünüz?

    Belki de. Ne zaman sahalar çim olmaya başladı, tribünler büyüdü futbolun amatör ruhu da bozulmaya başladı.

    Siz aslında basketbol oynuyordunuz. Nasıl oldu da futbola kaydınız?

    Boyum 1.92, bir ara kiloma hiç dikkat etmedim ve 125 kilo oldum. Tamamen keyiften. Öyle olunca bir ağabeyim dedi ki "Sen böyle koşamazsın sen gel hakem ol." Futbol ve hakemlik öyle başladı. Ne bir hayalim vardı ne de gelecek düşüncem. İki üç maçtan sonra şehir dışına deplasmanlara gitmeye başlayınca işi sevdim.

    Hakemlik nasıl bir güç? Yani oyunun kaderi iki dudağınızın arasında.

    O kişiye göre değişir... Neden değişir? İnsanın egosu vardır, egoyu tatmin etmek vardır. Şimdi bakıyorsunuz 23 yaşında hakemlerimiz var. Adam "Ah ne büyük futbolcu" dediği insanların maçını yönetiyor. Eğer bir hakem kendini ön plana çıkarmıyorsa daha başarılı olur. Hakemliğin içinde vardır ön plana çıkma isteği.

    Son derece popüler bir meslek.

    Ben hakemliği meslek olarak kabul etmiyorum. Yarınınız yok. Maçlara giderken sigortanız var ama örneğin bacağınız kırılsa uzun vadede kimse size bir şey yapmıyor. Üstelik hangi maçı yöneteceğinize başkaları karar veriyor. Yani size hiç maç vermeyebilirler. Sizi sevmeyebilirler.

    Peki bir hakem nasıl yükselir? Örneğin sizin yükselişiniz çok çabuk olmuş.

    Evet çok hızlı bir şekilde çıktım 1. Lig maçlarını yönetmeye başladım.

    ANADOLU HAKEMİ İYİDİR

    Bir yerde "Anadolu hakemleri, küçük yerlerin hakemleri daha iyidir, onları etki, baskı altında tutamazsınız" demişsiniz. Ne demek istediniz bu cümleyle?

    Kim ne derse desin futbolu basın ve kulüpler yönetiyor. Bir maçtan önce hakem belli olana kadar isimler geçer. Sonra hakem belli olur. O zamana kadar gösterdiği kartlardan tutun da, çaldığı düdüklere kadar istatistikler yayınlanır. Dolayısıyla seyirci ve futbolcu hakeme karşı bir önyargıyla gider. Hakem de konuşulanların söylenenlerin etkisinde kalır. Büyük şehirlerdeki hakemler bunu daha çok hisseder çünkü etkiyi ve baskıyı canlı canlı yaşarlar.

    Basın da oyunun bir parçası yani

    Evet. Bu ülke insanının beklentisi nedir? Kavga dövüş, 'Kurtlar Vadisi' tarzı, Semra Hanım. Durgunluğu sevmez Türk insanı. İlla kavga dövüş ister. Sporda bile. Sonuçta gazeteler de bir ticarethanedir.

    Kimse babasının hayrı için iş yapmaz. O yüzden de kavgayı körüklerler. Büyük takımların da gazeteler için maddi manevi değeri olduğunu unutmamak lazım tabii. Aslında en önemli soruntakımların yönetici profili. Ona bakmak lazım.

    Ne göreceğiz?

    Türkiye'de yaklaşık 200 profesyonel takım vardır, 4-5 bin yönetici vardır. Bunların kaç tanesi ilkokul mezunu bakın bakalım. Bizim spor yöneticisi profilinde ne yazık ki aranan tek özellik para. Yani kimin parası varsa o yönetici olarak oraya alınıyor. Yani amaç yöneticinin parasal olarak takıma katkıda bulunması, okumuş mudur sporu biliyor mudur hiç önemli değil.

    Peki dönelim Anadolu hakemlerine

    Eskiden özellikle önemli maçlara Anadolu hakemleri verilirdi. Etki altında kalmaları engellenirdi. Şu anda tam tersi olmaya başladı. Hakemlik artık Ankara ve İstanbul'dan yönetilmeye başlandı. Büyük şehirde yaşarsanız, diğer hakemler ve federasyon üyeleriyle diyaloga girersiniz. İnsanların sizi sıkıştırır. Kulüp yöneticileri yanlarına uğramadınız diye gönül koyar. İnsanlar sizi etki altında bırakır.

    Kim bu insanlar?

    Hakemlik camiası, yönetim camiası. Örneğin Zonguldaklı Cem Papila ile Ankaralı Cem Papila arasında dağlar kadar fark var.

    Ne farkı var?

    Zonguldaklı Cem Papila güven duyulan, dürüstlüğüyle anılan bir hakemdi. Ankara'ya geldikten sonra yönettiği maçlarda sıkıntı yaşamaya başladı. En eleştirilen hakem oldu. Neden? Çünkü büyük ilde seni sevmeyen çok olur. Küçük illerin ekonomik ve kültür anlamındaki yardımlaşması çok iyidir. Birbirine bakış açısı değişiktir. İstanbul'da yaşadığınız zaman değer verdiğiniz birinin yanına uğramadığınızda alınganlık kırgınlık olur. O yöneticinin yanına bir uğramaya başlarsanız bu sefer etki altında kalmaya hazır olmanız gerekir.

    Kulüp yöneticileri hakemler üzerinde etkileri olsun isterler. Söylediklerinizden bunu anlıyorum. Bu iş bir hakemi göndermeye kadar gidebilir. Örneğin Beşiktaş 'Muhittin Boşat gitsin' der, Trabzon Cem Papila'yı sevmez.

    G.Saray da 'Ali Aydın gitsin' der. Evet bunu derler. Her takımın sevmediği bir hakem vardır. İnsanları mutlu etmek mümkün değil. 'Ali Aydın'ı istemiyoruz' diyorlardı. Niye? Bize 4 kart çıkardı. Haksız mıydı peki? Yönetimlerden biz başarısızdık diye bir laf duymadım şimdiye kadar, hep hakem suçludur. İşte o yüzden diyorum ki MHK'da mutlaka Kulüpler Birliği'nden bir temsilci olmalı.

    Siz gazetede köşe yazarken hangi maça hangi hakemin verileceğini tahmin ediyordunuz. Yani böylesine belli mi her şey? Her maçın hakemi belli midir?

    Her maçın hakemi bellidir. Tekrar söylüyorum. Hakem kadrosuna bakın. FIFA kokartlı hiçbir hakeme derbi verilmemiş. Neden? Demek bir eksiklikleri var. Ya derbi ver ona ya da kokartını elinden al. Dürüstlüklerinde mi bir şey var kötü mü maç yönetiyorlar açıkla o zaman.

    KULÜPLER ETKİN

    Siz üstü kapalı konuşuyorsunuz. Belki futbol camiası sizin şifreli laflarınızı anlayabilir ama ben daha açık yorumlar istiyorum. Neden bu hakemlere derbi maçı vermiyorlar?

    Futbolun sahibi kulüplerdir. Kulüpler olmasa ne hakem olur ne de federasyon. Kulüpler bazı hakemler için "Biz istemiyoruz" diyebiliyorlar. F.Bahçe-G.Saray-Beşiktaş maçına bir Erol Ersoy kaç seneden beri çıkmadı. Kaçıncı senesi oldu.

    Neden?

    Acaba büyükler küçükleri yer mi? Büyük takımlar küçük hakemleri yer. Hakemler her zaman insanların gözünde özellikle kulüplerin gözünde, bize yaranması gereken insanlar gibi görünür. Hakemler mutlaka kulüplerle iyi geçinmek zorudaymış gibi davranılır.

    Sürekli hakemlerin dürüst olmasından bahsediyoruz. Siz madem dürüsttünüz niye gönderildiniz?

    Ben niye kızıyorum biliyor musunuz? Dürüst hakem lafına. Bu bir meziyet değil ki. Her insanda olması gereken şey. Benim arkamdan üzülenlerin timsah gözyaşları döktüklerine inanıyorum. Bakın hakemler kurnazdır. Verilen mesajı çok iyi alırlar. Hakem yöneticisinin verdiği mesajı anlar

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İstanbul'da 4 bin hayvan itlaf edildi

    Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Esenler'in karantina altına alınan bölgelerinden toplanan bine yakın kanatlı hayvan, İkitelli'de itlaf edildi.



    İtlaf çalışması öncesinde açıklama yapan Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Soner Ekinci, "İnsana bulaşmış herhangi bir vakanın bulunmadığı Gaziosmanpaşa'da karantina çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.

    13 mahallede uygulanan karantina çalışmalarında 24 saat içinde yaklaşık 3 bin kanatlı hayvan toplanarak itlaf edildi. İlçe Tarım Müdürlüğü ile Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin ortak yürüttüğü çalışmalarda 30 araç ve başlarında doktor bulunan 50 kişilik ekip görev yapıyor" dedi.

    Daha sonra Tarım İl Müdürlüğü ekipleri, İkitelli'ye hareket etti. Maske ve özel kıyafetli ekipler; Gaziosmanpaşa, Esenler ve Küçükçekmece'deki karantina bölgelerinden topladıkları canlı kanatlı hayvanları, çuvallara doldurarak Ziya Gökalp Mahallesi Ayazma mevkiine getirdi. Yaklaşık bin kanatlı hayvan, sızdırmazlık özelliği bulunan konteynırlara konuldu. Bine yakın tavuk, yaklaşık 3 dakika süren çalışmalarla, veteriner gözetiminde karbonmonoksit gazıyla itlaf edildi.

    Açıklama yapan Tarım İl Müdürü Ahmet Kavak, "Gözetim bölgesinden dün 3 bin tavuk itlaf edilmişti. Bugün bu sayıyı 5 bin yapacağız. Hedefimiz 8 bine yakın tavuğu itlaf etmek. İl Sağlık Müdürlüğü ile koordineli olarak çalışıyoruz. Şu ana kadar İstanbul'da insanda kuş gribine rastlanmadı. Topladığımız kanatlı hayvanların bedelini vatandaşa ödeyeceğiz" dedi. İşlemin tamamlanmasının ardından, basın mensuplarının ve olay yerinde bulunan görevlilerin araçları ilaçlandı. İtlaf çalışmasını, çevrede toplanan çocuklar ve vatandaşlar meraklı gözlerle izledi.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Erdoğan espriyi patlattı

    Başbakan Erdoğan Japon meslektaşı Juniçiro Koizumi'yi Başbakanlık'ta ağırladı. Basına poz verirken Koizumi'nin zor anlar yaşadığını görünce Erdoğan espriyi patlattı.



    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resmi ziyaret için Türkiye'de bulunan Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi'yi
    resmi törenle karşıladı.

    Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleşen törende, iki ülke ulusal marşlarının çalınmasının ardından, Konuk Başbakan Koizumi, tören kıtasını selamladı. İki ülke heyetlerinin Başbakanlara takdiminden sonra iki lider, basına poz verdi.

    İki lider, daha sonra başbaşa ve heyetler arası görüşmeler için Başbakanlık Merkez Bina'ya geçtiler. Görüşmelere, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ da katıldı.

    Bu arada, gazetecilerin heyetler arası görüşmelerden görüntü alımı sırasında ilginç anlar yaşandı. Gazetecilerin görüntü almak üzere iki başbakanın yeniden tokalaşmasını talep etmesi üzerine, Koizumi ve
    Erdoğan, masanın iki yanından tokalaşmak için birbirlerine uzanmaya çalıştılar. Bu sırada Koizumi'nin zor anlar yaşaması üzerine Başbakan Erdoğan, ''Biz de halat çekme yarışması da var. Onu da yapabilir,
    isterseniz'' diye espri yaptı. Başbakan Erdoğan'ın bu esprisi, heyetler arası görüşmelere katılanların gülüşmelerine neden oldu.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Koizumi, kaybolan japon turistler için yardım istedi

    Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi, Türkiye'de kaybolan Japon turistlerin bulunması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım istedi.

    Japon hükümet yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Erdoğan ile görüşmesinde konuyu gündeme getiren konuk başbakan, bir süre önce kaybolan iki Japon turistin bulunması için yardım talep etti.

    Erdoğan ve Koizumi'nin başkanlık ettiği görüşmelerde ikili ilişkilerin geliştirilmesi imkanlarının yanı sıra İran, Irak, Suriye, Ortadoğu barış süreci, kuş gribi, terörizmle mücadele, BM reformu ve Kıbrıs gibi konular ele alındı.

    İki ülke, Ortadoğu barış süreci ve Irak konularında işbirliği yapma konusunda ilke kararı alırken, bu işbirliğinin ayrıntılarının daha sonra belirlenmesine karar verildi.

    Japon yetkililer, iki ülkenin İran konusundaki tutumunun örtüştüğünü ifade ederek, gerek Koizumi ve gerekse Erdoğan'ın bu ülkenin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) ile müzakereleri sürdürmesi gerektiğine dikkat çektiklerini belirttiler.

    Edinilen bilgiye göre, görüşmede Kıbrıs konusunu gündeme getiren Erdoğan, KKTC'ye uygulanan ambargoları haksız bulduklarını ifade ederken, konuk başbakan Japonya olarak KKTC'ye herhangi bir ambargo uygulamadıklarını söyledi.

    İki ülke, terörizmle mücadele konusunda da daha sıkı işbirliğine gitme kararı alırken, çalışma gruplarının oluşturulmasına ve bu grupların nisan ayından itibaren toplantılar yapmayı başlamasına karar verdi.

    İki lider kuş gribi hastalığını da ele alırken, konuk başbakanın bu konuda Türkiye'ye ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını bildirdiği belirtildi.

    Bu arada Japonya'da ocak ayı içinde bu hastalıkla mücadele konusunda uluslararası bir konferansın yapılmasının da planlandığı öğrenildi.

    Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Japon İmparatoru'nu Türkiye'ye davet ettiği öğrenilirken, Koizumi'nin Sezer'e Türkiye'nin laiklik ve demokrasi yolunda gösterdiği çabaları saygıyla karşıladıklarını ifade ettiği bildirildi.

    Öte yandan Türkiye-Japonya ilişkilerinin başlamasının 120. yılına denk gelen 2010 yılının, Türkiye-Japonya dostluk yılı olarak belirlendiği öğrenildi.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •