Sayın Selçuk Baktır,
Bankalarca uygulanan Kart üyelik ücreti/Kart Aidatı yürürlükte bulunan mevzuata, bankacılık uygulamalarına uygun bulunmaktadır. şöyle ki;
1. Bankalar, müşterilerinden talep ettikleri ücretleri, komisyonları tamamen kendilerine tanınan yasal imkanlar dahilinde belirlemektedirler.Konu hakkındaki yasal düzenlemelerden ilki; T.C. Merkez Bankasının 2006/1 sayılı “Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katilma Hesapları Kar ve Zarara Katilma Oranlari ile Kredi işlemlerinde Faiz Dışında SaÄŸlanacak DiÄŸer Menfaatler Hakkında TebliÄŸ olup, bu tebliÄŸin 4’üncü maddesinde
“Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında saÄŸlanacak diÄŸer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.â€
denmek suretiyle Banka’lara, tahsil edilecek menfaat ve masrafların niteliği ve azami miktarlarını belirleme hususunda serbesti tanınmıştır. Diğer bir ifadeyle Banka’lar, anılan düzenleme ile müşterilerinden diledikleri menfaati sağlamakta serbest kılınmışlardır.
Dolayısı ile; kart aidatı uygulaması da söz konusu serbesti dahilinde ve tamamen iyi niyet kurallarına uygun olarak ve hiçbir şekilde tüketici aleyhine dengesizlik getirmeden kullanılmış bir hak niteliğindedir.
Diğer taraftan kart çıkaran kuruluşların kart hamillerinden yıllık ücret alabilecekleri hususu; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda da yer almakta olup bu hususa ilişkin 13’üncü maddenin ikinci fıkrası,
“Kart çıkaran kuruluÅŸlar, kredi kartlarına uyguladıkları faiz, gecikme faizi, yıllık ücret ve her türlü komisyon oranları ile istenilen diÄŸer bilgileri kamuoyuna yayınlanmak üzere aylık olarak Kuruma iletir. Yayınlanacak bilgi ve belgelerin içeriÄŸi ve yayınlama usûl ve esasları Kurulca belirlenir.â€
ÅŸeklindedir.
Bu konuda adı geçen Kanunda yer alan kısıtlama, “kart çıkaran kuruluşlar kart hamillerinden, sözleşmelerinde yer almayan herhangi bir ücret ya da komisyonu talep edemezler†yönündedir.
2. Kart aidatı bedeli; Banka ile müşteri arasında imzalanmış olan Sözleşmeler içerisinde yer almakta olup;
“Yıllık Ãœyelik Bedeli:Yıllık kart ücreti ...........YTL (............ Yeni Türk Lirası) ile .............. YTL (...............Yeni Türk Lirası) arasında olup kart sınıfına göre belirlenir. Kart’ların verildiÄŸi yılı izleyen her yıl asıl ve ek kart sayısına göre alınır. Yıl içerisinde kartların yeniden basılmasını gerektiren hallerde basılacak kart sayısına göre kart yenileme ücreti alınır.â€
şeklinde düzenlenmiş olup, kart hamillerinin ekstrelerinde yılda bir defaya mahsus olmak üzere tahakkuk ettirilmektedir.
Sonuç İtibariyle;
Yukarıda açıklandığı üzere anılan ücretin talep edilmesine ilişkin olarak Banka’ların yasal dayanakları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca yayımlanan tebliğler, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ile taraflar arasında serbest iradeleri ile imzalanmış bulunan sözleşmelerdir.
3. Bankalar ile Kart hamilleri arasında imzalanan sözleşmelerde yer alan ve kart aidatı ödenmesine ilişkin hükümlerin haksız şart olduğu yolundaki iddialarda gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki;
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (TKHK) haksız şartın tanımının
“Satıcı veya saÄŸlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleÅŸmeye koyduÄŸu, tarafların sözleÅŸmeden doÄŸan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliÄŸe neden olan sözleÅŸme koÅŸulları haksız ÅŸarttır.â€
şeklinde yapıldığı 6/1. maddesinde belirtilen haksız şartın unsurları;
Söz konusu hükmün tüketici ile müzakere edilmeden koyulmuş olması,
Tarafların edimlerinde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olunması,
Söz konusu dengesizliğin iyi niyet kurallarına aykırı olmasıdır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere, bir sözleşme hükmünün, akit taraflardan birince tek taraflı olarak sözleşmeye konulması, tek başına o madde hükmünün haksız şart sayılması için yeterli olmayıp o madde hükmünün tüketici aleyhine bir dengesizlik yaratması ve bu dengesizliğin aynı zamanda iyi niyet kurallarına aykırı olması yani sunulan hizmetin karşılığı ile bağdaşmayacak ölçüde olması gerekmektedir.
TKHK, bir sözleşme hükmünün haksız şart sayılması için, o hükmün müzakere edilmemiş olmasını tek başına yeterli görmemiş, müzakere edilmemiş olan sözleşme hükmüyle tüketici aleyhine, iyi niyete aykırı olarak dengesizliğe yol açılması şartlarının birlikte bulunmasını aramıştır.
Ancak Bankalar ile kart hamilleri arasındaki kredi kartı ilişkisinin hukuki niteliği ve bu ilişki neticesinde Bankalar tarafından kart hamillerine sağlanan hizmetin çeşitliliği ve kalitesi göz önüne alındığı vakit, kart aidatı uygulamasının haksız şart sayılamayacağı net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Şöyle ki;
Kredi kartı, sadece bir plastikten ibaret olmayıp,
kartın üzerindeki ileri teknoloji ürünü çip,
kart hamillerine güvenli alışveriş imkanı sağlamak amacıyla yapılan ve gelişen teknolojiye göre sürekli yenilenen milyonlarca dolarlık teknoloji yatırımı,
teknolojiyi kullanacak olan yüzlerce vasıflı insan gücü,
müşteri ilişkileri ve memnuniyeti yönetimi,
her ay kart hamillerine gönderilen ekstreler,
uluslararası kredi kartı kuruluşlarına ödenen lisans bedelleri,
her biri ortalama 300 USD civarında olan POS terminali yatırımı,
müşteri hizmetleri birimleri,
çağrı merkezi hizmetleri,
ATM maliyetleri,
araştırma ve geliştirme faaliyetleri vb. gibi
saymakla bitmeyecek birçok maliyet ve yatırım kalemlerinden oluşan bir yüksek teknoloji ürünü ve bir hizmet türüdür. Bu hizmetler Banka'lar tarafından kart hamillerine, kartın olağan kullanımı nedeniyle, söz konusu maliyet ve külfetlerle kıyaslanmayacak nitelikteki bir aidat karşılığı verilmektedir.
Banka’ların bir ticari kurum olduğu dikkate alınırsa kart hamillerinden cüz’i bir bedel talep etmesinin de son derece doğal olduğu ortaya çıkacaktır.
Kart aidatının alınma amacı, Banka’nın verdiği ileri teknoloji ürünü olan kredi kartı hizmetine ilişkin maliyetin bir kısmını cüz’i bir miktarda kart hamillerinden karşılamak ve her ticari kurum gibi kazanç sağlamaktır. Bu nedenle kart aidatının ihdas amacının iyi niyete aykırı olduğundan söz etmek mümkün bulunmadığı gibi, alınan aidatın cüz’i ve Banka’ca verilen hizmetle karşılaştırılamayacak kadar az olduğu (her ay itibariyle gönderilen hesap ekstrelerinin sırf posta gideri dahi yıllık yaklaşık 10-15 YTL arasında değişmekte olduğu dikkate alınır ve bu rakamın ek kart sayısı ile doğru orantılı olmak üzere arttığı) göz önünde bulundurulursa bir dengesizliğin söz konusu olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır.
Bu nedenlerden ötürü, kart aidatına ilişkin Sözleşmelerde yer alan benzer nitelikteki hükümlerin, haksız şartın unsurlarından “iyi niyete aykırılık ve tüketici aleyhine dengesizlik†unsurlarını taşımadığı son derece aşikardır.
Sonuç olarak; Bankalarca uygulanan kart üyelik ücreti uygulamasının;
yasal dayanağının Kanunlar, bu kanunlar kapsamında çıkartılmış yönetmelikler ve taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler olduğu,
taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde yer alan konuya ilişkin düzenlemelerin bir haksız şart niteliğinde olmaması ve hukuken geçerli olduğu
hususlarının dikkate alındığında anılan uygulamanın yasalara uygun olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır.
Saygılarımızla,
T.GARANTÄ° BANKASI A.Åž.
HAKLI MÜŞTERİ HATTI
444 0 338
Yer imleri