Bugün buraya...
Bugün buraya...
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türkiye’de kuş gribi hastalığının yayılmasının sınırlı tutulabilmesi halinde, ekonomik açıdan kaygılanacak önemli bir durum olmayacağını söyledi.
WASHINGTON - Krueger, Reuters ajansına demecinde, “Türklerin bunu sınırladığını ve hastalığın yayılmadığını farz edelim. Bu durumda Türkiye için kaygılanmam” dedi. Anne Krueger, Türkiye’de patlak veren ekonomik krizin beşinci yıldönümü yaklaşırken gelinen noktada Türkiye’nin sağladığı toparlanmayı da “çarpıcı” ve “IMF açısından bir başarı öyküsü” olarak nitelendirdi.
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Krueger, Türkiye’nin başarısının, hükümetin IMF destekli programa sıkı sıkıya bağlı kalmasından ve AB üyeliği yolunda ilerlemesinden kaynaklandığını belirterek, “Hükümet, program konusunda kararlıydı ve bu sayede inanılırlığa çok daha kolay ulaştı” dedi.
Türkiye’nin ekonomisinin daha da iyileşmesi için önünde sınavlar bulunduğunu belirten Krueger, şunları kaydetti:
“Eğer Türkler, AB’ye giriş için kararlı oldukları şeylerin büyük bölümünü gerçekleştirirlerse, AB’ye girilse de, girilmese de, Türkiye için daha iyi olur. Bu yolda devam edilen her gün, inanılırlık daha da artıyor. Eski kötü zamanlardan giderek daha fazla uzaklaşıyoruz. Türkler, makro istikrar ve büyüme sağlayan politikalara ne kadar uzun sure bağlı kalırlarsa, şöhretleri ve yatırım ortamı o kadar iyileşir.”
Anne Krueger, ekonomideki ilerlemelere karşın cari açığın yol açabileceği risklere de işaret etti.
Mevcut IMF destekli programın sonunda Türkiye’nin özel sermaye piyasalarına daha iyi erişim sağlamasının ve gayri safi yurtiçi hasılaya oranla borçlarının düşmesinin beklendiğini anlatan Krueger,
“Olumsuz bir sürpriz olmazsa, Türklerin ulaşacağı ve bizim ulaşmalarını beklediğimiz nokta bu” dedi.
Alıntı ntvmsnbc.com
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
İzmir'in Seyrek Beldesi Belediye Başkanı Nurgül Uçar, tarımsal üretimde mazot maliyetini yarıya indirmek ve girdi fiyatlarında tasarruf sağlamak için beldede biyodizel üretileceğini söyledi.
İzmir'in Seyrek Beldesi Belediye Başkanı Nurgül Uçar, Seyrek Beldesi'nin İzmir'de kalan ender tarım arazisi kaynaklarından olduğunu belirterek, beldede 80 bin dönüm tarım arazi bulunduğunu ifade etti.
Tarım arazileri nedeniyle korunması gereken bir bölge konumunda bulunduklarının farkında olduğunu dile getiren Uçar, şunları kaydetti:
“Tarım arazilerini koruyabilmek ve tarımsal üretimi devam ettirebilmek için çiftçinin, tarlasının efendisi olmasını sağlayacağız. Bunun için bazı çalışmalarımız var. Öncelikle minimum maliyetle maksimum verim alınması gerek ki tarımsal üretim devam edebilsin. Tarla sahipleri ya da çocukları, tarımdan uzaklaşarak, asgari ücretle fabrikalarda çalışmayı tercih ediyor. Verimli ve düşük maliyetli üretimi sağlayabilirsek, insanlar fabrikalardan tarlalarına dönecek.”
Tarımsal üretimi özendirmek için öncelikle kendi tarlasında deneme çalışmaları yaptığını anlatan Uçar, tarlasına kanola bitkisi ektiğini, daha sonra bunu biyodizele çevireceğini ifade etti. Uçar, şöyle devam etti:
“İlimizdeki üniversitelerin tarımla ilgili bölümlerinden yardım alarak, tarlaları en verimli hale getirmek için çalışıyoruz. Kanola üretimini kendi tarlamda deniyoruz. Kanoladan biyodizel üretimi gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bunu yapabilirsek, kanola bitkisini önce yağa, oradan da biyodizele çevirebilirsek, mazot maliyeti azalır. Mazotun litresi 2 YTL, biyodizel üretimi 1,1 YTL'ye gelecek. Önce ben tarlamda üretip, bunun nasıl olduğunu ve yapılabileceğini belde halkına göstereceğim, daha sonra onlardan da benzerini yapmalarını isteyeceğim. Kanola ve biyodizel konusunda TARİŞ Ar-Ge'nin de desteğini alıyoruz.”
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Piyango biletleri ile sayısal oyun kuponlarının iyi kontrol edilmemesi, pahalıya mal oluyor.
2003 yılındaki çekilişlerde biletlerine ikramiye isabet eden, ancak çekiliş sonuçlarına iyi bakmayan vatandaşlar, 2004 yılı sonuna kadar almaları gereken ikramiyelerini 20 milyon YTL (20 trilyon lira), 2003 yılı dahil son 10 yılda da 100 milyon ABD Doları ya da 135 milyon YTL (135 trilyon lira) kaybetti.
Piyango ve hemen kazan bileti alan veya sayısal loto, şans topu ve on numara gibi oyun oynayan vatandaşlar, çekiliş sonuçlarına gereken dikkati göstermiyorlar. Ya biletler bir tarafa atılıyor ve sonuçlara bakılmıyor ya listeler titizlikle kontrol edilmiyor ya da ikramiye küçük bulunduğu için alınmıyor. Sonuçta milyonlarca YTL, eski ifadeyle trilyonlarca lira tutarında ikramiye, zaman aşımı sonrasında idareye gelir kaydediliyor.
PİYANGO VE LOTOCULAR DİKKAT
Milli Piyango İdaresi'ne, en fazla gelir talih kuşu ile sayısal lotoda bırakılıyor. 2003 yılı çekilişlerinde piyangodan 8 milyon 316 bin 210 YTL, sayısal lotodan da 6 milyon 331 bin 625,5 YTL ikramiye, zaman aşımı nedeniyle idareye kaldı. Şans Topu'nda 3 milyon 525 bin 918,5 YTL, On Numara'da 1 milyon 726 bin 693,4 YTL ve Hemen-Kazan'da 300 bin 500 YTL tutarındaki ikramiye de dikkatsizlik sonucu idareye gelir kaydedildi.
Böylece, dikkatsizlik ve ihmal sonucu bu dönemde idareye kalan para miktarı 20 milyon 200 bin 947,45 YTL oldu.
10 YILDA 100 MİLYON DOLAR
2003 yılı itibarıyla son 10 yıllık dönemde ise vatandaşın idareden almadığı ikramiye tutarı, 99 milyon 970 bin 942 dolar olarak hesaplandı. Böylece dikkatsizliğin vatandaşa faturası, bugünün dolar kuruyla 135 milyon YTL (100 milyon dolar) veya 135 trilyon lira oldu.
OTOMOBİLLER DE ALINMADI
Bu arada Milli Piyango'nun Hyundai Getz çekilişinde bile 10 talihliden 4'ü, otomobil kazandığını farketmedi.
Talihlilerin gelip arabaları almaması üzerine bu araçlar, zaman aşımının ardından Milli Piyango İdaresi'nce Maliye Bakanlığı Tasfiye İşleri Genel Müdürlüğü'ne (TASİŞ) gönderildi. 4 araba, TASİŞ tarafından bu ayın sonunda 16 bin YTL muhammen bedelle açık artırmaya çıkarılarak satılacak.
GENEL MÜDÜRDEN UYARI
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü İhya Balak, vatandaşları çekiliş sonuçlarına daha dikkatli bakmaları çağrısında bulundu. İnsanların milli piyangoda daha çok amorti, son 2 rakam ve büyük ikramiyeye baktığını, diğer şans oyunlarında da oyun kuponlarını iyi kontrol etmediğini kaydeden Balak, şunları söyledi:
“İstatistiklerimize göre, milli piyangoda en çok amorti ve büyük ikramiyelerin dışındaki ikramiyeler alınmıyor. Vatandaşımız (Nasıl olsa çıkmamıştır) diye listeleri doğru dürüst kontrol etmiyor. Aynı şey, sayısal oyunlarda da geçerli. Oyun kuponları ile kazanan numaralar dikkatli karşılaştırılmıyor. Biz, kazanılan ikramiyelerin sahibine ulaşmasını istiyoruz. Vatandaşlarımız, lütfen bilet ve kuponlarını daha dikkatli kontrol etsinler. Olanağı olanlar, internet sitesinde sorgulama yapsınlar.”
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Türkiye’deki bankaların yurt dışı şubeleri aracılığıyla Türkiye’deki şirketlere kullandırdıkları krediler geçen yıl 5 milyar dolara yakın büyüyerek 14.9 milyar dolara kadar yükseldi.
Son yıllarda, bankalar dışındaki özel sektör kuruluşlarının dış borçlarındaki hızlı artışın en önemli nedenini, bankacılık sektörünün, daha düşük maliyetli olduğu için, yurtiçindeki müşterilerine, yurtdışı şubeleri aracılığıyla kredi kullandırmayı tercih etmeleri oluşturdu.
Merkez Bankası’nın verilerinden ANKA’nın yaptığı belirlemelere göre bankaların 2004 yılı sonunda 10 milyar 86 milyon dolar olan Türkiye’deki müşterilerine yurt dışı şubeleri aracılığıyla kullandırdıkları krediler, 2005 yılı sonunda 14 milyar 900 milyon dolara yükseldi. Söz konusu kredinin 14 milyar 50 milyon dolarlık bölümünü döviz, 850 milyon dolarlık kısmını ise YTL cinsinden krediler meydana getiriyor.
KREDİNİN KAYNAĞI DA TÜRKİYE’DEN
Ancak yurt dışı şubelerin Türkiye’ye yönelik olarak kullandırdıkları kredilerin kaynağını ise yine Türkiye’den topladıkları mevduat ve diğer fonlar oluşturuyor. Türkiye’deki gerçek kişiler ve şirketlerin yurt dışı şubelerde toplam 8.4 milyar dolarlık mevduatı bulunuyor. Söz konusu mevduatın 7.8 milyar dolarlık büyük bölümü ise şirketlere ait bulunuyor. Yurt dışı şubelerin Türkiye’deki bankalardan aldıkları borçlar ise 17.7 milyar dolar düzeyinde seyrediyor.
Türkiye’den mevduat ve bankalardan borçlanma adıyla toplam 26.1 milyar dolarlık bir kaynak toplayan yurtdışı şubeler, kredi, Hazine borçlanma kağıdı ve mevduat olarak Türkiye’ye toplam 27.8 milyar dolar aktardılar. Türkiye’den kredi alacakları 14.9 milyar dolara çıkan yabancı şubelerin, Türkiye’deki bankalardan olan alacakları 12.7 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
Yurt dışı şubelerin Hazine iç ve dış borçlanma kağıtları alarak Türkiye’ye aktardıkları para ise 6.3 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Söz konusu tutarın 3.9 milyar doları iç borçlanma kağıtlarından, 2.5 milyar doları ise eurobondlardan kaynaklanıyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2006 yılında ihracatta rekorlar kırmaya devam edeceklerini belirterek, ”Program hedefi 79 milyar dolar ihracat, biz 80 milyar dolarlık ihracat barajını aşacağız” dedi.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı kararla, hayırsever işadamı Cesur Özkeleş'in yapımını üstlendiği “Mehmet Özkeleş Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merkezi”nin temeli, Beylerbeyi Köyü'nde büyükşehir belediyesi fidanlık alanında atıldı.
Tüzmen, törene giderken Beylerbeyi Köyü Muhtarlığı'nda mola verdiği sırada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan gelen telefon üzerine kısa bir görüşme yaptı.
Başbakan Erdoğan'ın bayramını kutlayan Bakan Tüzmen, Gaziantep'te Mehmet Özkeleş Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merkezi'nin temelini atacaklarını belirtti. Telefon görüşmesinin sonunda Başbakan Erdoğan'ın Siirt'e ve oradan Batman'a geçeceğini aktaran Tüzmen, ”Sayın Başbakanımızın, herkese tek tek selamları var. Bayramınızı kutluyor” dedi.
Daha sonra temel atma yerine geçen Tüzmen, törendeki konuşmasında, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Güzelbey ve işadamı Özkeleş'in girişimiyle Türkiye'de bir ilkin gerçekleştirildiğini belirtti.
Çocukları sokaklardan çekip, onları üretici sınıfına koyacak ve iş sahibi yapacak önemli bir projenin temelini attıklarını söyleyen Tüzmen, bütün il ve ilçelerde buna benzer çalışmalar yapılmak zorunda olunduğuna işaret etti.
“ÜRETİCİ HALE GELECEKLER”
Bakan Tüzmen, Türkiye'nin çok fazla doğal kaynakları, gazı ve petrolü olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“İnsan kaynağımız var. Bu insan kaynağımızı doğru şekilde yönlendirdiğimiz, iyi bir eğitim sonucunda onları üretici, ihracatçı haline getirdiğimiz zaman topluma en büyük faydayı sağlamış olacağız.
Böylesine cesur bir girişimi ancak Cesur Özkeleş'in yapacağını biliyorum. Kendisi 1 yıl sürede böylesine güzel tesisi Gaziantep'e kazandıracak. Sokakta yaşayan, madde bağımlısı çocuklarımız, topluma katkıda bulunan insanlar haline gelecek.”
Tüzmen, Kadın, Aile ve Çocuktan Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun da selamlarını ileterek, merkezin açılışını kutladığını söyledi.
Gaziantep Büyüşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey de konuşmasında, göç alan kentte nüfusun 1 milyonun üzerinde olduğuna dikkat çekerek, hızlı kentleşmenin yarattığı sorunların başında sokak çocukları geldiğini ifade etti.
SOKAK ÇOCUKLARI ÇİÇEK EKİP, SEBZE YETİŞTİRECEK
Kentte sokakta çalışan ve yaşayan, madde bağımlısı çocuk sayısının binden fazla olduğunu belirten Güzelbey, bu çocuklara sahip çıkmaları gerektiğini vurguladı.
Güzelbey, bu rehabilitasyon merkezinin Türkiye'de bir ilk olacağına işaret ederek, şunları anlattı:
“Bu merkezde çocuklara konforlu bir yaşam imkanı sağlayacağız. Uyuşturucu madde bağımlılığı tedavi merkezini de burada kuracağız. Çocukları topluma kazandırmak için meslek edindirme kursları açacağız. Bu merkezi, 100 dönümlük fidanlık içinde yapacağız. Çocukları rehabilite edip, aynı zamanda toprakla uğraştıracağız. Bunlara çiçek diktireceğiz, sebze yetiştireceğiz, ağaç diktireceğiz. Bu çocukların enerjisini toprağa vereceğiz.
Merkezde 150 civarında çocuğun barındırılması, meslek öğretilmesi, tedavi edilmesi amaçlanıyor. Merkez bittiği zaman harcanan para da 2.5 trilyon lira.”
Konuşmaların ardından Bakan Tüzmen, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Güzelbey ve işadamı Cesur Özkeleş birlikte merkezin temeline ilk harcı koydular.
PARTİLİLER İLE BAYRAMLAŞTI
Devlet Bakanı Tüzmen, daha sonra AK Parti İl Başkanlığı'na geçerek, AK Parti Gaziantep Milletvekilleri Mehmet Sarı ve Ahmet Uzer ile birlikte partililerle bayramlaştı.
Burada gazetecilerin soruların yanıtlayan Tüzmen, Türkiye'nin çok ciddi bir dış ticaret ülkesi olduğunu, dünyada ihracatta 22. ve ithalatta 14. sırada olduğuna dikkat çekti. Tüzmen, şunları kaydetti: ”GSMH'mizin yüzde 55'i dış ticaretten elde ediliyor. 16 büyük ülkeye 1 milyar doların üzerinde ihracat yapma başarısını gösterdik. Türkiye'nin 2005 yılında genel ihracat ortalaması yaklaşık yüzde 14.7 oldu. Gaziantep ise komşu ve çevre ülkeler başta olmak üzere, ihracat kervanında çok büyük bir atağa kalktı. Gaziantep'in ihracat ortalaması yaklaşık yüzde 35'lerin üzerinde.
2006 yılında rekorlar kırmaya devam edeceğiz. Amacımız, yine program hedefinin üstüne çıkmak. Program hedefi 79 milyar dolar ihracat, biz 80 milyar dolarlık ihracat barajını inşallah 2006'da aşacağız.”
Bakan Tüzmen'e gezileri sırasında, Gaziantep Vali Vekili Gökhan Veli Kişioğlu, Emniyet Müdürü Ali Yılmaz, Şahinbey Belediye Başkanı Ömer Can, Şehitkamil Belediye Başkanı Metin Özkarslı da eşlik etti.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Tavuk Sektörünün en önemli merkezlerinden Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, kuş gribi nedeniyle kurban bayramından sonra 3 milyon tavuğun itlaf edileceği, milyonlarca yumurtanın da imha edileceği bildirildi. Günde 400 bin tavuğun kesildiği Bandırma’da, şu anda süresi gelen tavuklar kesilip, depolanıyor.
Kuş gribi, tavuk sektörünü iflasın eşiğine getirdi. Banvit, Şeker Piliç, Bozlar ve Bu Piliç gibi entegre tesislerinin bulunduğu Bandırma’da beyaz et tüketiminin yok denecek kadar azalması sonucu, günde 400 bin tavuk kesen entegre tesislerinde üretim tamamen durdu. Tesisler sadece zorunlu tavukları kesip depoya koyuyor. Tüketimin azalması sonucu tesisler depo sıkıntısı çekiyor. Bandırma’da 3 milyon 600 bin yumurtalık tavuk bulunduğunu, bu tavukların günde 3 milyon yumurta yaptığını söyleyen yetkililer, “İlçede 300 kümes var. Bu sektörden 30 bin kişi ekmek yiyor. Yumurtalar satılmıyor. Tavuk eti tüketimi bitti. Stoklar arttı. Bayram sonrası entegre tesisler ve kümeslerdeki hayvanlar, ilçe tarım müdürlüğünün kontrolünde itlaf edilecek. İtlaf edilen hayvanlar belirli yerlere gömülecek” dedi.
Sadece 10 bin tavuğun günde 500 bin YTL masrafı olduğunu hatırlatan yetkililer, tüketimin bitmesiyle üreticilerin şu anda ellerindeki yemi kullandığını açıkladı.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)
Yer imleri