REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
25 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: 12/01 Türkiyeden Haberler

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hırsızı dövdü, suçlu oldu

    Mağazasına giren hırsızı kamerasından tespit ettikten sonra yakalayan, suçunu itiraf ettirip kayda alan işyeri sahibi, yumruk attığı gerekçesiyle suçlu duruma düştü.



    Esenler’de Abdülrahim Konca’ya ait elektronik eşya ve cep telefonu mağazasına 10 gün önce 2 soyguncu kepenk kilitlerini keserek girdi. Hırsızlar 5 bin YTL’lik kontör, 4 DVD ve 2 uydu alıcı cihazı alarak kaçtı. Sabah dükkanına geldiğinde kapının açık olduğunu gören Konca, polise haber verdi. Güvenlik kamerası görüntülerinin bir kopyasını da polislere veren Abdülrahim Konca, bir hafta sonra kamera görüntülerinden teşhis ettiğini söylediği Aydın S’yi (25) sokakta gezerken yakaladı. Konca, aralarında çıkan boğuşmada sağ kolundan ve kafasından hafif yaralanan Aydın S.’yi sorguya çekip suçunu itiraf ettirdi. Konca itirafı görüntü ve sesi ile cep telefonuna kaydetti daha sonra da, S.’yi polislere teslim etti.

    İFADE İÇİN KARAKOLA ÇAĞIRILDI

    Bakırköy Adliyesi’ne çıkarılan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Aydın S., adliyeden çıkar çıkmaz, kendisini dövdüğü gerekçesiyle Konca’dan şikayetçi oldu. İfade için karakola çağrılan Konca kendini, "Yakalamak için yumruk attım" diye savundu. Yakaladığı hırsızın kamera görüntüsü olduğu halde serbest dolaşmasını içine sindiremediğini söyleyen Konca, "Böyle adalet sistemi olur mu? Dükkanıma giren hırsızı yakaladım. Yumruk attığım gerekçesiyle suçlu duruma düştüm" dedi.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İpekçi'yi Ağca öldürmedi

    Mehmet Ali Ağca gündeme geldiği çeyrek asır boyunca hiç konuşmadı, ne Abdi İpekçi ne de Papa suikastı konusunda asla doğru bilgi vermedi,arkasındaki ilişkileri anlatmadı. Ağca'nın her iki eylemde de, eylemlerin neden gerçekleştirildiği konusunda "derin" bilgisi olmadığı da biliniyor.

    Bildiği kendisini kimlerin, "kullandığı"dır onu da söylemiyor.(Burada da uç noktadakileri bilir,derindekilerin farkında değildir) İpekçi cinayeti ve Papa suikastı bağlantılıdır...Bir başka keskin bilgi de...Papa' ya kurşun sıkan Ağca İpekçi' yi öldüren kişi değildir!.

    Çeyrek asrın yakın planında bu söylediklerimin bilgi ve belgeleri vardır ve olayla yakından ilgilenenler tarafından net olarak bilinmektedir, dahası Ağca' nın İpekçi' yi öldüren kişi olmadığı konusunda birince elden bilgiler bazı "önemli" gazetecilerin arşivlerinde mevcuttur. İpekçi cinayetinde önemli olan nedir?..

    Bu önemli gazeteciyi öldüren kişi mi,yoksa hangi sebeple ve kimler tarafından öldürüldüğü mü?..Gazeteler, Ağca'nın üzerine odaklanmış durumda ve tahliyesini hukuk cinayeti olarak yorumluyorlar, gel gelelim İpekçi'nin hangi eller tarafından kurban edildiği konusunda tutarlı bir dayatma yapılmıyor..

    Yirmibeş yıldır da yapılmadı...

    Bu "eksikliğe" İpekçi'nin gazetesi ve yakın çalışma arkadaşları da ortaktır. İpekçi'nin katillerinin izini sadece Uğur Mumcu sürdü.. Ötekilerin yaptığı sade suya tirittir.Ağca beş yıl kadar önce İtalya'dan Türkiye'ye getirildiğinde gene gündem oluşmuştu. Şu gelişmeye tanığım..İpekçi suikastı ile ilgili çok önemli bilgiler veren bir tanık, İpekçi'lerin Avukatı Turgut Kazan ile temas kurmak istedi. Kazan bu tanığı "meczup" gerekcesi ile dikkate almadı!..

    Ve değerli okurlar..

    İpekçi' nin neden öldürüldüğü bellidir, aydınlatılması kolay bir olaydır, taa en başından beri cesaretin dışında menfaatleri elinin kenarı ile dışarı itmekle ilgili bir konudur.. Türkiye'deki kremanın iğrenç bataklıktan nemalanarak birbirine siyasi-ticari suç ortakları haline gelmeleri, bu derin bürokrasinin vahşetini aydınlatmayı engellemiştir

    Tantan gibi konuşup sadece ilgilisinin anlayacağı şekilde bilgi vermeyi sürdürelim!..Hem İpekçi hem Papa saldırılarının derini için günümüzde "Hanefi Avcı" operasyonlarından başlayıp geriye doğru yürünebilir..

    Ama yürümezler...

    Medyada "Vay bu katil nasıl olur da serbest kalır" diye feryat eden ikiyüzlülüğü kast ediyorum. Söz konusu meseleyi "Katil"in tahliye durumu ile hatırlayan tele vole sosyetesi şalvardan papyona devşirme matbuat olayla "reyting" nedeniyle ilgilidir.

    Özetle bilgi sunalım...

    Papa suikastı ile ilgili çete içerisinde iki önemli bağlantı vardı.Bekir Çelenk ve Henri Aslanyan... Antepli Çelenk ve Bayrut Ermeni'si Aslanyan yakın dosttu...Çelenk Bulgaristan'da Aslanyan Milano'da üstlenmiş Avrupu Mafyası'nın iki önemli zevatı idi.. Her ikisi de o dönemde Bulgar Gizli Servisi'nin gözdeleri idi ve Moskova KGB'sinin akretidi idiler..

    Gizli servisin Albayları ile akrabalık ilişkileri bile kurulmuştu. Anadolu'dan geçen uyuşturucu Sofya'da Bekir Çelenk'e oradan Yugoslavya üzerinden Milano'ya Henri Aslanyan'a gidiyordu. Aslanyan'ın silah ve cephanesi Varna'dan gemilerle Samsun açıklarına getiriliyor, bu silahlar polis nezaretinde sahile taşınıyor, jandarma gözetiminde Merzifon'a Ülkü ocakları yöneticisi Ali Açmak'a gidiyor, Ali Açmak'tan Fatsa'ya dev sol grubuna ulaşıyordu..

    Ülkü Ocakları ve Dev-Sol içindeki yomsul aile çocuklarıda ellerine tutuşturulan bu silahlarla birbirini kırıyordu... Papa suikastinden sonra Henri Aslanyan ve Bekir Çelenk yakalanıp hapse atıldı...Aslanyan İtalya'da,Çelenk Türkiye'de cezaevlerinde aynı biçimde ani bir kalp krizi sonucu ölüverdiler...

    İpekçi neden öldürüldü?..

    İpekçi o günlerde bir dosya üzerine yoğunlaşmıştı..Ne dosyası?..Tantan gibi konuşmaya devam..

    Hanefi operasyonlarına bakın...

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Rehine polis ROJ TV'den seslendi


    PKK tarafından kaçırılan polis memuru Açıl, Roj Tv'ye telefonla bağlanarak ailesinin bayramını kutladı. Açıl, serbest bırakılması için yardım istedi.
    Geçtiğimiz yıl Şırnak yakınlarında bölücü örgüt PKK tarafından kaçırılan polis memuru Hakan Açıl, teröristlerin yayın organı olan Roj Tv'ye telefonla bağlantı yaptı. Ailesinin bayramını kutlayan Açıl, serbest bırakılması için yardım istedi.

    PKK çizgisinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adresinden yayın yapan haber sitesinin verdiği bilgiye göre, PKK tarafından Şırnak yakınlarında 9 Ekim günü kaçırılan polis memuru Hakan Açıl, PKK'nın televizyon kanalı Roj Tv aracılığı ile ailesinin bayramını kutladı. Haberde Açıl'ın serbest bırakılması için devlet kurumlarının ailesine yardımcı olmasını istediği belirtildi.

    Roj Tv'nin akşam haberlerine telefonla bağlanan polis memuru Hakan Açıl, sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi. Açıl, kurban bayramının Müslümanlara hayırlı olması ve ailesine kavuşmaya vesile olmasını diledi. İnsan hakları kurumlarından destek beklediğini dile getiren Açıl, hükümet, emniyet teşkilatı ve sivil toplum örgütlerinin ailesine yardımcı olması çağrısında bulundu. Açıl, tek istediğinin ailesine kavuşmak olduğunu vurguladı.

    Şırnak'ın Cizre ilçesinde görev yapan polis memuru Hakan Açıl, Şırnak'ın İdil ilçesi yakınlarında 9 Ekim 2005 günü PKK'lı teröristler tarafından kaçırılmıştı. Araç sahiplerinden 5'er YTL alan teröristler, yıllık izinden sözlüsü öğretmen B.İ.D. ile dönen Açıl'ın (29) polis olduğunu öğrendi. Araç sürücüleriyle araçta bulunanları serbest bırakan teröristler, Cizre Emniyet Müdürlüğü Yeşil Kart Bürosu'nda görevli Açıl'ı kaçırmıştı. PKK'ya yakınlığıyla bilinen Mezopotamya Haber Ajansı'na yapılan açıklamada, eylemin Abdullah Öcalan'ın Suriye'den 1998'de çıkarılışının yıldönümü 9 Ekim nedeniyle yapıldığı, Açıl'ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtilmişti. PKK, temmuzda komando er Coşkun Kırandi ile Bingöl'ün Yayladere İlçesi Belediye Başkanı AK Parti'li Haşim Akyürek'i kaçırarak bir süre alıkoymuştu.

    Kaynak: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ceylan Otel'de yangın paniği


    İstanbul'un ünlü otelinde yangın paniği. Taksim'de Ceylan İntercontinental Oteli'nin kral dairesinde yangın çıktı. Otel görevlileri ve itfaiye yangına müdahale etti.


    Ceylan Otel'de Kral Dairesi'nde çıkan yangın kontrol altına alındığı belirtiliyor.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir 'Çılgın Türk' daha vefat etti

    Çorum'da yaşayan Kurtuluş Savaşı'nın son gazilerinden 106 yaşındaki Ömer Küyük, vefat etti. Küyük bir yıl önce gazilerle helalleşmişti.

    Bir süredir solunum yetmezliğine bağlı rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören ve en son Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde kontrol altında tutulan Küyük, sabah saatlerinde evinde rahatsızlandı.

    Ailesinin İskilip Devlet Hastanesi'ne durumu bildirmesi üzerine, sağlık görevlileri Küyük'ün yaşadığı Çatkara Köyü'ne gitti. Ancak sağlık görevlilerinin köye geldikleri sırada Hüyük'ün vefat ettiği bildirildi.

    Hastane yetkilileri, Küyük'ün yaşlılığa bağlı kalp yetmezliğinden öldüğünü kaydettiler. Küyük'ün cenazesi, bugün kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Hayatta kalan son Kurtuluş Savaşı gazilerinden olan Ömer Küyük, 8 çocuk ve 36 torun sahibiydi.

    ÖMER DEDE DİĞER GAZİLERLE VEDALAŞMIŞTI

    Geçen yıl Yakup Satar ve Veysel Turan’ı son üç tanıktan biri olan Ömer Küyük evlerinde ziyaret etmişti.

    Ömer Dede, Yakup Satar ve Veysel Turan ile birlikte son kez Aksiyon Dergisi muhabiri İbrahim oğan tarafından ziyaret edilmişti (İlgili haber) İbrahim Doğan, gazinin son halini Aksiyon Dergisinin 568'inci sayısı için şu cümlelerle kaleme almıştı.

    Çorum’un İskilip ilçesine bağlı Çatkara Köyü’nün biraz dışındaki ayrı bir mahallede derenin üzerindeki toprak bir evde oturuyor. Kapının önünde bir kum yığını dikkat çekiyor. İki sene önce yeni bir ev sözü verilmiş ancak ne gelen ver ne giden. Toprak evin duvarına asılan bir tabelayla burası adeta müzeye çevrilmiş: “İstiklal Savaşı Gazisi Ömer Küyük’ün Evi”

    ÖMER DEDE GEÇMİŞİ HATIRLAMIYORDU

    Son üç tanığın en sağlıklı görüneni olan Ömer Küyük, bahçelerde dolaşıyor, dışarı çıkıp gezebiliyor, yemekleri hiç ayırmıyor. Et, bal, süt, ne olursa yiyebiliyor. Ancak bu sağlığına rağmen Ömer Dede hangi savaşa katıldığını dahi hatırlamadığını söylüyor. Savaşa nerede girdin sorusuna, “Unuttum.” cevabını veriyor. Savaşla ilgili her soruya “Hatırımda değil oğlum.” diyor. Kendisiyle yapılan görüşmelerde 1913 yılındaki Balkan Harbi’ne dahi katıldığı öne sürülüyor. Hatta bu röportajlarda Ömer Dede, savaşları edebi ifadelerle anlatıyor; ancak bugünkü durumu son tanığın böyle bir üsluba sahip olmadığına işaret ediyor.

    O da Veysel Turan gibi 1317 (1901) yılında doğmuş. Yani 105 yaşında. Ona ise kızı değil gelini bakıyor. Oğlu Hüseyin Küyük’ün eşi Satı Küyük, dedenin gençliğinde iş yapmaktan hoşlanmadığını söylüyor. “Babası tek oğlum diye çalıştırmamış. Oğulları da büyüyünce hiç çalışmamış. Avcılık ile uğraşır, sık sık keklik vurmaya çıkardı. Torunları ile hep bahçelerde dolaşırdı.” diyor. Oğulları da babalarının savaşta aktif bir şekilde yer alıp almadığından emin değil. “Tebdil-i hava buraya gelmiş. Sonra bölüğüme gideceğim demiş. Gittiğinde savaş sona ermiş, yetişememiş.” diyen oğlu İsmail Küyük, babasının Kurtuluş Savaşı’nda nerede yer aldığını tam olarak bilmediğini söylüyor. Eskişehir’deki gazi Yakup Satar’ı ziyarete gittiğinde Ömer Küyük’e yöneltilen “Yunan savaşına katıldın mı?” sorusuna cevabı “Hayır.” olmuş. Ömer Dede, bu savaştan önce Ağrı’da savaşa girdiğini, ölülerin arasına gizlendiğini, daha sonra kurtularak Ankara’ya döndüğünü aktarıyor.

    Gazi Ömer Küyük’ün akrabalarından ve aynı zamanda köylüsü İsmail Küyük ise geçmişte köy odalarında savaşa katılan gazilerin anılarını anlattığını ancak Ömer Küyük’e şahit olmadığını söylüyor. “Ömer Dede diğerlerinin anlattığını hiç anlatmazdı. O zamanlar hastanedeymiş. Orda yardım etmiş. Hastanede çalışmış. Ben kendi ağzından duydum.” diyor. Aslında Ömer Dede’nin savaşta yer alıp almadığı çok da önemli değil. Her ne olursa olsun İstiklal Savaşı’na katılıp ‘Ya şehit ya gazi’ olmak amacıyla evinden ayrılıp 6 sene askerlik yapmış. O da İstiklal Harbi’nin son üç tanığından ve kahramanından biri aslında.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İstanbul'da itlaf edilen hayvanlar


    İstanbul Tarım İl Müdürü Ahmet Kavak, karantina bölgesi ilan edilen 3 ilçede bugün itibariyle yaklaşık 9 bin 500 kanatlı hayvanın itlafının gerçekleştirildiğini söyledi.
    İstanbul'daki kuş gribi önlemleri hakkında AA muhabirine bilgi veren Kavak, karantinaya alınan Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece ve Esenler'de itlaf çalışmalarının bugün de devam ettiğini dile getirerek, ''Dün ve önceki güne göre yoğunluk biraz azaldı. Koordineli
    şekilde çalışma devam ediyor. Bugün itibariyle yaklaşık 9 bin 500 kanatlı itlaf edilmiş oldu'' dedi.

    İstanbul'daki kanatlı hayvanların incelenmesinin Pendik Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü'nde yapıldığını belirten Kavak, 100'e yakın örnek gönderildiğini ve sadece Gaziosmanpaşa Cebeci ile Küçükçekmece Ziya Gökalp mahallelerindeki örneklerin sonuçlarının pozitif çıktığını anımsattı.

    Kavak, 30'dan fazla numunenin de son dönemde gönderildiğini bildirerek, bunlardan da pozitif çıkanın bulunmadığını kaydetti.

    ''İtlaf çalışmaları 3-4 günde tamamlanır'' diyen Kavak,
    çalışmalara kendisinin de katıldığını, kimlerin evinde kanatlı hayvan olup olmadığının bilinmediğini anlattı.

    Ahmet Kavak, şu bilgileri verdi:

    ''Diğer ilçelerden de gelen telefon ihbarlarının çoğu insanların evhamından kaynaklanıyor. Ya güvercin ölüsü görüyor bir çatıda, ya canlı güvercin görüyor, ondan endişe duymakta haklı olup olmadıklarını sormak için arıyorlar. Bir de komşusunun tavuğunu ihbar edenler önemli bir yer tutuyor. Tüm ihbarları değerlendiriyoruz. Hatta hastalık emaresi olmayan muhabbet kuşuna ne yapacağını dahi soranlar var. Vatandaşlar ekiplerin yanına gelerek, 'Tavuklarımızı alır mısınız?' diyorlar. Vatandaşlardan direnç olmadığı gibi tam tersine yardımcı
    oluyorlar. Evindeki muhabbet kuşunu dahi vermek istiyor insanlar.''

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Erkan Mumcu Pakistan'a gitti

    Anavatan Partisi (ANAVATAN) Genel Başkanı Erkan Mumcu, Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesi konusunda, “O teknik bir mesele. Eminim ki tahliye kararını veren hakim ve savcılar, yasanın öngördüğü ve gerektirdiği uygulamayı yapmışlardır. O bakımdan bunun spekülasyon konusu yapılmasını doğru bulmuyorum” dedi. Mumcu, depremzedeleri ziyaret etmek ve bazı temaslarda bulunmak üzere Pakistan'a gitti.


    THY'ye ait uçakla Karaçi'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda açıklama yapan Mumcu, ziyaret amacının, Türk halkının kardeşlik duygularını Pakistan halkına iletmek olduğunu söyledi. Türk halkının geçmiş olsun ve başsağlığı dileklerini götürdüğünü kaydeden Mumcu, Pakistan konusunda Türk kamuoyundaki duyarlılığın devam etmesi için bu gibi etkinliklerin yapılmasında fayda olduğuna dikkati çekti.

    Kendisinden başka siyasilerin de aynı çabayı göstermesi gerektiğini belirten Mumcu, ziyareti sırasında Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref ile görüşeceğini ifade etti. Mumcu, Pakistan İçişleri Bakanı'nın refakatinde Türk yardım kuruluşlarının faaliyette bulunduğu deprem bölgelerini gezeceğini ve onlara moral vereceğini söyledi.

    AĞCA'NIN TAHLİYESİ

    Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesine ilişkin soruları da yanıtlayan Mumcu, “O teknik bir mesele. Eminim ki tahliye kararını veren hakim ve savcılar, yasanın öngördüğü ve gerektirdiği uygulamayı yapmışlardır. O bakımdan bunun spekülasyon konusu yapılmasını doğru bulmuyorum” diye konuştu.

    Hayatı boyunca af yasalarının tümüne karşı olduğunu kaydeden Mumcu, “Bahse konu yasaya da karşı oldum. Ama sonuç itibariyle af yasaları parlamentolardan çıkıyor. Bazen kurunun yanında yaşın da yandığı oluyor. Ama umuyorum ki artık Türkiye bu gibi uygulamaları geride bırakmıştır” dedi.

    Mumcu'ya, Pakistan ziyaret sırasında Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin eşlik ediyor.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Adana'da Tekel işçileri televizyon basmak istedi

    Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (OİB) kapatma kararı almasının ardından bir süredir protesto eylemleri yapan TEKEL Adana Sigara Fabrikası çalışanları, bu akşam AK Parti Adana Milletvekili Ziyaeddin Yağcı'nın canlı yayın konuğu olduğu yerel bir televizyonun stüdyosunu basmak istedi.

    OİB'nin kapatma kararının ardından işyerini terk etmeme eylemi yapan bir grup TEKEL çalışanı, yerel Akdeniz Televizyonu'nda İlhan Geyik'in hazırlayıp sunduğu “Diyalog” programına canlı yayın konuğu olarak katılan Yağcı'nın, TEKEL ile ilgili olumsuz görüş belirttiğini ileri sürdüler. TEKEL çalışanları, televizyonun bulunduğu Atatürk Caddesi'ndeki Kemal Özülkü İş Merkezi'nin 11. katına giderek stüdyoya girmek istediler.

    Yerel televizyon yöneticileri stüdyoya girmek isteyen TEKEL çalışanlarını güçlükle ikna etti. Tekel çalışanları, daha sonra olay yerine gelen güvenlik güçleri tarafından aşağıya indirildi.
    TEKEL çalışanları, hükümet aleyhine slogan attıktan sonra dağıldı.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •