AZ Alkmaar, Avrupa kupalarında sahasında tam 28 maçtır yenilmiyor. Maç bittikten sonra birçok Hollandalı ile konuştuk, tartıştık. Adamlar, "Ne takımlar gördük ama bizi bu kadar zorlayanına ilk defa şahit olduk" diyorlar. Alex'in dünya yıldızı olduğunu söylüyorlar, Tümer'i de yere göğe sığdıramıyorlar. Futbolu çok iyi biliyor ve yorumluyorlar. Bizde ise Alex'in gönderilmesi için adeta kampanya başlatanlar, aynı zamanda Tümer'in de oynamaması gerektiğini suvunuyor. Yapımız ve futbol kültürümüz böyle. Galibiyete alışamıyoruz. Hep bir korkaklık, ürkeklik. İsteniyor ki sahaya hep beraberliği kurtaracak bir takım çıkarılsın. Herkesin fikri kendine. Önemli olan bu sığ fikirlerle kamuoyu yaratılmaması. Bunu da başaramadıkları için futbolumuz adına sevinebiliriz.

Çok hata yaptı ama!..
Şimdi hedef adam Zico. Çok hata yaptı, doğrudur. Ama ilk yarıda Alkmaar'ı silip, süpüren takımı sahaya süren de o değil mi? "Alex oynamasın, Tümer oynamasın" diyenlere inat, cesur bir şekilde sahaya çıktı. 2-1'den sonra kaçan yüzde yüzlük dört pozisyon var. Maç 6-1'e gelse ne konuşulacaktı acaba? Volkan'ın kurtardığı bir tek net pozisyon hatırlıyor musunuz? Kendinizi yormayın, çünkü yanıt 'hayır' olacak. Yediği 2'nci golü mahalle takımı yemez. Burada hata teknik adamda olamaz. F.Bahçe'de oynayan futbolcuların böyle bir gol yemeye de hakkı yok. Hele de Avrupa'da. Yazıktır, günahtır. Zico'nun en büyük hatası orta sahada koşup, rakipten top çalması gerekirken bu görevleri yapamayıp turun kaçmasında en büyük neden olan Appiah ile Deniz'e tahammül etmesiydi. 90'ıncı dakikada Semih'i oyuna alırken ne düşündü, onu da anlayamadım. Adamların ekmeğine resmen yağ sürdü. 15 saniyenin bile önemli olduğu bir anda oyun durdurulur mu? Olacak şey değil. Bu tür durumlarda her zaman bir günah keçisi aranır. Gördüğüm ve izlediğim kadarıyla bu kez de Zico seçilmiş. Ama herkes şapkasını önüne koysun ve düşünsün. Acaba gerçek, gerçekten de böyle mi?

Selçuk YULA / Fotomaç Gazetesi Spor Yazarı