14/01 Ekonomi Haberleri

[umsado]

Türkiye ile Rusya önümüzdeki günlerde enerji alanında yeni projeler için masaya oturacak.


ANKARA - Rusya, Mavi Akım’a paralel yeni bir hat yapılmasını istiyor. Türkiye ise bu isteğe şimdilik sıcak bakmıyor. Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi’nin geleceği ise bu pazarlıklardan çıkacak sonuca bağlı.
Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan kriz Türkiye açısından önemli bir gerçeği gözler önüne serdi. Fiyat tartışmaları bir yana doğalgaz ihtiyacı ve Türkiye’nin dışa bağımlılığının artacak olması pek çok endişeyi de beraberinde getirdi.

Rusya ile yapılan anlaşmalar, daha uzun yıllar bu birlikteliğin süreceğini gösteriyor. Dus tarafı Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na karşılık Mavi Akım’ın kapasitesinin artırılmasını hatta yeni bir paralel hat çekilmesini şart koşuyor. Bu da Türkiye’nin bağımlılığının daha da artması anlamına geliyor.

PUTİN ADRES GÖSTERDİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bu isteğini açık bir şekilde dile getirmiş, özellikle Ukrayna ile yaşanan kriz sonrası çözüm için Mavi Akım’ı adres göstermişti. Yani Avrupa, ukrayna’yı devre dışı bırakmak istiyorsa tamamen güvenli olan Mavi Akım’ı tercih etmek zorunda, tabi Türkiye’nin de kabulüyle.

Rus tarafı ile müzakereler önümüzdeki günlerde yeniden başlayacak. Öncelik Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattı. Bu arada doğalgaz fiyatları ve Mavi Akım hattının kapasite artırımı da görüşülecek. Ancak Türkiye, şu aşamada Rusya’yla yeni bir doğalgaz boru hattı istemiyor.


Alıntı ntvmsnbc.com

[umsado]

MasterCard’ın geleneksel Masterindex Aralık 2005 sonuçlarına göre, fazla paranın değerlendirilmesinde ev/daire alımı ile otomobil ilk sıralarda yer aldı.


İSTANBUL - MasterCard Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, 11 ilde 1000 kişilik örneklem grubu üzerinde yapılan araştırmada, kişilere “elinize fazladan 20 bin dolar geçmesi durumunda bu parayı nasıl değerlendirmeyi düşünürsünüz” sorusu yöneltildi.
Soruya verilen cevaplarda yüzde 23 ile “ev/daire alırım” yanıtı ilk sırada, yüzde 21 ile otomobil ikinci sırada yer aldı. Bunu yüzde 15 ile tasarruf, yüzde 8 ile eğitim ve sağlık harcamaları, bulunuyor. Bu cevabı yüzde 21 ile otomobil, yüzde 15 ile tasarruf, yüzde 9 ile eğitim, yüzde 7 ile sağlık harcamaları takip etti.

Söz konusu sonuçlar, 6 ay önceki araştırmayla karşılaştırıldığında konuta ilgide az da olsa bir düşüş olduğu, Haziran 2005’te bu parayla konut alacağını belirtenlerin oranının yüzde 28 iken, Aralık’ta bu oranın yüzde 23’e düştüğü dikkat çekti.

KADINLARIN İLK TERCİHİ EV
Cinsiyete göre bakıldığında ise, kadınlar yüzde 27 ile ev/daire almayı birinci tercih olarak belirlerken, erkeklerin ilk tercihi yüzde 26 ile otomobil oldu. Sosyo-ekonomik düzey açısından ise gelir arttıkça tercihin evden otomobile doğru kaydığı, alt gelir gruplarında yüzde 28’lerle ev/daire alımı birinci sırayı alırken, üst gelir grubunda yüzde 30 ile otomobilin ilk tercih olduğu ortaya çıktı.

BÖLGESEL TERCİHLER
Masterindex araştırması bölgelere göre de farklılıklar gösterirken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 37 ile konut alımı ilk sırada bulunuyor. Söz konusu bölgelerde bunu yüzde 18 ile ev kurmak ve yüzde 14 ile otomobil izledi.

Akdeniz’de yüzde 23 ile yeni iş kurma ilk tercih olurken, Ege ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 19 ile ev ve otomobil eşit oranlarda tercih edildi. Karadeniz’de ise yüzde 21’lik kesim otomobil, yüzde 20’si ev/daire almayı tercih etti.

GENÇLERİN EĞİLİMİ
Verilere göre, 20 bin doları eğitime, gezi, tatil, eğlence veya otomobile ayırmayı tercih edenlerin oranının genç yaş gruplarında daha fazla olduğu görüldü. Araştırma sonuçlarına göre, ev alım yöntemleri kadın ve erkekler arasında farklılıklar gösteriyor. Kadınlar yüzde 36 ile kendi birikimleriyle ev almayı tercih ederken, erkeklerin yüzde 37’si ev alımında banka kredisi kullanmayı uygun buluyor.

Yürürlüğe girmesi beklenen mortgage sistemiyle ev almayı düşünen kadınlar yüzde 2’de kalırken, bu oran erkeklerde yüzde 8 düzeyinde gerçekleşti.

Alıntı mtvmsnbc.com

[umsado]

TEKEL Genel Müdürü Fahri Arıkan, Türk tütünü ile üretilen sigaralar segmentinde ilk hard box (sert kutu) kutuya sahip olan Maltepe'yi İstanbul'da piyasaya süreceklerini açıkladı.

A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan Arıkan, Bitlis Sigara Fabrikası'nda ayda 50 ton sert kutu paket Maltepe üretimine başladıklarını belirterek, “Bayramdan sonra piyasaya verilecek sigarının fiyatı 2,1 YTL olacak. Sınırlı bir üretim olduğu için sadece İstanbul'da piyasaya vereceğiz” dedi.

Arıkan, hard box Maltepe'nin harmanında yumuşak pakete göre çok fazla değişiklik olmadığını, ancak kullanılan “rekon” ile katran ve nikotinin biraz daha azaltıldığını vurguladı.

İstanbul'un ülkenin mozaiğini bünyesinde taşıması nedeniyle burayı tercih ettiklerini de anlatan Arıkan, buradaki tüketicilerden alacakları tepkiye göre, öncelikle Ankara ve İzmir'e kapasiteye göre de diğer illere dağıtım yapmayı planladıklarını kaydetti.

TEKEL 2000 SADECE TOKAT'TA ÜRETİLECEK

Arıkan, TEKEL 2000 sigarasından kaynaklanan şikayetleri engellemek ve standardizasyonu sağlamak için bu sigaranın üretimini Tokat'a kaydırdıklarını da açıkladı.

TEKEL Genel Müdürü, Bitlis'te üretilen sert kutu paket Maltepe'nin oryantal (Türk tipi tütün) segmentte ilk kutulu sigara olacağını da kaydetti.

ŞİKAYETİ OLAN SİGARAYI DEĞİŞTİREBİLECEK

Bu arada, geçtiğimiz günlerde TEK Gıda-İş tarafından yapılan ve geçen yıl Samsun ve Maltepe sigaralarında küflü tütün kullanıldığı iddialarına da değinen Arıkan, bunun tavlama ünitesindeki bir sorundan kaynakladığını ve bu sigaraların toplatıldığını kaydetti.

Şu anda böyle bir sorunun yaşanmadığını vurgulayan Arıkan, vatandaşların Samsun ve Maltepe'de böyle bir şikayeti olması durumunda en yakın TEKEL birimine giderek bunu yenisi ile değiştirebileceklerini sözlerine ekledi.

Alıntı hurriyet.com.tr

[umsado]

İstanbul Halk Ekmek (İHE) A.Ş. Genel Müdürü Ömer Bilgiseven, kendilerine Avrupa ülkelerine ihracat yapmak için talep geldiğini belirterek, görüşmelerin sonuçlanmasının ardından alım garantisi karşılığında yıllık 3-3,5 milyon avroluk ihracat yapacaklarını bildirdi.

Bilgiseven, günlük ortalama ekmek üretimlerinin 1 milyon 650 bin adet olduğuna işaret ederek, bu yılın Ağustos ayından itibaren ürettikleri hiçbir ekmekte hiçbir katkı maddesi olmayacağını ve ekşi maya kullanacaklarını bildirdi. Yatırım kararını bu ay içinde vereceklerini ve bu entegre yapılanma için 1,5 milyon avroluk yatırım gerçekleştireceklerini kaydeden Bilgiseven, bunun İHE'ye yıllık 1 milyon YTL'ye yakın maliyet avantajı getireceğini, ayrıca daha doğal, tazeliği ve besin değerini artıran ürün çıkaracaklarını söyledi.

Ömer Bilgiseven, 2007 sonunda halka açılmayı planladıklarını hatırlatarak, “Neden? Halk ekmek... Halkın malı halka arz edilmeli. İHE, halka arz edilecek en uygun şirketlerden biri. Çünkü satış ağınızı geliştiriyorsunuz, somut günlük ticaret yapıyorsunuz. Talep olacağına inanıyoruz. Son derece farklı rakamların önümüze çıkacağını tahmin ediyoruz” şeklinde konuştu.

“HEDEF, HALKA AÇILDIĞINDA 200 MİLYON DOLARLIK ŞİRKET”

Bu yıl 126 milyon YTL civarında ciro beklediklerini ve 2007'de yüzde 15-20 arasında bir büyüme öngördüklerini kaydeden Bilgiseven, ”2006 sonunda farklı bir pazarlama projemiz söz konusu olacak. Türkiye'de ilk defa böyle bir uygulama yapacağız. 2006 yatırım, atılım yılımız olacak. 2007'de hedefimiz, halka açıldığında İHE'yi 200 milyon dolarlık bir şirket haline getirmek” dedi.

Bilgiseven, İHE'nin ihracata yönelik çalışmalarına değinirken de, şunları kaydetti:

“İhracat yapmamıza yönelik Avrupa ülkelerinden talep var. İspanya, Belçika, Hollanda, Almanya... Alım garantisi karşılığında özel bir ekmek talebi var. Görüşmeler Ocak sonunda bitecek. Eğer anlaşırsak yıllık 3-3,5 milyon avroluk ihracat yapacağız. Bu, 3 yıllık bir anlaşma olarak yapılacak. Böyle bir ihracat, kurumun motivasyonu açısından çok önemli.”

Ömer Bilgiseven, böyle bir talep gelmesinde İHE'nin altyapısının yanı sıra güven unsurunun etkili olduğunu vurguladı.

“ELİN OĞLU BURADA ÇATIR ÇATIR EKMEK SATIYOR”

Bilgiseven, Türkiye'nin ekmek ithal eden bir ülke olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye bir tarım ülkesi. Biz asıl yanlışı burada yapıyoruz. Elin oğlu, yabancı geliyor burada çatır çatır ekmek satıyor. İşte biz İstanbul Halk Ekmek olarak bunu kırmak, yapılabilirliği ortaya koymak istiyoruz” diye konuştu.

Avrupa Unlu Mamuller Birliği Başkan Yardımcısı olan ve 2 yıl sonra Başkanlık görevini üstlenecek olan Bilgiseven, üyelerinin toplam iş hacmi 55 milyar Avro olan birliğin 2008 sonu kongresinin Türkiye'de yapılacağını, ayrıca başkanlık toplantısının Şubat ayında ilk defa Türkiye'de gerçekleştirileceğini bildirdi.

Ömer Bilgiseven, tarımdan dolayı ekmek fırınları açısından AB sürecinin çok önemli olduğuna işaret ederek, bu süreçte mahalle fırınlarının kendilerini düzenlemeleri gerektiğini vurguladı.

Bilgiseven, AB kurallarının yerine getirilmemesi halinde mevcut mahalle fırınlarının yüzde 30-35'inin kapanma riskiyle karşı karşıya kalacağına dikkat çekerek, “Mahalle fırınları tabii ki yaşamalı, ancak yeniden yapılanma şart. Belki 2-3 fırın biraraya gelecek, bir yerde üretim, bir yerde satış olacak” diye konuştu.

İHE olarak toplumda ulaşılabilirlik sorunları bulunduğunu belirten Bilgiseven, “Tüm ürünlerimiz zincir marketler bazında 20 Ocak'tan itibaren tek M Migros ve Şok marketlerde satılacak” dedi.


Alıntı hurriyet.com.tr

[umsado]

Ekonomik Sorunları Değerlendirme Kurulu, 'kuş gribi' özel gündemiyle Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener başkanlığında toplandı.

Başbakanlık merkez binada yapılan toplantıya, Şener'in dışında Devlet Bakanı Ali Babacan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, bazı bürokratlar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve sektör temsilcileri katıldı.

Toplantının açılışında bir konuşma yapan Şener, kanatlı sektörünün içinde bulunduğu durumu gözden geçireceklerini söyledi.

Sektörde yaşanan son gelişmeler çerçevesinde bir durum değerlendirmesi yapacaklarını ve sektör temsilcilerini dinleyeceklerini belirten Şener, bu konuda gelen talepleri ve yaşanılan sorunları değerlendireceklerini anlattı.

Bütün taleplerin karşılanabileceği gibi bir kanaate ulaşmamak gerektiğini ifade eden Şener, ''ekonominin içinde bulunduğu durum, sektörün payı, sektörde faaliyet gösterenlerin talepleri ve yaşadığı sorunlar çok yönlü, çok boyutlu olarak değerlendirilecek. Bu sorunları aşılması ve yapılması gereken hususlar bu toplantıda olgunlaştırılacaktır. Daha sonra bakan arkadaşlarımızla birlikte alınması gereken kararlar konusunda son noktaya ulaşmış olacağız'' diye konuştu.

Kuş gribinin yolaçtığı ekonomik sıkıntıları giderebilmek için Tarım Bakanlığı'nın da geçtiğimiz günlerde bazı girişimleri olmuştu.

Bakanlık başbakanlığa bir yazı göndererek, tavukçuluk sektörüne kaynak sağlanmasını istemişti.

Tarım Bakanlığı, Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanlığı'ndan da sektördeki şirketlere uzun vadeli düşük faizli kredi kullandırılmasını talep etmişti.

Maliye Bakanlığı'ndan firmaların kuş gribi sıkıntısı atlatılana kadar vergi borçlarının ertelenmesini isteyen Tarım Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı'na da şirketlerin SSK prim borçlarının ertelenmesinde yarar olduğunu kaydetmişti.

Alıntı cnnturk.com.tr

[umsado]

İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, geçen yıl fuarlara katılan üyelerine verdikleri teşviklerin bir önceki yıla göre yüzde 40,8 artarak, 435 bin YTL'ye ulaştığını bildirdi.

Demirtaş, yaptığı yazılı açıklamada, en önemli ticari bağlantı sağlama araçlarından olan fuarlara verdikleri desteğin her geçen yıl arttığını belirtti.

Türkiye'de üyelerine fuar teşviki veren ilk oda olduklarını hatırlatan Demirtaş, yurtiçi fuarlara katılan üyelerinin 12 metreye kadar olan stant bedelinin yarısının İZTO tarafından karşılandığını söyledi.

Geçen yıl teşvik verilen fuar sayısının yüzde 27,9 artarak 43'den 55'e yükseldiğini ifade eden Demirtaş, üye firma sayısının da 446'dan 565'e çıktığını bildirdi.

BU YIL 69 FUAR LİSTEDE

Ekrem Demirtaş, şu bilgiyi verdi:

“Teşvik verdiğimiz üyemizin sayısı yüzde 26,7 artarken, 2005 yılında verilen teşvik miktarı ise yüzde 40,8 artarak 309 bin YTL'den 435 bin YTL'ye yükseldi. Bu artış bizim açımızdan son derece sevindirici, çünkü üyelerimizin işlerini artırmak için daha fazla fuara katıldıklarını, daha fazla teşvikten yararlanmak istediklerini gösteriyor. Bu yıl da fuarlara katılan üyelerimize teşviklerimiz artarak devam edecektir.”

Meslek komitelerinden ve üyelerden gelen talepler doğrultusunda 69 yurtiçi fuarı teşvik listesine aldıklarını ifade eden Demirtaş, “Bu yıl teşvikler için bütçemizden 500 bin YTL ayırdık. Üyelerimizden daha fazla talep gelirse, bu miktarı rahatlıkla artırırız. Yeter ki, fuarlara gidilsin” diye konuştu.

FUARLARIN MODASI GEÇMEZ

Yurtiçi fuarların yanı sıra yurtdışı fuarlara da büyük önem verdiklerini dile getiren Demirtaş, geçen yıl İZTO tarafından düzenlenen organizasyonlar ile yurtdışındaki fuarlara katılımı sağlanan firma sayısının da yüzde 91,7 oranında arttığını öne sürdü.

Demirtaş, şunları kaydetti:

“Tayland'dan Almanya'ya, İngiltere'den İtalya'ya kadar 11 ülkede düzenlenecek olan 16 fuara üyelerimizin katılımını sağlayacağız.

Ayrıca, bu yıl yurtdışında katılım yapacağımız fuarlarda İzmir'in EXPO 2015 adaylığı için tanıtım çalışmalarını da gerçekleştireceğiz. İletişim ve ticarette teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun fuarların modası asla geçmez. Bu nedenle üyelerimizin fuar katılımlarına büyük önem veriyoruz ve her türlü desteğimiz devam edecektir.”


Alıntı hurriyet.com.tr

[umsado]

Türkiye Belediyeler Birliği ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Maliye Bakanlığı'nın fiş almayı özendirmek için kazındığında içinden ikramiye çıkacak satış fişi uygulaması yöntemini kendisinin önerdiğini belirterek, sistemin uygulamaya geçmesi durumunda Türkiye'de vergi kaybının yok denecek kadar azalacağını ifade etti.

Durak, yaptığı yazılı açıklamada, 23 Aralık 2005 tarihinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve üst düzey bürokratların da katıldığı Adana Ticaret Odası'nca (ATO) organize edilen “En Fazla Vergi Ödeyenlere Plaket” verilmesi töreninde yaptığı konuşmada, geçtiğimiz Ramazan Bayramı'nda “Uluslararası Yerel Yönetimler Şurası”na katılmak üzere gittiği Çin'de gördüğü uygulamayı anlattığını ifade etti.

Çin'de yemek yediği bir restoranda aldığı fişin üzerinde ”Kazı-Kazan” sistemini gördüğünü ifade eden Durak, insanların fişleri hemen merakla kazıdığını, özellikle Türkiye'de eşlerin ve çocukların bu konuda meraklı ısrarı ile bu fişlerin mutlaka alınacağını düşündüğünü, Çin hükümetinin vergi fişleriyle düzenlediği çekiliş sayesinde fatura kullanımını artırdığını, Bakan Unakıtan'a sistemin Türkiye'de de uygulanarak vergi kaybını önlenebileceği önerisinde bulunduğunu hatırlattı.

Öneriyi çok ilginç bulan Bakan Unakıtan'ın bürokratlarına talimat vermesi ile çalışma başlatıldığına dair açıklamalar yapıldığını ve sistemin Türkiye gündemine taşındığını anlatan Durak, şunları kaydetti:

“Bakanlığın başlattığı çalışmanın kısa sürede sonuçlanacağına inanıyorum. Bakan Unakıtan'a önerdiğim ve hayli ilginç bulunmasının ardından Türkiye gündemine gelen sistem, uygulamaya geçerse göreceksiniz ki, Türkiye'de vergi kaybı yok denecek kadar azalacak. Böylece hem devlet hem de vatandaş kazanacak.” "


Alıntı hurriyet.com.tr