BİREYSEL BİLGİNİN EPİSTEMİK ETHOSTAKİ YERİ
Bilgimle benim aramda nasıl bir "ilişki" vardır? olmalıdır? Bilgimle nasıl yaşamalıyım? Bana yakışan bilgiyi nasıl edinebilir, yaşayabilirim?
Bedenim, içimden ve dışımdan gelen, etkilerin, uyarıların etkisi altındadır. Beden, gerek kendi işleyişi ile ilgili fizyolojik, nörolojik yapısından kaynaklanan gerekse çevresinden gelen "bilgilere" açıktır. Duyu organlarımıza bir ses, ışık dalgası, bir koku, bir dokunma olarak ulaşarak, iç organlarımızdan ve dışımızdan gelen "enerji dalgaları", kendimizden ve çevremizden bize "mesajlar" taşırlar. Bunlara bilinti diyorum. Bilintiler en "ilkel", en "başta" olan, belki çoğunun ayırdına varamadığımız, deyim yerindeyse, üzerimize yağan mesaj yağmurlarıdır. Bunların bir bölümünün ayırdına varılarak, organizmaya kaydedilmesi, bilinç düzeyine çıkarılmaya çalışılması, bilinç eşiğine getirilmesiyle bilintiden veriye ulaşılır. Verinin işlenmesi, bizim onu kanı düzeyine çıkarmamız demektir. Veriyi belli bir biçimde yoğuran bilinç, "kanı" sahibi olur. Kanı, biyo-genetiko-ekolojik açıdan , insan türünün varlığını sürdürmesi için gerekli bilgi düzeyidir. Kanının düzenlenip, sistemleştirilerek sorun çözümünde kullanılabilmesi, kanının ötesinde bir bilgi düzeyine ulaşması, benim bilce sözüyle dile getirdiğim aşamaya erişmemize yol açar. Bilce, kanının bir öteki aşaması, teknisyenlik, mühendislik düzeyinde sorun çözmeye yönelik teknik bilgidir. Birçok mühendisin, tıp doktorunun, meslek insanının bilgileri bilce düzeyindedir. Bilgi ise, bilcesini uzmanlığının ötesinde geliştirmeye çalışıp, bilcesinin temellerini araştıran insanların erişebileceği düzeydir. Günlük dildeki "bilgi", belki "kanı"yı, "veri"yi ya da "bilce"yi dile getiriyor olabilir. Bu yazımdaki anlamıyla bilgi, dar uzmanlık alanından öte, bilenin, bildiğinin mantıksal, tarihsel, kültürel, epistemolojik köklerine erişmesini hedefleyen çabalarıyla ortaya çıkan etkinliği ve ürünleri dile getiriyor. Bilginin yaratıcı biçimde, kişinin kendi yaşantılarına özgü donanımının katkılarıyla zenginleştirilmesi özgül bilgi düzeyini belirtir. Birey olarak insanın erişebileceği en "yüksek" bilgi düzeyinin "özgül bilgi" düzeyi olduğunu düşünüyorum. Özgül bilgi, içselleştirilmiş, diğer bilgilerle bütünleştirilmiş, varsa tutarsızlıklarının, eksikliklerinin, özürlerinin farkında, bireyin kendisinde yerleşmiş (indwelled) oturmuş, sindirilmiş, üzerinde yorumların, eleştirilerin, yaratıcı atılımların yapılabileceği bilgidir. Özgül bilgi, bireyin, bireyliğine, biricikliğine özgü bilgidir. Bireye "oturan", tam yakışan bilgidir. Böyle bir birey, epistemik ethosun erdemine, epistemik erdeme sahiptir. Bilgi erdemlidir.
Bilgi erdemli biri, bilgiye karşı sorumluluk duyar, sorumluluk taşır. Bilgiye karşı sorumluluk taşıma, onu epistemik ethosun insanı yapar. Bilgi kürede (havaküre, suküre gibi...) yaşar o. Bilgiyi yaşar. Bilgisini içinde "damarlarında", "hücrelerinde" duyarak yaşar. Bilginin değerini bilir, yükseltmeye çabalar. Özgül bilgisiyle, çağının bilgisini emanet almıştır. Bu emaneti korumak, emanete ihanet etmemek, emaneti yükseltmek zorundadır. Bilgiyi bütün içtenliğiyle omuzladığı, taşımaya, geliştirmeye çabaladığı ethosun yüksek değerlerine eriştirmeyi düşündüğü için, özgül bilgisinin örtük bileşenini keşfe koyulur.
Örtük bileşen (Tacit Dimension), bilgimizin içindeki bilintilerden oluşur. Biz, Michael Polanyi'nin deyimiyle, dile getirdiğimizden fazlasını biliriz (Personal Knowledge, Harper and Row Publishers, New York, 1962). Bilintilerimizin, veri, kanı, bilce düzeye ulaşmasında farkına varmadığımız, farkına varıp, ifade edemediğimiz boyutlarının keşfi, bilgi ahlakının sorumluluklarındadır. Emaneti taşımak, öğrenmeye açık olmak demek. Olabileceğimizi olmaya, bilgimizi taşıyan, kendimizi, bedenimiz, duygularımız, düşünme yeteneğimiz, çevremizle birlikte geliştirmeye çabalamak demek. İç dünyamızın derinlikleriyle bütünleşmiş özgül bilgimizin gücünü farkedip, kendimize ve bilgimize yönelttiğimiz duyarlılığımızı yitirmemek demek.
Çağımızın eğitim sistemlerinde, adına bilgi denmesine karşın, kökleri, anlamı anlaşılmadığı için bilce düzeyinde kalan bilgilerle, bilgi edinme yollarıyla, özgül bilginin ardına düşmüş insanları yetiştirme olanağımız çok az. İnsanlar içselleştiremedikleri, içlerine sindiremedikleri bilgilerle okullardan diplomalar alıyorlar. Epistemik Ethosta bilgiye karşı, kendi bütünlüklerine, farklılıklarına karşı sorumluluk duymayan insanlar dolaşıyor. Kendilerine bilgiliyim diyenlerin çok azı epistemik ethosta yaşıyor, yaşayanların da çok azı epistemik erdemi taşıyabiliyor.
Yer imleri