BİLGİ VE ÖTEKİ : EPİSTEMİK ETHOSTA BİR İLİŞKİ

"Benim ben olmamda bilginin yeri nedir?", "bilgimle ben, nasıl ben olacağım?", "bilgimle nasıl yaşayacağım?" sorularının yanıtlarının arandığı ben odaklı bilgi alanından, epistemik ethosun bir başka alanına, biz odaklı bilgi alanına geçişte soracağımız sorular şunlar olabilir: "Bir başkasıyla yaşayışımda bilginin yeri nedir?", "Öteki insanla birlikte yaşamayı sürdürmek için, bilgimi nasıl paylaşacağım?", "Nasıl bir bilgi, ötekiyle yaşama olanağı sağlar bana?".

Bilme, çok farklı düzeyleri içinde (bilinti, veri, kanı, bilce, bilgi, özgül bilgi...) ötekiyle olan ilişkimi etkiler, belirler. Ötekini bir kalıba, "kategoriye" koymaya, onu sınıflamaya, çerçeveleyip, onun o olmasını görmezden gelerek, kendimize göre belirlemeye mi yol açar bilgi? Bilgi, kullanır, ele geçirir, sömürür mü karşımdakini? Hangi bilgi ne gibi nitelikleri olan bilgi, beni diğer bir insanla birlikte varolmama (dost, arkadaş, sevgili, komşu olarak örneğin...) yardımcı olur? Nasıl bir bilgi engeller, nasıl bir bilgi destekler? Bizim, birlikte, bilgiye olan tavrımız ne olmalı ki, bilgi bir arada varolabilmenin, yaşayabilmenin bilgisi olsun?

Epistemik ethosta bilgi, yaşayabilmenin, yaşamayı başarabilmenin bilgisidir. Bilebilmek, sığlığa, sahteciliğe, yüzeyselliğe düşmeden, insanın kendi bedeninden, duygularından, düşünme yeteneğinden, çevresinden, kültüründen, geleneğinden gelen olanaklarla, kendine yakışan yaşamı, kendine yakışan bilgi düzeyi ile yaşayabilmek demektir. Bilebilen, bilgi erdemi sahibi kişi, bunu kendi kendisiyle, bir başkası olan, ötekiyle yaşayabilendir.

Öteki ile yaşamada, ben, ben olarak, o, o olarak, bana göre öteki olarak bizi yaşamaktadır. Bilgi, saygının, özenin ayrı ayrı bireyler olarak bir arada olabilmenin, bu biraradalığın "biz"ini oluşturmak başarısını taşır içinde. Birlikte yaşamak, birlikte varolmak bilgisi, ne teorik ne de Aristoteles'in örneğin Metafizik'inde söylediği anlamda pratik ne de pragmacı düşünürlerin terimleriyle pragmatik bilgidir. Ötekiyle varolmak, kendimizle varolmayı gerektirir. Bir anlamda kendimize de, ötekiyizdir. Kendimizle, ötekiyle varolmak bilgisi, anlamayı ve gerçekleştirmeyi içeren bir bilgidir. Anlamak ve gerçekleştirmek, dönüşmek demektir; diğer bir deyimle, olmak, oluşmaktır. İşte, yazımın başında sözünü ettiğim bilebilmek budur. Bilmek, nasıl yapılacağını bilip yapmamak değil; bilip, anlayıp, gerçekleştirmektir: Hem de özgül bilgiyle. Ötekiyle yaşama bilgisi, iki kişinin birlikteliğinden oluşan, önceden konulmuş kalıpların dışında, iki kişinin ortak yaşantılarından, paylaşabildiklerinden kaynaklanan bilgidir, bir yaratı olan bilgi. Kalıplarla yaşanan birliktelikler, kişilerin özgül bilgilerini kullanamadıkları, gerçekleştiremedikleri birlikteliklerdir. Yaşayanların dönüşmedikleri, birbirlerini dönüştürmedikleri birliktelikler.

İnsan henüz iki kişi olarak, birey olmayı, öteki olarak kendi, kendi olarak öteki olmayı; özgül bilgileriyle özgülleşen birliktelik bilgilerini oluşturmayı bilmiyor.

Epistemik ethos, yalnızca iki kişi olarak varolmayı başarmakla üretilecek, iki kişinin dışındaki koşullara, "üçüncü" konumdaki insanların etkilerine karşın, bu "ikili özgülleşim bilgilerini", bilgi erdemi olarak içinde taşıyor. Epistemik ethosun güçlenmesi, birliktelikleri başarabilen insanların gerçekleştirdikleri bilgilerle olanaklı.