REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 3/3 İlkİlk 123
29 sonuçtan 21 ile 29 arası

Konu: 17/01 Türkiyeden Haberler

  1. #21

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Baykal: Doğalgaz hesabını Yüce Divan'da verirsiniz

    CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin Avrupa'nın en pahalı doğalgaz kullanıcısı olduğunun, Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan tartışma sonucunda ortaya çıktığını belirterek, “Doğalgaz konusunda parmak hesabıyla kapattığınız hesabı, yarın Parlamento aritmetiği değiştikten sonra Yüce Divan'da vereceksiniz” dedi.

    Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, “Avrupa'da en ucuz doğalgaz kullanan ülke” olduğunun, hükümet ve bakanlık yetkilileri tarafından yıllardır söylendiğini, ancak gerçeğin, Rusya ile Ukrayna arasında doğalgaz konusunda yaşanan tartışmadan sonra ortaya çıktığını ifade etti.

    CHP'nin, hükümetin icraatlarıyla ilgili ciddi bulduğu iddiaları, büyük bir sorumluluk çerçevesinde değerlendirerek Meclis gündemine taşıdığını; doğalgazla ilgili olarak geçen yıl, bu sorumluluk çerçevesinde gensoru verildiğini belirten Baykal, şöyle devam etti:

    “Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan tartışma sonrasında, Türkiye'nin gazı 260 dolara aldığı ve bunun, Avrupa'nın en yüksek fiyatı olduğu ortaya çıktı. Yani koca Avrupa'da doğalgazı en pahalı tüketen ülke biziz. Biz Rusya ile çok özel ilişkiler yürüttüğümüzü ve ilişkilerin en üst düzeye çıktığını her yerde söylememize karşın, en pahalı fiyata gazı kullanıyoruz.

    Bu fiyat daha ortaya çıkmadan, hükümetin doğalgazda yeni fiyat değerlendirmesi yapmasının ardından, bu konuyla ilgili gensoru önergesi verdik. Önergemiz parmak hesabı ile reddedildi, bu görüşmeler ve sonrasında Türkiye'nin, Avrupa'nın en ucuz doğalgaz kullanan ülkesi olduğu Enerji Bakanı ve yetkililer tarafından söylendi. Bu, ibretlik bir olaydır. Ne oldu; hani en ucuz doğalgaz bizimkiydi... Siz parmak hesabı ile kapattığınız bu hesabı, yarın Parlamento aritmetiği değiştikten sonra Yüce Divan'da vereceksiniz.”

    KUŞ GRİBİ

    Deniz Baykal, Türkiye'nin büyük bir siyaset çalkantısının içinden geçtiğini, ülkenin geleceği açısından bu çalkantının röntgeninin çekilmesinin büyük bir fırsat olduğunu söyledi. Kuş gribi olayının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereken çok önemli bir deneyim olduğuna dikkati çeken Baykal, yakın geçmişte tarım sektöründe yapılmaya çalışılan tasarrufun, daha büyük kayıplar olarak geriye döndüğünü belirtti.
    Sağlık, veterinerlik, aşılama, tohumculuk gibi sektörlerin ülkenin gündeminden çıkarıldığını; bu ilgisizliğin artık devlet politikası haline getirildiğini öne süren Baykal, “Ne oldu o tasarruf diye harcanmayan paralar... O paralar yerine harcanıp gerekli altyapı çalışmaları yapılsaydı, bugün ekonomide yaşanan bu büyük kayıplar meydana gelmezdi” dedi.

    “SAĞLIK ŞEHİTLERİ”

    Baykal, kuş gribinin ilk ortaya çıktığı Ekim 2005'de, CHP olarak konuya sahip çıktıklarını; vakanın görüldüğü bölgelere konunun uzmanı milletvekillerini göndererek rapor hazırladıklarını belirterek, iktidarın bu raporu ve önerilerini kesinlikle dikkate almadığını kaydetti. Grip vakasının ikinci kez ortaya çıkıp, ölüm yaşanması ve
    ekonominin allak bullak olmasının ardından, iktidarın o raporda yer alan bazı önerileri uygulamaya koyduğunu ifade eden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu sorumsuz yaklaşımlar, ve gerçekler karşısında hükümet dökülüyor ve bunun bedelini Türkiye ödüyor. Türkiye yumurta yemez hale geldi. 3 aydır bu kriz sürüyor, kimse tavuğun yüzüne bakmıyor. Entegre tesisler perişan halde. Sadece Çorum'un zararı bu krizde 500 milyarın üstünde. Ne oldu o harcamadığınız paralar... Herkesin akıllısı sen misin bu sektöre para harcamayarak kar edeceksin. Bu hükümetin her olaya yaklaşımı böyle. Hızlı trende de aynı yaklaşımı sergilediler. Kuş gribinden ölen 4 çocuk, hükümetin bu konuya sorumsuz yaklaşımı nedeniyle sağlık şehidi olmuşlardır.

    Çocukların ölümünün ardından Sağlık Bakanı, 'Zatürree' diye açıklama yaptı. Görevinin başında olması gereken Sağlık Genel Müdürü, 'Dini görevimi yerine getiriyorum' diyerek kaçtı. Senin asıl dini görevin, o çocuklara sahip çıkmaktı; kaçmak değil... Sonra da 'İstifa ettim' diye, çocuk kandıracak senaryolar yazdılar. Bu örnekler, Türkiye'nin ne kadar yanlış yönetildiğini ve kuşatıldığını ortaya koymaktadır.”

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  2. #22

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart TBMM'ye yeni içtüzük geliyor

    TBMM Başkanı Bülent Arınç, TBMM içtüzüğünü çok net, anlaşılır, uygulamada beraberlik temin eden bir noktaya getirmek gerektiğini ifade ederek, “2 aylık bir inceleme süresi sonunda, kabul gören değişiklik taslağını Meclis'e sunacağız” dedi.

    Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı TBMM'deki çalışma odasında ziyarette yaptığı konuşmada, içtüzük değişikliğini hazırlarken amaçlarının, verimli ve kaliteli yasama çalışması yapan bir Meclis'i ortaya koymak olduğunu belirtti.

    AB normları içerisinde çalışma düzenini ortaya koymak, uygulamada birlikteliği ve sürati temin etmeye çalıştıklarını kaydeden Arınç, kapsamlı bir çalışma olmasına rağmen basının sadece “dokunulmazlık” ile ilgili maddeye “takılarak” değişikliği basite indirgediğini bildirdi. Bülent Arınç, şöyle konuştu:

    “Dokunulmazlık, yasama dokunulmazlığı olarak Anayasa'da düzenlenmiştir. Anayasa'da bir değişiklik yapılmadığı sürece 83. madde yürürlükte kalacaktır. Bizim içtüzükte yapmayı düşündüğümüz değişiklik, 134. maddenin son fıkrasının içtüzükten çıkarılmasıdır. Bu şüphesiz siyasi partilerin inceledikten sonra kabul ettikleri veya etmedikleri değişiklik önerileri varsa bunların tekrar gündeme gelmesi ile netlik kazanacaktır.”

    YARIN ANAVATAN'A ZİYARET

    TBMM Başkanı Arınç, konuyla ilgili olarak yarın ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu'yu ziyaret edeceğini, komisyon başkanlarına da içtüzük taslağını göndereceklerini belirterek, 2 aylık bir inceleme süresi sonunda kabul gören içtüzük değişiklik taslağını Meclis'e sunacaklarını ve süratle çıkmasını sağlayacaklarını kaydetti.
    Anayasa değişikliği gerektiren konuları, içtüzük değişikliğinde dikkate almadıklarını dile getiren Arınç, “Bu çalışma Anayasa değişikliği çalışması değildir. Meclisimizin çalışma usulleri içtüzükte gösterilmiştir. Bu içtüzükte biz kendi usul ve prensiplerimizi ortaya koymaya çalışıyoruz” diye konuştu.

    Bülent Arınç, 4 TBMM Başkanvekili bulunduğunu anımsatarak, başkanvekillerinin genel kurul çalışmalarını yönetirken, bazı konularda farklı yorumlar yaptıklarını, kendi inisiyatiflerini kullandıklarını bunun da çalışma düzeninde aksaklıklara sebep olduğunu kaydetti.

    “İçtüzüğümüzü çok net, çok anlaşılır, uygulamada beraberlik temin eden bir noktaya getirmemiz lazım” diyen Arınç, uygulamada yaşanan bazı aksaklıklara ilişkin örnekler verdi. Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Mesela bir kanun teklifi görüşülüyor, sonradan tekriri müzakere gündeme gelebiliyor. Bir maddenin tekrar görüşülmesi arzu edilmiş olabilir. İçtüzükte bununla ilgili bir hüküm var. 'Danışma Kurulu'nun önerisi alınarak Genel Kurul'a getirilir' hükmünden, bazı siyasi partiler 'ben Danışma Kurulu'na katılmadım', bu yüzden 'bu tekriri müzakere görüşülemez' diyebilir. Halbuki orada yazılı olan ifade Danışma Kurulu'nun bir şekilde toplantıya çağrılması, ama toplanamadığı takdirde hükümetin veya siyasi parti grubunun önerisinin genel kurula getirebilmesidir. Olağanüstü toplanma talebinde, Meclis Başkanı'nın 110 imza bulunduğu takdirde 7 gün içinde mi Meclis'i toplayacağı, yoksa 7 gün içinde toplanma ile ilgili bir karar mı vereceği tartışmalı olarak kalmıştır.”

    -BAŞKANLIK TARAFINDAN RESEN İŞLEM YAPILACAK”-

    TBMM Başkanı Arınç, bazen siyasi partilerdeki değişiklikler nedeniyle o partinin komisyonlardaki üyelerinde de değişiklikler olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

    “Hem ihtisas hem de uluslararası komisyonlarda CHP'den istifalar nedeniyle bir üyelik eksilmiştir. Bu bir üyeliğin, bazı yerlerde AK Parti'ye bazı yerlerde de ANAVATAN'a geçmiş olması gerekiyor. Bugünkü içtüzükte yapabildiğimiz tek şey 'bir üyenizi geri çekin' demekten ibarettir. Bu talebimizi 4 defa yazı ile tekrarlamamıza rağmen 'ben kimi çekeceğim' noktasında partilerden cevap gelmiştir. Yeni içtüzüğe, bu talep siyasi parti tarafından yerine getirilmezse belli bir süre sonra başkanlık tarafından resen işlem yapılacağı gibi bir hüküm koymaktayız.”

    ÇALIŞMA SAATLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİK

    Arınç, yeni içtüzük değişikliğinde Genel Kurul'un çalışma saatlerinde de değişiklik yaptıklarını ve kurulun her ayın 1-20'si arasında pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri 4 gün, saat 14.00-19.00 çalışmasını istediklerini söyledi. Bülent Arınç, ayın kalan son 10 gününde milletvekillerinin genel kurul dışındaki çalışmasını yürütmesini amaçladıklarını kaydetti.

    Meclis Başkanı hakkında güvensizlik önergesi verilmesi ve oylanarak kabulü halinde başkanın görevden düşürülebilmesi gibi demokratik bir yöntem getirmek istediklerini dile getiren TBMM Başkanı Arınç, içtüzük değişikliği taslağını Başbakan Erdoğan'a verdi. Arınç, içtüzük değişikliğinin 2006 yılının ilk 6 ayı içerisinde Meclis'te kabul edilmesini istediklerini söyledi.

    BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN SÖZLERİ

    Başbakan Erdoğan da yaptığı açıklamada, “Aksamaları ortadan kaldırmak ve yasama organının çok daha seri karar almasına yardımcı olabilecek böyle bir kapsamlı değişiklik, inşallah gerek Meclisimiz gerek ülkemiz için geleceğe yönelik olumlu adımlar atılmasına vesile olur” dedi.

    TBMM içtüzük teklifinin yarın akşam yapılacak AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında ele alınacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, konuyla ilgili olarak bir komisyon kurulacağını ifade etti. Başbakan Erdoğan, TBMM'de grubu bulunmayan siyasi partilere de TBMM içtüzük değişikliği hakkında bilgi verileceğini söylerken, TBMM Başkanı Arınç da bunun üzerine, “Grubu olsun olmasın tüm milletvekillerini ilgilendiriyor bu. Onlara da takdim edeceğiz. Umarız bu dönemde en yararlı çalışmaları yapmış olacağız” diye konuştu.

    Görüşmeye, TBMM Genel Sekreteri Rauf Bozkurt, AK Parti Grup Başkanvekilleri Salih Kapusuz, Eyüp Fatsa ve Sadullah Ergin de katıldı.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  3. #23

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Usame Bin Ladin hakkında soruşturma açmış

    Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin hakkında soruşturma başlattığı ve bu soruşturma sonunda delil yetersizliğinden takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.

    Ladin’le ilgili takipsizlik kararının gerekçesi ise şöyle açıklandı: “Usame Bin Ladin’in Türk vatandaşı olmadığı, El Kaide’nin yurt dışında faaliyette bulunduğu, Türkiye’ye giriş yaptığı yönünde hiçbir belirti ve kanıt elde edilemediğinden sanık hakkında soruşturmaya yer yoktur"

    Dönemin Adana DGM Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma ‘Müslüman Kardeşler’ örgütü adına Afganistan’da bir süre savaşan Kadir Karaca’nın ihbar dilekçesiyle başladı. Türkiye’ye döndükten sonra sözleşmeli uzman çavuş olarak çalışmaya başlayan ve daha sonra Urfa’da işlediği bir cinayet nedeniyle cezaevine giren Karaca, cezaevinden yazdığı suç duyurusu dilekçesinde İstanbul ve çeşitli illerde El Kaide, Müslüman Kardeşler ve Müslüman Gençlik örgütü adına faaliyet gösteren 50’ye yakın kişinin adını verdi.

    Bu kişilerle ilgili soruşturma başlatan Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Usame bin Ladin’i de örgüt lideri olarak soruşturmaya dahil etti. 24 kişi hakkında 26 Eylül 2001’de ‘yasa dışı örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla soruşturma kapsamında Türkiye’deki sanıkların ifadesine başvuruldu. Savcı Semih Üreten tarafından yürütülen ve bir yıl devam eden soruşturma sonucunda bu kişiler hakkında delil yetersizliğinden 10 Haziran 2002 yılında takipsizlik kararı verildi.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  4. #24

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart AKP ilçe başkanına silahlı saldırı

    Sinop'un Boyabat İlçesi AK Parti İlçe Başkanı Şefik Çakıcı, yolda bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Çakıcı olaydan yara almadan kurtuldu.

    AK Parti İlçe Başkanı Şefik Çakıcı, Adnan Menderes Bulvarı'nda yürürken, ilçede kahvehane işlettiği öğrenilen H.Ö, Çakıcı'ya tabanca ile 2 el ateş açtı. Çakıcı, olaydan yara almadan kurtuldu.

    Saldırının ardından kaçan zanlının yakalanmasına çalışıldığını belirten yetkililer, soruşturmanın sürdürüldüğünü söylediler.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  5. #25

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Savunma Bakanı Gönül: Ağca, askerlik yapamayacak durumda

    Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Mehmet Ali Ağca’nın askerlik yapamayacak durumda olduğunun tespit edildiğini belirterek, “Bakanlık olarak raporu GATA’dan bekliyoruz. Rapor, resmi olarak elimize ulaşmadı. Ulaşan bilgi, sağlık yönetmeliğinin 17'nci maddesine göre askerlik yapamayacak durumu olduğu tespit edildi yönünde” dedi.

    Milli Savunma Bakanı Gönül, Kocaeli Valiliği, Türk Pirelli Lastikleri Anonim Şirketi ve Çelikord Anonim Şirketi tarafından yaptırılacak olan İzmit Köseköy Pirelli Lisesi’nin temel atma töreni için bugün saat 14.30’da İzmit’e geldi. Bakan Gönül, Kocaeli Valisi Erdal Ata, Türk Pirelli Lastikleri A.Ş. ve Çelikord A.Ş. Muharras Üyesi Carlo Costa ile çok sayıda davetlinin katıldığı temel atma töreni öncesinde gazetecilerin Mehmet Ali Ağca ile ilgili sorularını yanıtladı.
    Gönül, dün sabah avukatı Mustafa Demirbağ ile birlikte gittiği Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Haydarpaşa Eğitim Hastanesi psikiyatri servisinden ağır ceza alarak 5 yıldan fazla hapis yattığı gerekçesiyle askerlikten muaf belgesi alan Mehmet Ali Ağca ile ilgili olarak şunları söyledi:

    “Mehmet Ali Ağca askerliğini yapmamış bir vatandaş olarak manisi kalktığı için askerlikle karşı karşıya kaldı. Manisi olduğunu sağlık bakımından kendisi iddia etti. GATA’ya sevk edildi. GATA’da da sağlığı bakımından bir neticeye ulaşıldı. Bakanlık olarak raporu kendisinden yani GATA’dan bekliyoruz. Rapor, resmi olarak elimize ulaşmadı. Ulaşan bilgi sağlık yönetmeliğinin 17'nci maddesine göre askerlik yapamayacak durumu olduğu tespit edildi yönünde.”

    Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, gazetecilerin, “ABD ile İran arasındaki ilerleyen gerginlik Türkiye’yi nasıl etkileyecek?” sorusunu ise “Beyanat vermek üzere gelmedim” diyerek yanıtsız bıraktı. Bakan Gönül daha sonra 24 derslikli ve 720 öğrenci kapasiteli İzmit Köseköy Pirelli Lisesi’nin temel atma törenine katıldı. Önümüzdeyi Eylül ayında tamamlanması hedeflenen ve yaklaşık 1.5 milyon YTL’ye mal olması beklenen liseye Türk Pirelli Lastikleri A.Ş. 300 bin Euro’luk Celikord A.Ş. ise 200 bin Euro’luk mali destek veriyor.

    Gönül, tören ardından restorasyon çalışmaları tamamlanan ve 15 gün sonra ziyaretçilere açılacak olan, 1874 yılında Sultan Abdülaziz tarafından av köşkü olarak yaptırılan İzmit Sarayı’nı gezdi. Gönül, akşam saatlerinde karayoluyla Ankara’ya gitmek üzere İzmit’ten ayrıldı.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  6. #26

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart TBMM'de AB konusunda genel görüşme

    Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB'nin Türkiye için artık dönüşü olmayan bir süreç olduğunu belirterek, “Reformları, AB ülkelerini memnun etmek için değil, kendi halkımız için yapıyoruz” dedi.

    Babacan, TBMM Genel Kurulu'nda gündemdışı söz alarak, Avrupa Komisyonu'nun yıllık çalışma programları ve Türkiye'nin AB sürecinde yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

    Avrupa Komisyonu'nun 2006 çalışma programının, “Refahın Artırılması”, “Dayanışmanın Geliştirilmesi”, “Güvenliğin Artırılması” ve “AB'nin Küresel Bir Aktör Haline Gelmesi” başlıklarından oluştuğunu ifade eden Babacan, bu kavramların, Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini söyledi.


    Türkiye'nin, AB'nin istikrar ve güvenliğine çok önemli katkıda bulanacağını belirten Babacan, “Türkiye, AB'ye yeni stratejik boyut kazandıracak. Türkiye'yi içine alan bir AB, küresel güç olacaktır” diye konuştu. Türkiye'nin AB'ye üye olmasıyla, birliğin Asya ülkeleri tarafından algılanmasının da değişeceğine dikkati çeken Babacan, Hükümet'in bu süreçte, 3 yılda “sessiz devrim” olarak da adlandırılan ekonomik ve siyasi reformlar gerçekleştirdiğini kaydetti.
    Babacan, Türkiye'de ekonomik reformların siyasi reformları, siyasi reformların da ekonomik reformları desteklediğini, bunun da bir sinerji oluşturduğunu belirterek, “Türkiye, hala krizlerle uğraşan bir ülke olsaydı, 17 Aralık ve 3 Ekim'i yaşayamazdı” dedi.

    “DAHA İYİ DEMOKRASİ”

    Türkiye'nin bu süreçte kazanımlar elde ettiğini belirten Babacan, 17 Aralık öncesindeki faiz oranları ve borsa endeksi ile 17 Aralık sonrası oranları karşılaştırdı. Bu sürecin başlamasıyla, Türkiye'nin taşının toprağının çok daha değerli hale geldiğini ifade eden Babacan, ”Türkiye'de 3 yıl öncesine göre daha iyi bir demokrasi var. Halkımızın, özgürlükler alanında elde ettikleri ortada” diye konuştu.

    Babacan, “AB sürecinde Türkiye çok önemli tavizler verdi” şeklindeki eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, “3 yılda hangi tavizi verdik, neyi kaybettik?” diye sordu. Türkiye'nin bir tek taviz vermediğini ve hiçbir konuda hiçbir kayıp yaşamadığını vurgulayan Babacan, “Aksine çok büyük kazanımlarımız oldu. Bu süreçten karlı çıktık” dedi.
    Türkiye'nin artık öngörülebilir olduğunu, “10-20 yıl sonra nasıl bir Türkiye?” sorusunun cevabının verilebildiğini anlatan Babacan, Türkiye'nin istikrarlı ve güçlü bir ülke olmasının, bölge barışı için de önem taşıdığını söyledi.

    AB ile müzakereler çerçevesinde 25 başlık altında yürütülen tarama çalışmalarının, bu yılın Eylül ayında tamamlanacağını bildiren Babacan, taraması tamamlanan fasılların, sivil toplum örgütlerinin de katıldığı toplantılarda ele alındığını ve vatandaşların bu konularda bilgilendirildiğini kaydetti.

    UYGULAMA

    Ali Babacan, “Siyasi reformlarda yüzde 100 her şeyi yaptık, uygulama her şey mükemmel” diyemediklerini ifade ederek, şunları söyledi: "Bu konuda iyileştirmelere mutlaka ihtiyaç var. Reformların rafine edilmesi gerekiyor. Derinleştirilmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda bir zihniyet değişimidir, zihinsel değişimdir. Bunun zaman alması da gayet doğal. Uygulamayla ilgili sorunlar oldu. Bundan sonra da olacak. Ancak bunlar hem nitelik olarak, hem de nicelik olarak daha az olacak. Reform İzleme Grubu, uygulamayla ilgili bütün sorunları tek tek masaya yatırıyor. Sorunların kaynağına iniyoruz. Bir daha tekrarlanmaması için ne gerekiyorsa tedbirler alınıyor.
    Bütün bu süreç, Türkiye için, halkımız için çok önemli. Bu süreçten en karlı çıkan, yine bizim insanımız.
    İçerde neler yapıyoruz? Bu değişimin, dönüşümün içeriği nedir, faydası nedir? Bunu kendi halkımıza çok iyi şekilde anlatmamız lazım. Aynı zamanda dışarıda Türkiye'nin gerçeklerini, içinden geçtiği reform sürecini çok iyi anlatmamız gerekiyor. Türkiye'nin gerçekleri ile dışarıdan algılanması arasında çok önemli uçurumlar var. Bu uçurumların mutlaka kapatılması gerekiyor.”

    TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ

    Bakan Babacan, Türkiye'nin geleceğinin AB'de olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
    “Geleceğimizin nerede olduğunu bilerek, görerek, AB'deki tüm gelişmeleri, AB'nin içinden geçtiği dönüşümü, değişimi de çok iyi izlememiz gerekiyor. Çünkü artık Türkiye, yönünü o tarafa çevirmiş. Bunun geri dönüşü de yok. Bu süreç kolay bir süreç olmayacak. İnişleri olacak, çıkışları olacak. Fakat önemli olan şu ki bu, dönüşü olmayan bir süreç. Bazen belki yavaşlayabiliriz, duraklayabiliriz, bazen morallerimiz çok bozuk olabilir ama artık Türkiye'nin yönü belli...”
    Babacan, Türkiye'nin reformları, AB ülkelerini memnun etmek için değil, kendi halkı için yaptığını belirterek, Türkiye'nin bundan kazançlı çıkacağını söyledi.


    İçtüzük hükümlerine göre, Babacan'ın hükümet adına gündemdışı konuşmasıyla diğer gruplara da söz hakkı doğdu ve genel görüşme açıldı.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  7. #27

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Paraşütçüler serbest



    İran'ın güneydoğusundaki Belucistan eyaletinde 24 Aralık'ta kaçırılan 3 Türk yamaç paraşütçüsünün serbest bırakıldığı bildirildi.

    Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği yetkililerinden aldığı bilgiye göre, İran Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, büyükelçiliği arayarak, kaçırılan Serdar Durna, Yurdaer Etike ve Avni Ozan'ın serbest bırakıldığını iletti.

    Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Halit Bozkurt Aran da Türk sporcuların Zahedan kentinden Tahran'a getirilmek üzere yola çıkarıldığını söyledi. Üç Türkün bu akşam Tahran Büyükelçiliği'nde misafir edileceğini belirten Aran, sporcuların daha sonra Türkiye'ye gönderileceğini kaydetti.

    YARIN TÜRKİYE'YE DÖNECEKLER

    Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, İran'da kaçırılarak serbest bırakılan 3 Türk yamaç paraşütçüsünün yarın Türkiye'ye geleceğini bildirdi.

    Bakan Gül, Başbakanlık Merkez Bina'dan ayrılışı sırasında gazetecilerin soruları üzerine, 3 paraşütçünün serbest bırakıldığını doğrulayarak, sporcuların Türkiye'ye yarın geleceğini belirtti.

    Sporcuların serbest bırakılması için yoğun çalışmalar yapıldığını söyleyen Gül, bu girişimlerin uzun süre kamuoyundan saklanmasının sporcuların güvenliğini tehlikeye atmak istememekten kaynaklandığını kaydetti.


    AVNİ OZAN'IN AĞABEYİ HÜSEYİN OZAN: ÇOK MUTLUYUZ

    İran'ın güneydoğusundaki Belucistan eyaletinde 24 Aralık'ta kaçırılan 3 Türk yamaç paraşütçüsünün serbest bırakılması, ailelerine büyük sevinç yaşattı.

    Kaçırılan sporculardan Avni Ozan'ın ağabeyi Hüseyin Ozan, emeği geçen herkese teşekkür etti ve çok mutlu olduklarını söyledi.

    Ozan, haberi Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği yetkililerinden öğrendiklerini, ancak henüz kardeşi ile görüşme şansı bulamadığını bildirdi.

    Büyükelçilik yetkililerinin “sporcuların kısa bir süre sonra Büyükelçilik binasına getirileceği” haberini verdiğini, kendisinin de ”kardeşiyle telefonla görüştürülmesi” ricasında bulunduğunu anlatan Hüseyin Ozan, şunları kaydetti:

    “Emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz. Çok sevinçliyiz, mutluyuz. Ama mutluluğumuz, onları burada görünce daha da katlanacak tabii. Türkiye'ye ne zaman gelecekleri konusunda ise henüz fikrimiz yok.”

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  8. #28

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Konya doğalgaz hattında patlama

    Konya'da şehiriçi doğalgaz ana taşıyıcı boru hattında patlama meydana geldi.

    Meram İlçesi Küçük İhsaniye Mahallesi'nde üstgeçit çalışması sırasında, kepçe operatörünün yanlışlıkla şehre gaz veren ana taşıyıcı boru hattını kırması üzerine küçük çaplı patlama meydana geldi. Çıkan ses çevrede paniğe neden olurken olay yerine çok sayıda, polis, ambulans ve itfaiye ekibi geldi.

    Şirket sorumlusu Alim Karataş, gazetecilere yaptığı açıklamada, zaman zaman kontrol dışı yapılan çalışmalarda bu tür kazaların olabileceğini söyledi. Hattın kontrol dışı çalışma yapan operatör tarafından kopartıldığını ifade eden Karataş, “Şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla, sistemi kontrol eden tüm gaz vanaları kapatıldı. Şu an şehre gaz verilemiyor. Ancak sabaha kadar her şeyi normale çevirmek için çalışacağız” dedi.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  9. #29

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Atatürk ve İstiklal Marşı'na hakaret edildiği iddiası

    Denizli'nin Çivril İlçesi'nde, Atatürk ve İstiklal Marşı'na hakaret ettiği iddiasıyla bir öğretmen hakkında adli ve idari soruşturma başlatıldı.

    Alınan bilgiye göre, ilçedeki bir lisede Almanca öğretmeni olarak görev yapan E.E.C'nin sınıfta öğrencilerine “Atatürk için saygı duruşunda bulunmak zorunda değiliz” ve “İstiklal Marşı yerine Şanlıurfalı halk ozanı Kazancı Bedih'i dinleyin” dediği iddia edildi. Öğrencilerin şikayeti üzerine okul idaresi, öğretmen hakkında Çivril Kaymakamlığı'na suç duyurusunda bulundu. Kaymakamlığın olayı Denizli Valiliği'ne bildirmesinin ardından da idari soruşturma başlatıldı.
    Denizli Valisi Gazi Şimşek, bu konuda Milli Eğitim'den sorumlu Vali Yardımcısı İhsan Uğurcan'ı görevlendirdiğini belirterek, ”Soruşturmanın ilk aşaması tamamlandı. Ancak soruşturmayı yapan yardımcımın 'bundan sonrası için müfettiş bilgi tekniği gerekli' ifadesi üzerine, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden müfettişler görevlendirildi” dedi.
    Şimşek, idari soruşturmayla birlikte adli soruşturmanın da devam ettiğini bildirdi. Öte yandan, CHP, MHP, DYP, DSP ve İP ilçe teşkilatları ile Atatürkçü Düşünce Derneği Çivril Şubesi olayı kınayan açıklama yaptı.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •