HULEFÂ-İ RÂŞİDÎN (Peygamber Efendimiz'in Halîfeleri)
Hulefâ-i Râşidîn; Peygamber Efendimiz'den sonra sırasıyla hâlife olan Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer, Hz.Osman ve Hz.Ali olmak üzere ilk dört halîfeye verilen isimdir. Ehli sünnet îtikadında bu dört halîfenin üstünlük sırası halîfelik sırasına göredir.
Peygamber Efendimiz'den sonra müslümanların din ve dünyâ işlerini idâre edenlere «Halîfe» ve «Emir» denir. İslâm'ın ilk halîfesi Hz.Ebû Bekir (R.A.)'dır.
Rasûlüllah Efendimiz'in irtihâlinden sonra Eshâbı Kirâm, müslümanların din ve dünyâ işlerini tedvirde kendilerine mutlakâ bir baş, bir halîfe lâzım geldiğini düşünerek, daha Fahri Kâinât'ın techiz ve tekfininden önce, halîfe olacak kimseyi arayıp, bulup, O'na bağlanıp bîat ettiler. Ondan sonra, Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri'nin techiz ve tekfinini, o halîfenin emri altında îfâ ettiler. Zirâ, Eshâbı Kirâm, idâre makamının kısa bir an için dahi olsa aslâ boş bırakılmaması, mutlakâ evveliyatla o makamın sâhibinin bilinmesi ve onun emri altında din ve dünyâya âit bütün diğer vazîfelerin yapılması lâzım geldiğinde de ittifak sâhibi idiler.
Peygamber Efendimiz'in; Allâh'ü Teâla'nın emir ve yasaklarını öğretmek, din ve dünya işlerini, dînin gâyesini yerine getirecek şekilde yürütmek ve mürşid (rehber) olarak insanları terbiye edip kemâle ulaştırmak gibi başlıca üç vâzifesi vardı. Hulefâ-i Râşidîn, bu üç vâzifeyi birlikte yaptı. Sonra gelenler yalnız saltanat vazîfesini yaptı. İlim öğretmek vazîfesi mezhep imamlarına, insanları terbiye edip kemâle ulaştırmak vâzifesi de tasavvuf büyüklerine, evliyaya verildi.
1- HZ.EBU BEKR'İNİS SIDDIK (R.A)
Hz.Ebû Bekr'inis Sıddık (R.A.), Peygamberlerden sonra insanların ve Eshâbı Kirâm'ın en efdâli, İslâmın birinci halîfesidir. Asıl adı Abdullah bin Ebu Kuhafe, babasının adı Osman olup Ebu Kuhafe künyesi ile meşhurdur. Annası, Ümmül Hayr lakabıyla tanınan Selma binti Sahr'dır.
Hz.Ebû Bekir (R.A), Rasûlullah Efendimiz'in en yakın dostuydu. Ondan hiç ayrılmazdı. Onların bu beraberliği, Mekke'den Medîne'ye Hicrette de devam etti. O'na mağara arkadaşı oldu. Mağarada üç gün kaldıktan sonra, ikisi de birer deveye binerek yolculuk ettiler. Medîne'ye varıncaya kadar Rasûlullah Efendimizin bütün hizmetini O gördü. Medînedeki mescid yapılırken birlikte çalıştılar. Hiçbir hizmet ve fedâkarlıktan geri kalmadı.
Hz. Ebû Bekr, Rasûlullah Efendimizle birlikte bütün harblerde bulundu. Çok şiddetli muharebelerde, Peygamber Efendimizin muhâfızlığını yapıp, bedenini siper etti. Bedirde, Uhudda, Hendekte müşriklere karşı büyük kahramanlıklar gösterdi. Tebük harbinde, sancaktarlık vazîfesini yerine getirdi.
Peygamber Efendimizin son hastalıklarında üç gün imamlık görevinde bulunup, on yedi vakit namaz kıldırmış, üç vaktinde de Sevgili Peygamberimiz, Ebû Bekr'e uyarak arkasında namaz kılmışlardır.
Hz.Ebû Bekir (R.A.), Peygamber Efendimiz'in vefât ettiği gün, H.11 (M.632) senesinde Eshâbı Kirâm tarafından söz birliği ile halîfe seçildi. Peygamber Efendimiz'in vekîli, müslümanların reîsi oldu. Müslümanlar başsızlıktan, dağınıklıktan kurtarıldı.
Halîfeliği sırasında Yemen, Necid ve Yemâme gibi yerlerde çıkan yalancı peygamberleri ortadan kaldırdı, irtidad edenleri (dinden dönenleri), İslâm'ın emirlerinde gevşeklik gösterenleri yola getirdi.
O'nun zamanında, Hâlid ibn-i Velîd (R.A.)'ın emrindeki İslam orduları, Bizans ve İran ordularıyle birçok savaşlar yapmış ve her def'asında yenerek geniş toprakları fethetmiş, müslümanlığı yaymışlardır. Bütün bu zaferler halîfenin cesâreti, dehâsı, güzel idâresinin bereketiyle oldu. Hz.Ebû Bekir (R.A.), Kur'ân-ı Kerîm'in âyet ve sûrelerini bir araya toplattı ve buna «Mushaf» dendi.
Peygamber Efendimiz'in getirdiği, bildirdiği herşeyi hiç tereddüt etmeden, yutkunmadan inanıp tasdik ve kabul ettiği için «Sıddîk» ünvânını almıştır. Hz.Ebû Bekir (R.A.) sahâvette Eshâbın en önde geleni olmuş, Allah ve Rasûlü yolunda bütün servetini vermiştir.
Hz.Ebû Bekir (R.A.), Yermük muhârebesinin yapıldığı sırada hastalandı (H.13, M.634). Hastalığının son günlerinde bir gece Peygamber Efendimiz'i rûyâsında gördü.
Peygamber Efendimiz O'na; "Yâ Ebâ Bekir! Seni çok özledik, kavuşma zamanı yaklaştı." buyurdu.
O'da; "Ben de seni özledim Yâ Rasûlallah!" dedi.
Peygamber Efendimiz; "Bu ümmet için âdil, sâdık, yerde ve gökte herkesin rızâsını kazanmış, zamanın en temizi olan Fâruk'u (Hz.Ömer'i) halîfe seç!" buyurdular.
Bunun üzerine Hz. Ömer'in halîfe seçilmesini vasiyet etti. İki sene üç ay on gün halîfelik yaptı. Hicretin 13. senesinde 63 yaşında irtihal etti (M.634).
Hz.Ebu Bekr'i-nis-Sıddîk hakkında Rasulullah (S.A.V) Efendimiz'in Hadîs-i Şeriflerinden bâzıları;
Ebu Bekr'in îmânı, bütün müminlerin îmanları ile tartılsa, Ebu Bekr'in îmânı ağır gelirdi.
Cehennemden atîk olanı (azad edilmiş kimseyi) görüp sevinmek isteyen kimse Ebu Bekr'e baksın.
Münafıkların kalbinde dört kimsenin muhabbeti toplanmaz; Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali.
Yer imleri