Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
Sayfa 3/5 ÝlkÝlk 12345 SonSon
48 sonuçtan 21 ile 30 arasý

Konu: ALLAH'ýn Ýsimleri

  1. #21

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    DAFÝÐ
    Belalarý defeden, Çevirici


    Böylece onlarý, Allah'ýn izniyle yenilgiye uðrattýlar. Davud Calut'u öldürdü. Allah da ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediðinden öðretti. Eðer Allah'ýn, insanlarýn bir kýsmý ile bir kýsmýný def'i (engellemesi) olmasaydý, yeryüzü mutlaka fesada uðrardý. Ancak Allah, alemlere karþý büyük fazl (ve ihsan) sahibidir. (Bakara Suresi, 251)

    Müminleri maddi manevi her türlü tehlikeden koruyan Allah, onlara; kafirlere, münafýklara, müþriklere karþý da büyük bir kuvvet, yenilmez bir güç verir. Onlar hazýrladýklarý sinsice tuzaklarýn, düzenledikleri komplo ve saldýrýlarýn daha planlarýný kurarlarken, Allah onlar için bir düzen kurar. Böylelikle vermek istedikleri zararý müminlerden engelleyerek tuzaklarýný kendi baþlarýna geçirir.
    Öte yandan Allah inkarcýlarý kendi aralarýnda da ayrýlýða düþürerek, birbirleriyle mücadele ettirir ve kimini kimine kýrdýrarak güçten düþürür. Yine Müslümanlara kin besleyen kiþileri onlardan uzak tutar, kendi canlarýnýn derdine düþürecek belalar gönderir. Bu ilahi yardým Kuran'da þöyle bildirilmiþtir:

    Onlar, yalnýzca; "Rabbimiz Allah'týr" demelerinden dolayý, haksýz yere yurtlarýndan sürgün edilip çýkarýldýlar. Eðer Allah'ýn, insanlarýn kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uðratmasý) olmasaydý, manastýrlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ýn isminin çokça anýldýðý mescidler, muhakkak yýkýlýr giderdi. Allah kendi (dini)ne yardým edenlere kesin olarak yardým eder... (Hac Suresi, 40)

    Bunun yanýnda pek çok zorluðu, hastalýðý, vesveseyi, þeytanýn þerrini ve belayý da müminlerin üzerinden defeden ve daha bilmedikleri nice musibeti onlardan geri çeviren yalnýzca Allah'týr. Kuþkusuz bunlarýn her biri Allah'ýn müminlere gizli ve açýk yardýmlarýdýr. O, kullarýna karþý çok þefkatli, kendisine sýðýnanlara, kendisinden yardým isteyenlere karþý da esirgeyenlerin en hayýrlýsýdýr.
    __________________
    Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir.

  2. #22

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    DARR
    Zarar verici þeyler yaratan


    "Ben, O'ndan baþka ilahlar edinir miyim ki, Rahman (olan Allah), bana bir zarar dileyecek olsa, ne onlarýn þefaati bana bir þeyle yarar saðlar, ne de onlar beni kurtarabilirler." (Yasin Suresi, 23)

    Aniden gelen ölüm, umulmadýk bir hastalýk, tüm ürünleri yok eden bir kasýrga, evleri yerle bir eden deprem, sakat doðan bir bebek, gelecek korkusu, bir trafik kazasý, stres, mal kaybý, kýskançlýk, yaþlanma....
    Kuþkusuz tüm bunlar, ahiretin varlýðýndan gaflet içinde olan ve gerçek yaþamlarýnýn dünyadaki yaþam olduðunu zanneden insanlar için, dünya hayatýnda sýk sýk karþýlaþýlabilen elem ve zarar verici etkenlerdir. Elbette her insan kendisine veya yakýnlarýna zarar veren bu tarz olaylardan biriyle veya bunlarýn benzerleriyle her an karþýlaþabilir. Ve bu karþýlaþma muhtemelen kiþinin hiç beklemediði bir anda gerçekleþir. Ýnsan doðduðu andan ölümüne kadar birçok tehlikeyle karþýlaþýr, bunlardan kimini az bir zararla atlatabilirken kimine de kýskývrak yakalanýr. Bir anda tüm vücudunu saran kansere yakalandýðýný öðrenebilir, bir sabah bir yakýnýnýn ölüm haberi gelebilir veya aynaya baktýðýnda heryerinin kýrýþtýðýný ve hiç beklemediði þekilde yaþlandýðýný görür. Bunlarýn hiçbirinin geri dönüþü yoktur.
    Peki insanlara karþý bu kadar merhametli olan Allah'ýn, dünya hayatýnda elem ve sýkýntý verecek þeyler yaratmýþ olmasýnýn hikmetleri nelerdir?
    Bunun en önemli nedenlerinden biri Allah'ýn insaný zorluk ve acýyla eðitmesidir. Hastalýðýndan dolayý zorlukla nefes alan bir insan þýmarýklýk yapamaz veya kibirlenerek diðer insanlarý aþaðýlayamaz. Doðal olarak Allah'a karþý boyun eðici ve mütevazi olur. Ayný zamanda yürüyemezken tekrar yürüyebilen bir insan, tüm malýný mülkünü kaybetmiþken bunlara tekrar kavuþan bir insan, þüphesiz bunlarýn deðerini çok daha iyi kavrar. Böylelikle hem zorluðu hem de kolaylýðý yaratarak dünyada bir imtihan ortamý oluþturan Allah, karþýlýksýz verdiði nimetlerin takdir edilmesini saðlar.
    Ayrýca bu tarz olaylarla karþýlaþan kiþi iman sahibiyse ve ahiretin gerçek hayatý olacaðýný biliyorsa, zaten bir üzüntü, sýkýntý içine girmez. Baþýna gelen her türlü zorluðun Allah'tan olduðunu bilir, sabreder, o sýkýntýlardan kendisini kurtarabilecek olanýn da yalnýzca Allah olduðunu bildiði için O'na dua eder, O'ndan yardým diler. Böylece Allah kendisine inanan kullarýný da eðitir, kendilerine yakýnlaþmalarýný saðlar ve ahiretteki derecelerini yükseltir.
    Allah'a ve ahiret gününe inanmayan insanlar için ise durum farklýdýr. Allah "Darr" sýfatýný asýl olarak cehennemde onlara karþý gösterecektir. Kuþkusuz dünyada kendilerini üzüntüye boðan þeyler cehennemdekilerle kýyaslanýnca çok hafif kalýr; çünkü buradakilerin tümü geçicidir. Cehennemde ise insanlarýn yanan derileri, acýnýn tekrar tekrar hissedilmesi için yenileriyle deðiþtirilir. Ýnkar edenlere boðazlarý parçalayan darý dikeninden baþka hiçbir þey yedirilmez, baðýrsaklarý parçalayan kaynar sudan baþka hiçbir þey içirilmez. Ölüm gelir fakat ölünmez, ardýndan daha acý bir azapla karþýlaþýlýr. Orada demirden kamçýlar, ateþten yataklar olacak, inkarcý insan cehennemin en dar ve karanlýk yerine atýlacaktýr. Cehennemde kemikleri çatýrdatan inlemeler duyacaktýr. Ýnkarcýlar, cehennem bekçilerine "Rabbinize söyleyin, bizi buradan çýkarsýn" diye yalvarýrlar. Azaptan bir gün hafifletilmesini isterler. Allah onlarý çeþit çeþit azaba uðratýrken bir yandan da onlara cennettekilerin nasýl bir bolluk ve nimet içinde olduklarýný seyrettirir. Onlar kendilerine yardým edecek kimseyi bulamazlar ve (Allah'ýn dilemesi dýþýnda) sonsuza kadar da alçaltýlmýþlar olarak onun içinde býrakýlýrlar. Allah böylelikle gerçek elemi ve kederi inkar edenlere cehennemde tattýrmýþ olur...

    Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattý?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü-haber verin; Allah'tan baþka taptýklarýnýz, eðer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararýný kaldýrabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler." (Zümer Suresi, 38)

  3. #23

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    ERHAMURRAHÝMÝN
    Merhamet edenlerin en merhametlisi


    Eyüp de; hani o Rabbine çaðrýda bulunmuþtu: "Þüphesiz bu dert (ve hastalýk) beni sarýverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanýsýn." (Enbiya Suresi, 83)

    Yeryüzündeki tüm canlýlar gibi insan da ihtiyaç içinde olan bir varlýktýr. Yaþamýný sürdürebilmesi için her an oluþmasý gereken pek çok þart vardýr. Nefes alabilmesi için oksijene, bedeninin faaliyetlerini sürdürebilmesi için su ve besine... Aslýnda bu örneklerin sýralamakla bitmesi de pek mümkün deðildir. Yalnýzca tek bir insanýn fiziksel olarak varlýðýný sürdürebilmesi bile burada sýralanmasý mümkün olmayan sayýsýz detaya baðlýdýr.
    Ancak ne ilginçtir ki, yeryüzündeki tüm insanlar yaþamlarýný rahatlýkla sürdürebilmekte, ihtiyaçlarý olan þeyleri elde edebilmek için çok büyük bir çaba göstermemektedirler. Her birinin gerek bedenlerinde gerekse dýþ dünyada ihtiyaçlarý olan herþey onlar için önceden belirlenmiþ ve onlara sunulmuþtur. Burada ilk akla gelen örnek yine insanýn nefes almasýdýr. Ýnsan bedeninin yaþamýný sürdürebilmesi için oksijen almasý gerektiðini elbette herkes bilir. Peki bu oksijeni atmosfere gereken oranda koyan kimdir? Veya insanýn vücuduna bu oksijeni alýp iþleyecek ve gereken her hücreye tek tek ulaþtýracak bir sistemi koyan kimdir?
    Elbette bunlarýn hiçbiri insanýn baþarýsý deðildir. Hiçkimse atmosferin veya kendi solunum sisteminin oluþumunda söz sahibi olmamýþtýr.
    Ýþte insanýn bu en zaruri ihtiyacýndan baþlamak üzere her türlü detay kendisi için tasarlanmýþ ve gerektiði þekilde var edilmiþtir. Kuþkusuz bu noktada karþýmýza çýkan her türlü detayý insan için tasarlayan üstün bir aklýn varlýðý ve o aklýn Sahibinin insana gösterdiði sonsuz merhamettir. Bu gücün sahibi ise, merhametlilerin en merhametlisi olan Allah'týr.
    Allah'ýn gösterdiði merhamet, elbetteki insanlarýn fiziksel ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý ile sýnýrlý deðildir. O, insanlarý yaratmýþ, yaþamalarý için en elveriþli olan mekana yerleþtirmiþ ve bunun karþýlýðýnda da yalnýzca kendisine kulluk etmelerini istemiþtir. Ve insanlara kendisini razý etmelerinin nasýl mümkün olacaðýný da bildirmiþ; bunu öðretmek için onlara katýndan kitaplar indirmiþ, bütün ayetlerini tek tek açýklayan peygamberler göndermiþtir. Üstelik bu peygamberleri inkar eden kavmin içinden çýkarmýþ, onlara kendi dilleriyle dini anlatmalarýný saðlamýþtýr. Böylelikle Allah insanlara hem kendi Zatýný tanýtmýþ, hem de onlarý dine ve güzel ahlaka davet etmiþtir. Kuþkusuz bunlarýn tümü, O'nun sonsuz merhametinin açýk delilleridir.

  4. #24

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    EVVEL
    Ýlk

    O, Evveldir, Ahirdir, Zahirdir, Batýndýr. O, herþeyi bilendir. (Hadid, 3)


    Evrenin bir baþlangýcý var mýdýr?

    Kuþkusuz bu soru yüzyýllar boyunca insanlarýn cevap aradýklarý bir soru olmuþtur. Bu mükemmel düzenin bir Yaratýcýsý olmasý gerektiðini kavrayabilen insanlar, evrenin bir baþlangýcý olduðuna inanmýþlardýr. Ancak insanlarýn bir kýsmý da Yaratýcýnýn varlýðýný kabullenmek istememiþ ve bu yüzden evrenin bir baþlangýcý olmadýðýný, ezelden geldiðini ve ebede gideceðini iddia etmiþlerdir. Ancak bugün bilimin ulaþtýðý nokta, bu kiþilerin apaçýk bir yanýlgý içinde olduklarýný kanýtlamýþtýr.
    Bugüne kadar evrenin var oluþuyla ilgili çeþitli tezler ortaya konmuþtur ancak günümüzde tüm bilim çevreleri ortak bir noktada birleþmektedir. Bilimin yakýn zamanda keþfettiði bir gerçek duruma açýklýk getirmektedir. 1929 yýlýnda, Edwin Hubble tarafýndan ortaya konduðu gibi kainat sürekli geniþlemektedir. Bu gerçekten yola çýkan bilim adamlarý þöyle bir çýkarým yapmýþlardýr: Zaman kavramýný tersine çevirirsek, geniþlemekte olan evreni sýkýþan bir sistem olarak, mesela daralmakta olan dev bir yýldýz gibi düþünebiliriz. Bu durumda ortaya çýkan sonuç þöyledir; zaman kavramýna göre daralan evren sonunda tekliðe ulaþýr. Yani kainatýn baþlangýcý tek bir noktanýn büyük bir patlama ile açýlmasý suretiyle olmuþtur.
    Bizim buradan çýkarmamýz gereken bir sonuç mevcuttur: Ýçinde yaþadýðýmýz kainatýn bir baþlangýcý vardýr. Böylesine kusursuz bir sistemin bir baþlangýcý varsa; elbette bu baþlangýcý tasarlayan bir gücün varlýðý da açýktýr. Bu Güç Sahibi'nin varlýðý ezeli ve ebedidir. Yani O, herþeyden önce de vardýr, sonra da olacaktýr.
    Ýþte bu sonsuz gücün sahibi Allah'týr. Ve canlýlarýn, gezegenlerin, galaksilerin, tüm evrenin yaratýlmadýðý ve hatta zamanýn da henüz var olmadýðý anda yalnýzca O vardýr. Çünkü O 'Evvel'dir.

  5. #25

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    FALÝK
    Yaran, yarýcý (karanlýðý yarýp sabahý çýkaran, tohumu yaran)

    Taneyi ve çekirdeði yaran þüphesiz Allah'týr. O, diriyi ölüden çýkarýr, ölüyü de diriden çýkarýr. Ýþte Allah budur. Öyleyse nasýl oluyor da çevriliyorsunuz? O sabahý yarýp çýkarandýr. Geceyi bir sükun (dinlenme), güneþ ve ay'ý bir hesap (ile) kýldý. Bu, üstün ve güçlü olan, bilen Allah'ýn takdiridir. (Enam Suresi, 95-96)

    Dünya üzerinde pek çok bitki türü yetiþir. Her birinin birbirinden farklý bir tohumu vardýr. Kuru tohumlarý alýp bir odada saklasanýz belki senelerce ayný þekilde durduklarýný görebilirsiniz. Ama bu tohumlar topraðýn altýna veya uygun bir ortama konulduklarýnda aniden yarýlarak filizlenmeye baþlarlar. Sonra bir de bakarsýnýz ki bir gül aðacý veya dev boyutlarda bir çýnar aðacý oluþmaya baþlamýþ.
    'Kuru bir taneden' böylesine farklý çeþitlerde ama en önemlisi canlý bir organizmanýn oluþmasý kuþkusuz þaþýrtýcýdýr. 'Kuru bir taneden' bir aðacýn oluþmasý için tohumun topraktan bunun için gerekli malzemeleri alarak filizlenmeye baþlamasý gereklidir. Ancak elbette tohumun gerekli mineralleri, su miktarýný kendisinin belirlemesi mümkün deðildir. Üstelik topraktaki mineralleri, suyu biraraya getirse bile birbirinden çok farklý meyveler veren aðaç çeþitlerini veya yeþil bitkileri oluþturabilmesi için üstün yetenekleri olmasý gereklidir. Eðer bu kararý verenin tohum olduðunu iddia edersek tohumun 'yetenekli' olduðunu kabul etmek durumunda kalýrýz. Bahsedilen yeteneklerin elbette tohumun kendisine ait olduðunu iddia etmek mümkün deðildir. O halde yukarýdaki ayetlerde de bildirildiði gibi "taneyi ve çekirdeði yaran" Allah'týr. O'nun dilemesi ile yeryüzünde binlerce çeþit aðaç, bitki yetiþmektedir. Nitekim bir baþka ayette Allah'ýn herþeyin yaratýcýsý olduðu þöyle bildirilmiþtir:

    O, gökten su indirendir. Bununla herþeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeþillik çýkardýk, ondan birbiri üstüne bindirilmiþ taneler türetiyoruz. Ve hurma aðacýnýn tomurcuðundan da yere sarkmýþ salkýmlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kýlýyoruz.) Meyvesine, ürün verdiðinde ve olgunluða eriþtiðinde bir bakýverin. Þüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardýr. (Enam Suresi, 99)

  6. #26

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    FASIL
    Ayýran, açýklayan

    Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yýldýza tapanlar (Sabii) Hristiyanlar, ateþe tapanlar (Mecusi) ve þirk koþanlar; þüphesiz Allah, kýyamet günü aralarýný ayýracaktýr. Doðrusu Allah, herþeyin üzerinde þahid olandýr. (Hac Suresi, 17)

    Ýnsanlardan kimi dünya hayatý boyunca dünyevi amaçlar edinir, bu amaçlar için didinip çalýþýr ve bunlarý yaparken de iyi bir iþ üzerinde olduðunu sanýr ve ahireti unutarak dünya hayatý için çalýþýr. Allah'ý unutup dünya çýkarlarýnýn peþine düþer. Allah'a ortak koþtuðu bu putlarý razý etmek, onlarýn hoþnutluðunu kazanabilmek için çaba harcar ve bu þekilde son derece karlý bir iþ yaptýðýný düþünür.
    Ýnsanlardan kimi de tüm hayatýný kendisini Yarataný razý etmek için geçirir. Dünya hayatýndaki imkanlarý ve nimetleri bu bilinçle deðerlendirir. Kendisine edindiði tek amaç doðru yola ulaþabilmek, Allah'ýn razý olacaðý salih amellerde bulunmak, O'nun tavsiye ettiði üstün ahlaký üzerinde taþýyabilmektir.
    Elbette bu iki insanýn durumu bir deðildir. Bu insanlarýn durumu ile ilgili Allah þöyle bir misal vermiþtir:

    Kör olanla (basiretle) gören bir deðildir; karanlýklarla aydýnlýk, gölge ile sýcaklýk da. Diri olanlarla ölüler de bir deðildir. Gerçekten Allah, dilediðine iþittirir; sen ise kabirlerde olanlara iþittirecek deðilsin. (Fatýr Suresi, 19-22)

    Ýþte birbirinden farklý durumda olan, bambaþka yollar edinen bu insanlarýn arasýný Allah kýyamet günü ayýracak, her birine yapmakta olduklarýný bildirecektir. O gün, herkesin iþlediklerinin hiçbir eksiltme yapýlmadan kendisine tastamam ödendiði gündür. O gün, Allah'ýn sonsuz adaletinin tecelli ettiði gündür...

    Þüphesiz, senin Rabbin, ihtilafa düþtükleri þeyler konusunda kýyamet günü aralarýnda 'hükmünü verip ayýracaktýr'. (Secde Suresi, 25)

  7. #27

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    FATIR
    Yaratan, icad eden

    "Rabbim, Sen bana mülkten (bir pay ve onu yönetme imkanýný) verdin, sözlerin yorumundan (bir bilgi) öðrettin. Göklerin ve yerin yaratýcýsý, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatýma son ver ve beni salihlerin arasýna kat." (Yusuf Suresi, 101)

    Yaþadýðýmýz dünyaya baktýðýmýzda, üzerinde canlýlýðýn oluþabilmesi için özel olarak düzenlenmiþ olduðunu görürüz. Dünyanýn uzaydaki konumu, yüzeyinin canlýlarýn ihtiyacý olan her türlü detayla donatýlmýþ olmasý, bu gezegenin üstün bir aklýn eseri olduðunun apaçýk delilidir.
    Yaþam için son derece elveriþli yaratýlan bu gezegenin üzerinde yaþayan canlýlara baktýðýmýzda da ayný gerçekle karþýlaþýrýz. Dünya üzerinde var olan tüm canlýlarda hayranlýk uyandýrýcý bir tasarým söz konusudur. Her canlý kendisi için uygun ortamda, uygun bir vücut yapýsýyla yaþam sürmektedir; öyle ki herbirinin bulunduklarý ortamla uyum içinde var edildiklerini görmemek mümkün deðildir.
    Bunun yanýsýra tüm canlýlarýn oluþumundaki detaylar incelendikçe karþýlaþýlan yaratýlýþ gerçeði daha da netleþmektedir. Her canlýnýn temel yapýtaþý olan hücre, içindeki tüm organelleriyle tek baþýna mükemmel bir sisteme sahiptir. Hücredeki düzen öyle kusursuzdur ki, canlýlýðýn tesadüfen meydana gelmiþ olmasýnýn imkansýzlýðýný tek baþýna kanýtlamaktadýr.
    Ýþte çevremizde gördüðümüz veya göremediðimiz tüm detaylarda apaçýk bir tasarýmýn izleri vardýr. Kuþkusuz bunlarýn tümünün tasarýmý herþeyin Yaratýcýsý olan Allah'a aittir. Kainattaký varlýklara ait olan en ufak bir noktada dahi O'nun kusursuz sanatýný görmek mümkündür. Allah yarattýðý sistemin kusursuzluðunu Mülk Suresi'nde þöyle haber vermiþtir:

    O, biri diðeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmýþ olandýr. Rahman (olan Allah)ýn yaratmasýnda hiçbir 'çeliþki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. Ýþte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklýk (bozukluk ve çarpýklýk) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiþ bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)

    De ki: "O, gökleri ve yeri yaratýrken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan baþkasýný mý veli edineceðim?" De ki: "Bana gerçekten Müslüman olanlarýn ilki olmam emredildi ve: Sakýn müþriklerden olma." (denildi.) (Enam Suresi, 14)

    Resulleri dedi ki: "Allah hakkýnda mý þüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandýr; O, sizi, günahlarýnýzý baðýþlamak için davet etmekte ve sizi adý konulmuþ bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beþerden baþkasý deðilsiniz. Siz bizi, babalarýmýzýn taptýklarýndan çevirip-engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçýk bir delil getirin." (Ýbrahim Suresi, 10)

  8. #28

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    FETTAH
    Çok iyi hüküm veren, açan, hükmeden


    Eðer o ülkeler halký inansalardý ve korkup-sakýnsalardý, gerçekten üzerlerine hem gökten, hem yerden (sayýsýz) bolluklar (bereketler) açardýk; ancak onlar yalanladýlar, biz de onlarý kazanageldikleri nedeniyle yakalayýverdik. (Araf Suresi, 96)

    Fettah, Allah'ýn açan sýfatýdýr. Allah insanlarý zorluklarla denemekte ancak hiçkimseye kaldýrabileceðinden fazlasýný yüklememektedir. O, samimi kullarýna bir zorluk verdiði zaman ondan çýkýþ yolunu da açar; mutlaka zorluðun yanýnda bir kolaylýk da gösterir. Nitekim Kuran'da Peygamberimiz'in karþýlaþtýðý zorluklarý Allah'ýn bir kolaylýk saðlamak yoluyla açtýðý da bildirilmiþtir:

    Biz, senin göðsünü yarýp-geniþletmedik mi?
    Ve yükünü indirip-atmadýk mý?
    Ki o, senin belini bükmüþtü;
    Senin zikrini (þanýný) yüceltmedik mi?
    Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylýk vardýr.
    Gerçekten güçlükle beraber kolaylýk vardýr. (Ýnþirah Suresi, 1-6)

    Kuran'da Allah'ýn iman edenlere saðladýðý kolaylýklara daha pek çok örnek verilmiþtir. Hz. Musa da Allah'ýn çeþitli zorluklarla imtihan ettiði ancak karþýlaþtýðý bu zorluklarý açacak, ona kolaylýk saðlayacak imkanlarý sunduðu elçilerden biridir. Hz. Musa Firavun'a teblið yapmaya giderken onun gücünden çekinmiþ ve kardeþi Harun'u kendisine yardýmcý kýlmasýný Allah'tan istemiþtir. Allah da onun duasýný kabul ederek Hz. Harun'u ona destekçi kýlmýþtýr.
    Kuran'da daha pek çok olayla örneklendirildiði gibi Allah müminlerin her zaman yardýmcýsý ve destekçisidir. Onlarýn üzerinde bulunan ve açýlmasý imkansýz gibi gözüken zorluklarý açýp kaldýrýr. Ancak bu durum inkarcýlar için geçerli deðildir. Allah, onlarýn kalplerini daraltýr, sýkar ve tüm nimetlerin kapýsýný kapar. Bu kapýlarýn hepsinin anahtarý Allah katýndadýr. Allah'ýn dilemesi ile kapanan bu kapýlarý sonsuza kadar açabilecek hiçbir güç yoktur. O, inkarcýlar için nimet kapýlarýný kapattýðý gibi onlarýn üzerine azap kapýsý açar. Ýnkarcýlara verilen bu azap þöyle bildirilmiþtir:

    Sonunda, üzerlerine azabý þiddetli olan bir kapý açtýðýmýzda, onlar bunun içinde þaþkýna dönüp umutlarýný kaybettiler. (Müminun Suresi, 77)

  9. #29

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    GAFFAR
    Maðfireti, baðýþlamasý çok olan


    "Bundan böyle" dedim. "Rabbinizden maðfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok baðýþlayandýr." (Nuh Suresi, 10)

    Allah'ýn maðfireti sonsuzdur. O, yarattýðý tüm kullarýna tevbe ederek arýnma imkaný vermiþtir. Bir insan, cahilken yaptýklarýndan dolayý dünyada baðýþlanma dileyerek cehennem azabýndan kurtulabilir. Samimi bir þekilde Kuran'a dönerek Allah'ýn emirlerini titizlikle uyguladýðý takdirde O'nu baðýþlayan ve esirgeyen olarak bulacaktýr. Allah salih amellerde bulunduklarý zaman küçük büyük demeden kullarýnýn bütün günahlarýný affedeceðini müjdelemiþtir. Allah bir ayetinde "Eðer þükreder ve iman ederseniz, Allah azabýnýzla ne yapsýn?.." (Nisa Suresi, 147) diyerek insanlar üzerinde ne kadar geniþ maðfiret sahibi olduðunu onlara bildirmiþtir. Nitekim 'cahil ve nankör' olan insanlarýn bugün halen hayatlarýný sürdürebilmeleri de Allah'ýn maðfireti ve baðýþlamasýyladýr. Kuran'da þöyle bildirilmiþtir:

    Eðer Allah, kazandýklarý dolayýsýyla insanlarý (azab ile) yakalayýverecek olsaydý, (yerin) sýrtý üzerinde hiçbir canlýyý býrakmazdý, ancak onlarý, adý konulmuþ bir süreye kadar ertelemektedir. Sonunda ecelleri geldiði zaman, artýk þüphesiz Allah kendi kullarýný görendir. (Fatýr Suresi, 45)

    Allah tüm insanlara öðüt alanýn öðüt alabileceði kadar bir süre tanýr. Onlara kendilerini uyarýp korkutacak elçiler gönderir ve bu elçiler vasýtasýyla korkup sakýnmalarý gereken þeyleri bildirir. Ancak tüm bunlara raðmen inkarda direten insanlar da elbette iþledikleri kötülüklerin karþýlýðýný görecektir.

    Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doðru yola eriþen kimseyi þüphesiz baðýþlayýcýyým. (Taha Suresi, 82)

    Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük iþleyen, sonra bunun ardýndan tevbe eden ve ýslah olanlar(la beraberdir). Þüphesiz Rabbin bundan sonra baðýþlayandýr, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 119)

    Ey iman edenler, Allah'tan sakýnýp-korkun ve O'nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karþýlýk) versin. Size kendisiyle yürüyeceðiniz bir nur kýlsýn ve size maðfiret etsin. Allah çok baðýþlayandýr, çok esirgeyendir. (Hadid Suresi, 28)

  10. #30

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    HABÝR
    Herþeyin iç yüzünden, gizli taraflarýndan haberdar

    Ey iman edenler, Allah'tan korkun. Herkes yarýn için neyi takdim ettiðine baksýn. Allah'tan korkun. Hiç þüphesiz Allah, yaptýklarýnýzdan haberdardýr. (Haþr Suresi, 18)

    Ýnsan zaman ve mekanla sýnýrlý bir varlýktýr. Baþka bir kiþi tarafýndan aktarýlmadýkça ancak kendi bulunduðu yerde, zamanda geliþen olaylardan haberdar olabilir. Bulunduðu zaman ve mekanýn dýþýna çýkarak olaylarý deðerlendirmesi asla mümkün deðildir. Bu da insanýn en büyük acizliklerinden biridir.
    Oysa insaný yaratan Allah, zaman ve mekanýn da yaratýcýsýdýr; dolayýsýyla bu kavramlara baðýmlý deðildir. Zamandan ve mekandan münezzeh olan Allah doðal olarak zamanýn ve mekanýn kapsadýðý yani kainatta gerçekleþen her olaydan da haberdardýr. Öyle ki içinde yaþadýðýmýz Samanyolu galaksisinden milyonlarca ýþýk yýlý uzaklýkta bulunan bir galakside kaç yýldýz bulunduðunu, hangi gökcisminin hangi yörüngeyi takip ettiðini de bilir, içinde yaþadýðýmýz dünyada topraðýn altýnda yerin üzerine çýkmaya çalýþan filizlenmiþ bir tohumun bilgisini de... Ayrýca Allah þu ana kadar yaþamýþ olan, þu an yaþayan ve bundan sonra yaþayacak olan tüm insanlarýn da hayatlarýnýn her saniyesinin bilgisine sahiptir. Kimin ne zaman, nerede doðduðu ve öldüðü, yaþamý süresince neler yaptýðý, hangi amaçlar uðruna çaba harcadýðý, hatta ne zaman güldüðü, ne zaman aðladýðý gibi tüm detaylar O'nun bilgisi dahilindedir. Çünkü O tümünün Yaratýcýsýdýr. Üstelik bu insanlarýn her an yaptýklarý iþlerin yanýnda, kalplerinden geçirdikleri tüm bilgiler de Allah'tan gizli kalmaz. Allah insanlarýn içlerinden geçirdikleri, niyet edip uygulamadýklarý, gizlice tasarladýklarý herþeyden haberdardýr.

    Allah'ýn, bol ihsanýndan kendilerine verdiði þeylerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayýrlý olduðunu sanmasýnlar. Hayýr; bu, onlar için þerdir; kýyamet günü, cimrilik ettikleriyle tasmalandýrýlacaklardýr. Göklerin ve yerin mirasý Allah'ýndýr. Allah yaptýklarýnýzdan haberi olandýr. (Al-i Ýmran Suresi, 180)

    Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandýr, haberdar olandýr. (Enam Suresi, 103)

    Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarýnýn günahlarýndan O'nun haberdar olmasý yeter. (Furkan Suresi, 58)

    Kýyamet saatinin bilgisi, þüphesiz Allah'ýn katýndadýr. Yaðmuru yaðdýrýr; rahimlerde olaný bilir. Hiç kimse, yarýn ne kazanacaðýný bilmez. Hiç kimse de, hangi yerde öleceðini bilmez. Hiç þüphesiz Allah bilendir, haberdardýr. (Lokman Suresi, 34)

Sayfa 3/5 ÝlkÝlk 12345 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •