REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 4/4 İlkİlk 1234
40 sonuçtan 31 ile 40 arası

Konu: Nazım Hikmet şiirleri

  1. #31

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Tahİrle ZÜhre Meselesİ


    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
    yani yürekte.

    Meselâ bir barikatta dövüşerek
    meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
    meselâ denerken damarlarında bir serumu
    ölmek ayıp olur mu?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

  2. #32

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Taranta-babu�ya BeŞİncİ Mektup

    Görmek
    işitmek
    duymak
    düşünmek
    ve konuşmak
    koşmak alabildiğine
    başı dolu
    başı boş
    koş-
    -mak...
    Hehehey TARANTA-BABU
    hehehey,
    yaşamak ne güzel şey
    anasını sattığımın
    yaşamak ne güzel şey...
    Düşün beni
    kollarım, senin üç çocuk doğurmuş
    geniş kalçalarındayken�
    Düşün sıcak�
    Düşün kara bir taşa damlayan
    çırılçıplak
    bir su sesini...
    İstediğin yemişin
    rengini, etini, adını düşün...
    Gözdeki tadını düşün
    kıpkırmızı güneşin
    yemyeşil otun
    ve koskocaman
    masmavi bir çiçek gibi açan
    ay ışığının�

    Düşün TARANTA-BABU!
    İnsanoğlunun yüreği
    kafası
    kolu
    yedi kat yerin altından
    çekip çıkarıp
    öyle ateş gözlü çelik allahlar yaratmış ki
    kara toprağı bir yumrukta serebilir,
    yılda bir veren nar
    bin verebilir.
    Ve dünya öyle büyük,
    öyle güzel
    öyle sonsuz ki deniz kıyıları
    her gece hepimiz
    yan yana uzanıp yaldızlı kumlara
    yıldızlı suların
    türküsünü dinleyebiliriz...

    Yaşamak ne güzel şey
    TARANTA-BABU
    yaşamak ne güzel şey�
    Anlayarak bir usta kitap gibi
    bir sevda şarkısı gibi duyup
    bir çocuk gibi şaşarak
    YAŞAMAK...
    Yaşamak:
    birer birer
    ve hep beraber
    ipekli bir kumaş dokur gibi...
    Hep bir ağızdan
    sevinçli bir destan
    okur gibi
    YAŞAMAK...
    . . . . .
    . . . . . . . . .

    YAŞAMAK...
    Ne acayip iştir ki
    bu ne mene gidiştir ki TARANTA-BABU,
    bugün bu
    "bu inanılmayacak kadar güzel"
    bu anlatılamayacak kadar sevinçli şey:
    böyle zor
    bu kadar
    dar
    böyle kanlı
    bu denli kepaze...

  3. #33

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Vasİyet


    Yoldaşlar nasip olmazsa görmek o günü,
    ölürsem kurtuluştan önce yani,
    alıp götürün
    Anadolu�da bir köy mezarlığına gömün beni.

    Hasan beyin vurdurduğu
    ırgat Osman yatsın yanımda
    ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
    kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.

    Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
    seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
    tarlalar orta malı, kanallarda su,
    ne kuraklık, ne candarma korkusu.

    Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
    toprağın altında yatar upuzun,
    çürür kara dallar gibi ölüler,
    toprağın altında sağır, kör, dilsiz.

    Ama bu türküleri söylemişim ben
    daha onlar düzülmeden,
    duymuşum yanık benzin kokusunu
    traktörlerin resmi bile çizilmeden.

    Benim sessiz komşularıma gelince,
    şehit Ayşe'yle ırgat Osman
    çektiler büyük hasreti sağlıklarında
    belki de farkında bile olmadan.

    Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
    -öyle gibi de görünüyor-
    Anadolu�da bir köy mezarlığına gömün beni
    ve de uyarına gelirse,

  4. #34

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Vatan Haİnİ


    "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
    kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
    ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
    Amerikan donanması, topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

    (28.7.962)

  5. #35

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Yalnayak


    Kafamızda güneş
    ateş
    bir sarık.
    Arık toprak
    çıplak ayaklarımıza çarık.
    İhtiyar katırından
    daha ölü bir köylü
    yanımızda,
    yanımızda değil
    yanan
    kanımızda.
    Omuz yamçısız
    bilek kamçısız
    atsız, arabasız
    jandarmasız,
    ayı ini köyler
    balçık kasabalar
    kel dağlar aştık,
    İşte biz o diyarı böyle dolaştık!
    Hasta öküzlerin
    yaşlı gözlerinde
    dinledik taşlı tarlaların sesini.
    Gördük ki vermiyor
    toprak altın başaklı nefesini
    kara
    sapanlara!
    Rüyada gezer gibi gezmedik
    Hayır,
    bir çöplükten bir çöplüğe ulaştık.
    İşte biz bu diyarı böyle dolaştık.
    Biz
    biliriz
    o memleket
    neye hasret çeker.
    Bu hasret
    bir materyalist kafası kadar
    çizgileşmiştir,
    bu hasrette
    madde var
    madde!


    Basık
    suratı asık
    evler
    köstebek yolu sokakların üstünde
    vermiş kafa kafaya.
    Cin gözlü
    güvercin sözlü
    abani sarıklılar
    dükkânlara bağdaşmış
    Yarık
    tabanı çarıklılar
    önlerinde.
    Yarma
    bir jandarma
    tarlada zina eden
    bir çifti sürür.
    Kahvede
    piri mugan dede
    sulanırken çırağa
    "Lâhavle ve lâ" çekip derin derin
    bu geçenlerin
    suratına tükürür.
    İşte şu
    ekşimiş uyku kokan çömlek gibi şehrin
    kara sevdası değil öyle romantik,
    onun
    ruhunun
    iki kıvrak kelimelik
    hasreti var:
    BUHAR
    ELEKTRİK!


    Kör değilseniz eğer
    görürsünüz ki
    şu toprak yüzlü rençper
    Kafkastan arta kalan
    kalbur göğüslü oğlu
    kel başlarında mültezimin
    tırnakları oyulu,
    kızıyla
    karısıyla
    kağnısıyla
    son karış toprağına sarılmak,
    ölse de burda onlarla ölmek
    burda
    onlarla
    gömülmek
    istiyor.


    Dağların tarlaların özlediği,
    arzulu bir kadın gibi şehvetle gözlediği
    her tırnağında 1000 manda kuvveti
    demirleşen
    ve su çalkalar gibi toprağı eşen
    ruhu buhar
    makinalar!


    Ey cam karınları
    sarı
    nargileler gibi horuldayan,
    ey üç atlı yaylısının içinden
    sağır
    burunsuz
    kör
    köylülere
    Pierre Loti ahı çekip geçen
    ağzı gemli
    eli
    kalemli
    efendiler!
    Tatlı maval dinlemekten gayrı usandık.
    Artık
    hepinizin kafasına
    şu
    daaaaaank
    desin:
    Köylünün toprağa hasreti var,
    toprağın hasreti
    makinalar!

    (1922)

  6. #36

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Yapiyla Yapicilar


    Yapıcılar türkü söylüyor,
    yapı türkü söyler gibi yapılmıyor ama.
    Bu iş biraz daha zor.

    Yapıcıların yüreği
    bayram yeri gibi cıvıl cıvıl,
    ama yapı yeri bayram yeri değil.
    Yapı yeri toz toprak,
    çamur, kar.
    Yapı yerinde ayağın burkulur,
    ellerin kanar.
    Yapı yerinde ne çay her zaman şekerli,
    her zaman sıcak,
    ne ekmek her zaman pamuk gibi yumuşak,
    ne herkes kahraman,
    ne dostlar vefalı her zaman.

    Türkü söyler gibi yapılmıyor yapı.
    Bu iş biraz daha zor.
    Zor mor ama
    yapı yükseliyor, yükseliyor.
    Saksılar konuldu pencerelere
    alt katlarında.
    İlk balkonlara güneşi taşıyor kuşlar
    kanatlarında.
    Bir yürek çarpıntısı var
    her putrelinde, her tuğlasında, her kerpicinde.
    Yükseliyor
    yükseliyor
    yükseliyor yapı kanter içinde.


    (1955, Moskova)

  7. #37

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Yatar Bursa Kalesİnde


    Sevdalınız komünisttir,
    on yıldan beri hapistir,
    yatar Bursa kalesinde.

    Hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,
    en âlâ mertebeye ermiş yatar,
    yatar Bursa kalesinde.

    Memleket toprağındadır kökü,
    Bedreddin gibi taşır yükü,
    yatar Bursa kalesinde.

    Yüreği delinip batmadan,
    şarkısı tükenip bitmeden,
    cennetini kaybetmeden,
    yatar Bursa kalesinde.

    (1947)

  8. #38

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 21-1-1924


    Lambayı yakma, bırak,
    sarı bir insan başı
    düşmesin pencereden kara.
    Kar yağıyor
    karanlıklara.
    Kar yağıyor
    ve ben hatırlıyorum.
    Kar...
    Üflenen bir mum gibi söndü
    koskocaman ışıklar...
    Ve şehir
    kor bir insan gibi kaldı altında
    yağan karın.
    Lambayı yakma bırak!
    Kalbe bir bıçak gibi giren hatıraların
    dilsiz olduklarını anlıyorum.
    Kar yağıyor
    ve ben hatırlıyorum.

  9. #39

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Kim Vatan Sever Kim Vatan Satar?

    Alıntı DEJAVU®42 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
    kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
    ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
    Amerikan donanması, topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

    (28.7.962)

    Bu güzel çalışmalarından dolayı teşekkür ederim. Vatan sever büyük ozan Nazım Hikmet Ran vatanından uzakta yatıyor. Vatan haini ilan edildi. Kitapları, şiirleri dünyanın pek çok ülkesinde okunurken çok sevdiği güzel ülkesinde yasaklandı. Vatanı kendi çiftlikleri gibi kullanıp ABD emperyalizmine peşkeş çekenler vatansever oldular. Ve Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor.

  10. #40

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bu harika çalışmandan dolayı kutluyorum.ewet bu ülkede her sokak başında bir nazım,her ağaç dibinde bir nazım,her ofiste,evde,tarlada,bahçede bir nazım var
    ve her yürekte bir nazım...
    onun kadar yurtsever olmak lazım.

Sayfa 4/4 İlkİlk 1234

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •