REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/3 123 SonSon
26 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Orhan Veli Kanık Şiirleri

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Orhan Veli Kanık Şiirleri

    AÇSAM RÜZGARA

    Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş.
    Maviliklerde sefer etmek.
    Bir sahilden çözülüp gitmek
    Düşünceler gibi başıboş.

    Açsam rüzgâra yelkenimi,
    Dolaşsam ben de deniz deniz
    Ve bir sabah vakti, kimsesiz
    Bir limanda bulsam kendimi.

    Bir limanda, büyük ve beyaz...
    Mercan adalarda bir liman.
    Beyaz bulutların ardından
    Gelse altın ışıklı bir yaz.

    Doldursa içimi orada
    Baygın kokusu iğdelerin,
    Bilmese tadını kederin
    Bu her âlemden uzak ada.

    Konsa rüya dolu köşkümün
    Çiçekli dalına serçeler.
    Renklerle çözülse geceler,
    Nar bahçelerinde geçse gün.

    Her gün âheste mavnaların
    Görsem açıktan geçişini
    Ve her akşam dizilişini
    Ufukta mermer adaların.

    Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş!
    İller, göller, kıtalar aşmak,
    Ne hoş deniz deniz dolaşmak
    Düşünceler gibi başıboş.

    Versem kendimi bütün bütün
    Bir yelkenli olup engine.
    Kansam bir an güzelliğine
    Kuşlar gibi serseri ömrün.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart AĞacim

    Mahallemizde
    Senden başka ağaç olsaydı
    Seni bu kadar sevmezdim.
    Fakat eğer sen
    Bizimle beraber
    Kaydırak oynamasını bilseydin
    Seni daha çok severdim.

    Güzel ağacım!
    Sen kuruduğun zaman
    Biz de inşallah
    Başka mahalleye taşınmış oluruz.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Ah Neydİ Benİm GenÇlİĞİm!

    Nerde böyle hüzünlenmek o zaman;
    İçip içip ağlamak,
    Uzaklara dalıp şarkı söylemek;
    Hafta sekiz ben eğlentide;
    Bugün saz, yarın sinema,
    Beğenmedin Aile Bahçesi;
    Onu da beğenmedin, parka;
    Sevdiğim dillere destan;
    Sevdiğim,
    Meyil verdiğim;
    Ben dizinin dibinde elpençe divan,
    Samanlık seyran,
    Nerde,
    Nerde,
    Nerde böyle hüzünlenmek o zaman!

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Altin DİŞlİm

    Gel benim canımın içi, gel yanıma;
    İpek çoraplar alayım sana;
    Taksilere bindireyim,
    Çalgılara götüreyim seni.
    Gel,
    Gel benim altın dişlim;
    Sürmelim, ondüle saçlım, yosmam:
    Mantar topuklum, bobstilim, gel.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart AltindaĞ

    Biri bir koca görür rüyasında:
    Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
    Evlenir, şehire taşınırlar.
    Mektuplar gelir adreslerine:
    Şen Yuva Apartımanı, bodrum katı.
    Kutu gibi bir dairede otururlar.
    Ne çamaşıra gidilir artık, ne cam silmeye;
    Bulaşıksa kendi bulaşıkları.

    Çocukları olur, nur topu gibi;
    Elden düşme bir araba satın alınır.
    Kızılay Bahçesi'ne gidilir sabahları;
    Kumda oynasın diye küçük Yılmaz.
    Kibar çocukları gibi.

    Lâğamcının hamam rüyasıdır.
    Rüyaların en güzeli.
    Uzanır yatar göbek taşına;
    Tellâklar gelip dizilir yanıbaşına.
    Biri su döker,
    Biri sabunlar;
    Elinde kese sıra bekler biri.
    Yeni müşteriler girerken içeri,
    Lâğamcı,
    Pamuklar gibi çıkar dışarı.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Anlatamiyorum


    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Asfalt Üzerİne Şİİrler



    I
    Ne kadar güzel şey;
    Yolun üstündeki bina
    Yıkıldığı zaman
    Bilinmeyen bir ufuk görmek.

    II
    Kaldırımın kenarına dizilip
    Bacası olan silindirin
    Yürüyüşünü seyreden
    Çocuklara imreniyorum.

    III
    Onun sesi
    Bir arkadaşıma
    Denizden geçen
    Motorları hatırlatıyor.

    IV
    Kırık taşlara bakıp
    Işıklı bir asfalt düşünmek
    Acaba yalnız
    Şairlere mi mahsus?

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart AŞk Resmİ GeÇİtİ


    Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
    Şimdi galiba bir tüccar karısı.
    Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
    Ama yinede de görmeyi çok isterim,
    Kolay mı? İlk göz ağrısı.

    ............................çıkar
    ............................dururduk mahallede
    ..........................................halde
    ..............adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
    .......................................yangın yerlerinde.

    Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük
    Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
    Gülmekten katılırdı, okudukça.
    Bense, bugünmüş gibi utanırım
    O mektupları hatırladıkça.

    Dördüncüsü azgın bir kadın,
    Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
    Bir gün de önümde soyunuverdi
    Yıllar geçti aradan, unutamadım,
    Kaç defa rüyama girdi.

    Beşinciyi geçip altıncıya geldim
    Onun adı da Nurünnisa.
    Ah güzelim
    Ah esmerim
    Ah
    Canımın içi Nurünnisa.

    Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
    Ama ben pek varamadım tadına,
    Bütün kibar kadınlar gibi,
    Küpe fiyatına, kürk fiyatına.

    Sekizincisi de o bokun soyu:
    Sen elin karısında namus ara,
    Kendinde arandı mı, küplere bin.
    Üstelik kendinde de
    Yalanın düzenin bini bir para.

    Ayten'di dokuzuncunun adı,
    Barlarda göbek atar
    İş başında şunun bunun esiri,
    Ama bardan çıktı mı,
    Kiminle isterse onunla yatar.

    Onuncusu akıllı çıktı
    Bıraktı gitti beni.
    Ama haksız da değildi hani,
    Sevişmek zenginlerin harcıymış
    İşsizlerin harcıymış.

    İki gönül bir olunca
    Samanlık seyranmış ama,
    İki çıplak da - olsa olsa -
    Bir hamama yakışırmış.

    İşine bağlı bir kadındı on birinci.
    Hoş, olmasın da ne yapsın?
    Bir zalimin yanında gündelikçi;
    Adi Luksandra
    Geceleri odama gelir,
    Sabaha kadar kalır.
    Konyak içer, sarhoş olur,
    Sabahı da, işbaşı yapardı şafakla....

    Gelelim sonuncuya.
    Ona bağlandığım kadar
    Hiçbirine bağlanmadım.
    Sade kadın değil, insan.
    Ne kibarlık budalası,
    Ne malda, mülkte gözü var.
    Eşit olsak der,
    Hür olsak der.
    İnsanları sevmesini de bilir,
    Yaşamayı sevdigi kadar.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Ave Maria



    Eski günler geri mi gelecek?
    Rüzgâr tersine esiyor... Niçin?
    Kımıldıyor kozasında böcek
    Bildiği hayata doğmak için.

    Neden içimize doldu vehim?
    Ah ümit... Ümit yollar boyunca.
    Düşünmez miydi akşam olunca
    Hacer'in kollarında İbrahim.

    Ve gemisinde Kleopatra?
    Neden yine kaynaştı havalar?
    Saadet mi getiriyor rüzgâr
    Dolarak erguvan atlaslara?

    Elimize değen kimin eli?
    Kimdir bu muammalarla gelen?
    O mu, helezonlara yükselen,
    Saba ellerinin en güzeli?

    Sesler mi çözülüyor derinde,
    Nedir durup dinlediklerimiz?
    Şarkı mi söylüyor Semiramis
    Babil’in asma bahçelerinde?

    Omzundan örtüler kaydı yere.
    Kim bu, kim alnımızdaki yazı?
    Gözlerinde günahının hazzı
    Gülüyor saz benizli bâkire.

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Baharin İlk Sabahlari



    Tüyden hafif olurum böyle sabahlar;
    Karşı damda bir güneş parçası,
    İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
    Bağıra çağıra düşerim yollara;
    Döner döner durur başım havalarda.

    Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
    Her sabah böyle bahar;
    Ne is güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
    Derim ki: 'Sıkıntılar durdursun!'
    Şairliğimle yetinir,
    Avunurum.

Sayfa 1/3 123 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •